Piyasada temkinli iyimserlik sürecek
Gelişen piyasalara gelen para akımından en çok nasiplenen borsalar arasında olan Borsa İstanbul, 83.000 seviyelerini test etti. Uzmanlar, olumlu havanın ikinci çeyrekte de devam etmesini bekliyor. Ancak gelinen seviyeler nedeniyle düzeltmeler alım fırsatı olarak görülüyor. Yani temkinli bir iyimserlik söz konusu. Sonrasmda ise FED’in politikaları piyasalar üzerinde etkili olacak.
2015 yılı Türk finans piyasaları açısından oldukça negatif geçti. TL varlıklar değer kaybederken, döviz kurlarında önemli yükselişler yaşandı. Dolayısıyla TL varlıkları, döviz cinsinden ekstra ucuzladı. 2016 yılında ise bu durumun düzeltmesi yaşanıyor. Aşırı ucuzlayan fiyaüar tekrar değerlendiriliyor. Global likidite koşulları riskli varlıklan desteklerken, makro anlamda olumlu veriler yabancı yatırımcıların Türkiye ilgisini tazeliyor.
2015 yılında yaşanan iki genel seçimin 20l6’da yaşanmayacak olması, Suriye sorununun uluslararası bir mutabakat gerektiren biçimde çözüme ulaştırılması girişimleri, Rusya ile zirveye ulaşan gerilimin düşme eğilimi, Türkiye’ye ilgiyi artırıyor. Yabancı yatırımcının takastaki payı bu ilgi ile birlikte yıl içinde yüzde 1,32 arttı ve yüzde 63,67’ye yükseldi.
Tabii burada ana faktörün, FED’in görece gevşek para politikasına 20l6’da da devam edeceği inancı olduğunun altını çizmek gerekiyor. Ancak her ne kadar tüm gelişen piyasalar olumlu etkilense de Türkiye özelinde iyimserliğin dozu artıyor. Bunun nedenlerine bakıldığında gerileyen enerji fiyaüan, önemli bir unsur olarak ortaya çıkıyor. Gelişen ülkelerin bir kısmı ise düşen enerji fiyatla-nndan negatif etkileniyor. Sonuçta yılın ilk üç ayma bakıldığında, 2015’teki olumsuz havanın dağılma eğiliminde olduğu görülüyor.
OLUMLU TREND SÜRER
Peki bundan sonra ne olacak? Bahar havası devam eder mi? Yabancı alımlan sürer mi? Bu soruların yanıtlarını aradık. Genel olarak yurtdışı gelişmelere bağlı olarak düzeltmeler olsa bile olumlu trendin bahar aylarında devam edeceği beklentisi yüksek. Ancak endekste getiri potansiyeli azaldığı için bir miktar düzeltme olduktan sonra alım denenebilir. Yükselişe banka hisseleri de destek verebilir.
Azimut Türkiye Genel Müdürü Murat Salar, son iki aylık dönemde uzun yıllardır görmediğimiz büyüklükte ve kısa zamana sıkıştırılmış yabancı ilgisinin Türk menkul kıymetlerine yansıdığını söylüyor. Salar, “TCMB tarafından yayımlanan verilere göre, 1,5 aylık periyotta 3 milyar doların üzerinde DİBS ve hisse senedi, uluslararası yatırımcılar tarafından Türkiye’de satın alındı. Bu ilginin devam edeceğini düşünüyoruz” diyor. Türk varlıklarının son dönemdeki görece olumlu performansa rağmen halen ciddi potansiyel taşıdığını anlatan Salar, bu trendin kısa vadede terse dönmesini beklemiyor. Salar, TL cinsi varlıklar için olumlu görüşünü koruyor.
HAVA DEĞİŞİR Mİ?
