Seçim ve Piyasalar
Son iki genel seçimin piyasalar üzerindeki etkisi sınırlıydı. Ancak 7 Haziran genel seçimi daha farklı olacak. Meclise kaç parti girecek, koalisyon olur mu, başkanlık sistemini getirecek bir sonuç çıkar mı, yeni hükümette ekonomi yönetimi nasıl şekillenecek? Piyasalar tüm bu soruların cevabını merak ediyor. Bu belirsizlik ortamında borsada seçime kadar 90.000’e doğru hareketlerde satış ağırlıklı seanslar izleyebiliriz. 80.000 altında ise 76.500’e doğru hareketler alım fırsatı olarak görülüyor. Genel seçimin ardından ise çıkacak siyasi tablo ve ekonomi yönetiminin nasıl şekilleneceği, piyasalar üzerinde etkili olacak.
Borsa, bir seçim sürecine daha giriyor. Bundan sonraki süreçte, yurtdışı piyasalar ve mevsimsel faktörlerin yanında 7 Haziran genel seçiminin sonuçları, öncelikli olarak piyasalar açısından belirleyici olacak. Son yıllardaki genel seçimlere göre bu yıl yapılacak seçim, ortaya çıkabilecek sürprizler ve ekonomi yönetimindeki belirsizlikler nedeniyle daha da önem arz ediyor. Yaptığımız çalışmada geçmiş yıllarda borsanın genel seçim öncesinde ve sonrasındaki performansına baktık. Haberimiz içindeki grafik ve değerlendirmelerde bunu detaylıca görebilirsiniz. 10 aracı kurum ve portföy yönetim şirketinin genel müdürlerine de seçim öncesinde endeks beklentilerini ve piyasada neler olabileceğini sorduk. Seçim sürecine ve sonrasına ilişkin beklentilerini alarak yatırım stratejilerini araştırdık.
Yaptığımız görüşmelerde uzman-lann yukan hareket beklentilerinin sınırlı olduğunu gördük. Seçime kadar 90.000’e doğru hareketlerde endekste satış baskısının artacağı yönünde yorumlar ağırlıkta. 80.000 altında 76.000 seviyelerine doğru hareketlerde ise değerlemeler dikkate alınarak yeni alımlann yapılabileceği ifade ediliyor. Bu iki aylık süreçte seçim anketleri, ekonomi yönetimine yönelik haberler öncelikle takip edilecek. Bunun yanında yurtdışı piyasalar ve özellikle FED’in politikalarında etkili makro göstergeler de endekste ana belirleyici olmayı sürdürecek.
■ ÜÇ SEÇİMİN HİSSELERİ
Yaptığımız çalışmada son üç genel seçim öncesinde (2002, 2007 ve 2011) BÎST-100 Endeksi’ni bugün itibariyle oluşturan hisselerin performansına baktık. Seçim dönemlerinde endeksin üzerinde performans sergileyen hisseleri tespit ettik.
2002 genel seçiminde 31 hisse, endeksin yüzde 16’lık getirisinin üzerinde performans sergilemişti. 35 hisse de endeksin altmda ancak pozitif getiri sağlamıştı.
2007 genel seçim öncesinde endeks yüzde 21,6 prim yapmışken, 31 BİST-100 hissesi, borsanın üzerinde performans sergiledi. 45 BÎST-100 hissesi ise endeksin altında ancak artı getiri sağladı.
2011 genel seçimi öncesinde ise endeksin yüzde 9,1 düşüş yaşadığını görüyoruz. Bu dönemde toplamda 16 hisse artı performans sağlarken, endeksten daha iyi getiri sağlayan hisse sayısı 51 oldu.
Yaptığımız çalışmaya göre her üç seçim döneminde de endeksin üzerinde performansı olan dört hisse bulunuyor. Bu hisseler; T. Şişecam, Menderes Tekstil, Petkim ve Turkcell. Üç seçim döneminin ortalama getirisine bakıldığında, BİST-lOO’de yüzde 9,5 artı performans var. Üç dönemin ortalama getirisi açısından ise en iyi performans sergileyen hisseleri, Karsan, Gübre Fabrikalan, Otokar, Tat, Ülker ve T. Şişecam oluşturuyor.
