Ekonomi - Borsa - Hisse Senedi

Piyasalar haziran ayına hazırlanıyor

22 Mayıs’taki AK Parti Olağanüstü Kongresinin ardından yeni hükümetin kurulma çalışmalarının haziran ortalarını bulması muhtemel. Bu süreçte kamuoyuna verilecek mesajlar, her iki yönde de sert fiyat hareketlerine neden olabilir…

ŞUBAT ayının ortalarından başlayarak nisan ayının ortalarına kadar Amerikan Merkez Bankası (FED) ve Avrupa Merkez Bankası’mn (ECB) atacağı adımlara yönelik beklentilerle piyasalar pozitif bir trend yakalamıştı. Ancak piyasalar son bir aydır yeni beklenti bulmakta zorlanıyor. Bu beklentisizlik günlük veri ve haber akışına göre dalgalanmalar getirirken, hisse senetleri piyasaları zorlu günler geçiriyor.

Kurlar tarafında da benzer durumdan bahsetmek mümkün. Önceki aylarda yaşanan pozitif atmosfer, gelişmekte olan ülkelere yönelik risk iştahını artırmış, çok büyük içsel sorunları olanlar da dahil hemen hemen bütün gelişmekte olan ülkelerin para birimleri değer kazanmıştı. Son bir aydır ise bu ülkelerin bir kısmı kazanımlarını korumaya çalışırken, sorunlarıyla ön plana çıkan ülkelerin para birimlerinde yeniden hızlı değer kayıpları yaşandı.

piyasa beklentileri

SİYASİ VE JEOPOLİTİK RİSKLER

Geçen hafta Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun görevi bırakacağı ve AK Parti’nin kongreye giderek yeni genel başkanım seçeceği haberi, TL’nin en hızlı değer kaybeden para birimleri listesinde ilk sıraya oturmasına neden oldu. Bu süreç başlamadan önce 2.78’li rakamları gören Dolar/TL kuru, belirsizlik ve küresel piyasaların etkisi ile yönünü yukarıya çevirerek 2.85’e yaklaşmış, ardından Cumhurbaşkanı ile Başbakan’m görüşmesi sonrası 2.97’ye kadar çıkmıştı. Geçen hafta kurun ana hatlarıyla 2.92-2.97 arasında dalgalandığını gördük. Siyasi belirsizliğin yanı sıra son günlerde artan terör olayları ve Suriye’den Türkiye’ye yönelik gerçekleştirilen saldırılar, jeopolitik risklerin de yeniden artmasına neden oldu.

Mayıs başında 240’a kadar düşen Türkiye’nin CDS primleri, tüm bu atmosfer altında yeniden 270 sınırına dayandı. Risk priminde içsel sorunlar nedeniyle yaşanan artışlar, TL varlıkların diğer emsallerinden negatif ayrışmasının da nedeni. Aslında bu durum TL varlıkların yıllar itibariyle gelişmekte olan ülkeler ortalamasının altında çarpanlarla fiyatlanmasının da nedenlerinden biri.

YURTİÇİNDE TAKVİM

Başbakan ve AK Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun görevi bırakacağını açıklamasının ardından 22 Mayıs 2016’da gerçekleşecek olağanüstü kongrede, yeni genel başkan ve merkezi karar ve yönetim kurulu (MKYK) seçimi gerçekleştirilecek; Başbakan Davutoğlu aday olmayacak. Yeni genel başkan ve yeni MKYK yapacağı ilk toplantıda parti üst yöneticilerini oluşturan Merkezi Yönetim Kurulu’nu (MYK) belirleyecek; böylece, yeni genel başkan yardımcıları belirlenmiş olacak. Bu sürecin olağanüstü kongreden sonra birkaç gün içinde tamamlanmasını bekliyoruz. Aynı hafta Başbakan Davutoğlu, istifasını Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sunmasının ardından Cumhurbaşkanı yeni genel başkana hükümeti kurma görevini verecek.

Yeni kabine birkaç gün içinde oluşturularak cumhurbaşkanı onayına sunulacak. Onay verildiği anda 65. Hükümet kurulmuş olacak. Bakanlar Kurulu listesi TBMM’ye sunulacak ve parlamentoda güven oylaması süreci başlayacak.

Hükümet kurulduktan sonra, muhtemelen haziran ayının ilk haftasında (en geç ikinci hafta) yeni hükümetin programı TBMM’de okunacak. Program okunduktan iki tam gün sonra güvenoyu görüşmeleri başlayacak ve görüşmelerden bir tam gün sonra güven oylaması yapılacak. Bu oylamada güvensizlik oyları 276’ya ulaşmazsa, yeni hükümet güvenoyu almış olacak. 22 Mayıs sonrasına ilişkin verdiğimiz bu tarihlerin hepsi tahmini olmakla birlikte önemli bir sürpriz olmadıkça 65. Hükümetin kurulmasına yönelik sürecin haziran ayının ilk yarısında tamamlanacağını düşünüyoruz.