Global likidite koşullarının kısa vadede olumlu seyrini kesintiye uğratacak herhangi bir gelişme görünmüyor. Uzmanların ortak görüşü, FED’in faiz artırımlarında acele etmeyeceği yönünde. Yıla başlarken dört kez faiz artırımı beklentisi varken, son durumda kasım ayında bir faiz artırımı olabileceği yönünde görüşler öne çıkıyor. Avrupa Merkez Bankası’nın da genişletici politikalan ihtiyaç duydukça yenileyeceği, zaten geçen hafta içinde bir kez daha ifade edildi. Uzakdoğu’da Çin ve Japonya da piyasalan desteklemeye devam ediyor. Hal böyle olunca da uluslararası yatırımcılar, likiditenin verdiği özgüvenle daha riskli varlıklarda pozisyon almayı tercih edebiliyor.
FED ETKİSİ
Mart ayında Türkiye gibi gelişmekte olan ülke piyasalarına yabancı fon girişinin devam ettiğini belirten Ata Portföy Genel Müdürü Mehmet Gerz, “Bunun temel nedeni FED’in faiz artışını ertelemesi ve ECB’nin parasal genişlemeye devam etmesi. Her iki merkez bankası da Çin kaynaklı küresel yavaşlamayı ciddiye aldılar ve büyümeyi destekleyici moda geçtiler” diyor. Türkiye’ye yönelik pozitif gelişmelerle birlikte piyasalarda kısa vadeli bir iyileşme başladığını söyleyen Gerz, dolar kurunun 2,80’lere indiğini, 10 yıllık devlet tahvil faizinin yüzde 10’un altına gerilediğini, BlST-lOO’ün de 83.000’i test ettiğini anlatıyor. Bu pozitif momentumun ne kadar süreceğini tahmin etmek için öncelikle FED’in takvimine iyi bakmak gerektiğini kaydeden Mehmet Gerz, “Chicago’da işlem gören opsiyonlarm ima ettiği beklentilere göre, FED’den ilk faiz artışı 2 Kasım’da bekleniyor” diyor. Mehmet Gerz, bu durumda piyasalann yılın ikinci çeyreği olan bahar dönemini, FED endişesi yaşamadan pozitif bir havada geçireceği kanaatinde. İçeride olumlu havanın zaman zaman dinlenerek de olsa trend biçiminde devam edeceğini söyleyen Murat Salar ise bu durumu kesintiye ve/veya sarsıntıya uğratabilecek gelişmenin, içeride terör olayla-nnda yaşanabilecek artış ve tekrarlanmalar olacağını anlatıyor. Salar, “Üzerinde bulunduğumuz coğrafyada artabilecek jeopolitik riskler ise diğer bir zorluk olarak karşımıza çıkıyor” diyor.
DÜZELTME OLABİLİR
îş Potföy Yönetimi Genel Müdürü Tevfık Eraslan, yabancı yatırımcının son 1,5 ayda ciddi bir ilgisinin olduğunu kaydediyor. Ancak son günlerde bu hızda bir yavaşlama eğilimi olduğunu da ifade eden Eraslan, “Piyasalarda fiyatlamalar belli seviyelere geldi. Bundan sonra alımın hızı yurtdışından gelecek haberlere bağlı” diyor.
Gedik Yatırım Genel Müdürü Metin Ayışık ise yaşanan hızlı alımla-rın ardından bir kâr satışı hareketinin görülebileceği yönünde değerlendirme yapıyor. Ancak piyasada atmosferin iyi olduğunu söyleyen Ayışık, olası bir düzeltme sonrası piyasalarda olumlu havanın devam edeceği kanaatinde.
GCM Forex Genel Müdürü Alper Nergiz ise “Türkiye’ye para girişine bakıldığında bu normal bir durum. Çünkü iskonto yüksekti. Piyasalarda da gelişen ülkelere doğru bir eğilim vardı. Bundan Türkiye piyasası da nasibini aldı” diyor. Nergiz, fıyatlan-ması mümkün olmayan jeopolitik riskler bir kenarda tutulduğunda, Türkiye’nin parasal genişlemeden, genç nüfusu, büyüme eğilimi gibi olumlu faktörleri sayesinde faydalanacağını söylüyor.