Meyve Sebze İhracatında Rekor
TÜRKİYE meyve ve sebze üretiminde dünyanın en şanslı ül kelerinden biri. Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı üretim rakamlarına göre, ülkemizde 31 milyon ton sebze, 22 milyon ton meyve üretimi gerçekleşiyor. Türkiye bu rakamlarla sebze üretiminde dünyanın dördüncü, meyvede ise beşinci sırada. Covid-19 salgınıyla mücadele-döneminde sağlık çalışanlarının özverisini ayakta alkışladık. Ancak unutulmaması gereken bir kahramanlar ordusu daha olduğunu hatırlatmakta fayda var.
O da tarım kesimi. Bu dönemde üretime kesintisiz devam ederek sebze ve meyve arzmda sıkıntı yaşatmadılar. Sadece bizi değil bütün dünyaya tedarik sağladılar. Biz de pandemi döneminde meyve ve sebze ihracatının ne durumda olduğunu, ihracat kanallarında sıkıntı yaşanıp yaşanmadığını araştırdık.
“TARIMIN ÖNEMİ ARTTI”
2019’da 2.7 milyon tonu taze meyve 1.3 milyon tonu taze sebze olmak üzere toplam 4 milyon tonluk taze meyve sebze ihracatı gerçekleştirildi. Değer olarak ise, 1.6 milyar dolarlık meyve, 650 milyon dolarlık sebze ihracatı oldu En fazla meyve sebze ihracatı gerçekleştirdiğimiz ülkeler Rusya, Almanya, Irak, Ukrayna ve Romanya olarak öne çıkıyor. Ege Yaş Meyve ve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, pandemi döneminde ihracat sevkiyat-larmda ciddi bir aksaklık olmadığını, ihracat performansının da iyi noktada olduğunu vurguluyor. Uçak şu bilgiyi veriyor: “İlk etapta sınır kapılarında biraz beklemeler yaşandı ancak Ticaret Bakanlığımızın hızlı ve etkili bir şekilde müdahil olmasıyla sorun kısa sürede çözüldü ve ihracatımız sorunsuz bir şekilde devam etti. 2020’nin ilk beş ayma bakıldığında yaş meyve sebze ihracatında miktar bazında yüzde 10 artış ile 1.5 milyon tonluk, değer bazında ise yüzde 20 artışla 915 milyon dolarlık ihracata ulaşmamız da sorun yaşanmadığının, gelen taleplerin yükseldiğinin bir göstergesi olduğunu söyleyebilirim. Ege ihracatçı Birlikleri taze meyve sebzede bu yılın ilk beş aylık döneminde miktarda de değerde yüzde 50’lik bir artış yakaladı.”
Uçak, 2020’nin yaş meyve ve sebze sektörü için bol bir yıl olacağını söylüyor. Uçak, “Şeftali, nektarin, kirazın hasadı devam ediyor; rekolte ve kalite açısından iyi bir sezon geçiriliyor. Mandalina, limon gibi narenciye ürünlerinde de ilk çiçeklenme dönemi iyi geçiyor. h Havalar olumlu seyrederse narenciye sezonu da iyi geçer” diyor.
UZAKDOĞU ÖNE ÇIKIYOR
2020’nin ilk beş aylık döneminde domates, mandalina, limon ve nar öne çıkıyor. Bu dönemde, domateste 183 milyon, mandalinada 125 milyon, limonda 90 milyon, narda 55 milyon dolarlık ihracat gerçekleşti. Limon dışında bu ürünlerin hepsinde geçen yılın aynı dönemine göre önemli oranda artış yaşandı. Çilekte ihracat sezonu bitmek üzere. Nisan ve mayısta 20 milyon doların üzerinde ihracat gerçekleşti. Kiraz, kayısı ve şeftali sezonu yeni başladı. Sonrasında vişne, üzüm, taze incir gibi ihracat ürünlerinin sezonu başlayacak.
