Ekonomi - Borsa - Hisse Senedi

Sanayi Üretimi 2018’e Güçlü Başladı

İstihdam 2017 Aralık itibarıyla son bir yılda 1 milyon 619 bin kişi arttı. İşsizlik oranı tek haneyi gördü. Sanayi üretimi beklentilerin üzerinde artışla 2018’e iyi başladı. Öncü veriler ilk çeyrekte yüksek oranlı büyümeye işaret ediyor…

SANAYİ üretimi beklentilerin üzerinde artışla 2018’e güçlü başladı. Büyümenin öncü göstergelerinden sanayi üretimi 2018 yılı Ocak’ta takvim etkisinden arındırılmış verilerle geçen yılın aynı ayma göre yüzde 12 artış gösterdi. Arındırılmamış verilerle artış yüzde 12.9’a yükseldi. OECD ve IMF’nin Türkiye’nin büyüme tahminlerini yukarı yönlü güncellediği bir ortamda, 2018 yılının öncü göstergeleri 2017’deki büyüme performansının 2018’de de süreceğini ortaya koydu. Türkiye ekonomisindeki güçlü büyüme istihdamda da rekor getirdi. 2017 Aralık itibarıyla son bir yılda işgücü 1 milyon 39 bin kişi artarak 31 milyon 579 bin kişiye çıkarken, istihdam edilenlerin sayısı 1 milyon 619 bin kişi artarak 28 milyon 288 bin kişi oldu.

İŞSİZLİK ORANI GERİLEDİ

Kasım, Aralık ve Ocak 2018’i kapsayan Aralık döneminde işsizlik oranı ve işsiz sayısında gerileme devam etti. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) İşgücü İstatistiklerine göre, Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2017 Aralık döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 581 bin kişi azalarak 3 milyon 291 bin kişi oldu. İşsizlik oranı 2.3 puanlık azalış ile yüzde 10.4 seviyesinde gerçekleşti. Aynı dönemde, tarım dışı işsizlik oranı 2.6 puanlık azalış ile yüzde 12.3 olarak tahmin edildi. Genç nüfusta (15-24 yaş) işsizlik oranı 4.8 puanlık azalış ile yüzde 19.2 oldu. Mevsim etkilerinden arındırılmış işsiz sayısı Aralık’ta bir önceki döneme göre 67 bin kişi azalarak 3 milyon 162 bin kişi olarak gerçekleşti. İşsizlik oranı 0.2 puanlık azalış ile yüzde 9.9 oldu. Aralık 2017 döneminde herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olmadan çalışanların oranı, bir önceki yılın aynı dönemine göre 0.6 puan artarak yüzde 33.3 olarak gerçekleşti.

Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burak Arzova, 2017’de istihdam da ciddi artış olduğunu vurgulayarak, “Aylık bazda da istihdam oram Eylül 2017’den bu yana her ay düzenli olarak yüzde 0.5 artış gösteriyor, işgücüne katılım oram ise son iki aydır aynı. Verilen teşviklerin yoğunluğuna karşılık işgücüne katılım oranında artış olmaması, emek piyasasının hala katı olarak seyrettiğini göstermesi açısından önemli. İnşaattaki durgunluğa rağmen istihdam artışı bu ayın en ilginç verisi olarak gözüküyor” dedi.

SANAYİ ÜRETİMİ ARTTI

TÜÎK, geçen hafta hesaplama yöntemi değişen ve güncellenen sanayi üretim endeksi verilerini açıkladı. Takvim etkisinden arındırılmış verilere göre, sanayi üretimi 2018 Ocak’ta geçen yılın aynı ayma göre yüzde 12 artışla beklentilerin üzerinde gerçekleşti. Ocak’ta madencilik ve taşocakçılığı sektörü endeksi geçen yılın aynı ayma göre yüzde 22.9, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 12.3 ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 3.7 arttı. Ocak’ta arındırılmamış sanayi üretim endeksi yıllık bazda yüzde 12.9 artarken, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış verilerle sanayi üretimi bir önceki aya göre yüzde 0.8 geriledi.

