Refahın anahtarı: Demokrasi ve özgürlük
Yaşadığımız olaylara en güzel cevap, biran önce ekonomik faaliyetlerde normalleşerek verilebilir. Tüm gücümüzü ekonomik refahı artırmaya harcamalıyız…
ÖNCELİKLE Türkiye’nin bu noktadan sonra demokrasiden vazgeçmesi düşünülemez bile. Türkiye iyi bir geleceği hak ediyor; bir başka dünyanın ülkesi olmayı ve tecrit edilmiş bir durumu kabullenmemiz mümkün değil. Evet, çok zor bir dönemden geçiyoruz. Ama halkamızın bu ülkede yaşayan insanların ayakta kalma içgüdüsü, bu topraklara inanma ve tepki verme refleksleri bazen içinde yaşayanları bile şaşırtabiliyor. Türkiye üzerinde hesap yapanların hesaplarını boşa çıkarıyor. Bundan sonra da birlik ve beraberlik içinde, kutuplaşmadan bu dönemi atlatmak ve Türkiye’nin geleceğine refah içinde devam etmesini sağlamak durumundayız. Meydanlardaki birlik ve beraberlik tablosunu tüm kararlarımız ve uygulamalarımızda göstermemiz gerekiyor. Verilecek en iyi cevap çalışmaya devam etmek, bir an önce normalleşmek. Özellikle uluslararası ekonomi çevrelerine verilecek en güzel yanıt bu. Ardından da gelişmiş, refah bir toplum yaratma yolunda ilerlemek…
Bugün demokrasi ve özgürlüklerle yaratıcılık, inovasyon, yenilikçilik dolayısıyla ekonomik refah arasındaki ilişkilere değinmek istiyorum. Çünkü demokrasi ve özgürlükler refahın da anahtarı.
Türkiye hep üzerinde hesapların döndüğü bir ülke oldu. Bulunduğu coğrafya, yarattığı Cumhuriyet hatta Osmanlı’dan bugüne gelen hesaplaşmalar bunun nedeni oldu. Ne zaman tam yol almaya başlasa, önünde hep bir engelle karşılaştı. Şimdi belki de bu engelleri yıkmak için karşımızda büyük bir fırsat var.
TOPLUMLARDA REFAHIN KAYNAĞI
Refah konusunda başarılı olmuş ülkelerin, nasıl başarılı olduğuna baktığımızda birkaç noktanın öne çıktığı görülüyor. Pek çok neden var ama en önemlilerinden birkaçını sıralayalım:
1 – Kültürel Nedenler: Yaratıcı ve geliştirici bir kültür oluşturmak, en temel konulardan biri. Gençleri yeni şeyler yaratmaya, farklı olmaya teşvik etmek. Ailede verilen eğitimden, okullardaki eğitim sistemi içindeki unsurlara kadar toplamda bir “yaratma-geliştirme” kültürü oluşturmak. Bu konuda çok iyi değiliz. Üretme kültürümüz, iyi organize olma kültürümüz yüksek. Fakat yeni şeylere karşı, değişime karşı direncimiz de çoğu zaman yüksek. Örneğin, marka yaratma konusunda yeterince başarılı olamadık.
2 – Odaklanmak: Önemli konulardan biri ulusal hedefler belirleyip, rekabetçi alanlara odaklanmak. Kore bunun en iyi örneklerinden. Kaynakların verimli kullanılması açısından rekabet alanlarını iyi belirleyip, oralardaki gelişmeyi teşvik etmek ve odaklanan alanlardaki ihtiyaçlara göre tüm sistemin yapılandırılmasını sağlamak şart.
3 – Eğitim stratejisi: Aslında yukarıda özetlediğimiz odaklanmanın bir uzantısı bu. Örneğin, yazılım alanında büyüyeceğim dediğinizde, buna göre eğitim altyapısını güçlendirmeniz, onun için gerekli yetişmiş insan gücünü kullanmanız gerekiyor. Bugün baktığımızda, bir yandan işsizlik oranımız çok yüksek, diğer taraftan şirketlerin nitelikli insan gücü bulamadıklarını, eleman ihtiyacı olduğunu görüyoruz.
4 – Hukuk altyapısı: Hep konuştuğumuz bir konu. İyi bir hukuk altyapısı, insan hakları ve aynı zamanda şirket hakları konusunda güvenilir bir ülke olmak yatırımların çekilmesi, gelişmiş bir refah toplumu için olmazsa olmaz şartlardan biri. Yerli yatırımcı bile olsa, yatırımların korunması, insanların ve şirketlerin hukuka güvenmesi, refah yolunda önemli bir anahtar.
5 – Demokrasi ve özgürlükler: Tüm dünyada büyük bir dijital devrim yaşıyoruz. Yeni bir dünyaya doğru gidiyoruz. Rekabet ortamı çok güçlü. Bu rekabet ortamında ayakta kalmak ancak paradigma değiştiren yeni buluşlar, öncü uygulamalar, yaratıcı inovasyondan geçiyor. Değişimi kendi içinde yaratmak gerekiyor. Değişimi takip etmeye çalışmak geride kalmak demek. Dijital devrimin en güçlü olduğu ülkelere baktığımızda, insanların yaratıcılıklarını teşvik edecek, özgürlük ortamlarının sağlandığı ülkeler olduğunu görüyoruz. Demokrasi ve özgürlüklerle yaratıcı ortamlar teşvik edildiğinde yenilikler ortaya çıkıyor ve refah ekonomisinin yolu açılıyor.
6 – Finansal sistemler: Bir fikrim var dendiğinde, insanları önlemek yerine teşvik etmek gerekiyor. Fakat bunu sadece sözle teşvik etmek yeterli değil. Finansal altyapıları bu yönde hazırlamak, teşviği somuta çevirebilecek finansal sistemleri, mekanizmaları oluşturmak gerekiyor.
Ekonomik refah, politik problemlerin çözümü için en önemli yollardan biri. Bunu da ancak demokrasi içinde hep beraber başarabiliriz.