Meyve sebze ihracatında Rusya, Almanya, Irak ön plana çıkıyor. Ana ihracat pazarı Avrupa Birliği ve Bağımsız Devletler Topluluğu ülkeleri. Ancak birim fiyatı yüksek kiraz, incir, kayısı gibi ürünlerde Uzakdoğu ve Güney Doğu Asya pazarları da öne çıkmaya başladı. Sektör son iki yıldır Çin pazarı için yoğun çalışmalar yapıyor. Çin’e yaş meyve ihracatı izinleri çıktı ve mal sevkiyatı başladı. Ayrıca Vietnam, Hong Kong, Singapur, Japonya gibi diğer Uzakdoğu ülkeleri önümüzdeki pallarda önemli pazarlar haline gelecek. Afrika da yaş meyve sebze sektörü için önemli bir pazar olmaya başladı.
Uludağ Yaş Meyve ve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Prof. Dr. Senih Yazgan yaptığı açıklamada ihracat kanallarında çok hızlı aksiyonlar alarak pan-demi dönemini sıkıntısız atlattıklarını belirtiyor. Yazgan, pandemi döneminin başlangıcında belirsizlikler nedeniyle çekinceleri olduğunu ancak bunların kısa sürede kalktığını belirtiyor ve şu değerlendirmeyi yapıyor: “Çekincelerimiz gümrük kapılarındaki bekleme süreleri ve hızların yavaşlamasına bağlı ihracatta azalış olacağı yönündeydi. Tır şoförlerinin gidiş dönüşlerinde karantina dönemi nasıl işleyecek bilmiyorduk. Sonuçta inanılmaz hızlı bir aksiyon planı gelişti. Özellikle kiraz ihracatında üçüncü haftanın sonuna geliyoruz. Tırların geçiş hızlarında herhangi bir sorun yaşamıyoruz. Çok hızlı gidip dönebiliyorlar. İkinci çekincemiz, tüketicilerin marketlere gidişteki sıklığın ne olacağıydı. Ama durum tam tersi gelişti. İnsanlar yaş meyve sebzede inanılmaz bir talep oluşturdu.”
“ÜRETİMİ ÇEŞITLENDIRMELIYIZ”
Yaş meyve ve sebze açısından bu yıl şanslı bir yıl olduğunu belirten Yazgan, ürünlerde bolluk yaşandığını bilgisini de veriyor. Yazgan, “Avrupa’da don zararı yaşandı. Gerçi Türkiye’de de benzer bir don yaşandı ama bugün belli ürünlerde bolluk var. Kirazda bu bolluğu görüyoruz. Narenciyede bazı bölgelerde aşırı sıcaklık nedeniyle dökülmeler oldu. Ama ürün bol olduğundan dökülmelerin kalite ve kalibreyi artıracağı beklentisi var” diyor. Pandemi döneminde ihracatını artıran nadir sektörlerden biri olduklarını vurgulayan Yazgan, ürün çeşitlemesi konusunda uyanlarda bulunuyor: “Türkiye’nin ürettiği birçok ürünün ihracat şansı var. Ancak ürün çeşitleme ve değişimi konusunda hızlı ve istekli değiliz. Mesela kirazda dünya lideriyiz. Napolyon kirazı en gözde çeşidimiz. Ancak insanların tüketim alışkanlıklarına bağlı olarak ya da marketlerde ürün kalitesi dayanma süresiyle karşılaştırdığında yeni çeşitler ilgi görebilir. Alternatif ülkeler olan Yunanistan, İspanya, İtalya’da yeni çeşitler çıktığında Avrupa marketlerinde liderliğimizi kaybedebiliriz. Bu duruma üreticilerimize yavaş yavaş çeşitlerinizi biraz değiştirin dediğimizde ‘Anamdan babamdan kalan ağacı mı sökeyim” direnciyle karşılaşıyoruz. Bundan vazgeçmeliyiz.”