2015 temel yıllı olarak ilk defa açıklanan ciro endeksleri de 2018’e artışla başladı. TÜIK verilerine göre sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörleri toplamında takvim etkilerinden arındırılmış ciro endeksi, Ocak’ta geçen aynı ayma göre yüzde 25 arttı. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış toplam ciro endeksi ise bir önceki aya göre yüzde 1.9 artış gösterdi.

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakam Faruk Özlü, Türkiye’nin geçtiğimiz yılın ikinci yarısından itibaren başlayan yüksek sanayi performansını 2018 yılma da taşımayı başardığını söyledi. Özlü yaptığı açıklamada, sanayi üretiminin beklentilerin üzerinde arttığını vurgulayarak, sanayi üretiminde değişen hesaplama yöntemiyle yapılan ölçümlerin büyümeyi öngörmekte daha fazla yardımcı olacağım kaydetti. Türk sanayisinin ithalat bağımlılığının azaltılması, uluslararası pazara entegre olarak geliştirilmesi, rekabet gücünü artıracak programların hayata geçirilmesi amacıyla oluşturulan Yerlileştirme Yürütme Kurulu’nun ilk toplantısının geçen hafta gerçekleştirdiğini belirten Özlü, “Burada alınacak kararların hızla hayata geçirilmesiyle ülkemizde sanayi üretimi artacak ve katma değeri yüksek rekabetçi ürünlerin yerlileşmesi sağlanacak” dedi.

“İLK ÇEYREKTE YÜZDE 7 BÜYÜRÜZ”

Türkiye ekonomisinin 2017 performansını ortaya koyacak büyüme verileri ise 29 Mart’ta açıklanacak. Beklenti 2017 için güçlü iç ve dış talebin katkısıyla Türkiye ekonomisinin yüzde 7’nin üzerinde büyüyeceği yönünde. Bilgi Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Ege Yazgan, yüzde 7’lik bir büyüme konusunda bir konsensüs oluştuğunu vurgulayarak, “Ben yıllık yüzde 7, 2017’nin son çeyreğinde ise yüzde 7.15’lik büyüme beklentisiyle bu konsensusa uyuyorum. Öncü göstergeler çerçevesinde 2018 ilk çeyreğinde de yüzde 7 civarında büyüme bekliyorum. Ondan sonra için şimdiden bir şey söylemek için erken ancak genel gidişat yüzde 6’lar civarında” dedi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) reel sektör, finansal sektör temsilcileri ve profesyonellerden oluşan 75 katılımcıyla gerçekleştirdiği Mart ayı Beklenti Anketi’ne göre ise 2018 ve 2019 yılları GSYH büyüme beklentisi, bir önceki anket dönemine göre değişmeyerek sırasıyla yüzde 4.6 ve yüzde 4.5 olarak tahmin edildi. Geçen hafta açıklanan ankete göre, 2018 yılsonu cari işlemler açığı beklentisi, Mart’ta bir önceki döneme göre 3.1 milyar dolar artışla 48.2 milyar dolara, 2019 için ise 2 milyar dolar artışla 47.7 milyar dolara yükseldi. Mart ayı TÜFE beklentisi yüzde 0.84’ten yüzde 0.82’ye, cari yılsonu TÜFE beklentisi yüzde 9.52’den yüzde 9.49’a geriledi. Katılımcıların bu yılsonu döviz kuru (dolar/TL) beklentisi ise değişmeyerek 4.10 TL olarak tahmin edildi.

