Piyasalarda gündem aynı ama volatilite düşmüyor
Gündemde değişen bir şey yok. Yunanistan, Çin, FED… İçeride ise yeni olarak koalisyon görüşmelerinin başlayacak olması var. Bu hafta da piyasalar dalgalı seyredebilir…
SON haftalarda gündemimizdeki konular hep aynı olmasına karşın, bu konularda piyasaya düşen haberler volatiliteyi (oynaklık) artırıyor. Yurtdışmda Çin borsasmdaki çöküş ve Çin hükümetinin aldığı önlemler ile Yunanistan ile kreditörler arasında devam eden pazarlık süreci öne çıkarken, içeride hükümetin kurulmasına yönelik süreç takip ediliyor.
Son günlerde bu sıcak konuların gölgesinde kalan FED’in faiz artış süreci ve anlaşılmaya çalışılan Suriye sınırındaki hareketlilik de piyasaların her an oyuna girmesini beklediği gündemler. Son haftalarda piyasanın bu konularda gelen haberleri fiyatlama dışında umursadığı haber ve bilgi akışı yok. Gündemin bu döngüye sıkışmış olması net bir trend oluşumunu engellerken, yatırımcının işlem yapma iştahını düşürüyor. Bu durum yaz ve Ramazan ayı rehaveti ile birleşince Borsa İstanbul’da işlem hacminin önceki aylara göre düşmesine neden oldu.
SİYASET BAYRAM SONRASINA
Bu hafta Ramazan Bayramı nedeniyle piyasalar için kısa bir hafta olacak. Perşembe yarım, cuma tam gün kapalı olacak piyasaların ana gündemi başlayacak koalisyon görüşmeleri olacak. Açıklanan takvime göre hükümeti kurma görevi alan Başbakan Ahmet Davutoğlu, pazartesi günü CHP’yi, salı günü MHP’yi, çarşamba günü de HDP’yi ziyaret edecek.
Bu ilk ziyaretlerden bir koalisyon kararı çıkması beklenmezken Davutoğlu yaptığı açıklamada ağırlığın CHP ve MHP’ye verileceğini ifade etti. Bu nedenle bu iki görüşme ön plana çıkacak. Görüşmelerin ardından yapılan açıklamalar piyasada volatilite yaratabilir; ancak somut bir bilgi ortaya çıkmayacağı için bu volatilite geçici olacak. Koalisyon görüşmelerin somutlaşması bayram sonrasını bulur.
ÇİN’İN ALDIĞI ÖNLEMLER
Çin borsasmdaki son bir yıllık coşku, son bir ayda yerini yıkıma bıraktı. Bu yıkımın piyasadan sonra Çin ekonomisini de vuracağı endişesi yoğunlaşmaya başlayınca Çin hükümeti borsadaki düşüşe dur demenin yollarını aramaya başladı.
Likidite vermekle başlayan hükümet, açığa satışın yasaklanması, halka arzların durdurulması, hisse senetlerinin yarıya yakınının işleme kapatılması, hisse geri alım programları gibi pek çok önlemi arka arkaya sıraladı. Bu önlemler geçtiğimiz haftanın son iki gününde Shanghai Endeksi?nin tepki vermesini sağlamış olsa da, alman önlemlerin birçoğunun kısa vadeli olması yeni satışların gelebileceği endişesini artırıyor.
Bu nedenle Çin geçtiğimiz haftanın son iki gününde başta Asya piyasaları olmak üzere küresel piyasalar için pozitif katta yapsa da, satış dalgasının son bulduğunu söylemek aşırı iyimserlik olur.
YUNANİSTAN ÇARK ETTİ
Referandum sürecinde ve öncesinde katı tutumuyla dikkat çeken Yunanistan yönetimi, referandumun ardından maliye bakanını değiştirerek zeytin dalı uzatmıştı. Geçtiğimiz hafta da kreditörlerin isteklerini büyük oranda karşılamaya çalışan yeni bir program sunarak uzlaşı isteğini bir kez daha göstermiş oldu. Bankaların hala kapalı olması ve mevcut durumun daha fazla sürdürülemeyecek olmasının yanı sıra toplumsal baskının artacağı endişesi, Yunanistan hükümetini uzlaşmaya itti.
Bu hafta üzerinde çalışılan program daha da netleşmiş olacak ve muhtemelen Yunanistan krizi bir süre daha ötelenmiş olacak. Şuan piyasa da hiç kimse kalıcı bir çözüm beklemediği için sağlanacak bir ara çözüm piyasayı mutlu etmeye yetebilir.