■ SANDIĞIN OLASI ETKİLERİ
2015 yılı genel seçimi öncesinde piyasalardaki en önemli belirsizlik hiç kuşkusuz Türkiye Büyük Millet Mec-lisi’nin (TBMM) üç partili mi yoksa dört partili mi oluşacağı yönünde. Seçim barajı yüzde 10 ve HDP’nin bu oranın üzerinde bir oy toplayıp top-layamayacağı merak ediliyor. Eğer HDP bu barajı aşarsa, son dönemde olduğu gibi TBMM yine dört partili olarak kurulacak. Bu durumda söz konusu parti oy oranını ciddi bir şekilde artıracağından, yeni gelecek iktidar anayasa değişikliği için yeterli oy oranına sahip olamayacak. Hatta bu durumda koalisyon hükümetleri bile piyasa tarafından ihtimaller arasında sıralanıyor.
Halk Yatırım Danışmanlığı ve Araştırma Direktörü Banu Kıvcı Tokalı, seçim öncesinde ekonomi yönetimiyle ilgili sorgulamanın gündeme gelmemesi halinde, iç dinamiklere yönelik olumlu görünümün küresel risk algılamasının da desteğiyle piyasalara olumlu yansımasını bekliyor. Tokalı, “Bu noktada, seçim yaklaşırken anketlerin yansıtacağı tablo seçim öncesi fiyatlamalarda etkili olacak. Tek parti iktidarının devam ettiği ancak anayasa değişikliğini sağlamaya yeterli oya ulaşmadığı tabloyu destekler so-nuçlann kısa vade risk algılaması açısından en olumlu senaryo olarak fiyat-lanacağı düşünülebilir” diyor. Tokalı’ya göre, başkanlık sistemini destekleyecek bir sonuç ya da koalisyon olasılığı iki farklı uçta ve piyasa risk algılaması açısından olumsuz görülebilir.
Diğer yandan, seçime yönelik anketlerde mevcut tablodan farklı bir tablo çıkmayacağı ihtimali güçlenirse, küresel risk algılamalarının piyasalar açısından ana belirleyici olması bekleniyor. Banu Kıvcı Tokalı, genişlemeci ağırlıklı yaklaşım, Çin Merkez Bankası’ndan beklenen destekleyici önlemler, FED’in ihtiyatlı tavn gibi unsur-lann bu anlamda pozitif olduğunu söylüyor.
■ EKONOMİ YÖNETİMİ ÖNEMLİ
Destek Menkul Değerler Genel Müdürü Tuna Yılmaz, birçok ihtimalin olduğu bu ortamda, her senaryoda piyasaların vereceği reaksiyonu şimdiden öngörmenin zor olduğunu söylüyor. Yılmaz, “Piyasa aktörleri, yatırımcılar ve özellikle borsada daha çok yabancı yatırımcılar, seçim sonrası yeni kurulacak hükümetin ekonomi ekibini merak ediyor” diyor. FED adım adım faiz artırım döngüsüne yaklaşırken içeride seçim atmosferi borsa tarafında fiyatlanıyor olacak. Seçim öncesi genelde borsada belirsizlikten dolayı satışların ağır basacağı görüşünde olan Tuna Yılmaz, seçim sonrasında ise tek partili bir dönemin piyasalan daha olumlu etkileyeceği görüşünde.
Piyasalarda seçim sürecinin yanında FED faiz artırım sürecini etkileyecek ABD verilerinin de yakından izlenmesi gerekiyor. Garanti Yatırım Araştırma Direktörü Bahar Deniz Egemen, “FED sürecinin netleşmesine bağlı olarak, içeride de başta enflasyon verileri olmak üzere TCMB’nin faiz indirim sürecine devam edip edemeyeceği de öncelikle TL volatilitesi ve dolayısıyla piyasalar üzerinde etkili olur” diyor. Egemen, böyle bir ortamda endekste seçimlere kadar 90.000’e hareket beklemiyor ve yükselişleri satış fırsatı olarak görüyor.
80.000 altında ise kademeli alım fırsatları doğabileceği görüşünde olan Egemen, bunun için de yine FED faiz artırım süreci ve TCMB’nin faiz indirim kapasitesinin etkilerinin izlenmesinin önemli olduğunu sözlerine ekliyor.
■ FED, ANA BELİRLEYİCİ
Yılın ikinci çeyreğine girerken beklentilerini yurtiçi ve yurtdışındaki az sayıda faktöre göre belirleyen Ata Portföy Genel Müdürü Mehmet Gerz, yurtiçinde seçim konusuna yurtdışında ise FED beklentilerine dikkat çekiyor. 7 Haziran seçiminin getirdiği belirsizlik ortamının temelde yeni ekonomi yönetimine ilişkin olduğunu söyleyen Gerz, “Ancak her ay enflasyon ve cari açıkta düşüşün devam etmesi, orta vadede piyasalan desteklemeye devam edecek” diyor. Yurtdışın-da ise FED’in Ok faiz artışı beklentisinin önemli olduğunun altım çizen Mehmet Gerz, FED’in açıklamalan 2015 sonunu ve oldukça kademeli bir artışı işaret etse de ABD istihdam ve enflasyon verilerine duyarlılığının artacağını kaydediyor.
