Sanayide Yerlileştirmeye Büyük Destek
Sanayide yerlileştirme seferberliği başladı. Türkiye’nin ithalatını 19.6 milyar dolar azaltacak 43 ürün grubu belirlendi. Geliştirilecek projelerde, yatırıma özel destek ve teşvik mekanizmaları devreye girecek…
Kurul işbaşında…
Yerlileştirme Yürütme Kurulu’nun yapısı ve Yerlileştirme Ürün Programı 3 Ocak 2018’de Ekonomi Koordinasyon Kurulu’na arz edildi. 23 Ocak 2018’de Başbakanlık Genelgesi ile Yerlileştirme Yürütme Kurulu oluşturuldu. Yerlileştirme Yürütme Kurulu ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı başkanlığında Bilim, Sanayi ve Teknoloji, Ekonomi, Gümrük ve Ticaret, Kalkınma ve Maliye Bakanlarından oluşuyor. Kurul, sanayinin ithalat bağımlılığını azaltacak, rekabet gücünü artıracak programların hayata geçirilmesi amacı ile çalışmalar yürütülmesine, uluslararası pazarlara entegre edilmesine, orta-yüksek ve yüksek teknolojili ürünlerin sanayi ve ihracat içerisindeki payının arttırılmasına yönelik faaliyetleri değerlendiriyor, koordine ediyor ve gerekli tedbirlerin alınmasını sağlıyor. Desteklenmesi uygun görülen programların teşvikine ilişkin tavsiye kararları alacak olan Kurul, yürütülmekte olan kamu projelerine yerlileştirme kapsamında önerilerde bulunacak. Kamu projelerinde Sanayi İşbirliği Programı (SİP) Yönetmeliği’nin uygulanmasına ilişkin tavsiye kararları alacak.
TÜRKİYE, ithalata bağımlılığı azaltacak, cari açığı frenleyecek adımlarım hızlandırıyor. Sanayinin ithalat bağımlılığını azaltmak, rekabet gücünü artıracak programları hayata geçirmek amacıyla kurulan Yerlileştirme Yürütme Kurulu, sanayide yerlileştirme seferberliği için ilk etapta desteklenecek sektörleri ve ürün gruplarını belirledi. Buna göre yedi odak sektörde 43 ürün grubunun yerli üretimine destek ve teşvik verilecek. Yatırım ihtiyacı analiziyle bu ürün gruplarında geliştirilecek projelerin özel destek ve teşvik ihtiyacı belirlenecek. Yatırımların ihtiyacına göre, ürün geliştirme ve ticarileştirme, teknoloji geliştirme, sertifikasyon ve smai haklar, yer tahsisi, yatırım teşvikleri, vergisel düzenlemeler ve altyapı destekleri devreye sokulacak. Yerlileştirilecek ürün gruplarının global pazara entegrasyonu da ihmal edilmeyecek. Dış ticaret pazarları belirlenecek, serbest ticaret anlaşmaları yapılacak. İhracat aşamasında teşvikler, gümrük vergileri, koruma tedbirleri, ihracat destekleri devreye girecek. 43 üründe yapılacak yerlileştirmenin ilk etkileri iki yıl içinde hissedilecek, beş yıl içinde ise 19.6 milyar dolar yurtiçin-de kalacak.
YÜKSEK TEKNOLOJİ TARAMASI
Yerlileştirme Yürütme Kurulu’nun 15 Mart’ta gerçekleştirilen toplantısında bir sunum yapan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü, sanayide yerlileştirme seferberliği için ilk etapta desteklenecek sektörlerin ve ürün gruplarının belirlendiğini açıkladı. Özlü, yedi odak sektörde 43 ürün grubunun yerli üretimine destek ve teşvik verileceğini söyledi. Özlü’nün yaptığı sunuma göre, ürün belirleme çalışmaları 2017 yılında gerçekleştirilen 171.5 milyar dolarlık ara malı ithalatının 130 milyar dolarlık bölümünü oluşturan imalat sanayindeki 2 bin 739 ürün grubunun taranmasıyla başlatıldı. Bu çerçevede 2017 yılında yaklaşık 59.7 milyar dolar ithalatın yapıldığı orta-yüksek ve ileri teknoloji içeren bin 180 ürün programa alındı.
