Saran Holding Enerji Sektörüne Yatırımda Pes Etmedi
Müsabakaya Devam
Saran Holding’in 400 milyon dolarlık cirosunun yüzde 50’ye yakını dijital medyadan geliyor. 187 milyon doları da turizmden… Saadettin Saran büyük umutlarla girdiği enerjide ise 2006’dan beri bir türlü şeytanın bacağını kıramıyor. Yine de pes etmiş değil. Bu kez güneş santrallerini deneyecek.
Sadettin Saran her zamanki gibi… Fit, şık, şirketinin Anamallarından yana ketum ve elbette uzun boylu… Saran Holding Yönetim Kurulu Başkanı, sekiz sektöre yayılmış 3,1 şirketinin İstanbul, Sarıyer’deki merkezinde, yüzmede Kasım 2012’de kırdığı altı Türkiye rekorundan ve Mayıs 2013’teki Hollanda şampiyonluğundan ‘öylesine’ bahsediyor. “Dört beş aydır ara verdim” diyor “Ama tekrar başlayacağım” diye de ekliyor.
Türkiye Milli Yüzme Takımı eski kaptanı ABD, Ken-tucky Üniversitesi’nde yüzme bursuyla makine mühendisliği yüksek lisansını tamamladığı 1987’den bugüne, hakkı yeterince verilmemiş en parlak girişimcilik öykülerinden birini gerçekleştirdi. 24 yaşındayken -1989- cebinde bin 700 dolarla gittiği ABD’de, otomobilde uyuyarak geçirdiği bir haftanın sonunda ESPN’den üç aylığına kamyon yarışı yayın lisansı koparmayı bildi; aynı yıl Bell helikopterlerinin üreticisi Textron’un Türkiye temsilciliğini almayı başardı.
Bugün geldiği noktada dünyanın ilk dört, Türkiye’nin ise bir numaralı dijital spor içeriği sağlayıcısı; Çek Cumhuriyeti’nin en büyük seyahat acentesinin ortağı; Fenerbahçe’nin her daim başkan adayı, Harvard’da 600 kişiye Güneydoğu sorunuyla ilgili konuşma yapmış, ABD Başkanı Obama ile Türkiye – Ermenistan ilişkilerini anlatmış biri… Çalışma masasının arkasındaki duvara asılı Hillary Clinton gibi şahsiyetlerle çekilmiş fotoğraflarının olduğu ofisinde FORBES’a 25 yılda inşa ettiği holdinginin, 2013’ü 400 milyon dolar ciroyla kapattığını söylüyor. 2017’de ise 500 milyon doların üstüne çıkmayı hedefliyor.
Ama bu rakam, holdinginin üç yıl önceki cirosunun bile 100 milyon dolar altında. 49 yaşındaki Sadettin Saran, FORBES’a verdiği 2005 tarihli bir röportajında henüz 14 şirketi ve 500 çalışanı olan 75 milyon dolarlık bir grubu yönetiyordu. 2010’da verdiği röportajında ise telaffuz ettiği rakam 500 milyon dolardı. Beş yılda ciro bazında şirketini yedi kat büyütmüştü. Üstelik yenilenebilir enerjiye 1 milyar dolar yatıracağı ve krom madenciliğinde Kastamonu’daki 1,4 milyon tonluk rezervlerine ek yeni sahalar almayı planladığı bir gelecekten söz ediyordu.
Sadettin Saran, ‘asıl büyük atılımı gerçekleştirme’ stratejisini enerji ve madencilik üzerine kurmuştu. Ama özellikle enerji, iş hayatının belki de en büyük hayal kırıklığına dönüştü. O dönem 4 milyon dolar yatırım yaptığı krom işinden, yerli ortaklarıyla “büyüme stratejisi üzerindeki anlaşmazlık” nedeniyle çıktı. Mersin, Tunceli ve Erzurum’da ihalesi kazanılan üç HES projesinden ise ÇED raporu alamamaları, köylülerin ve çevreci kuruluşların direnişi (özellikle Tunceli) sonucunda vazgeçmek zorunda kaldı. “Her şeye rağmen Erzurum’daki santrali yapmak istiyorduk ama Hayvan Koruma Derneği’nden ÇED raporu alamadık” diyor.
2015’e kadar 1 milyar dolarlık yatırım planına konu olan İspanyol Fersa ortaklığı ise Avrupa krizine takıldı. İspanya’nın ikinci büyük yenilenebilir enerji şirketi ciddi borç yüküyle girdiği krizden çıkamadı. Eurolnvestor’da yayımlanan bir makalede şirketin sadece 2012’nin ilk çeyreğinde 1,05 milyar euro kaybettiği yazılmıştı. “Ortaklık bitince başka bir İspanyol şirketiyle anlaşmaya vardık” diyor Saran, “Ama onların akıbeti de farklı olmadı.”
