Sahne yeni ekonomi yönetiminin
Doların ve borsanın seyrini yeni ekonomi yönetimine atanacak isimler ve uluslararası ticaret savaşlarının seyri belirleyecek. TL varlıkları pozitif ayrışsa da yeni dönemin ekonomik beklentileri henüz fiyatlanmış değil…
PİYASALARIN bir süredir odaklandığı yeni kabinenin pazartesi akşam saatlerinde açıklanması bekleniyor, önceki yıllarda seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından milletvekilleri içinden bakan olması muhtemel isimler üzerine senaryolar kurgulanabiliyor ve fiyatlamalar kabine açıklanmadan önce yapılmaya çalışılıyordu. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde ise şartlan taşımak kaydıyla her Türk vatandaşının bakanlık yapma şansı mevcut. Bu nedenle geçtiğimiz haftalarda çok fazla ismin bakanlık için adının geçtiğini, bir o kadarının da sürpriz olma ihtimalini konuştuk. Bu nedenle genel olarak OHAL’in kalkacak olması ve kabine belirsizliğinin bitecek olmasının TL varlıkları pozitif ayrıştırmasına karşın tam anlamıyla yeni dönemin ekonomik beklentilerinin fiyatlandığım söylemek çok zor.
PİYASA ŞANS TANIYACAK MI?
Ekonomi yönetimin belirli olmasının ardından piyasanın bu kadroya şans mı tanıyacağı yoksa kısa süre içinde yönetimin iradesini test etmeye mi kalkışacağı, isimlerin kim olacağı ve bu isimlerin bugüne kadar çeşitli mecralarda vermiş oldukları mesajlarla ilgili olacaktır. Yeni sistemle tek başına güçlü ve Türkiye’nin kırılganlıklarını artıran yapısal sorunlarla kararlılıkla mücadele edecek bir yönetim algısı oluşturulabilirse, piyasanın şans tanıma evresine geçmesi daha olası. Seçimlerin ardından bir toparlanma yaşanmış algısı olsa da BIST’te seçim öncesine göre yükselişin yüzde 3 civarında, dolar/TL’dcki düşüşün de yüzde 2 civarında kaldığını hatırlatmakta fayda var. Bu da bize geçmiş yıllardaki seçimlerin ardından gördüğümüz fiyatlamaların çok gerisinde olduğumuzu gösteriyor.
YENİ YÖNETİMİ ZOR BİR SÜREÇ BEKLİYOR
Hafta içinde açıklanan ve güçlü artış trendini koruyan enflasyon rakamları TL varlıklar için risk oluşturuyor. TÜFE, Haziran’da aylık bazda yüzde 2.61 ile beklentilerin oldukça üzerinde artarak yıllık bazda 2003 bazlı serinin en yükseği olan yüzde 15.39’a yükseldi. Yurtiçi ÜFE ise aylık bazda yüzde 3.03 artışla yıllık yüzde 23.7 seviyesine yükseldi. Gerek geçtiğimiz yılki yaz aylarında görülen rakamların baz etkisinin yükseltici yönde olma ihtimalinin yüksekliği gerekse ÜFE ile TÜFE arasında açılan makas TÜFE’de henüz yılın zirvesini görmediğimizin işareti. Bu rakamların BIST için işaret ettiği ise ÜFE-TÜFE makası nedeniyle sanayide marjların daralması, artan enflasyona bağlı yükselen faizlerin ıskonto oranlarını artırması ve bankacılık sektöründeki varlık erimesi. Bu nedenle bir süredir devam eden pozitif ayrışmayı sürdürebilmek biraz daha zorlaşırken, ekonomi kabinesinden beklentiler de daha da yükselmiş oldu. Önümüzdeki dönemde yüksek enflasyon ve yüksek cari açıkla mücadelede mi yoksa büyüme yanlısı söylem ve uygulamalar mı ön planda olacak kabine netleştikten sonra cevap verebileceğiz.