Ürün grupları belirlenirken ürünlerin “orta-yüksek ve yüksek teknoloji grubunda yer alması, Türkiye’nin üretim yetenekleri, ithalat payı, pazar büyüklüğü, rekabet potansiyeli, teknoloji düzeyi” gibi kriterler dikkate alındı. Bu grup içinde hızlı ve rahat şekilde üretime geçilebilecek kimya ve ilaç, yarı iletken ve elektronik, makine ve teçhizat, motorlu kara taşıtları, gıda, içecek ve tütün, bilişim ve yazılım ile ana metal sektörlerinde 43 ürün grubu belirlendi. İlk yerlileştirme listesinde aşılardan serumlara, güç elektroniği sistemlerinden elektrikli ve hibrit araçlar için batarya ve güç yönetim sistemlerine, smai robotlardan dijital gösterge panellerine, simülasyon yazılımlarından sıvı çelik üretim hammaddesine kadar birçok ürün grubu yer alıyor.
ÖZEL DESTEK İHTİYACI BELİRLENECEK
Yerlileştirme projelerinin değerlendirmesinde ürün analizi, yatırım ihtiyacı analizi ve teknoloji analizi dikkate alınacak. Ürün analizinde, ürünün ithalat bağımlılığı, teknoloji düzeyi, Türkiye’deki test ve sertifikasyon ihtiyacı, markalaşma ve fikri smai haklar durumu, yurtiçi pazar durumu, ihracat ve yurtdışı yakın pazar durumu, katma değer ve ekonomik faydaya bakılacak. Yatırım ihtiyacı analizinde potansiyel yatırımcının yurtiçi üretim ve yabancı yatırımcı durumu, altyapı, arsa ve makine ihtiyacı dikkate alınarak ne kadarhk bir yatırıma ihtiyaç duyulduğu belirlenecek. Kaynak analizi yapılacak. Bu alanlarda yatırım yapacaklara verilecek teşvik ve destekler gözden geçirilecek. Projenin özel destek ve teşvik ihtiyacı belirlenecek. Gümrük düzenlemeleri, vergisel düzenlemeler, diğer destek mekanizmaları ve yasal düzenlemelere duyulan ihtiyaç dikkate alınacak. Yatırımın teknoloji analizinde ise teknoloji öngörüsü yapılacak, arge desteği verilecek.
YARARLANILACAK DESTEKLER
Yerlileştirme ürün gruplarına yönelik geliştirilen ve hayata geçirilmesi öngörülen projeler, KOSGEB icra Kurulu kararıyla ürün geliştirme, ticarileştirme noktasında 5 milyon TL’ye kadar destekten yararlanabilecek. Teknoloji geliştirme noktasında TÜBİTAK Bilim Kurulu, TEYDEP, Ar-Ge ve Tasarım Merkezleri devreye girecek. Sertifikasyon ve smai haklarda Türk Patent-TSE destekleri, yer tahsisinde OSB, endüstri bölgesi, kümelenmeler, teknopark ve sanayi kuruluşlarına verilen destekler uygulanabilecek. Söz konusu projelerde Ekonomi Bakanlığı’nm yatırım teşviklerinden, Maliye Bakanlığı’mn vergisel düzenlemelerinden, Kalkınma Bakanlığı’mn altyapı desteklerinden yararlanılabilecek. Söz konusu ürünler sadece iç piyasanın talebini karşılamak, ithalatı önlemek için yapılmayacak. Global pazara entegrasyon süreci de planlanacak.
ÖNCELİKLENDİRME KRİTERLERİ
Bu noktada Yerlileştirme Yürütme Kurulu’nun ürün ve firma kriter onayı sürecinden de bahsetmekte fayda var. Önce bilgi istek dokümanı yayımlanacak. Firmalar tarafından iletilen talepler değerlendirilecek. 70 üzerinde puan alan ürünler arasında önceliklendirme yapılması, yol haritasının belirlenerek Yerlileştirme Kurulu’na sunulması, ürün bazında desteklerin hayata geçirilmesi söz konusu olacak.
Ürün önceliklendirme kriterlerinde ürünün orta-yük-sek ve yüksek teknoloji grubunda yer alması, ülke ithalatı içerisinde önemli paya sahip olması, ihracat potansiyelinin bulunması, diğer sektörlere katkısının ve ürün teknoloji hazırlık seviyesinin yüksek olmasına bakılacak.
