RİTİM workshop’ları son yıllarda çok popüler. Özellikle şirketlerin kurum içi organizasyonlarında başvurduğu bu motivasyon çalışması, temel olarak takım ruhunu geliştirmeyi, konsantrasyonu artırmayı, iç iletişimi güçlendirmeyi ve özgüvenli bireyler ortaya çıkarmayı hedefliyor. Çok uluslu şirketlerin bu workshop’ları tercih etmesi yeni bir sektör oluşturuyor. Şirketlerin yanı sıra çocukların gelişimini desteklediği için aileler tarafından da tercih edilen ritim workshop’ları, bu eğitimleri veren atölyelere olan ilgiyi de artırıyor. Ritim workshop’larında fiyat politikası etkinliğin niteliği, katılımcı sayısı, mekan ve süre gibi unsurlara göre belirleniyor. Ritim atölyelerinin sayısının her geçen gün artması, halihazırda bu eğitimleri veren eğitmenleri sektörün büyümesi açısından sevindirirken, eğitimi olmayan kişilerin sektöre girmesi ve hizmet kalitesinin düşmesi açısından endişelendiriyor. Ritim workshop’ların faydalarını, hangi alanlarda kullanıldığını, en çok hangi sektörde faaliyet gösteren şirketler tarafından tercih edildiğini ve sektörde yaşanan gelişmeleri araştırdık.
Ritim eğitimi veren firmalar eğitim fiyatlarını paylaşmak istemiyor. Ancak piyasadan aldığımız bilgiler 45 dakika ile 2 saat arasında değişen eğitimlerin 500 Lira ile 15 bin Lira arasında fiyatlandırıldığım gösteriyor.
“YURTDIŞINDAN TEKLİF GELİYOR”
M3 Works, 2005’te kurulmuş. Önceleri Ritmbox Ritim Atölyesi ismiyle hizmet veren şirket, zaman içinde gerçekleştirdiği ritim atölyelerinin yanında yaptırdıkları başka takım çalışmalarının sayısı artınca bu çalışmalarını M3 Works çatısı altında toplamış. M3 Works’ün Genel Koordinatörü Erdem Genç, kuruluş hikayelerini şöyle anlatıyor:
“Bir gün Okay Temiz konserine gittim ve ben de çalmak istedim. Ama öğrenci bütçesiyle kursa gidecek param yoktu. Aklıma bir internet sitesi kurup bir kursla anlaşıp hem para kazanma hem de ritim kursuna ücretsiz gitme fikri geldi. Ardından festivallerde şirketler için ritim atölyeleri yapmaya başladık ve çeşitlilik arttı.” Genç, ritimlerin ilk insandan beri haberleşme, eğlence, iletişim ve müzik amaçlı kullanıldığını söylüyor ve “Köklerimizdeki, doğamızdaki ritimlere dönmek, onlarla bütünleşmek terapi etkisi yaratır” diyor.
Ritim workshop’larının önemine dikkat çeken ve ritmin özellikle takım çalışması olarak yapıldığında konsantrasyonu artırdığını, iç iletişimi güçlendirdiğini, takım ruhu oluşturduğunu belirten Genç, “Ritim atölyesiyle son günlerde performans yönetimi, geri bildirim kültürü gibi konuları Türkiye’nin en büyük şirketlerine anlattım. TEDx konuşmamda ritmin gücündcn faydalanıp karşımdaki 3 bin kişiye vücut perküsyon atölyesi yaptırdım” diyor. Genç, doktora çalışmasında “Takım çalışması vc motivasyon eğitimlerinin iş dünyasına etkileri”ni araştırdığını ifade ediyor. Türkiye’nin en büyük 500 şirketiyle çalıştıklarından bahseden Genç, “Yılda 2 bine yakın eğitimimizle on binlerce insana ulaşıyoruz” diyor ve ritim work-shop’larım ağırlıklı olarak banka, otomotiv, ilaç ve telekomünikasyon şirketlerinin tercih ettiğini söylüyor. Bunların yanı sıra sivil toplum kuruluşlarıyla (STK) kurumsal sosyal sorumluluk çalışmaları yaptıklarını da belirtiyor. Ritim çalışmalarının yılbaşı ve doğum günü gibi özel organizasyonlarda da tercih edildiğini anlatıyor. Yurtdışından teklifler aldıklarını söyleyen Genç, son yıllarda ritim çalışmalarına gösterilen ilginin atölyelerin sayısını artırdığını ve bu sayının daha da artacağım belirtiyor ve “Hem talep eden hem arz eden firmaların gelişmiş ülkeler düzeyine gelmesi için daha çok. yolumuz var” diyor.