Diğer yandan Avrupa’da toparlanma işaretlerinin artması ile Euro/dolar paritesinin istikrar kazanmasının, Türkiye açısından pozitif olacağı uzmanlarca ifade ediliyor. Çünkü düşen enflasyon ve cari açığın da yardımıyla do-lar/TL kurunun 2,50-2,60 arasında daha istikrark seyretmesi, hem hisse hem de tahvil piyasalarına girişi artırabilir. Bunun yanında makro tarafta yılın ilk yansında zayıf seyreden büyümenin ikinci yarıda toparlanması beklentisinin de olduğu görülüyor.
Yapı Kredi Yatırım Genel Müdürü Gülsevin Yılmaz, piyasa uzmanları özellikle yılın ilk yansı için son derece iyimserken, yılbaşından bu yana piyasanın genel görüşünün aksine temkinli olunması gerektiğini söyleyip uyanlarda bulunduklannı ifade ediyor. Yılmaz, “Görüşlerimiz değişmedi, hala düşüş trendi içinde olduğumuzu düşünüyoruz” diyor. Yapı Kredi Yatınm’ın temkinli olmasında FED ve genel seçim öncelikli faktör. FED’in faiz artırım süreci öncesi gelişmekte olan piyasaların tarihsel olarak baskı altında kalmasını bekleyen kurum, seçim sürecinin de piyasada baskı oluşturabileceği kanaatinde.
■ SEÇİM SONRASI
HSBC Portföy Genel Müdürü Namık Aksel, seçime kısa bir süre kala başlayacak bir hareket ile Borsa İstanbul’un haziran sonuna kadar 90.000-95.000 bandına doğru iyi bir performans sergilemesini bekliyor. “Temel senaryomuz bu yıl Türkiye’nin mak-ro hikayesinin kuvvetli ve hisselerin bu seviyede ucuz olduğu şeklinde” diyen Aksel, politik riskler ve belirsizliklerin azaldığı noktada, Türkiye’nin pozitif aynşabileceği değerlendirmesini yapıyor. Ancak burada seçim sonrası senaryoların da çok önemli olduğu gerçeğini hatırlatan Aksel, ekonomiye tekrar odaklanılmasıyla seçim sonrası daha olumlu bir piyasa bekliyor.
Gülsevin Yılmaz, yılın ikinci yansı için de yılın başında iyimser olan çok fazla aracı kurum olmadığı hatırlatmasını yapıyor. Yılmaz, “Biz ise 2015 başındaki strateji raporunda ikinci yan için daha iyimser olduğumuzu belirtmiştik. Şu an itibariyle, belki hemen seçim sonrası değil ama son çeyreğin daha olumlu olacağını düşünüyoruz” diyor.
■ YATIRIMCI NE YAPMALI?
Borsa İstanbul’da değerleme oranlarının kısa vadeye ilişkin olumsuz beklentileri yansıttığı yorumunu yapan Mehmet Gerz, iskonto oranlarına dikkat çekiyor. Gerz’in verdiği bilgiye göre, ortalama Fiyat/Kazanç (F/K) oranı 10,2’ye gerileyen hisse senetleri diğer gelişmekte olan ülkelerin ortalama F/K’sma (12,4) göre yüzde 18; gelişmiş ülke ortalama F/K oranına (16,7) göre ise yüzde 39 iskontolu işlem görüyor. Mehmet Gerz, seçim öncesi düşük fiyadann orta vadeli alım fırsatı yarattığı kanaatinde ve “Karamsarlığın arttığı dönemde düşük fiyattan hisse senedine yatınm yapanların orta ve uzun vadede iyi getiriler sağlayacağı bir dönemdeyiz” diye konuşuyor.
Yatırım Finansman Genel Müdürü Şeniz Yarcan, siyasi istikrarın yeniden tesis edilmesine bağlı olarak seçimler sonrasında ertelenmiş talebin desteğinde borsamn yukan yönlü bir seyir izleyeceği öngörüsünde bulunuyor. Yarcan, “Yatınmcı seçim süreci boyunca, risklerin kontrol altında tutulduğu bir strateji izlemeli. Bu çerçevede seçici olmak kaydıyla sınırlı hisse pozisyonu ve sabit getirili enstrü-manlan tercih etmeli” diyor.