TİCARET SAVAŞLARINDA EYLEM ZAMANI
ABD Başkanı Trump öncülüğünde devam eden ticaret savaşları hisse senetleri piyasalarını sarsmaya devam ederken, ABD’nin Çin’e beklendiği gibi 34 milyar dolar değerindeki 800’den fazla ithalat ürününe yüzde 25 ek gümrük vergisi uygulamaya resmen başlamasının ardından, Çin’den misilleme olarak ABD ürünlerine misilleme tarifelerinin yürürlüğe girdiğini duyuruldu. ABD’nin bu 34 milyar dolarlık ek tarifenin yanında iki hafta içerisinde 16 milyar dolarlık ürüne ek vergi uygulamasına başlanabileceği beklenirken, Trump’ın toplam tarife uygulanan ürün miktarının 550 milyar dolara ulaşabileceğini belirtmesi kafaları karıştırdı. Geçtiğimiz dönemde söylemlerin yumuşaması ile rahatlayan piyasalar için bu misillemeler ve söjdemlerin tonunun yükselmesi ticaret savaşı endişelerini yeniden alevlendirdi.
FED PROJEKSİYONUNDA DEĞİŞME YOK
Fed, Federal Açık Piyasa Komitesinin (FOMC) 12-13 Haziran tarihlerinde düzenlenen son toplantısına ilişkin tutanaklarını perşembe günü yayınladı. Tutanaklarda, ABD’de ekonomik faaliyetlerin ve iş gücü piyasasının güçlenmeye devam ettiği vurgulanırken, son enflasyon verilerinin yüzde 2 hedefine ulaşılacağına dair güven verdiği belirtildi. Tutanaklar, Fed yetkililerinin artan risklere rağmen kademeli faiz artışlarına devam edilmesini desteklediğini de ortaya koydu. Fed yetkilileri, haziran toplantısının ardından yayımlanan ekonomik projeksiyonlara göre, yılın geri kalanında iki kez daha faiz artırarak, 2018’i toplam dört faiz artışıyla tamamlamayı planlıyor. 2018 içerisinde sıkça gündeme gelen ve haziran ayı içerisinde yaşanan gelişmelerin etkisiyle küresel piyasaların gündemini oluşturan ticaret savaşlarına yönelik endişeler tutanaklarda kendine yer buldu. îş dünyasının yükselen ticaret bariyerlerinin olumsuz etkilerinden endişelendiğine işaret edilen tutanaklarda, bazı bölgelerdeki şirketlerin ticaret politikasına yönelik belirsizlikler dolayısıyla sermaye harcamalarını azalttığı ya da ertelediği ifade edildi. Tutanaklarda, birçok üye ticaret politikalarına yönelik belirsizlik ve risklerin güçlendiğini ve bunun nihayetinde iş dünyasındaki güveni ve yatırımları olumsuz etkileyebileceğini kaydetti. ABD ekonomisindeki güçlenen görünüm ve güç kazanan büyüme beklentilerinin etkisi ile Fed’in son dönemde şahin bir tavır ortaya koyduğu izleniyor.
Yayımlanan tutanaklarda son dönemdeki Fed’in duruşunu genel olarak teyit eder nitelikteydi. Yılın kalanı için genel beklenti Fed’in iki faiz artırımına gitmesi şeklinde olsa da, Fed’in sıkılaşma süreci için ticaret savaşları ile ilgili gelişmeler ve karşılıklı hamlelerle ticaret savaşına konu olan tarifelerin önemli boyutlara ulaşması bir risk unsuru olarak takip edilecektir. Ticaret savaşlarının küresel ticaret hacmi ve küresel ekonomilerdeki büyüme rakamları üzerindeki etkisini yakından izleyerek, önemli merkez bankaları üzerinde endişe yaratıp yaratmadığı izlemek, ilerleyen dönemlerde gelebilecek faiz artırımlarına dair beklentileri etkileyebilecektir.
BIST-100 için haber akışı önemli
BIST-100 Endeksi’nde hafta içerisinde volatil yukarı yönlü hareketler görüldü. Endeks haftaya negatif bir açılışla başladı fakat destek bölgesinden gelen alımlarla yaklaşık olarak 4100 puanlık bir volatilite gösterdi. Haftanın ilk gününde negatif açılan endeks ilk üç günlük süreçte yatay bir seyir izledi. Perşembe günü işlem hacminde görülen artışla beraber başlayan yukarı yönlü seyrin cuma günü volatil hareketlerle devam ettiğini gördük. Endekste konsolide bölgesinin üst sınırı olan 97.750 seviyesinin yukarı kırılması ve bu kırılışa işlem hacminin eşlik etmiş olması yukarı yönlü hareket beklentisini artırmaktadır.