VERGİ GELİRLERİ SEVİNDİRDİ

Geçen hafta açıklanan önemli verilerden biri de 2018 Şubat bütçe gerçekleşmeleriydi. Maliye Bakanlığı verilerine göre, geçen yıl Şubat’ta 6.8 milyar TL açık veren bütçe, bu yıl aynı dönemde 1.9 milyar TL açık verdi. Geçen yıl Şubat’ta 1.8 milyar TL açık şeklinde gerçekleşen faiz dışı denge performansı ise Şubat 2018’de 4.8 milyar TL faiz dışı fazlaya dönüştü. 2018 Şubat ayında bütçe gelirleri bir önceki yılın aynı ayma göre yüzde 30.1 artarak 61 milyar TL, bütçe giderleri ise yüzde 17 artarak 62.9 milyar TL olarak gerçekleşti. 2018 Şubat’ta vergi gelirleri geçen yılın aynı ayma göre yüzde 31.4 oranında artarak 52.6 milyar TL olarak gerçekleşti. 2017 Ocak-Şubat döneminde 4.6 milyar TL fazlanın gerçekleştiği bütçe, bu yılın aynı döneminde 201 milyon açık verdi. Bu yılın ilk iki ayında faiz dışı denge performansı ise 12.5 milyar TL fazla oldu. 2018 yılı Ocak-Şubat döneminde bütçe gelirleri geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 12.8 oranında artarak 119.2 milyar TL, bütçe giderleri ise yüzde 18.1 artarak 119.4 milyar TL oldu. Bu dönemde vergi gelirleri yüzde 18.3 oranında artarak 104.6 milyar TL, faiz hariç bütçe giderleri ise yüzde 19.4 oranında artarak 106.7 milyar TL oldu.

Maliye Bakanı Naci Ağbal yaptığı açıklamada yılın ilk iki ayında bütçe harcamalarının bütçe hedefleri ile uyumlu bir şekilde gerçekleştiğini belirterek, bütçe giderleri içerisinde en büyük artışın yatırım harcamalarında olduğunu kaydetti. Ekonomideki canlılığın 2018 yılı vergi gelirleri performansının Orta Vadeli Program’da (OVP) öngörülen hedeflerin aşılabileceğine işaret ettiğini söyleyen Ağbal, “Yeniden yapılandırma kapsamında bu dönemde 2.3 milyar TL gelir elde edilmiş olup, yapılan ödeme tutarı esas alındığında yeniden yapılandırmaya uyum yüksek seviyede seyretmektedir” dedi.

“BÜTÇE DİSİPLİNİNE SADIK KALINIYOR”

Prof. Dr. Ege Yazgan, Türkiye ekonomisinin güçlü büyüme performansı sergilediği bir dönemde bütçede ciddi bir bozulma olmadığına dikkat çekerek, “Bütçe dengesi aylık olarak açık vermiş olabilir. Ancak Türkiye ekonomisinin büyüme performansı devam ederken, belli bir bütçe disiplinine sadık kalmıyor. Aksi türlü olsa cari işlemler açığı ile birlikte çok ciddi enflasyon ve döviz sarmalına götürürdü. Öyle bir şey de görmüyoruz. Enflasyon farkını düzelten son bir iki günlük dövizdeki hareketlenmeyi bir kenara bırakacak olursak, orada da çok fazla ileri gitmiş, korkulacak bir durum yok.

Bunun en önemli nedeni de bütçe disiplininin devam edilmesi” dedi.

CARİ İŞLEMLER AÇIĞI 7.1 MİLYAR DOLAR

TCMB, geçen hafta yılın ilk ödemeler dengesi verisini açıkladı. Cari açık Ocak’ta beklentilerin üzerinde arttı. Cari işlemler açığı, Ocak’ta geçen yılın aynı ayına göre 4.4 milyar dolar artarak 7.1 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bunun sonucunda, 12 aylık cari işlemler açığı 51.6 milyar dolara yükseldi. Söz konusu gelişmede, ödemeler dengesi tablosundaki dış ticaret açığının bir önceki yılın aynı ayma göre 4.5 milyar dolar artarak 7.6 milyar dolara ve birincil gelir dengesi açığının 82 milyon dolar artarak 479 milyon dolara yükselmesi etkili oldu. Yatırım geliri kaleminden kaynaklanan net çıkışlar, bir önceki yılın aynı ayına göre 54 milyon dolar artarak 401 milyon dolar düzeyinde gerçekleşti.