Prim Menkul Yönetim Kurulu Üyesi Tunç Kertmen, bankacılık sektöründe fiyatlanacak olumlu gelişmenin sınırlı olduğunu, tam tersine risklerin arttığını söylüyor. Böyle bir ortamda ihracatı olan sanayi şirketlerinin hisselerinin tercih edilmesini tavsiye eden Kertmen, son 2-3 ayda yüzde 50-60 nakitte kalmayı tavsiye ettiklerini, yine bir miktar dolar önerdiklerini sözlerine ekliyor.
■ TEMKİNLİ HAREKET EDİLMELİ
Namık Aksel, yatınmcının seçimler sürecinde temkinli olması ve buna göre portföy dağılımı yapması gerektiğini söylüyor. Aksel, “Ama piyasa gerilemelerinde riski artırma eğilimi benimsenmeli görüşündeyiz. Her zaman olduğu gibi profesyonel fon yönetimini ve riski iyi dağıtan fonla-n, örneğin bizdeki çoklu varlık fonla-nnı (optimal fonlar) öneriyorum” diyor.
ALB Forex Genel Müdürü Tuncay Karahan’a göre, yatırımcıların endeksteki riskleri yönetmek şartıyla fırsatlardan yararlanması mümkün. Ka-rahan, yatırımcıların portföyünü iskontolu olması nedeniyle belli ağırlıkta banka, belli ağırlıkta öz sermaye kârlılığı yüksek, ihracat yapıp yüksek kur fiyatından faydalanan, net döviz yükümlülüğü düşük, hikayeye sahip olan şirket hisselerinden oluşturmasını tavsiye ediyor. Tuncay Karahan, “Yine belli ağırlıkta devlet ve özel sektör tahvil portföyü ve kısa vadeli likit varlıklardan yararlanılabilir. Bununla beraber, hisse ve tahvil portföyü yanında endekste mevcut riskler nedeniyle olası aşağı yönlü sert hareketlerden korunmak amaçlı, VÎOP 30 kontratında kısa pozisyon açmak için bir miktar varlık bulundurmak çok önemli” diye konuşuyor.
TUNA YILMAZ DESTEK MENKUL DEĞERLER GENEL MD.
“Yabancılar, ‘bekle-gör’ politikası izleyecek”
“Borsa yabancı ağırlıklı bir piyasa olduğundan, yabancı alım satımları ciddi anlamda etkili. Doların yükselme potansiyeli taşıdığı ve belirsizliklerin olduğu bir ortamda borsanın seçim ortamında tarihi zirveye yükselmesini beklemiyorum. Özellikle yabancı fonların haziranda yapılacak seçim sonuçlarını görmek İsteyeceklerini ve ‘bekle gör’ politikası İzleyeceklerini düşünüyorum. Diğer yandan FED’ln faiz artırım politikası büyük önem taşıyor. Dolar artık bütün dünyada vatanına geri dönüyor. Şimdi ise doların değerleneceği ve değerlenmeye devam edeceği yılların geleceğini söyleyebilirim. Kısa vadede endekste 84.OOO-87.OOO seviyelerine gelinirse, bu seviyelerden kâr satışları yapılıp pozisyon azaltılabilir. Endekse etki edebilecek kağıtlarla özellikle banka hisselerinde portföy yaratmak bence en normali. Yukarı gidişlerde portföylerde yüzde 40 banka olmalı. Düşüşlerde İse banka hisselerinde durulmamak
Seçim sonuçları piyasaları nasıl etkiler?
ALB Forex Genel Müdürü Tuncay Karahan, üç ihtimalde seçim sonuçlarının piyasaya etkisini şöyle değerlendiriyor:
T ek parti ve başkanlık sisteminin yolunun açılması: Endekste sert yukarı, kurda ve tahvil faizlerinde aşağı yönlü hareketler olması beklenebilir.
Tek parti ancak anayasa değişikliğine yetmiyor: Nispeten daha yumuşak tepkiler olması ihtimaliyle birlikte; endekste sert yukarı, kurda ve tahvil faizlerinde aşağı yönlü hareketler olması beklenir. Koalisyon: Artan siyasi belirsizlikler paralelinde endekste sert aşağı yöntü, kurda ve tahvil faizlerinde yukarı yönlü hareket olabilir.
