Para politikası ve enflasyon
TÜRKİYE Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB), para politikası konusunda zor karar vereceği yol ayrımına geldi. Bir yandan kurdaki yükselişin fiyatlar üzerinde azalan etkisine rağmen Temmuz ayı enflasyonunda kendini gösteren tüm sektörlere yayılmış fiyat artışları yaşanırken, diğer yandan üretim ile ilgili gelen veriler ekonominin yılın ilk çeyreğindeki güçlü performansından sonra, ikinci çeyrekle birlikte yavaşladığını ve bu yavaşlamanın yılın üçüncü çeyreğinde devam-ettiğini gösteriyor. Nitekim Temmuz ayında tüketici fiyatlarının yıllık artış hızı Haziran ayında yüzde 9.2’den yüzde 9.3’e yükselerek yaşanan yavaşlamayı tersine çevirmekle kalmadı, “dokuz farklı çekirdek enflasyon göstergesinin” hepsinde de yıllık fiyat artış hızı arttı. PMI Satın Alma Yöneticileri anketi Haziran ve Temmuz aylarmda üretimde gerilemeye işaret eden kritik 50 seviyesinin altında sırasıyla, 48.5 ve 48.8 seviyelerinde gerçekleşti. Dış ticaret tarafında ise Irak’a yapılan ihracatta ülke içi karışıklıklar nedeniyle önemli miktarda gerilemeler yaşanıyor.
TCMB Para Politikası Kurulu, Mayıs, Haziran ve Temmuz aylarında yaptığı toplantılarda sırasıyla 50, 75 ve 50 baz puanlık faiz indirimlerine giderek haftalık fonlama faizini 175 baz puan indirmişti. Bu faiz indirimlerinde, global merkez bankalarının düşük faiz politikalarının devamı beklentisi kadar (hatta Avrupa Merkez Bankası’ndan genişleyici yönde hareket edeceği beklentisi) enflasyondaki kur geçişkenliğinin fiyatlar üzerindeki etkisinin azalmasının ve yavaşlayan büyüme dinamiklerinin etkili olduğunu düşünüyoruz. Fakat ekonomik birimlerin fiyatlama davranışları ile ilgili yukarıda bahsedilen gelişmeler beklentilerden farklı oldu. Bu durumda TCMB’nin faiz politikasının büyük ölçüde bu fiyatlama dinamiklerinden etkilenmesi beklenmeli. Bu şartlar altında Merkez Bankasının faiz indirim politikasının devamı yurt dışı finansman koşullarının iyi gitmesi ve ülkeye yüksek miktarda döviz girmesiyle mümkün gözüküyor.
Emeklilik yatırım fonları
Yılbaşından buyana en fazla getiri sağlayan fonlar, hisse senedine yatırım yapanlar oldu. Bu kapsamda hisse senedi ve endeks fonlarının getirisi sırasıyla yüzde 14.01 ve yüzde 14.33 oldu. En fazla tercih edilen fon türü olan kamu iç borçlanma araçları fonları ise aynı dönemde yatırımcılarına yüzde 7.20 getiri sağladı. Getiri de hisse senedi fonları olsa da yatırımcıların tercihleri büyüme fonundan yana oldu. Yılbaşından bu yana altın fonları yaklaşık olarak yüzde 141 büyüdü.