İkincil Gelir Dengesi kalemi kaynaklı net girişler, bir önceki yılm aynı ayma göre 71 milyon dolar azalarak 98 milyon dolara geriledi. Ocak’ta seyahat kaleminden kaynaklanan net gelirler 127 milyon dolar tutarında artarak 822 milyon dolara yükseldi. Doğrudan yatırımlardan kaynaklanan net girişler, bir önceki yılm aynı ayına göre 149 milyon dolar azalarak 288 milyon dolar olarak gerçekleşti. Portföy yatırımlarında 4.9 milyar dolar, diğer yatırımlarda 7.5 milyar dolar tutarında net giriş gerçekleşti. Resmi rezervlerde 4.4 milyar dolar net giriş yaşanırken, Ocak’ta net hata noksan kaleminde 1.2 milyar dolarlık kaynağı belirsiz para çıkışı oldu.

Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burak Arzova, 2017’de cari açığın 47.1 milyar dolar olduğuna dikkat çekerek, Ekim 2016’da yayımlanan 2017-2019 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program’da (OVP) yer alan ilk tahminlere göre olumsuz sapmanın yüzde 47.2 iken, Ekim 2017’de yayımlanan 2018-2020 dönemi OVP’de revize edilen tahminlere göre ise yüzde 20.2 olarak gerçekleştiğini vurguladı. 2017’de gerçekleşen bu oranda büyük bir olumsuz sapmanın 2018’in ilk rakamlarına da olumsuzluğun büyüyerek devam edebileceğini işaret ediyordu. Arzova, 2017’de gerçekleşen bu oranda büyük bir olumsuz sapmanın 2018 yılının ilk rakamlarına da büyüyerek yansıyacağını işaret etti.

Prof. Dr. Ege YAZGAN / Bilgi Üniversitesi Rektör Vekili
İthalatı ikame edecek politikalara ağırlık verilmeli

2017 Aralık’da işsizlik rakamları küçük bir iyileşme ile geldi. İstihdam arttı. Ekonomi yeni işgücü oluşturuyor ancak bu genç nüfus ağırlıkta olduğu için yeni istihdama katılanların taleplerini karşılamaya yetmiyor. Biraz daha sanayi ağırlıkta istihdam yaratma sürecine geçersek, daha rahat olacağız. Verilere bakıldığında sanayide istihdam oluşturulsa da, hala istihdam sağlayan ana sektör hizmetler. İstihdamın artırılmasına yönelik destekler getiren torba yasada stratejik sektörlerin sanayi ve katma değer yaratan bilişim sektörü olması çok doğru bir tercih. Büyüme modeli açısından da öyle. Ödemeler dengesi verilerine baktığımızda, cari açığın son dönemde özellikle ithalattaki artışla arttığı görülüyor, ithalattaki artış daha çok yeni üretim, ara malı ithalatı şeklinde gerçekleşiyor. Bizim bu noktada ara malı ithalatını yerli üretimde ikame edeceğimiz yer yine sanayi sektörü. Buralara teşvik verilmesi cari işlemler açığındaki zayıflığı da ortadan kaldıracak. Ocak’ta cari açık büyüdü ancak net döviz girişi açığın üzerinde gerçekleşti. Finansman tarafında bir sıkıntı olmadı. Bunların çoğu portföy yatırımı, doğrudan yatırım beklemek için doğru konjonktürde değiliz. Yurtdışında hava kötüleşirse, finansmanın maliyeti açısından biraz zorlanabiliriz. Bir an önce ithalatı ikame edecek politikalara ağırlık verilmeli. O zaman cari açıkta iyi bir yere gidebiliriz.