“BİRLEŞTİRİCİ BİR YOL”
2009’dan beri hizmet veren Özel Nar Sanat Eğitim Kursu’nda, birebir özel müzik dersleri, grup dersi şeklinde resim, dans, bale ve dramanm yanı sıra kurumsal şirketlere ritim eğitimleri de veriliyor. İşletmenin genel koordinatörü Mehtap Dörtköşe, “Iş hayatı zorlu bir süreç ve her kurum başarısını ileriye taşıma düşüncesiyle hareket ediyor. Bu noktada bize ve eğitmenlerimize büyük iş düşüyor” diyor. Şirketlerin, çalışanlarının enerjilerini artırmak için şirket içi sanat eğitimlerine önem verdiklerini söyleyen Dörtköşe, “Sosyal bilimler alanında yapılan bazı araştırmalar, kurumsal alanda çalışan iş arkadaşlarının birlikte yaptıkları kurum dışı faaliyetlerin, hem çalışanın hem de bağlı olduğu grubun performansını artırdığı ortaya koyuyor” diyor.
Dörtköşe. ritim atölyesi programında temel kazanımın gruptaki her katılımcının kendi dinamiğini fark etmesi ve bunu takımına doğru bir enerjiyle yönlendirmesi olduğuna da değiniyor: “Ritim çalışmaları, bedeni ve zihni doğru kullanabilmeyi amaçlar. Bu çalışmalar neticesinde, bireylerin gelişen güvenleri hareketlerine ve yaratıcıklarma yansır. Takım olmanın doğasında bulunan işbirliği ve motivasyon, çalışanların özgüvenlerinin artmasıyla birlikte ortaya çıkar ve var olan yapıyı daha da güçlendirir.”
Bunun yanı sıra perküsyonla ritim terapisinin son yıllarda, stres, hiperaktivite ve panik atak gibi birçok psikolojik rahatsızlığın tedavisinde de destekleyici olarak kullanıldığını belirten Dörtköşe, ritim terapi konseptinin, zor koşullarda, yoğun tempoda ve stres altında çalışanlar için düşünüldüğünü aktarıyor. Dörtköşe, bu yöntemin en birleştirici yollardan biri olduğunu ifade ediyor ve bu workshop’ları şirketlerin yanı sıra başta anaokulu öğretmenleri olmak üzere pek çok meslekten kişinin tercih ettiğini sözlerine ekliyor.
“İŞİNİ İYİ YAPANLARIN SAYISI AZ”
2002’den beri faaliyetlerine devam edenlerden biri de Algo-Ritmo Perküsyon Grubu’nun kurucusu, perküsyon sanatçısı ve eğitmeni Ebru Ayarcı. Şirketlere yönelik ritim workshop’ları yapan grup, aynı zamanda yurtiçi ve yurtdışında çok sayıda konser, televizyon programı, açılış, fuar shovv’ları, festival ve özel gala gecelerinde de yer almış. Ritim workshop’ları ve eğitimlerde mekan sınırlamasını kaldırdıklarını söyleyen Ayarcı, “Kongre salonu ya da otel aktivite alanlarında gerçekleştirebildiğimiz gibi şirketlerin uygun alanı varsa orada da yapabiliyoruz. Bu bazen bir fabrika bahçesi bazen de şirket yemekhanesi olabiliyor” diyor. Ayarcı, kendilerine ait ritim atölyelerinde 18-20 kişilik şirket workshop’ları organize edebildiklerinden ve uzun süreli ritim eğitimleri verebildiklerinden de söz ediyor. Ayarcı, “Uzmanlık alanlarımızdan biri de çocuklara ritim eğitimi olduğu için şirket çalışanlarının çocuklarıyla da çalışmalar gerçekleştirebiliyoruz” diyor.
Ayarcı, son yıllarda şirketlerin kurum içi organizasyonlarda ritim vvorkshop’la-rını tercih etme nedenleriyle ilgili düşüncelerini de paylaşıyor: “Diyelim ki bir firmanın yılsonu toplantısındasımz; gün boyu geçen yılın bilançoları inceleniyor, gelecek yılın hedefleri belirleniyor. Bir yerden sonra doğal olarak motivasyon düşüyor. Bir saatlik ritim vvorkshop molasının sonunda ise motivasyon yükseliyor.”
Ayarcı, son olarak ritim workshop’larına talebin artmasıyla ilgili değerlendirmede bulunuyor. “Talebin artmasını olumlu bulmama karşın, işin arz kısmını maalesef olumlu bulmuyorum, işini çok iyi yapan gruplar ve sanatçılar var tabii ki. Ancak bunların sayısı çok az. Burada bir ekonomi oluştuğunu gören pek çok kişi, yeterli eğitimi ve tecrübesi olmadan bu işe giriyor” diyen Ayarcı, hizmet alacak bazı şirketlerin ilk etapta kaliteye ve referanslara dikkat etmediğine ve sonucun tatmin edici olmadığına dikkat çekiyor.
FİYAT DEĞİŞKEN
Emrah Öztürk Ritim Atölyesi de şirketlerle ritim çalışmaları yapan atölyelerden. Kurucu Emrah Öztürk, 2001’den beri eğitim verdiğini anlatarak başlıyor sözlerine. Kurumsal çalışmalara ise 2010’da başlamış. Şirket çalışmalarının yanı sıra okul öncesi yaş grubundaki çocuklara da bu 4-eğitimi veriyor. Öztürk. “Ritim duygusu olmayan insan yoktur. Herkesin müzik kulağı olmayabilir, herkes melodik enstrüman çalamayabilir ama herkes ritim çalabilir” diyor. Eğitimlerde insanların içinde var olan fakat farkında olmadıkları ritim duygusunu ortaya çıkarmayı hedeflediklerini söyleyen Öztürk, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Kişinin bu duyguyu bir enstrüman vasıtasıyla müzikal ritmik cümleler haline getirmesini sağlıyoruz.”
Öztürk, fiyat politikasının çalışmanın nerede olacağı, kaç kişinin katılacağı, enstrümanların temini, eğitimin süresi ve işlevi gibi etkenlere göre değişiklik gösterdiğini ifade ediyor. Öztürk, sözlerini şu şekilde tamamlıyor:
“Her enstrüman çalan bu eğitimleri veremez. Bu alanda henüz oturmamış bir sürü şey var. Zamanla oturacağını düşünüyorum. Bunun yanı sıra sektörde bir fiyat politikası da yok. Maalesef fiyatın yüksek olması o hizmetin kaliteli olduğu anlamına gelmiyor.”
“EN KOLAY TAKIM ÇALIŞMASI”
Ritim workshop’u veren bir diğer isim ise Kaan Şolcum. 18 yıl önce bu işi yapmaya başlayan Şolcum, “Başladığımızda sadece üstat Okay Temiz vardı. Ondan ve yurtdışındaki işlerden esinlenerek operada kullanılan tenor ve kontrtenor sesimi, sahne üzerindeki hakimiyetimi kullanarak stand-up tarzında ‘Interaktif Ritim ve Vokal Gösterisi’ hazırladık” diyor. Çalışmalarının ritim workshop’tan ayrıldığım, tüm çalışanların kendini büyük bir operanın orkestrası gibi hissettiği bir etkinliğe dönüştüğünü söyleyen Şolcum, “Çalışmalarımızda iletişime, birbirimizi dinlemenin önemine, birlikte hareket etmeye enstrümanlar ve tempoyla değiniyoruz” diyor.
Ritim çalışmalarının faydalarına da değinen Şolcum, istifa oranlarında yüzde 60 azalma sağladığını söylüyor. Ritim workshop’larının en kolay takım çalışması olduğunu; yaş, cinsiyet ve mevki gibi ayrımlar olmadan tüm çalışanların aynı anda yapabilecekleri tek aktivite olduğunu ifade eden Şolcum, bugüne dek yaklaşık 600 şirketle çalıştıklarını aktarıyor.
