Masadaki risklere bir de Fitch endişesi ekleniyor
Cuma günü Türkiye değerlendirmesini açıklayacak olan Fitch’in kararı, bu hafta yurtiçinde stresi artırabilir. Kredi notunda değişim beklemesek de durağan olan görünümün negatife çekilme ihtimali de yok değil.
PİYASALARIN az da olsa rahatlama fırsatı bulduğu bir haftayı geride bıraktık. Petrol üreticilerinin petrol arzını daha fazla artırmayacaklarına yönelik görüşmeler, petrol fiyatlarında yukarı yönlü tepkiler getirdi. Petrol fiyatlarındaki yükseliş, ABD ve Avrupa başta olmak üzere uzun süredir sert bir satış süreci yaşayan enerji şirketlerinin nefes almasını sağladı.
Bunun yanı sıra son haftalarda endişe yaratan bankacılık sektörüne yönelik Avrupa Merkez Bankası’nm (ECB) adım atacağı beklentisi de Avrupa’da banka hisselerinde yükselişleri destekledi. Her iki gerekçe de piyasada kısa vadeli bir tepki yükselişi için bir argüman oluştursa da, kalıcı bir rahatlama sağlayacak haberler olmaktan çok uzaklar.
PETROL ÜRETİMİNİ SABİTLEMEK
Geçen hafta petrol arzının daha fazla artırılmayacağı beklentisi, petrol fiyatlarında bir yükselişe neden oldu. Ancak mevcut arz düzeyinin petrol fiyatlarında düşüşü tetiklediği ve küresel ekonomide talebin hala aşağı yönlü risklerle karşı karşıya kaldığı da bir gerçek.
Bunun yanında uluslararası piyasaya yeni adım atmış olan İran’ın daha oyuna girmeden kenara çekilmesi, bizce çok olası değil. Bu nedenle diğer ülkeler üretimi ve arzı sabit bıraksa bile Iran kaynaklı bir arz artışı kaçınılmaz görünüyor. Buna bağlı olarak “petrolde dip bulundu” demek bizce çok mümkün değil.
Öte yandan Avrupa Merkez Bankası’nın mart ayında açıklayacağı genişleme programına yönelik beklentiler de doların değer kazanmasını destekleyebilecek bir unsur. Doların değerlenmesi de petrol fiyatlarının yukarı yönlü hareketini frenleyecek bir etken olarak bulunuyor. Bu nedenle petrol fiyatlarında aşağı yönlü baskıların devam ettiğini, son yükselişin de bu trend içinde bir düzeltme olduğunu düşünüyoruz.
ECB’NİN MART TOPLANTISI
Geçen haftalarda Avrupa Merkez Bankası’nın bankacılık krizi ile ilgili ipleri eline alacağına yönelik açıklamasının piyasalarda ciddi bir rahatlama dalgası yaşatabileceğini ifade etmiştik. Bu yönde mesajlar gelmeye devam ediyor. Söz konusu söylemler piyasada kısa vadede rahatlama sağlasa da mart ayındaki ECB toplantısına yönelik beklentilerdeki artış bize kalırsa önümüzdeki ayın en büyük risklerinden biri.
Piyasa tüm sıkıntılarının çözüm adresi olarak burayı işaret ediyor. Bu nedenle ECB’nin alacağı kararların etkisinin sınırlı kalabileceğine yönelik bir algı oluşması durumunda kısa vadede yeni bir kurtarıcı bulana kadar piyasalarda sert bir türbülans yaşanabilir. Bizim görüşümüz ECB’nin şapkadan tavşan çıkarmadığı sürece, bu türbülansı engelleme ihtimali düşük görünüyor. ECB’den son aylarda gelen açıklamalar ve icraatlar tutarlı bir görünüm sergilese de geçmişte ECB’nin çark ettiğini ve “piyasa bizi yanlış anladı” şeklinde yorumlar yaptığını görmüştük.
SURİYE VE TERÖR
Geçen haftalarda Suriye ve iç güvenlikteki risklerdeki artışa özellikle vurgu yapmış, ama zamanlamayı tahmin etmenin mümkün olmadığını vurgulamıştık. Maalesef bu iki konu zaman zaman fiyatlamada sert etkiler oluşturmaya devam edecek gibi görünüyor. Hafta içinde hükümet kanadından Suriye’ye uluslararası toplumun desteği olmadan kara harekatı yapılmayacağı yönünde gelen mesajlar kısmi bir rahatlama sağlamış olsa da, artan terör olayları ve Suriye’de sınırımıza yakın bölgelerde artan hareketlilik yatırımcının algısını da buraya çekiyor.