Ama pes etmiş değil. Enerji operasyonunun ise kapanmadığını sadece küçüldüğünü ısrarla vurguluyor, “Büyümeyen şirketlerin yok olmaya mahkum olduğunu düşünen bir patronum ve hep büyümenin peşinde oldum. Enerjide de yola devam ediyoruz” diyor. Yol arkadaşı ise bugüne kadar 300 civarında yenilenebilir enerji santrali kurmuş olan Yunan Entec Contractors. Ekim 2013’te imzalanan anlaşmayla şirket, Saran Enerji’nin rüzgar ve güneş enerjisi konusundaki yatırımlarında mühendislik, tedarik ve inşaat hizmeti verecek. Ortaklık şu anda Türkiye’nin farklı sahalarında güneş ve rüzgar ölçümleri yapıyor. Ama fazla detaya girmek istemiyor. “Artık bu konuda yoğurdu üfleyerek yemeyi tercih ediyoruz” diyor, “2015’ten önce bir açıklama yapmayacaklarını, mahcup duruma düşmek istemediklerini” anlatıyor. Diğer taraftan da enerjinin eskisi kadar cazip bir iş olmadığını düşünüyor. Haklı da. 2013’te elektrik tüketimindeki artış, beklentilerin 4 puan altında kaldı -yüzde 1,4. Öte yandan elektrik yoğun kullanan sektörlerde yavaşlama var ve döviz kurundaki yükseliş de olumsuz yansıyor. Beklentiler de elektrik fiyatlarındaki gerilemenin devam edeceği yönünde.
Buna karşılık Saran’m hedefindeki güneş enerjisinde beklentiler fazlasıyla göz kamaştırıcı. Öyle ki yapılan fizibilitelerde çok yüksek karlılık oranlarından bahsediliyor. Ancak kapasite sınırlı, sadece 600 MW ve ihalelerde en yüksek bedeli veren kazanır ilkesi uygulanacak. Tek seferde ödeme zorunluluğu da maliyetleri yükseltiyor. “Ancak” diyor, İş Yatırım Kurumsal Finansman Bölümü Enerji Piyasası Müdürü Reha Pamir, “Şu anda aşırı dominant bir oyuncu yok ve EPDK’nın 1 MW’lik lisansız üretime izin vermesi sayesinde çok fazla küçük girişimin ortaya çıkması bekleniyor.” Öngörüler küçük girişimlerin elindeki üretimin daha sonradan lisans sahibi büyük oyuncular tarafından toplanacağı yönünde. “Tabii güzel olamayacak kadar karlı görünen fizibilite raporları doğru çıkarsa…” diyor Pamir.
Enerji işi, Saran Holding’in 2006’dan beri bir nevi ‘aşil tendonu’. Buna karşılık gençliğinden beri hayatının hep merkezinde olan spor çevresinde örgütlediği dijital içerik sağlayıcılığı ve yayıncılık, Sadettin Saran’a her daim kazandırdı. Bugün Holding’in 400 milyon dolarlık cirosunun yarısı da bu alandan geliyor. Saran, dijital spor içeriği sağlayıcılığına Türkiye’de spor endüstrisi henüz 100 milyon dolarken girmişti. Bugün pastanın büyüklüğü 1,5 milyar dolar olarak hesaplanıyor. Ve Saran, bu pastanın neredeyse her alanında faaliyet gösteriyor. Şirketleri, Türkiye Milli Futbol Takımı dahil 40 ülke federasyonunun ve 250’nin üzerinde Avrupa kulübünün (12’si Türk) dünya çapında maç yayın hakkını elinde bulunduruyor; Türkiye’deki yabancı spor içeriğinin (futbol dışındaki branşlar da dahil) yüzde 70’ine yakını sağlıyor; HD formatmda canlı maç yayınını ve prodüksiyonu hizmeti veriyor (son olarak U-20 Dünya Kupası’nm yayım üstlendiler); birçok kulübün farklı şampiyonlardaki saha içi reklam haklarım pazarlıyor; pazarın üç numaralı oyuncusu Tuttur ile 6,5 milyon kişiye sanal bahis oynatıyor; Radyospor ve Ajansspor üzerinden de sporseverlere ulaşıyor.