Firma önceliklendirme kriterleri çerçevesinde ise üretim yetenekleri, gerçekleştirdiği ihracat tutarları, finansal güvenilirliği, yerlileştirme projesine özsermaye katkısı oranı, projeye müşterisiyle başvurması, arge merkezi durumu gibi esaslar göz önünde bulundurulacak.
Girişim sermayesine ihtiyaç duyan yüksek teknoloji başlangıç şirketlerinin değerlendirilmesi, KOSGEB’in görev alanı kapsamında düzenlenecek.
Mehmet ŞİMŞEK / Başbakan Yardımcısı
“Kamu alımlan kaldıraç olacak”
Türkiye’nin özellikle imalat sanayinde dışa bağımlılığını azaltmak, ithal girdi bağımlılığını en aza indirmek için ciddi bir çaba içerisindeyiz. Yerlileştirme Yürütme Kurulu’nun ilk toplantısını Mart ortasında yaptık. Biz bin 64 ürünü programa aldık. Önümüzdeki bir yıl içinde çalışmaları hızlandıracağız. İlk etapta belirlediğimiz yaklaşık 20 milyar dolarlık ithalata denk gelen 43 ürün grubunun çalışmalarına başladık. Bu ürün gruplarının hızlı bir şekilde yerlileştiriimesi için yoğun bir çaba içerisindeyiz. Bizim bu yerlileştirme çalışmalarımız, 70’li yıllardaki ithal ikameci mantıkla yapılmıyor. Yerlileştirme çalışmalarımız son derece şeffaf, dışa açık. Rekabetçi ve adil bir ortam sağlayarak, kamunun eğer bir alımı varsa alım gücünü kullanarak, yoksa rekabetçi şartlarda çok güçlü destekler vererek, bilgi ve teknoloji yoğun sektörleri destekliyoruz. Kamu alımları belirli alanlarda önemli bir kaldıraç görecek. Kamu alımlarının olmadığı alanlarda biz bu ürünlere bu türden üretimi dünyada en rekabetçi kılacak şekilde destek vermeye hazırız. Biz bir ekosistem oluşturuyoruz, argeye çok güçlü destek veriyoruz. Büyük ölçekte arge yapan firmalara, 100 TL arge karşılığında 225 TL’Iik destek veriyoruz. Dolaylı etkisiyle bu desteklerin daha da yüksek olduğunu biliyoruz. 2017 Eylül’de bir anlamda özel yatırım teşvikleri çerçevesi oluşturuldu. Yatırımcıların ihtiyacı olan, yatırımların önceliklerine göre teşvik vermemiz mümkün.
Türkiye cari açık sorununu çözecek çünkü cari açık ülkeyi kırılgan yapıyor, o zaman küresel risk iştahının merhametine kalıyorsunuz. Biz tasarrufları artırarak ve yerlileştirme çabalarıyla ülkemizi çok güçlü bir şekilde konumlandıracağız.
Adnan DALGAKIRAN / TİM Yönetim Kurulu Üyesi, Makine ve Akşamları Sektör Kurulu Başkanı
“Rekabetçi üretmek ve markalaşmak şart”
Türkiye’de katma değerli ürünler üretme arzusu çok iyi. Ondan sonraki strateji ‘Neyi ve nasıl üreteceksin?’ olmalı. Bu işe sadece ‘yapabilmek’ olarak bakarsak, yanılırız, zararlı çıkarız. Yapmak 20 yıl önce tek başına önemliydi. Şimdi ise dünyanın her yerinde her şey üretiliyor.
O zaman ne önemli derseniz, yaptığımız ürünü rekabetçi yapabilmek, markalaştırabilmek, dünyada yaygın servis ağını oluşturabilmek, doğru pazarlama stratejisi kurabilmek… Yatırımları bu kavramlarla birlikte düşünürsek, başarılı oluruz. Ancak bu zamana kadar yaptığımız gibi devam eder, harcadığımız paralar ile yaptığımız faaliyetlerin performansını değerlendirmezsek, hayal kırıklığına uğrarız. Özellikle sınırlı kaynakların doğru harcanması için kamunun da performans değerlendirmesini yapması gerekiyor. Yeni getirilen sistem bunu bütünlüklü olarak ele alıyorsa; bunu başarabilecek insanlara sahibiz. Sistemi bir bütünlük içinde düşünmek, bunun planlanmasını yapmak gerekiyor. Bizim çok ama çok akıllı olmamız lazım.