Tarım Bakanlığı’na özellikle yeni kurulacak plantasyon tesislerindeki teşvikleri ağaca değil, marketlerin ya da pazarın istekleri doğrultusundaki ürünlere vermelerini söylediklerini belirten Yazgan, bunların gelecekte ihracat için çok önemli parametre olacağını dile getirdiklerini vurguluyor. Yazgan şöyle devam ediyor: “Bir de Bursa Siyah İnciri gibi sadece Türkiye’de yetişen alternatifsiz ürünler var. Bunları kaybetme tehlikesi yaşıyoruz. Çünkü ürünün kalitesi pazardaki bilinirliği arttıkça diğer ülkeler de yavaş yavaş kendi ekolojilerine uygun bölgelerde üretime başladılar. Bu ürünleri korumamız, pazarımızı kaptırmamamız gerekiyor. Coğrafi işaret bazen yetmeyebiliyor. Lisans haklarını satın alabileceğimiz her tür uygulamayı yapmalıyız. Narenciyede özellikle Uzakdoğu pazarında büyük şans var.”
“PAZARIN TALEBİNE DİKKAT”
Akdeniz Yaş Meyve ve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Nejdat Sin de yaptığı değerlendirmede, hangi meyve ve sebzelerin öne çıkacağını açıkladı. Sin şu tavsiyelerde bulunuyor: “Turunçgillerde erkenden geçe kadar tüm türlerde iyi durumdayız.
Ancak geç olgunlaşan limona ihtiyaç var. Çekirdeksiz ürünler ön plana çıkıyor. Sert çekirdekli olarak bilinen kiraz, kavsi, nektarin, şeftali erkenci dönem ve geç dönem olgunlaşanlarda ciddi bir talep söz konusu. İncirin her dönemi çok önemli; kiraz, kestane ve fındık gibi stratejik ürünlerden.
Nar depolanması ile katma değerini arttıran özel bir ürün. Ayva ve üzüm de yine erken dönemde başlayarak geç dönemde talep gören ürünlerden.”
İhracat şansı yüksek meyve ve sebzeler
Türkiye’de ihracata uygun birçok ürün yetiştiriliyor. Kiraz, üzüm, incir, çilek, şeftali, narenciye, nar gibi ürünlerin yanında son dönemlerde ejder meyvesi, mango, avokado gibi ürünler de yetiştirilmeye başladı. İhracat pazarlarında bu ürünlerin cins çeşitliliği büyük önem arz ediyor. Örneğin, kirazda yaklaşık 6-7 haftalık bir ihracat sezonu bulunuyor. Üreticilere erkenci ve geççi çeşitlere de yönelmeleri konusunda tavsiyede bulunuluyor. Böylece sezonu 12 haftaya çıkarmak mümkün. Böyle olursa ihracat artı değer kazanacak. Sebze tarafında ise domates en önemli ihracat ürünü olarak öne çıkıyor. Biber, patlıcan, hıyar, patates, soğan, kabak da ihracatı yapılan sebzeler arasında ilk sıralarda.
Melisa TOKGÖZ MUTLU / İstanbul Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı
“Kesintisiz üretim yaptık”
Salgının kendini gösterdiği yılın ilk beş ayında, bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 20 oranında artışla, 915 milyon dolarlık yaş meyve sebze ihracatı gerçekleştirildi. Yine son üç ayda ise Türkiye, bir önceki yılın aynı dönemine göre, yüzde 14 artışla 456 milyon dolar tutarında yaş meyve sebze ihracatı yaptı. Salgın sürecinde tarlalar, fabrikalar, çiftçiler durmadı. Tek çıkışımız var, tarım. Algı ve tanıtımı daha iyi yaparak ürünlerimizin daha değerli satılmasını sağlamalıyız. Bu süreçte İtalya, İspanya, Portekiz gibi rakip ülkeler ekim, hasat yapamazken, Türkiye’nin üretimine ara vermeden devam etmesi yurtdışı pazarlarda bize avantaj sağladı.
İDRİZ ÇOKAL