BELİRSİZLİK NE ZAMAN BİTER?

Yukarıda tahmini olarak haziran ayının ilk yarısında bitmesini beklediğimiz takvim doğrultusunda, yeni başbakan, yeni ekonomi kabinesi ve yeni ekonomik program netlik kazanana kadar siyasi belirsizliğin ortadan tamamen kalkması mümkün değil. Ancak geçilen her bir adım buradaki belirsizliğin de azalmasına neden olacakken, ortaya çıkan yeni isim ve durumlara göre değerlendirmeler ön plana çıkmaya başlayacak.

Sürecin uzaması ya da ekonomi yönetiminde dolayısıyla da ekonomi programında radikal bir değişiklik olması, belirsizliği artıracağı için piyasalar tarafından negatif karşılanabilir. Aslında piyasanın bakış açısı; ortaya çıkan yeni durum ya da isimlerin, yeni bilinmezlikler getirip getirmeyeceği yönünde. Bu nedenle geçiş sürecinde kamuoyuna verilecek mesajlar, her iki yönde de sert fiyat hareketlerine neden olabilir.

PARA BİRİMLERİ

Aşağıdaki tabloda mayıs ayında doların gelişmekte olan ülke para birimleri karşısında sergilediği performans görülüyor. Tablodaki veriler sırasıyla doların Türkiye, Polonya, Çek Cumhuriyeti, Güney Afrika, Rusya, Macaristan, Hindistan, Brezilya, Meksika, Endonezya, Çin, Bulgaristan, Kolombiya, Şili ve Malezya para birimlerini karşısındaki değer kazancını gösteriyor. Tablodan da görüleceği üzere gelişmekte olan ülkelerin para birimlerinin genelinde değer kaybı söz konusu. Tabloda kırmızı çizgi ile gösterdiğimiz seviye tabloda yer alan değişimlerin aritmetik ortalamasını gösteriyor. Ortalamadan pozitif ya da negatif sapmada, mayıs ayı öncesinde yaşanan hareketlerin ve bu dönemde ülkelerin kendilerine has gelişmelerinin etkisi yüksek. TL’nin değer kaybının yüksek olmasında da siyasi ve jeopolitik belirsizlikler ve riskler etkili oldu.

Dolar, euro’ya göre daha cazip

Euro/Dolar paritesi önceki hafta 1.15’in üzerini test ettikten sonra yeniden 1.13’lü rakamlara kadar geriledi. Dolar Endeksi’nin 93.5 ve bunun paralelinde Euro/Dolar paritesinde 1.14 üzerinde kalıcı bir hareket oluşmasını beklemiyorduk. Önceki hafta hem dolar endeksinde hem paritede bu seviyeler ihial edilmiş olsa da kalıcı bir hareket oluşmuş değil. Bu seviyelerin önümüzdeki günlerde de geçerliliğini koruyacağını düşünüyoruz. Euro/Dolar paritesinde kısa vadede yeniden yukarı yönlü ihlaller söz konusu olsa da orta vadede yeniden 1.10’lu rakamların altının görüleceğini düşünüyoruz.

Doları alım için değil, satış için izliyoruz

Geçen haftalarda Dolar/TL kuru 2.85’in altına gerilediği dönemlerde birkaç ay vade ile dolar alımı yapılmasının cazip olabileceğini belirtmiştik. Yaşanan siyasi süreç hareketi sertleştirmiş olsa da, yukarıdaki tablo bu süreç yaşanmamış olsa da küresel etki ile kurun yukarı gitme potansiyelinin yüksek olduğunu gösteriyor. Dolar endeksinin geçen haftalarda 92’li rakamlara kadar gerilemiş olmasının ardından FED’den gelen açıklamalarla yönünü tekrar yukarıya çevirmiş olması, bu yükselişte etkili. Siyasi ve jeopolitik risklerde ya da global ekonomide şiddetli bir değişim yaşanmaz ise Dolar/TL’de önümüzdeki dönemde 3.00-3.10 aralığındaki rakamların görülebileceğini düşünmekle birlikte, yeni bir yükseliş trendi başlamasını beklemiyoruz. Bu nedenle önümüzdeki haftalarda olacak yükselişlerin satış fırsatı olarak değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Birkaç aylık vadede kurda zaman zaman ihlaller olsa da ana hatlarıyla 2.80-3.05 aralığındaki dalgalanmanın devam etmesini bekliyoruz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu