Rotatif kredi faizleri de düşmeli
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bankalara ‘kredi geri çağırma’ uyarısı, iş dünyasının yüreğine su serpti. İş insanları konut kredisi faizlerinin düşmesini yeterli bulmuyor; rotatif ve tüketici kredi faizlerinde de indirim bekliyor…
“MİLLETİN parasıyla çalıştığınız böyle bir dönemde eğer kalkıp da bu ülkede yatırımcımızın önünü açmaz, onu daha da daraltır ve hemen basit bir olayda geriye çağırma gibi bir anlayışın, mantığın içerisine girerlerse kusura bakmasınlar, açık ve net söylüyorum, ben bunu ‘ihanet’ diye değerlendiririm.” Bu sözler Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ait… 10 Ağustos Çarşamba 2016 tarihinde TİM (Türkiye İhracatçılar Meclisi) üyeleriyle bir araya gelen Erdoğan, reel sektörün bankalarla yaşadıkları sıkıntılara el koydu ve finans kesimini net bir şekilde uyardı. Zira özellikle 15 Temmuz darbe girişiminden sonra bankaların reel sektöre karşı tavrı oldukça sertleşmişti. Vadesi gelmeyen kredilerin çağırtmasından kredilerin dondurulmasına teminatların artırılmasından kredi vermekte çekingen davranmaya kadar birçok farklı şekilde kendilerini korumaya almaya çalışan bankalar adeta yine yağmurlu havada şemsiye kapatmayı denediler.
DENGELER HASSAS
15 Temmuz darbe girişimi öncesinde de reel sektörün bankalarla ilgili yakınmalarını duyuyorduk. Fakat bu kez zaten hassas dengeler üzerinde yürüyen ekonomiye sahip çıkma zamanı. İş alemi bankaların da bu noktada üzerine düşeni yapmasını ve reel sektöre daha çok destek veren bir tavır içine girmesini bekliyor. Bu noktadaki sıkıntılarının Cumhurbaşkanı tarafından sahiplenilmesini memnuniyetle karşılayan reel sektör temsilcileri, Erdoğan’ın uyarılarının zamanlamasını da uygun buluyor.
Bankalar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uyarılarının ardından bir gün bile geçmeden peş peşe konut kredisi faiz oranlarını düşürmeye başladılar. Ancak sanayiciler ve ihracatçılar bunu yeterli bulmuyor. Sanayicilerin çek karşılığı kullandığı rotatif kredilerinde ve üretime de doping olacak tüketici kredi faizlerinde düşüş olmadığını belirten iş insanları, bu konuda da kamu bankalarının öncülük yapmasını bekliyor.
“FAİZLER DÜŞMELİ”
İstanbul Ticaret Odası Başkanı İbrahim Çağlar, konut kredisi faizlerinde başlayan indirimin çok önemli olduğunu, indirimin ticari kredilere de bir an önce yansımasını beklediklerini söylüyor. Çağlar, “Merkez Bankası’nm bankalara yönelik faiz indirimleri, zorunlu karşılıkları azaltma ve reeskont limitini artırma tedbirleri, hükümetimizin reform kararları kurdaki son düşüşle birleşince faizler yüzde 1’in altına inerken, büyüme seferberliği için Türkiye’nin önünde yepyeni bir ufuk belirdi” diyor. Kamu bankalarının konut kredileriyle başlattığı indirimleri özel bankaların da takip edeceğine inandıklarını belirten İbrahim Çağlar, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Merkez Bankası faizleri beş kez arka arkaya indirdiğinde ‘Bankaların artık mazereti kalmadı’ şeklindeki çıkışımız bazı kesimlerin tepkisini çekmişti. Biz o tarihte de doğruyu savunduk. Çünkü yüksek faizle yatırım olmaz. Yatırım olmadan da istihdam, huzur olmaz. Bankalar maliyet düşüşünü ve ettikleri yüksek kârları ticaret kesimiyle daha fazla paylaşmak zorunda. Ticari kredi faizleri de bir an evvel aşağı inmeli.”
“BANKALAR ACIMASIZ”
İKMIB (İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği) Başkanı Murat Akyüz ise sözlerine “İhracatçılar Cumhurbaşkanımıza ev alamıyoruz demedi ki bankalar konut faizlerini düşürdü” diye başlıyor. Bankaların reel sektöre acımasız yaklaştığını belirten Akyüz şu değerlendirmeleri yapıyor: “Darbe girişiminin olduğu gece bankalar kredi kartlarını çalıştırmayı durdurdular. Doğal olarak halk ATM’lere hücum etti. Sonrasında ise darbe girişimi başarısızlıkla sonuçlanmasına rağmen bankalar teminat yenilemesi yapmadı. Teminatı yenilenmeyen firmaların kredileri geri çağrılmaya başlandı. Bu da bulunduğumuz hassas süreçte firmaları sıkıntıya sokmaya başladı. Cumhurbaşkanımızın çağrısından sonra bankaların sadece konut kredilerinin faizlerini indirmeye başladığını gördük. İhracatçılar Cumhurbaşkanımıza ev alamıyoruz demedi ki bankalar konut faizlerini dü şürdü. ihracatın aynı hızla yapılabilmesi için ticari kredi faizlerinin düşmesi gerekiyor. Bankalar daha insaflı olmalı. Rotatif ve uzun vadeli kredileri vermekte çekingen davranıyorlar. Dünyada yıllık faiz konuşulurken bizde aylık faiz konuşulup tüketici yanıltılıyor.”
“DOMİNO ETKİSİ OLABİLİR”
TOBB içecek Sanayi Meclis Başkan Yardımcısı Mehmet Hakkı Er-bak, bankaların haklı bir sebebe dayanmaksızın krediyi geri çağırmalarını doğru bulmuyor. Böylesi bir tavrın sanayide büyük sıkıntılara yol açabileceğini belirten Erbak, “Bir panik havası ortaya çıktığında makro-ekonomide daha büyük sorunlara yol açabilir. Ekonomide domino etkisi oluşturabilir” diye konuşuyor. Bankaların reel sektöre destek vermesinin beklendiği bu dönemde Erbak şu uyarıyı da yapıyor:
“Bankaların kredi vermede işi yokuşa sürdüğü ortada. Ancak şu da unutulmamalı ki bankalardan destek beklenirken, destek vermeye kalkan kurumların da sıkıntıya düşmemesi gerekir. Bu tedarikçi için de banka için de aynı. Bir malı üretebilirsiniz ama tahsilat zorluğuna düşen bir firmaya tekrar mal verirseniz kendiniz zor duruma düşersiniz. Bu nedenle devlet bankalara yaptırım gücünü kullanırken, gerekli destek mekanizmaların da oluşturmalı. Abartıya gitmemek ve bir denge oluşturmak gerekiyor.”
“SESİMİZİ YÜKSELTELİM”
TOBB Deri ve Deri Ürünleri Sanayi Meclis Başkan Yardımcısı Ender Yazıcıoğlu, teminatı yetersiz olan firmaların bu dönemde bankalarla sorun yaşadığının altını çiziyor. “Iç piyasada vadelerin uzunluğu nedeniyle finans kaynağı çok sığ. Piyasalarda işler kredilerle dönüyor” diyen Yazıcıoğlu, değerlendirmelerini şöyle sürdürüyor:
“Son yapılan düzenlemelerle taşınabilir malların da bankalarda teminat kabul edilebildiğini biliyorum. Ancak bunun fiilen uygulamaya geçmesi gerekiyor. Bu konuda da kamu bankalarının öncelik
yapmasını bekliyoruz. Halen bankalarda faizler yüksek. Bu kadar durgun bir ekonomide enflasyonun iki katı faizi doğru bulmuyorum. Cumhurbaşkanımızın mesajları ve uyarısı çok yerinde. Piyasada söylenmesi gerekenleri Cumhurbaşkanımız net bir şekilde söyledi. Bu çok önemli çünkü kendisi bu ülkenin bir numarası. Bundan sonra STK’larm bu konuda sesini daha fazla yükseltmesi gerekiyor.”
“TEDBİRİ AŞAN YAKLAŞIM”
Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ahmet Sayar, sanayicilerin işleri finansman ile büyüttüklerini belirtiyor. “Makine alımından, yeni yatırıma kadar birçok ihtiyaç için kredi gerekli. Türk iş dünyasının öz sermayesi yetersiz” diyen Sayar, şu değerlendirmeyi yapıyor:
“Yaşanan süreçte krediye ulaşma zorlaşırken, yeni yatırım için kredi bulmak adeta imkansız hale geldi. Bankalar iş dünyasına var olan kredilerini kullandırmamak yolunda hareket ediyorlar. Gerçi bankaların tedbirli olmalarını anlıyoruz ama bu tedbiri aşan bir boyuta geldi. Kredi kullandırtsalar bile maliyetler de çok yükseldi. Bankaların kredi karşılıklarının düşürülmesini yatırımcılara ve müşterilerine yansıtmalarını bekliyoruz.”
PİYASA DENGELERİ BOZULUYOR
MOBSAD (Mobilya Sanayi İşadamları Derneği) Başkanı Adnan Bostan, bu dönemde bankaların reel sektöre kredi verme iştahının azaldığını belirterek sözlerine başlıyor.
Bu şekilde bir yaklaşımın piyasanın dengelerini bozduğunu ise şu şekilde anlatıyor Bostan:
“Mobilya sektörünün de içinde olduğu reel sektör açısından en çok dikkat çeken husus, bankaların kredi verme iştahının azaldığıdır. İkincisi ise istenen kredi karşılığı teminatların oran ve miktar olarak yükselmesidir. Bu koşullarda krediye talebin de azaldığı görülüyor. Bu defa piyasanın kendi kredilendirmesi anlamına da gelen ‘senet’ miktar ve hacminin artması karşımıza çıkıyor. Protestolu bir senedin karşılıksız bir çekten daha az yaralayıcı olduğu düşünülmeye başlıyor. Bu durum da ödenmeyen senetlerin oranının artmasına neden oluyor.”
“BANKALARIN SEÇİCİLİĞİ ARTTI”
Aslandağ Group Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Aslandağ, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bankalarla ilgili son açıklamalarına katıldığını belirtiyor. Bu açıklamanın ardından bankaların katı tutumlarını biraz yumuşattığını söyleyen Aslandağ, “Bankaların kredi vermeden büyümeyeceğini göz önünde tutarsak, kötü niyetli firmaların varoluşundan ötürü bankalar reel sektörde seçiciliğini arttırmıştır. Daha temkinli kredi vermektedir. Sonuç olarak bankalar fazla büyüme iştahına sahip iyi olmayan firmalara yüksek faiz oranları sunmaktadırlar. Bir yanda iş olmadığından yakman bankalar, diğer yanda artan iflas ertelemeleri nedeniyle temkinli olmak isteyen bankalar yer alıyor.
Reel sektörün canlanması için doğru adımlar atılarak her iki tarafında rahatlatılması gerekmektedir. Kötü niyetli firmalar yüzünden ülke ekonomisine katkıda bulunacak birçok reel sektördeki firmalar maalesef arada kaynamakta ve önleri açılamamaktadır” diye konuşuyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ne demişti?
■ Finans sektöründe bazı engellemelerin olduğuna dair bilgiler var. Bu durumu fırsata çevirmeye kalkarlarsa bir daha kapımızı kolay kolay çalamazlar.
■ Zaten milletin parasıyla çalışıyorsunuz. Kalkıp da yatırımcımızın önünü açmaz, daraltır basit bir olayda geriye çağırma gibi bir mantığın içine girerse kusura bakmasınlar ben bunu ihanet olarak değerlendiririm. Sıcak da bakamam. 500 milyar dolar ihracat hedefimize ulaşacağız.