Tahsin ÖZTİRYAKİ / TİM YKB Vekili, TİM Sektörler Konseyi Demir ve Demir Dışı Metaller Sektör Kurulu Başkanı
“Sıvıdan üretimin desteklenmesi doğru”
Türkiye’de demir çelik üretimi son derece güçlü; dünyaya ihracat yapan bir sektör. Türkiye’nin ihracatını engellemek için önlem alan ülkeler bile var. Bu nedenle yerlileştirme kapsamında sıvıdan üretilenleri desteklerken, sıvıdan üretilmeyenlerin de korunması, yaşatılması gerektiğini düşünüyorum. Yerlileştirme stratejisi çerçevesinde sıvıdan üretimin desteklenmesi doğru bir yaklaşım. Şu anda yürüyen ^ demir çelik sektörü sıvıdan ve cevherden üretmiyor diye ona engel olacak bir adım atılmamalı. Esas doğru olan yerlileştirmeye dönük, ‘İSİy daha hammaddeden başlayan bu sürecin ileriki aşamalarında üretilmiş ürün bazında da kontrol edilip, kollanması.
Türkiye’nin ihtiyacı olan ara malı ve hammadde imalatında devletin yatırımcılarıyla birlikte hareket edeceği bir başrol üstlenmesi gerekiyor. Buna benzer yaklaşımlar farklı ülkelerde yapıldı. İşin özü, ‘yaşayana dokunmamak, yeni yapılacak doğru yatırımlara destek vermek’.
Ahmet BAYRAKTAR / Farba Otomotiv Aydınlatma ve Plastik Fabrikaları A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı
“Müşteri talebi olmadan yerlileştirmenin anlamı yok”
Otomotiv yan sanayi bağımlı bir sektör. Müşterimiz olan araç üreticilerinin ihtiyacı olmadan bizim kendi başına bir ürünü yerlileştirmemiz mümkün olmuyor. Bizim sektörde asıl olan müşteridir.
Türkiye teşvik verildi diye yatırım yapılmaz. Müşteri talebi olmadan yerlileştirmenin anlamı olmaz. Örneğin yeni nesil elektronik fren sistemi donanım ve yazılımı. Bu konuda bir müşteri talebi olursa, yatırım yapılabilir. Araç üretimleri ile ilgili kararlar, bu tip teknolojik ürünlerin satın almalarıyla ilgili kararlar yurt dışında veriliyor. Dolayısıyla buradaki araç üretici yöneticisinin böyle bir teknolojik ürünü satın alma kararını verebileceğini sanmıyorum. Talep bulunması, cazip olması, güvenilir olması lazım. Tedarik zincirinde çalışıyorsunuz ve stok yok. Günlük saatlik sevkiyat yapıyorsunuz. ‘Ben yaparım’ diyene verilecek bir iş değil.
Biz aracı Türkiye’de üretiyorsak, kararları Türkiye’de veriliyorsa bu tür teknolojik ürünleri üretmek ve satmak kolay olur. Bu noktada da aracı satmak, markalaşmak, satış sonrası hizmetler gibi başka konular devreye girecek.
Rahmi AKTEPE / Türkiye Bilişim Derneği Başkanı
“Sektör açısından cesaret verici”
Hükümetin destek mekanizmalarında anlayış değişikliğini görüyoruz. ‘Herkesi destekleyerek fakirlikle mücadele etmek’ yerine, belli alanların seçilerek desteklenmesi ve teşvik edilmesi gündemde. Bu oldukça doğru bir yaklaşım. Sektör açısından cesaret verici. Yerlileştirme seferberliği çerçevesinde bilişim ve yazılım alanında belirlenen ürün grupları konusunda, Türkiye’nin zaten önemli bir potansiyeli var.
