Merkel’in başarılı kulisleri sonuç verdi!..
Avrupa Birliği üye ülkeleri, AB Komisyonu ve AB Parlamentosu Başkanlığı seçimlerinde sergiledikleri tutumla uzlaşma kültürü konusundaki becerilerini bir kez daha gösterdiler…
AVRUPA Birliği’nde nihayet iki seçim sonuçlandı. Önce AB Komisyonu Başkanlığı için farklı adaylar vardı. Bu yarışta İrlanda Başbakanı Enda Kenny ve IMF Başkanı Christine Lagarde isimleri öne çıkmıştı. Ancak yine de en güçlü aday Lüksemburglu Juncker’di. Bunun üzerine Juncker’in geçmişteki bazı bağlantıları araştırılmaya başlandı. İngiltere Başbakanı David Cameron’un yoğun muhalefeti vardı ancak Alman Federal Şansölyesi Bayan Merkel Juncker için ısrarlıydı ve kulis yapıyordu.
Kulis başarıya ulaştı ve 26-27 Haziran 2014’te Brüksel’de bir araya gelen AB üyesi devlet ve hükümet başkanları, Lüksemburg eski Başbakanı, Avrupa Halk Partili Jean-Claude Juncker’in Avrupa Komisyonu Başkanlığı seçimlerinde AB Konseyi’nin adayı olması konusunda uzlaştılar. Juncker, Avrupa siyaset sahnesinin önemli ve tecrübeli isimlerinden biri. Kurucu altı ülkeden biri olan Lüksemburg’un eski Başbakanı olmasının ve bu görevini 18 yıl sürdürmesinin yanında 2008 yılında Avrupa kıtasını vuran küresel kriz sırasında Eurogroup olarak bilinen Euro Bölgesi Maliye Bakanları Grubunun da başkanlığım yapmıştı.
ARTIK MÜCADELE MÜZAKERE MASASINDA
Şimdi İngiltere ve Macaristan dışında, 28 üyeli AB’de diğer üye ülke liderlerinin oylarıyla alınan karar sonrasında, Juncker’in Komisyon Başkanı seçilebilmesi için 16 Temmuz’da Avrupa Parlamentosu’nun onayına ihtiyacı var.
Bunun için Avrupa Parlamentosu’nun (AP) üyelerinin yarısından bir fazlasının oyunu alması yeterli. Bu da Juncker’in 751 AP üyesinden 376’sınm oyuna ihtiyaç duyduğu anlamına geliyor. Seçildiği takdirde Juncker, Avrupa Komisyonu’nun 13’üneü başkanı olacak ve bu görevi beş yıl sürdürecek.
AB üye ülke devlet ve hükümet başkanları, Avrupa Komisyonu Başkanlığı için adayı belirlemeden bir gün önce 26 Haziran 2014 tarihinde Birinci Dünya Savaşı’nın 100. yılını anma etkinlikleri kapsamında Belçika’nın Batı Flanders bölgesindeki, Ypres kentinde bir araya geldi.
Birinci Dünya Savaşı sırasında en kanlı çatışmaların yaşandığı, Almanların gaz kullanarak tarihteki ilk kimyasal saldırıyı gerçekleştirdiği Ypres’te, Birinci Dünya Savaşı’nın 100. yıldönümünde Almanlar ve İngilizler yine karşı karşıya geldi.
Bu kez Komisyon Başkanlığına ilişkin AB’li liderler arasında süren müzakereler ise, günümüzün modern Avrupa’sında mücadelenin savaş meydanında değil, müzakere masasında olduğunun ve en nihayetinde müzakere ve uzlaşma kültürünün galip geldiğini gösterdi. 100 yıl önce aralarında büyük savaşlar yaşayan taraflar, bugün aynı masa etrafında Avrupa’nın geleceğine dair adımları birlikte atabiliyorlar. Avrupa Komisyonu Başkanlığı için, ekonomik kriz konusunda Avrupa’nın en tecrübeli isimlerinden birinin aday olarak belirlenmesini olumlu bir adım olarak gördüğünü belirten İKV Başkanı Ömer Vardan şu değerlendirmeyi yaptı: “Avrupa Komisyonu Başkanlığı hiç şüphesiz ekonomiden dış politikaya, hak ve özgürlüklerden AB ortak politikalarma kadar birçok alanda siyasi liderlik isteyen bir pozisyon. 2008’de başlayan küresel krizden sonra su üstüne çıkma çabaları gösteren Avrupa için tecrübeli bir isimle yeni bir başlangıç, hakikaten önem taşıyor. Dolayısıyla bu çerçevede Avrupa Komisyonu Başkam’mn AB genişleme sürecine ilişkin tutumu, aday ülke Türkiye olarak bizler için oldukça önemli.”
AVRUPA PARLAMENTOSU BAŞKANI DA SEÇİLDİ
Bu arada 1 Temmuz günü, Alman Sosyal Demokrat Martin Schulz, yeni oluşturulan Avrupa Parlamentosu’nun ilk genel kurulunda yapılan oylamada yeniden Avrupa Parlamentosu Başkanı seçildi. Alman siyasetçi iki buçuk yıl daha görevine devam edecek.
Oylamanın ardından Avrupa milletvekillerine seslenen Schulz, “Parlamento, Avrupa demokrasisinin kalbinde yer alıyor. Demokrasi sadece belli kurallar üzerine inşa edilebilir. Karşılıklı saygı ve insan onuru… Kim ki bu prensipleri yeniden tartışmaya açmaya çalışırsa karşısında beni bulur!..” dedi.
58 yaşındaki Schulz kullanılan 612 oyun 409’unu aldı. Gizli yapılan oylamada Schulz mutlak çoğunluğa birinci turda ulaştı. Merkez sağ ve merkez sol Schulz’un Avrupa Parlamentosu başkanlığına yeniden getirilmesi için anlaşmıştı.
Schulz’un ardından en yüksek oyu alan Avrupa Muhafazakarlar ve Reformcular Grubu’ndan İngiliz Sajjad Karim idi. Radikal Sol’dan aday gösterilen Pablo Iglesias durumu değerlendirerek, “Durumda değişiklik yaşanmazsa Schulz ile işbirliği yapmak kolay olmayacak. Biz elimizi uzatacağız ancak bunun karşılığında kemer sıkma önlemlerine son vermeli” dedi.