Altının her yükselişi yeni bir satış fırsatı
Son dönemde Yunanistan krizi, Çin’deki finansal türbülans dahil olmak üzere altının güvenli liman olma özelliğini tetikleyebilecek etkenler, altının fiyatında sadece sınırlı tepkilere neden oluyor. Bu durum FED’in faizler konusundaki yol haritası netleşene kadar altının güvenli liman olma özelliğini kolay kolay geri kazanamayacağının göstergesi.
Doların altın üretimi yapılan ve altın üretim maliyetlerinin büyük kısmını oluşturan ülkelerin para birimleri karşısında değer kazanması, altının dolar bazlı maliyetini de düşürüyor. Bu durum dolar değerlendiği sürece aşağıdaki hareket alanının günden güne genişlemesi anlamına geliyor. Başka bir ifade ile altın nerede dip bulabilir sorusunun cevabını doların ne kadar değerleneceği belirliyor. FED’in faiz artırım süreci masada kaldığı sürece, diğer etkenlerle doların değer kaybettiği zamanlarda altında olan yükselişler yeni satış fırsatı oluyor. Bu nedenle biz altını kısa vadede düştükçe almak yerine hala yükseldikçe satmak gereken bir emtia olarak izliyoruz. Kısa vadede 1.030/1.040 aralığı hedef olmakla birlikte bu seviyenin altında 1.050 dolar civarı gündeme gelebilir. Yukarıda ise 1.170 ilk güçlü direnç iken 1.205 orta vadedeki en güçlü direnci oluşturuyor.
Borsa İstanbul’da dar alanda kısa paslaşmalar
Endeks 80.000/83.500 aralığında bir kanai oluşturmuş durumda. 22 günlük, 50 günlük, 100 günlük ve 200 günlük ortalamaların da bu aralık içinde bulunması bu bölgenin önemini artırıyor. Bu bölge endeksin sert bir ksrıima öncesi günlük haber akışıyla dalgalandığı kararsızlık bölgesi olarak yorumlanabilir.
Endeksin söz konusu ortalamaların üzerinde kalıcı bir hareket başlatabilmesi için faizlerde keskin bir düşüş yaşanması gerektiği görüşümüzü koruyoruz. Son günlerde faizlerde kısmen düşüş yaşanmış olsa da 10 yıllık faizlerde yüzde 9.30’un üzerinde kalınmış olması bu kalıcı hareketin başlamasını engelliyor. Hükümetin kurulacağına yönelik bir kanaat oluşmadan endeksteki yükselişlerin, sağlıklı olmayacağını düşünüyoruz.
Endeksi 80.000 ve 83.500’ün dışına çıkaramayan günlük haber akışına bağlı hareketlerinin peşinde koşmak yatırımcıyı yorabilir ve kırılma anında pasif kalmasına neden olabilir. Bu nedenle sinir harbine dönüşebilecek 80.000-83.500 bandındaki hareketlere soğukkanlı yaklaşmak gerekir. Bu kanaldan çıkılacak olur ise kırılma yönünde 3.500 puanlık bir hareket daha görülebileceği göz önünde bulundurulmalı. Bu nedenle bu hafta da bu kanalın içindeki dalgalanmadan faydalanılmaya çalışılabilir ancak kanal dışına çıkılırsa terste kalan pozisyonlarda ısrarcı olunmamalı.
Dolar/TL yeniden kritik desteğinde
BIST-lOO’de 80.000/83.500 aralığında oluşan kanal dolar/TL’de de 2.65/2.72 aralığında oluşmuş durumda. İyimserliğin arttığı dönemlerde kurun 2.65’e, karamsarlığın arttığı dönemlerde de 2.72’ye yaklaştığını görüyoruz. Bu seviyeden birinin kırılması içeride siyasi gündemin netleşmesine bağlı. Hükümetin kurulacağına yönelik bir beklenti kuru hızla 2,60’ın altına çekebileceği gibi, erken seçim ihtimalinin artması kuru önce bu kanalın üstü olan 2,72’ye, ardından da seçim sabahı görülen 2.80 civarına çekebilir. Kuru önümüzdeki günlerde sert hareketler bekliyor ancak bu hareketin yönünü tahmin etmek için gereken siyasi tahmini yapmak biraz şansa bakıyor.