Petrol fiyatlarındaki düşüşten etkilenen ülkeler
Bu yıl “kırılgan beşli” tamlamasının rafa kalkacağını, yerine “petrol fiyatlarındaki düşüşten etkilenen ülkeler”ya da “borç çevirmede zorlanacak ülkeler” gibi bir listenin ortaya çıkabileceğini düşünüyoruz…
BİR süre önce Gedik Yatırım’a Yatırım Danışmanlığı ve Araştırma Birimi Müdürü olarak geçiş yaptım. Gedik Yatırım’daki ilk önemli işlerimizden biri hazırlığı başlamış olan “2015 Yılı Strateji Raporu”nu tamamlamak ve sunmak oldu. Bu raporumuzu global pencereden başlayarak yerelde beklentilerimizi açıklayarak sonlandırdık.
Ana başlıklarına değinecek olursak; global ekonomi için en büyük riskin ve sorunun ne olduğunu tanımladıktan sonra, içeride beklenti doğurabilecek gelişmeleri, para politikası öngörülerimizi, makro verilerdeki ve piyasadaki beklentilerimizi paylaştık. Sunumu ana hatları ile özetleyecek olursak; 2015’te piyasaların gözünün kulağının yine merkez bankalarında olacağı, en büyük sorunun düşük büyüme hızlarının devamı, en büyük riskin ise başta AB’deki olmak üzere gelişmiş ekonomilerin yüksek borçları olduğunu düşünüyoruz. Bunun yanı sıra içeride makro verilerde beklenen iyileşmeler, TCMB’nin para politikasındaki tercihleri ve seçimlerin yılın ilk yarısında Türkiye için pozitif bir hava oluşturması bekleniyor. Ancak yılın ikinci yarısında FED faiz artış sürecinin etkileri hepimiz için deneysel bir tecrübe olacak.
2015 yılında “kırılgan beşli” tamlamasının rafa kalkacağı, yerine “petrol fiyatlarındaki düşüşten etkilenen ülkeler” ya da “borç çevirmede zorlanacak ülkeler” gibi bir listenin ortaya çıkabileceğini düşünüyoruz.
İçeriğe Ait Başlıklar
KIRILGAN BEŞLİ NEREDEN ÇIKTI?
2013 yılında bazı yatırım kuruluşları tarafından kullanılmaya başlanan ve dünya genelinde kabul gören önemli tanımlamalardan biriydi “kırılgan beşli”. Bu grupta Hindistan, Brezilya, Endonezya, Türkiye ve Güney Afrika yer alıyordu.
Bu ülkelerin kırılganlık listesine alınmasındaki ortak noktalar ise, yüksek cari açık, potansiyelin altında büyüme hızları, bunlara bağlı olarak artan borçlar ve seçim dönemine girilecek olması nedeniyle politikalarda belirsizlik oluşacağı algısıydı. Tüm bunların doğurduğu sonuç da borç ödeme kapasitelerinin düşeceği idi. Verilerin oluşturduğu riskin yanında bu tanımlamanın da getirdiği baskı söz konusu ülkelerin zor bir dönem geçirmesine neden oldu. Ancak son dönemde senaryolar değişmeye başladı.
Bu ülkeler için sayılan kırılganlık unsurları önemli olmakla birlikte yeni dönemde “düşen petrol fiyatlarının” ya da artan faiz döneminde “yüksek kamu borcu olan ülkelerin” dahil edildiği yeni kırılganlık listeleri yayınlanabilir. Elbette bu listelerin içinde kırılgan beşlide bulunan ülkelerden de eklemeler olabilir. Ancak Türkiye ve Hindistan’ın düşen petrol fiyatları sonrası yeni kırılgan ülkeler listelerine eklenme ihtimali mevcut konjonktürde azaldı. Hatta geçmiş dönemdeki baskılar nedeniyle bu iki ülkenin piyasalarının az da olsa pozitif ayrışma ihtimali doğdu.
TÜRKİYE OLUMLU AYRIŞACAK MI?
Sonda söyleyeceğimizi baştan söyleyelim. Türkiye makro verilerindeki düzelmeye karşın “kırılgan beşli”den ayrışamayacak. Bu söylediğimiz yukarıdaki söylediklerimizle tezat değil. Öncelikle bunu iyi izah etmek gerektiğini düşünüyoruz.