Bu nedenle kısa vadede risk priminde önemli bir düşüş beklemiyor, Türkiye’nin yurtdışında trend negatife dönüldüğünde betası yüksek bir hisse gibi daha fazla satılacağını, yurtdışındaki pozitif trendlere katılmada ise düşük betalı bir seyir izleyeceğini düşünüyoruz.
FITCH STRESİ ARTIRABİLİR
Cuma günü Türkiye değerlendirmesini açıklayacak olan Fitch’in kararı bu hafta içeride stresi artırabilir. Kredi notunda değişim beklemiyor olsak da durağan olan görünümün negatife çekilme ihtimalinin geçen yıl yapılan toplantılara göre arttığını düşünüyoruz.
Not ve görünüm aynen korunsa da görünüm “negatif’e çekilirse de bunu haklı çıkarabilecek fazlasıyla argüman var. Değerlendirmeyi yapan ekibin bu argümanlardan hangisine bir tık daha fazla önem atfedeceği kararı belirleyecek. Bu nedenle not konusunda bir değişim beklemediğimizi net bir şekilde ifade edebilirken, görünüm konusunda net bir tahmin yapmakta zorlanıyoruz. Kararın açıklanacağı cuma gecesine kadar piyasada stresin artma ihtimali oldukça yüksek.
TCMB’DEN DEĞİŞİKLİK BEKLENMİYOR
Salı günü TCMB Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı gerçekleşecek. Piyasada haftalık repo (politika), marjinal fonlama ve gecelik borçlanma oranlarında değişiklik beklenmiyor.
Beklentiler bu kadar net olsa da kararın alındığı gün ve sonrasında yurtdışı ya da iç gündem kaynaklı bir nedenle risklerde artış yaşanırsa, TCMB’nin faizleri artırmamış olması özellikle TL üzerindeki negatif baskıyı artırabilir. Bu nedenle bu hafta kurlar tarafında aşağı yönlü potansiyelin daha sınırlı olacağını yukarı yönlü tepkilerin hedeflenmesi gereken bir hafta olacağını düşünüyoruz.
BIST-100 endeksi 70 bin-75 bin bandında ısrar ediyor
BIST-100 endeksi son birkaç aydır ana hatlarıyla 70 bin-75 bin bandındaki hareketini devam ettiriyor. Bu hareket içinde özellikle 70 bine yaklaşıldığında ve altında bankacılık hisseleri gibi betası yüksek hisselere ilgi artarken, 75 bine yaklaşılırken betası daha düşük mali tabloları güçlü şirketlere geçiş dikkat çekiyor.
Geçen hafta Avrupa’da bir bankanın yükümlülüklerini yerine getirmediği ortaya çıkmadıkça ya da Suriye krizi bizi daha da içine çekecek bir boyuta ulaşmadığı sürece 70 bin ve altındaki rakamların hisse senedi yatırımcıları için fırsatlar sunduğundan bahsetmiştik. Bu görüşümüzü hala koruyoruz. Buna karşın kısa vadede 75 bin ve üzeri için de önemli bir beklenti olmadığını hatırlatmak istiyoruz.
75 bine yaklaşıldıkça yapılan alımların riski çok daha yüksek olacak.
Bu nedenle geçen hafta kapanışın gerçekleştiği 73 bin ile 75 bin arasında özellikle betası yüksek hisselerde alım yapmayı riskli buluyoruz.
Dolar/TL’de yukarı yönlü riskler devam ediyor
Suriye ve terör olayları TL üzerindeki baskıyı artıran unsurlar olurken Dolar Endeksi’nin de 95 civarında destek bularak kısa ve orta vadeli ortalamaların bulunduğu 97.5- 98.0 aralığına doğru hareketlenmesi, dolar/TL kurunda yukarı yönlü baskıyı artırıyor. Bunun yanı sıra bu hafta gerçekleşecek TCMB Para Politikası Kurulu toplantısının hemen öncesi ya da sonrasında global piyasalarda oluşacak bir negatif trend de TL üzerinde ekstra baskı oluşturabilir. Kurun 2.9350 üzerinde tutunması kısa vadede yukarı yönlü trendi desteklemeye devam edecek. Bu nedenle yukarı yönlü pozisyonların bu seviye üzerinde korunmaya devam edilebileceğini düşünüyoruz.