“Bu işte çok büyüdük” diyor Saran, “Dijital içerikte Türkiye’de zaten bir numarayız, dünyada da ilk dörtte yer alıyoruz.” 2013’teki gösterişli hamleleri bu konumunu pekiştirmek adına önemliydi. Saran Medya, geçen yıl UEFA 2016 Avrupa Şampiyonası ve FIFA 2018 Dünya Kupası eleme maçlarının yayın hakkını 40 milyon euro’ya satın aldı. 54 federasyonla anlaşma sağlayan ve bu yıl ilk kez tüm maçları havuz sistemi şeklinde satan UEFA, 2016 Avrupa Şampiyonası’nm yaym haklarını 14 ülke için Saran Medya’ya verirken ilk defa yayıncı olmayan bir kuruluşla da anlaşma yapmış oldu. “Süper Lig’in yaym haklarından sonraki en büyük anlaşma” diyor Saran sakin bir gururla…
Dijital içerik sağlayıcılığı temelde bir aracılık faaliyeti. Ama göründüğü kadar basit ve risksiz bir iş değil. “Bunun da bir raf ömrü var” diyor Saran, “Sanılıyor ki medya içeriği değerini yitirmez. Öyle olmuyor. Mesela milyon dolarlık bir canlı yayın ufak bir aksaklıkla 10 bin dolar bile etmeyebiliyor.” Buna ek olarak işin püf noktasının doğru ürünü zamanında almak ve doğru fiyattan satmak olduğunu anlatıyor.
Öte yandan Türkiye’de artık tek oyuncu değil. Rekabet El Cezire, Perform Group gibi yeni oyuncuların girişiyle giderek artıyor. Ama Saran bu işe ilk girdiği yıllardaki cesaretini örnek veriyor: “Özel kanal bile yoktu. Bu işin çok büyüyeceğini öngörmüştüm. Haklı da çıktım. Canlı yayma girdim, hiçbir ülkenin ilgisini çekmeyen Türkiye futbol ligini -Galatasaray özelinde- Singapur, Vietnam gibi ülkelere sattım. Bugün sadece basit bir aracılık yapmıyor, katma değer de yaratıyoruz. Ayrıca ben eski sporcuyum, rekabeti severim.”
Bugünlerde de yeni bir rekabete hazırlanıyor. İsmini açıklamadığı ancak “dünyanın en büyük stat işletmecilerinden biri” demekle yetindiği bir Alman firmasıyla ortaklık görüşmeleri yaptıklarını anlatıyor. Türkiye’deki yeni stat yapımlarıyla gelişen stat işletmeciliğinde büyük bir oyuncu olmayı hedefliyor. “Locaların işletimi, saha içi reklamlar vs… Bu hizmetleri uzun vadeli olarak bir nevi ön finansman modeliyle üstlenmek istiyoruz” diyor. Ama spor alanında belki de ilk kez geriden geliyor. Şubat 2013’te Doğuş IMG ortaklığı Beşiktaş’ın yeni stadının pazarlanması işini üstlenerek bu alana hızlı girmişti. “Orada IMG ile rakiptik” diyor Saran, “Ama biz farklı bir paket sunmuştuk. İşi onlar aldı ama IMG ya da Perform Group ile bazı alanlarda rakip olabiliriz ama aynı zamanda yayın hakları ya da altyapı konularında iş ortağıyız” diye de ekliyor.
Warner Bross, Walt Disney ve son olarak Marvel Comics’in de yer aldığı eğlence içeriği operasyonuyla birlikte medya ve yayıncılık kuşkusuz Saran Holding’in lokomotifi. Üstelik Sadettin Saran’m da kişisel vitrini ve bunu büyük bir maharetle kullanmasını biliyor. Çok az şansı olmasına rağmen Aziz Yıldırım’a karşı muhalefeti ve başkan adaylığıyla ismini sürekli gündemde tuttu ve hala da tutmaya devam ediyor.
Ama Sadettin Saran, bu operasyonun işinin ana odağı olmadığı vurguluyor. Enerjideki iddiasının altını çizerek holdinginin havacılık ve çağrı merkezi işlerindeki büyüme arzusunu anlatıyor. Saran Havacılık, 1989’dan beri temsilcisi olduğu Textron’un üretimi Bell helikopterlerinden geçen yıl 24 adet sattı. Kiralama işi de devam ediyor. Ancak heliport sayısının -48- artmasına rağmen kiralama işiyle ilgili beklentiler aşağı yönlü. Ap-ron }et Havacılık Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Yeşilgül havacılık otoritesinin uygulamalarının yanı sıra araç parkının İstanbul’a sıkışması ve sahipliğin artması nedeniyle talebin sınırlı olduğunu söylüyor. “Bugün” diyor “bir helikopterin aylık maliyeti 20 bin lira. En az 30 saat uçulmalı ki maliyet karşılanabilsin. Ama 15 saaten fazla uçan helikopter yok.”
Zaten Saran’ı helikopter işindeki asıl heyecanı, geçen nisan ayında THK Gökçen Havacılık ortaklığıyla kazandığı Sağlık Bakanlığı hava ambülans servisi projesi. 17 ili kapsayacak proje için 19 helikopterin alımı dahil dört yıl için 200 milyon dolar yatırım yapılacak -bu rakamın yaklaşık yarısı helikopter alımına harcanacak. “Avrupa ve Ortadoğu’nun en büyük sağlık ambulansı servislerinden biri olacak” diyor Saran ve altı ay içinde bakım ve teknik servis konusunda büyük bir havacılık şirketini satın almayı planladıklarını söylüyor.
Her ne kadar yeni projeler ve ortaklıklar zincire eklense de Saran Holding’in hızlı büyüme süreci bir nevi nadas dönemine girmiş görünüyor, keza Sadettin Saran da… “Burada daha ziyade hedef belirleyen, işte bir sıkıntı olduğu zaman başvurulan, çözen ya da çözmeye çalışan biriyim. Detaya pek girmiyorum. Artık hafta sonları da çalışmıyorum” diyor. Ama sosyal sorumluluk işlerini ihmal etmiyor (son olarak aralık ayında memleketi Kırıkkale’de 13’üncü spor salonunu açtı). Gençlerin sporla ilgilenmesine ve istihdam yaratmaya çok önem veriyor. Hatta çağrı merkezi işine girmesinde bunun da payı olduğunu söylüyor. Yakın zamanda ‘Saran Ailesi’nin 4 bin kişiye ulaşacağını anlatıyor.
Saran, 2005’de FORBES’a “Bulunduğum yere, hayal ettiğimden daha erken geldim, bir memur çocuğu olarak…” demişti. Şimdilerde ise kendine ve yeni doğan bebeğine daha fazla zaman ayırdığı bir döneme girmiş görünüyor. İki yıl önce bir panelde üniversite öğrencilerine tavsiye ettiği gibi “hayatın tadına varmaya” çalışıyor.
Toparlanma
Sadettin Saran’ın son beş yıl içinde yaptığı en başarılı yatırım kuşkusuz Cedok.
Çek Cumhuriyetinin en büyük seyahat acentesi konumundaki şirket, internet sitesinde yer alan bilgiye göre takriben 187 milyon dolar ciro üretiyor. Saran, Cedok’a üç kardeşinden biri olan ve Stanford ile Harvard mezunu
Sadun Saran’ın kurucusu olduğu Odien Capital aracılığıyla 2007’de yatırım yaptı. Yatırım rakamı hiç açıklanmadı ancak Saran, şu anda şirketin ikinci büyük ortağı olduklarını anlatıyor. “Memnunuz diyor, “Ama tabii Avrupa’daki kriz, herkesi dolayısıyla Cedok’u da hakikatten etkiledi.”
Çek Cumhuriyeti’nin en önemli markalarından bir olan Cedok şu anda 17 ülkede 320 çalışanıyla faaliyet gösteriyor. Odien Capital yatırımı sonrası şirket hızlı bir büyüme stratejisi çizmişti. Hedef, üç yılda Orta ve Doğu Avrupa’nın en büyük entegre turizm şirketi platformunu oluşturmaktı. Yeni oteller alınacak; charter uçak seferleri eklemek amacıyla Çek Havayolları (CSA) özelleştirmesine teklif verilmişti ama özelleştirme ertelendi (Geçen yıl CSA’nın bir kısım hisseleri Kore Havayolları’na satılacağı yönünde haberler vardı). Hatta Saran, 2010’da FORBES’a verdiği ropörtajda “Çek Cumhuriyeti’nde 120 milyon dolar ciro ve 250 çalışanlı bir diğer büyük turizm şirketiyle imzaların atılmak üzere olduğunu” söylemişti. Ancak geçen sürede bu plana Türkiye’de kurulan Ahoy Turizm çatısı altında üç ofis eklendi ve Türkiye’ye gelen ziyaretçi sayısı iki kattan fazla artırıldı. Ancak şirket halen 2009 cirosu olan 200 milyon doları yakalayabilmiş değil. 201 I ’e göre ise yüzde 10’luk bir gelir artışı var. Saran, Cedok’u büyütme planlarından vazgeçmediklerini söylüyor. Türkiye’de inanç turizmine yöneleceklerini, eski Doğu Bloku ülkelerinde faaliyet gösteren bazı seyahat acenteleriyle satın alma görüşmesi yaptıklarını anlatıyor.
EYYÜP KARAGÜLLÜ / BİROL BİÇER