Aşağıda grafiklerle bu süreci anlattığımızda da Türkiye’nin makro verilerindeki iyileşmenin Türkiye’yi bu listenin dışına çıkarmadığım göreceğiz. Bizim iddiamız, kırılganlık kriterlerinin değişeceği ve buna göre yeni kırılganlık listelerinin oluşacağı… Daha kolay ifade etmek açısından bir benzetme yapacak olursak, mevsimin değişmesiyle birlikte karlı havalarda risk oluşturacak araçların yerini, yağmurlu havalarda risk oluşturacak araçlar alacak. Her iki listede de yer alan ülkeler elbette olacak. Ancak Türkiye’nin bu yıl bu tür negatif tanımlamalı listelerde adının anılmayacağını düşünüyoruz.
CARİ AÇIKTAKİ İYİLEŞME
Aşağıdaki grafikte ülkelerin cari işlemler açığının, GSYH’ya oranları görülüyor. 2014 ve sonrasındaki değerler IMF’nin tahminlerini içeriyor. Bu tahminler petroldeki son düşüşleri yansıtmadığı için gerçekleşmelerde bir miktar farklılıklar olabilir.
Türkiye için ilk 11 aylık veri 2014 için yüzde 5 civarında bir oram işaret ediyor. 2015’te de petrolün düşük seyriyle bu oran 4.5’e kadar gerileyebilir. Ancak bu tahminler dahi Türkiye’yi bu listenin üst sıralarına ya.da listenin dışına atamıyor.
Bununla birlikte Türkiye’de cari açıktaki iyileşmenin düşen petrol fiyatlarına ve büyümeden verilen tavize bağlı olması da ilerleyen yıllarda bu sorunun tekrar hatırlanma ihtimalini artırıyor.
ENFLASYONDAKİ SEYİR
TCMB’nin sıkı para duruşu, petrol fiyatlarındaki şok düşüşle birleşince enflasyon oranlarındaki düşüş de tahminleri aştı. 2014’ü yüzde 8’in hemen üzerinde bir artışla kapatan tüketici fiyatları, 2015 yılın ilk aylarındaki baz etkisi nedeniyle yüzde 5 civarına kadar gerileyebilir.
Mevcut konjonktürün devamında ise yıl sonunda yüzde 6.5-7 aralığında bir rakam yakalanabilir. Aşağıdaki tabloda bahsettiğimiz bu ülkelerin 2014’e kadar olan enflasyon rakamları ve sonrası için de IMF tahminleri bulunuyor. Görüldüğü üzere mevcut tahminler Türkiye’yi bu listenin dışına çıkaramıyor.
BENZER DURUMLAR
Cari açık ve enflasyondakine benzer veriler büyük oranda diğer veriler için de geçerli. Ancak başta da ifade etmeye çalıştığımız gibi rüzgarın yönü, dolayısıyla da rüzgarın etkileyeceği ağaçlar (ülkeler) değişti.
Bu ülkeleri kuzeyden esen rüzgarların zarar vereceği ağaçlar olarak nitelersek, rüzgarın kuzeyden esme ihtimali azaldı. Yeni dönemde sorun artık rüzgarın güneyden esmesi. Bu nedenle artık güneydeki ağaçlardan hangilerinin köklerinin daha zayıf olduğunu tartışacağız. Bu nedenle bir süre kuzeyde kökü zayıf olan ağaçlar rahat nefes alabilir ve rüzgarın kuzeyden esma ihtimaline karşı kendilerini kuvvetlendirebilir.
YENİ DÖNEM
2015 yılı için karşımızda iki ana veri var. Bunlardan ilki düşen petrol fiyatları, İkincisi ise FED’in faiz artış süreci. Petrol fiyatlarının etkileri kısmen tahmin edilebiliyor.
Ancak FED’in faiz artış süreci tam bir deneysel çalışma olacak. Bu sürecin diğer ülkelerdeki faizleri nasıl etkileyeceğini, sermaye akımlarım nasıl şekillendireceğini ve buna bağlı olarak piyasa reaksiyonlarının nasıl olacağını tahmin etmek zor.
Petrol fiyatlarındaki düşüşün, ülkelerin büyüme, bütçe açığı ve rezervlerdeki etkisinin ölçüldüğü bir sınıflandırmayı ve/veya artacak faiz oranlarının yüksek borçlu ülkelerdeki faiz yükünün etkisini ölçen bir sıralamayı yakın bir zamanda görebiliriz. Bu tür yeni listelerin ortaya çıkması, yani rüzgarın yön değiştirmesiyle sorunların öncelik sırasının değişmesi, eski kırılganlık konularını unutturabilir. Bu süreçte rüzgarın lehine estiği Türkiye ve Hindistan dahil oldukları gruplar içinde pozitif ayrışabilir.