Prof. Dr. Burak ARZOVA / Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi
İhracat ve portföy yatırımlarının desteği şart

2018 Ocak’ta cari açık/GSYH oranı yüzde 5.2 seviyesine yükseldi. Benim her zamanki görüşüm büyüyen bir ekonomide hele ki ihracat için ithalat yapmak zorunda olan bir ekonomide cari açık kaçınılmaz. Nitekim cari açığı finanse ettiğiniz sürece bunun sorun olduğunu da düşünmüyorum. Burada en önemli dayanağımız turizm gelirlerindeki artış. Bu son derece olumlu bir gelişme. 2017’ye kıyasla rezervasyonlar çok daha fazla.

Ancak bu gelir artışı tek başına yeterli değil. Cari açığın finansmanı açısından ihracatın ve yurtiçine portföy yatırımlarının desteği şart. İhracat her ay yükseliyor bu çok olumlu ancak 157.6 milyar dolar olan 2014 ihracat tutarını, 2017’de (157.1 milyar dolar] yakalayamadık. Portföy yatırımlarına baktığımızda 2018 Ocak’ta net doğrudan yatırım girişi 288 milyon dolar olurken, 2017 Ocak’ta 437 milyon dolar olarak gerçeklemiş. Cari açığımızı finanse eden ise hisse senedi, bono, tahvil satın almak için giren para olmuş ki, 2017’de bu tutar 1.6 milyar dolar iken, 2018’de 4.9 milyar dolara yükselmiş.

Bunun sürdürülebilir olup olmadığı hususu çok açık. Nitekim cari açık verisi sonrası tahvilden yabancı çıkışı doların TL karşısındaki yükselişini de hızlandırıyor.

Çünkü dolar kıt, talep ise yükselmeye başladı. Sermaye piyasalarına girişin devamı olmadığı sürece cari açığın finansmanı konusu bu yıl için sıkıntılı gibi duruyor. Kanaatimce ikinci çeyrek ortasından itibaren tüm makro verilerde güçlü bir revizyon gerekebilir.

Prof. Dr. Berrin CEYLAN ATAMAN / Altınbaş Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı
İstihdam artışında teşvikler etkili

İşgücü İstatistiklerine göre, 2017 Aralık’ta j Türkiye’de işsizlik bir önceki yılın aynı dönemine göre 2.3 puan azalışla yüzde 10.4 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlikteki düşüşte istihdam seferberliğinin katkısının ne olduğunu ölçmek için bir etki analizi yapmak gerekir. Ancak politika yapıcılar işsizlikteki düşüşte 2017 istihdam teşviklerinin etkili olduğunu kabul etmiş ki, 2018’de de 2017’deki teşviklerin artarak devam edeceği yönünde karar almış. İstihdam teşvikleri iki bakımdan olumlu.

İlk olarak 2018’de yakalanması hedeflenen yeni istihdamın stratejik sektörler olarak belirlenen imalat ve bilişim sektörlerinde olmasına karar verilmiş olması isabetli. İkinci olarak da teşvikler yoluyla yaratılan istihdamın kayıtlı olması önemli bir sonuç. Ancak büyümekte olan ekonomilerde yaratılan istihdamda niceliğin niteliğe feda edilme riski var. 2017’de istihdam artışının yine inşaat ve hizmet sektörlerinde olması da bu görüşü doğrular nitelikte. İnşaat ve hizmetler sektörleri düşük ücretli ve üretkenliğin düşük olduğu sektörler olduğu gibi kayıt dışı çalıştırmaya elverişli sektörler.

Aralık 2017 verileri kayıt dişiliğin bir önceki döneme göre 0.6 puan artarak yüzde 33 olarak gerçekleştiğini gösteriyor. 2017 Aralık verilerinde kadın işgücüne katılma oranındaki (IKO] artış da dikkat çekici. 2017 Aralık döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre erkeklerde IKO 0.2 puanlık artışla yüzde 71.7 olurken kadın IKO 1.3 puanlık artışla yüzde 33.5 olarak gerçekleşti. Bu durumun kadın işsizlik oranı üzerinde baskı oluşturacağı öngörüsü de yapılmalı.

Hülya Genç Sertkaya

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu