Private label pazarı Doğu’dan beslenecek
Ürün çeşitliliği ve kalitesiyle normal markalarla yarışmaya başlayan private label markalar, market raflarındaki paylarım her geçen gün artırıyor. Private label ürünlerin 2012 yılında yüzde 13,5 olan perakende sektörü içindeki payı yüzde 15,9’a yükseldi. Son dönemde perakendecilerin Doğu’ya açılmaya başlaması bölgedeki üreticiler için fırsat kapısı açıyor.
Private label (PL) yani özel markalı ürün pazarı son yıllarda hızlı bir büyüme sürecine girdi. Gıda ve temizlik ürünleriyle başlayan özel markalı ürünler bugün tekstilden kozmetiğe kadar bine ulaşan farklı ürün grubuyla market raflanndaki yerini hızla büyütüyor. Ürün gamındaki çeşitlilik ve kalitedeki artış, eskiden sadece ucuz olduğu için tercih edilen PL ürünlerin algısını da değiştirmeye başladı.
PL ürünler lehine esen olumlu rüzgar artık rakamlara da yansıyor. Türkiye’de özel markalı ürünlerin 2012 yılında yüzde 13,5 olan toplam ciro içindeki payı, 2015 yılının ilk altı ayında yüzde 15,9’a ulaştı. Avrupa’da bu rakam yüzde 30,6 seviyelerinde. Bu da pazarın büyüme potansiyeline dair önemli bir ipucu veriyor. Her yıl ortalama iki haneli büyüyen pazarın 2016 yılında en az yüzde 20’lik bir büyüme göstermesi bekleniyor.
PL PAYI ARTIYOR
Türkiye’de PL pazarının oluşmasında ve büyümesinde discount marketler öncü oldu. Özellikle BÎM yarattığı markalarla bu konuda başı çekiyor. Nielsen’in araştırmalanna göre, BÎM’in süt ve süt ürünleri markası Dost, tüketiciler arasında bilinirliği en yüksek PL markası. BÎM’de satılan 600 ürünün 520’sini PL ürünler oluşturuyor. BİM icra Kurulu Üyesi ve Operasyon Komitesi Başkanı (COO) Galip Aykaç, ürünlerinin tamamının PL olması için çalışmalarının sürdüğünü söylüyor.
PL pazarının büyümesinin arkasındaki diğer kilit nokta ise perakende sektöründe giderek artan rekabet. BÎM, A101 gibi discount marketlerin yaygınlaşmasıyla fiyat konusunda rekabet etmekte zorlanan perakendeciler, uygun fiyatlı ve kaliteli PL ürünlerle fark yaratmaya çalışıyor. Bu nedenle Carrefoursa, Makro gibi şirketler de PL ürünlere ağırlık vermeye başlıyor.
Örneğin Carrefoursa ciro içinde yüzde 7-8 oranında bulunan private label ürünlerin payını önümüzdeki birkaç yıl içinde yüzde 12’ye çıkarmayı hedefliyor. 260 şubesi bulunan Makro Markeüeri ise yüzde 6 civarında olan PL payını yüzde 10’a çıkarmayı planlıyor. Kayserili Beğendik’in satın aldığı Real ise önümüzdeki günlerde yeni markalarla PL pazarına hızlı bir giriş yapmaya hazırlanıyor. Beğendik markasıyla 210 çeşit PL ürünü müşterilerine sunduklarını söyleyen Beğendik İcra Kurulu Başkanı Hacı Beğendik, “Beğendik markalı ürünlerimizin satışının toplam satış içerisindeki payı yüzde 5’ler seviyesinde. Real markasıyla yeni bir ürün gamı oluşturduk, yakında piyasaya süreceğiz” diyor.
YENİ ÜRETİCİLER ÇEKİYOR
Perakendecilerin bu yöndeki büyüme hedefleri üretici şirketler için de yeni fırsatlar anlamına geliyor. PL pazarındaki trendlere bakıldığında, en çok satılan ürünler, gıda-içecek, temizlik ve kozmetik ürünleri olarak sıralanıyor. Gıda ve içecek kategorisinde süt ve süt ürünleri, temizlik kategorisinde deterjan ve kağıt ürünleri öne çıkıyor. Kozmetik ise yavaş büyüyen bir alan. Private Label Demeği (PLAT) Başkanı İmer Özer, kadınların kozmetik ürünleri konusunda daha seçici olduğunu söylüyor.
Makro Market Yönetim Kurulu Başkanı Şeref Songör, PL ürünlerin perakendeciler için giderek önemi artan bir rekabet aracı olduğuna dikkat çekiyor. Songör, “Unlu mamullerden temizlik ürünlerine kadar geniş bir alanda PL ürünümüz var. Türkiye’de artık PL üretim konusunda bir kültür oluştu. Zincirlerin PL payını artırma çabaları mevcut üreticileri geliştirirken, yeni üreticilerin de pazara girmesini sağlayacak” diyor.
DOĞU’DA FIRSATLAR VAR
PL üretimde son dönemde Doğu illeri ön plana çıkıyor. Hem discount hem de ulusal marketlerin Doğu’ya yönelmesiyle PL ürün üretimi konusunda ciddi bir açık oluşmuş durumda. Doğu illerinde mağazalaşan perakendeciler hem bölgenin nabzını tutma açısından hem de lojistik masrafları azalmak için bu bölgelerdeki üreticilerle çalışmayı tercih ediyor.
Imer Özer, Gaziantep, Van, Diyarbakır, Mersin, Sivas, Erzurum gibi şehirlerdeki üreticiler için önemli fırsatlar olduğunu söylüyor. Özer, “Perakendecilerin çoğu kendi bölgesindeki iyi üreticilerle çalışarak özellikle gıda ürünlerinde belli bir damak tadı yakalarken diğer taraftan lojistik gibi masraflardan kurtulmayı hedefliyor. Bu nedenle doğudaki üreticiler için önemli fırsatlar var. Biz demek olarak önümüzdeki dönemde üretici ve perakendeciyi bir araya getirerek bu işbirliklerini artırmayı hedefliyoruz” diyor.
PL üreticileri için yurtdışmda da olumlu bir rüzgar esiyor. Geçmişte Çin’de üretim yaptıran ancak lojistik ve kaliteyle ilgili sıkıntılar nedeniyle çeşitli sorunlar yaşayan Avrupalı zincirler şimdi üretim için Türkiye’ye yöneliyor. Halihazırda sektör Almanya’dan Ingiltere’ye kadar pek çok ülkeye ihracat yapıyor. Bunun dışında son dönemde Türki Cumhuriyetler ve Iran sektörün markajına aldığı pazarlar arasında yer alıyor.
Dernek üyeleriyle yurtdışındaki zincirlerin satın alma sorumlularının irtibat bilgilerini paylaştıklarını söyleyen PLAT Derneği Başkanı Imer Özer, “Ayrıca dernek çatısı altında yurtdışındaki fuarlara katılıyoruz. Böylece alım yapmak isteyen gruplarla üreticileri bir araya getiriyoruz” diye konuşuyor.