Bu potansiyelin doğru bir şekilde desteklenmesi halinde dış ticaret açığına önemli katkıda bulunacağını ifade edebiliriz. Sektörümüz açısından seçilen alanlar, büyük yatırım ihtiyacı gerektirmiyor. İnsan kaynağı takviyesi, sinerjinin, yatırım ikliminin yaratılması ve uygun destek mekanizmaları ile hedefe ulaşılabilir. Tercihlerin yerli ve milliden yana olgunlaştırılmasıyia, belirlenen bu stratejik ürünleri Türkiye’de üretmek çok kolay. Cari açığı kapatabilmek için yerli ve milli üretimin tercih edilmesi anlayışını kamu kadar özel sektörün de benimsemesi ve desteklemesi gerekiyor. Bu da yaratılacak iklime bağlı.
Timur ERK / Türkiye Kimya San. Derneği Onursal Başkanı
“Yatırımcı araziye para vermemeli”
Yerlileştirme çalışmaları çerçevesinde ilaç ve kimya sektöründe ilk etapta belirlenen ürün gruplarını genelde olumlu ve doğru kararlar olarak değerlendiriyorum. Çoğunluğu da petrokimyasallar. Petkim, Türkiye’nin petrokimyasal ihtiyaçlarının yüzde 15’ini karşılıyor, geri kalanı ithal ediliyor. İthal bağımlılığının çok fazla olduğu bu sektörde yerlileştirmeye gitmek çok doğru bir adım. Petrokimyasalların hammaddesi Türkiye’de yok. Türkiye’de ne doğalgaz ne ham petrol var. Bu nedenle petrokimyasal yatırımlarında ham petrol ve doğalgazı olan ülkelerle işbirliği yapmak ve ortak yatırıma gitmek en ideal çözüm.
Diğer alternatif ise büyük bir proje yapıp, kümelenmeyle işin fizibilitesini artırmak; Chemport Projesi gibi. Tıpkı 1970’lerde Devlet Planlama Teşkilatı’nın yaptığı gibi, Yarımca ve Aliağa’da entegre tesisle başlanacak. O zaman katma değer artar.
Bunun için Adana Ceyhan belirlendi. Adana Ceyhan’da hem petro rafineri hem de petrokimya türevlerini üretme söz konusu olacak. Bunların hepsi büyük yatırımlar. Petro rafineri yatırlmı 6 milyar dolar. Bunu Türkiye’de yapacak babayiğit yok. Dolayısıyla altyapı, liman kurma, deniz doldurma ve karada kamulaştırma bedellerini devlet karşılamalı. Bunun için bütçeye asgari 1.5 milyar dolar konulmalı. 2018 bütçesinde yok. İnşallah 2019 bütçesinde olur. Yüksek montanlı yatırımları, yerli yatırımcı kolay kolay tek başına karşılayamaz. Yabancı sermayeye ihtiyaç var. Yatırımcı araziye para vermek istemez; vermemeli, makine ve teçhizata para ayırmalı.
Necdet BUZBAŞ / TOBB Türkiye Gıda Sanayi Meclis Başkanı
“Yüksek teknoloji ürünleri coğrafyaya bağımlı değil”
Bu millileştirme hareketi orta ve yüksek teknoloji ürünlerle yapılırsa Türkiye kazanır. Gıda ve tarım sektörü bence yerlileştirme ürün grupları içinde düşünülmemeli. Gıda sizin bulunduğunuz coğrafya itibarıyla üretebileceğiniz milli ürünlerdir. Üretemiyorsanız ^ yurtdışından alırsınız. Çeşit olarak coğrafyanıza bağımlısınız. Ama yüksek teknoloji ürünleri coğrafya ile bağımlı değil. Hammaddesini dünyanın herhangi bir yerinden getirebilirsiniz. Örneğin Japonya, İsviçre. Buralarda herhangi bir metal yok. Biri otomotiv sanayinin, diğeri çikolata sanayinin teknolojilerini üretiyorlar. Türkiye’nin gıdada dış ticaret dengesi pozitif. Gıda sanayi için düşünülecek olursa, temel açık verdiğimiz, ithalatını yaptığımız hammaddelerden biri yağlı tohumlar, ham yağ. İkincisi de yem bitkileri. Soya ve mısır ithalatımız yüksek. 2 milyon ton soya ithalatı yapılıyor. Bu ürünlerin Türkiye’de üretimi yapılabilir. Gerekli tarımsal destek mekanizmaları devreye sokularak bu ürünlerin üretimleri gerçekleştirilebilir.
HÜLYA GENÇ SERTKAYA