Fakat haftalık bazda işlem hacminin önceki haftaya göre düşük bir seyir izlemesi ve hafta içerisinde kuvvetli direnç bölgesinin test edilmiş olması yukarı yönlü hareketlere temkinli yaklaşmamıza neden olmaktadır. Nitekim hafta içerisinde direnç olarak izlediğimiz 99.400 seviyesi yukarı geçildi ama bu seviye üzerinde kalıcılık sağlanamadı. Teknik indikatörler tarafında ise pozitif uyuşmazlıklar sonrasında hareketli ortalama eğilimlerinin yukarı yönlü bir seyir izledikleri görülmektedir. Önümüzdeki hafta içerisinde yukarı yönlü hareketin devam etmesi durumunda kısa vadede izleyeceğimiz dirençler 99.400-100.600-101.550 olarak öne çıkmakta. Haber akışına bağlı olarak volatilitede artış görülmesi ihtimaline karşın 97.750 destek seviyesini stop olarak izlemek sağlıklı bir strateji olabilir. Kısa vadede 97.750 üzerinde kalındığı müddetçe yukarı yönlü pozisyonların korunabileceğini düşünüyoruz.
Olası satışlarla 97.750 desteği altına düşülmesi ihtimalinde ise pozitif teknik görünüm bozulacağı ve tekrar konsolide bölgesi içerisine girileceği için 96.900 ve 95.750 seviyeleri destek olarak takip edilebilir.
Dolar/TL’de kabine ve ticaret savaşları izleniyor
Seçimin geride bırakılması ve belirsizlik ortamının ortadan kalkmasına bağlı olarak TL varlıkların toparlanma kaydettiği ve pozitif ayrışma eğiliminde olduğu izlendi. Geçen hafta salı günü açıklanan haziran ayı enflasyon verisi TL varlıklardaki fiyatlama üzerinde etkili oldu. Beklentilerin üzerinde gelen enflasyon verisi sonrasında TL varlıklar üzerindeki satış baskısı artış kaydederken, TL’de değer kayıpları ile yurt içi faizlerde yukarı yönlü bir seyir izlendi. Enflasyon tarafında bozulmanın devam ediyor olması her ne kadar kur tarafında yukarı yönlü hareketleri beraberinde getirse de, 9 Temmuz’da açıklanacak olan yeni kabine, ekonomi yönetimi ve ekonomi politikalarına dair iyimser beklentilerin TL varlıkları geçen hafta da desteklemeye devam ettiği görüldü. Bu taraftaki beklentilerin getirmiş olduğu fiyatlamalarla yurt içi piyasaların pozitif ayrıştığı ve TL’nin enflasyon sonrasındaki kayıplarını geri aldığı izlendi. Haftanın son iki işlem gününde doların küresel piyasalarda değer kaybetmesi de Dolar/TL kurundaki gerilemelerde etkili oldu.
Cuma ABD’de açıklanan istihdam raporunda ortalama saatlik kazançlar verisinin yüzde 0.3 olan beklentisinin altında kalarak aylık bazda yüzde 0.2 oranında artış kaydetmesi doları küresel piyasalarda baskılarken, Dolar/TL’de 4.60’lı seviyelerden 4.57’li seviyelere geriledi. 9 Temmuz Pazartesi günü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yemin etmesinin ardından açıklanacak yeni kabine ve ortaya konulacak ekonomiyle ilgili yol haritası TL varlıkların ve Dolar/ TL kurunun seyri açısından belirleyici olacaktır. Bu durumda Dolar/TL kurunda yaşanacak geri çekilmelerde 4.53-4.50 aralığı ile 4.44 seviyesi destek olarak gündeme gelebilir. Özelikle TCMB’den sert faiz artırım hamlelerinin geldiği süreçte destek olarak çalışan 4.44 seviyesinin kırılıp kırılmayacağı kur tarafındaki fiyatlama ve yön konusunda önem taşımaktadır. 4.44 desteğinin kırıldığının teyit edilmesi aşağı yönlü seyrin hız kazanmasına katkı sağlayabilir. Ancak ticaret savaşına yönelik endişeler nedeniyle gelişen ülke varlıklarında ön plana çıkan satış baskısının yanında, doların küresel piyasalarda değer kazanmasına bağlı olarak Dolar/ TL’de yaşanabilecek yükselişlerde 4.60-4.63 aralığı ile 4.68 ve 4.72 seviyeleri direnç olarak izlenebilir.
ÜZEYİR DOĞAN