Ritim workshop’u düzenleyen atölyeler
- Okay Temiz Ritim Atölyesi
- Kaan Şolcum
- M3 Works
- Özel Nar Sanat Eğitim Kursu
- Algo-Ritmo Perküsyon Grubu
- Ebru Ayarcı Perküsyon Atölyesi
- Emrah Öztürk Ritim Atölyesi
- İstanbul School Of Samba
- RitimArt
- Ritim Sanat Merkezi
Okay TEMİZ / Caz Müziği Sanatçısı
“Bir işte para varsa herkes onu yapmaya çalışıyor”
Şirketlerle ritim çalışmalarını Türkiye’de ben başlattım. Ekonomik krizde insanlar birbirinden uzaklaşmıştı. Ben de direktöründen muhasebecisine herkes birbiriyle tanışsın, arkadaş olsun ve yakınlaşsın diye böyle bir şey yapmaya karar verdim. Çünkü ritim, insanları birbirine yaklaştırıyor, insanın dikkatini açıyor, içindeki enerjiyi ve kaybolmuş değerleri ortaya çıkarıyor. Bu yöntem, Amerika Birleşik Devletleri’nde de kullanılıyor. Bugüne kadar 100’e yakın şirketle çalıştım. Bu çalışmalar, aynı zamanda benim de ekonomik ve kültürel açıdan Türkiye’de kalmamı sağladı. Caz müziği sanatçısıyım ama anne karnında öğrendiğim için ritim yaşam şeklim oldu. Senelerdir bu çalışmaları yapıyorum. Yaptığım çalışmalar, zaman içinde duyuldu ve taklitlerim çıktı. Onlar nasıl yapıyor bilmiyorum. Bu işi çok ucuza yapanlar, fiyat düşürenler, kalitesiz servis verenler, ritmi bilmeden, daha bir aleti çalamadan para için eğitmenlik yapanlar var. Çünkü Türkiye’de bir işte para varsa herkes onu yapmaya çalışıyor. Şuursuzca bir yarış var. Bu eğitimleri verenlerin sayıları fazla. Bilgileri ve birikimleri yok. Benim videolarımdan görüp öğreniyorlar. Bu çalışmayı şirketlerin yanı sıra çocuklarla da yapıyorum. Bu çalışmalar da büyük ilgi görüyor.
Özgür SALUR / Müzik Terapisti – Avrupa Müzik Terapi Konfederasyonu Türkiye Delegesi
“Grup içi iletişimde katılımcıları cesaretlendiriyor”
Ülkemizde grup ritim çalışmalarına en çok okullarda rastlıyoruz. Anaokulu, ilkokul, ortaokul ve lise gruplarıyla çalışmalar yapan öğretmen ve müzisyen arkadaşlarımız var.
Özel eğitim merkezlerinde özel gereksinimi olan çocuklarla, halk eğitim merkezlerinde çocuk ve yetişkinlerle, hastanelerde ise yatan ve ayakta hizmet alan hastalarla yapılan ruh sağlığı destek çalışmaları var. Yurtdışında yaşlı bakım evlerinde de yaşam kalitesini yükseltme amaçlı çalışmalar yapılıyor. Grup ritim çalışmaları, şirket çalışanlarına özgüven artışı gibi bireysel faydaların yanı sıra takım ruhunu güçlendirme, sosyal bariyerleri hafifletme, etkileşimi, grup içi kendini ifade imkanlarını artırma gibi faydalar sağlıyor.
İş dünyası otoriteleri, en alt kademe çalışanların bir şirketin iş akışını geliştirmek için en iyi gözlemi yapabildiğini söylüyor. Ancak işin zor tarafı, bu kademedeki çalışanların seslerini yukarıya duyurmak için inisiyatif almasını sağlamak.
Bu müzikal etkinliklerin bir faydası da grup içi iletişim konusunda katılımcıları cesaretlendirmek. 2014’te ABD’de gerçekleştirilen bir araştırma, kalifiye bir uygulayıcı tarafından gerçekleştirilen düzenli (20 hafta) çalışmalarda personel değişim oranının yüzde 18.3 azaldığını tespit etmiş.