■ Ekonomimizi yatırım, istihdam, ihracat gibi ayaklar üzerinde büyütmek konusunda kararlıyız. Bankacılık sektörümüz güçlü ama gücünü fırsata dönüştürmeye kalkarsa karşısında bizi bulacaktır.
■ Faizler düştü dediğimiz zaman bankalarımızın yatırımcılarımızın önü açılacaktır. Uyduruk bahanelerle kredileri geri çağıran bankalar kendilerine bir saf belirlemiştir. Bu saf ülkemizin milletimizin safı değildir.
Mehmet BÜYÜKEKŞİ / TİM Başkanı
Bankalar bizimle el ele vermeli
Türkiye’de bankacılık müessesesi, iş aleminin işlerini devam ettirebilmesi, yeni yatırım yapabilmesi, ihracat yapabilmesi için önemli bir paydaş. Piyasanın sıkıntılı ve iyi zamanları olabilir. Biz bankacılık sisteminin iyi günde, kötü günde reel sektöre ortak olduğunu düşünüyoruz. Ortaklık müessesi gereği, sıkıntı yaşandığında da ekonomiye olumlu katkı vermek açısından risklerin paylaşılmasını ve sanayicilere, ihracatçıya destek olunması gerektiğini düşünüyoruz. Bu yüzden böylesi bir dönemde kredilerin geri çağrılması, dondurulması gibi bir pozisyon alınmamalı çünkü ekonomi bir beklenti
yönetimidir. Bu beklentileri yönetebilirsek bu sıkıntılardan yara almadan kurtulabiliriz. Kaldı ki 15 Temmuz darbe girişiminden önceki hafta ile sonrasındaki hafta arasında ihracatımızda yüzde 16 artış var. Bu durum gösteriyor ki, endişe edilecek bir durum yok. Büyük ihtimalle ağustos ayında da ihracatta artış açıklayacağız. O yüzden de Cumhurbaşkanımızın açıkladığı şekilde bankaların bir davranış içinde olması ekonomiye zarar verir. Omuz omuza sıkıntıların üstesinden geleceğiz.
En çok birlik beraberliğe ihtiyacımız olduğu bir dönemden geçiyoruz. Bütün siyasi partiler, medya, STK’lar ve iş alemi el ele verdi. Bankaların da bizimle el ele vermesini
bekliyoruz.
Kenan BAYTAŞ / BOSAD (Boya Sanayicileri Derneği) Başkan Vekili
Halen cazip kredi yok
Bankalar bazı firmaların kredilerini geri çağırırken, yeni kredi artışı da yapmıyorlar. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçen haftaki sözlerinden sonra mevcut kredilerde yüzde 1-1.5 faizleri düşürdüler. Konutta da krediler düştü ama bileşikte 1’e geliyor. Son açıklanan paketle Eximbank ihracat kredilerinde teminatı kaldırdı; bu çok iyi bir adım.
Performansı iyi olan firmalar için teminatsız kredi alabiliyor. Ancak genel olarak bankalarda reel sektör için halen cazip krediler yok. Piyasaların hareketlenmesi için tüketici kredi faizlerinin düşmesi gerekiyor. Bazı bankalar özel olarak talep etmezseniz, faizlerdeki düşüşleri size yansıtmıyorlar. Bence bankacılık Türkiye’de kötü yönetiliyor.
BBDK otoritesinin bunları daha iyi denetlemesi gerekiyor. Şu anda bankalar bekle-gör politikası izliyorlar ve yeni kredi vermekte imtina ediyorlar. İSO’nun araştırmasına göre, 500 büyük firmanın karının yüzde 60-70’i finansmana yani faize gidiyor. Böyle bir şey olmaz.
Reel sektörün büyümek için bankalara ihtiyacı var. Türkiye’nin toparlanması için kısa bir zamana ihtiyacı var. Biz özlediğimiz birlik beraberliği nihayet gördük.