Tuncay Karahan, şunları söylüyor: “Tüm bu senaryolar endeksin vereceği ilk tepkilerdir. Sonraki süreçte iç piyasada endeksteki seyri şekillendirecek olgu, seçim sonrasında başa gelecek ekonomi yönetiminin izleyeceği çizgi olacak. Bu kapsamda eğer FED sıkılaşırsa, içeride büyümeye odaklanan daha gevşek para politikaları risk oluşturacaktır. Bu da kurda ve enflasyonda yukarı yönlü hareket ve sektörel bazda endekslerde düşüş olarak karşımıza çıkabilir. Sıkı para politikası duruşunun yeni ekonomi yönetimince de kabul görmesi halinde ise daha pozitif bir senaryodan bahsedebiliriz!1
Geçmiş dört genel seçimde borsanın performansı
■ 18 NİSAN 1999
Seçimde TBMM’ye beş parti girdi. En yüksek oyu yüzde 22,19’la Bülent Ecevit’in DSP’si aldt. Meclise giren diğer partiler ise MHP (yüzde 17,98), FP (yüzde 15,41), ANAP (yüzde 13,22) ve DYP (yüzde 12,01) oldu. Seçim öncesinde 4 0cak-19 Nisan 1999 tarihleri arasında borsanın yüzde 66 oranında yükseldiği gözlendi. Bunda sıkıntılı koalisyon hükümeti sürecinin biteceği beklentisinin yanında, Haziran 199/de Tayland’da başlayan ve sonrasında Rusya kriziyle devam eden süreçte borsanın düşük seviyelerden işlem görmesinin de etkisi oldu. 19 Nisan-9 Ağustos 1999 tarihleri arasında yani seçimlerden sonra ise endeks yüzde 28 oranında yükseldi.
■ 3 KASIM 2002
TBMM’ye yüzde 10 barajını aşabilen sadece iki parti girebildi. Bunlar yüzde 34,43 oy alan Recep Tayyip Erdoğan’ın AKP’si ve yüzde 19,41 oy alan Deniz Baykal’ın CHP’si oldu. 13 yıl sonra Türkiye tekrar tek partili hükümet ile yönetilmeye başladı. Borsa, 8 Ocak 2002’de 14-879 puan seviyesinden başladığı düşüş trendini 8.809 puan seviyelerine kadar devam ettirdi.
Genel seçime yaklaştıkça seçim beklentileri artmaya başladı. Piyasalar, koalisyon ihtimalinden farklı olarak tek partili istikrarlı hükümet çıkmasıyla seçimden sonra ise yönünü sert bir şekilde yukarı çevirdi.
Seçimlerden sadece iki hafta sonra 18 Kasım 2002’de borsa 14 058 puanı gördü.
■ 22 TEMMUZ 2007
Cumhurbaşkanlığı seçimine yönelik tartışma sürecinin ardından, borsa 2,5 ayda yüzde 22 prim yaparak genel seçime girdi. AKP yüzde 46,66 oyla tek parti hükümetini devam ettirdi. CHP yüzde 20,85 ve MHP yüzde 14,29 oy aldı. BDPTı adaylar meclise bağımsız olarak girdi. 2007 genel seçimi öncesinde yükselişe başlayan borsa seçimlerden sonra iki gün yüzde 7 daha yükseldi. Ardından yurtdışı kaynaklı belisizliklerle yaklaşık bir ayda yüzde 18 düşüş yaşandı. Ancak dip bölgeden gelen sert yükselişlerle endeks 1,5 ay içinde 58.OOO zirvesine kadar yükseldi.
■ 12 HAZİRAN 2011
AKP’nin yüzde 49,83 oyla üçüncü dönemine girdiği seçimde sürpriz bir sonuç çıkmadı. CHR MHP ve bağımsız olarak meclise giren BDP’li yapı, piyasalarda sürpriz olarak algılanmadı. Seçimden önce ve sonra farklı yönde bir fiyatlama görüldü. 2011 seçimindeki politik tansiyon seçim öncesinde aşağı yönlü hareketler görülmesine neden oldu. Seçim ayını yatay geçiren endeks, seçimden sonra ise yeniden düşüşe geçti. Endeks mayıs ayında 7O.335-6l.i38 arasında dalgalanırken, seçimden sonra Temmuz 201ide 58.486 seviyesine kadar geriledi.
ERDAL ARAL İŞ YATIRIM GENEL MÜDÜRÜ
“Tek parti hükümeti fiyatlanıyor”
“Önümüzdeki dönem itibariyle bakıldığında kararsızların oyları, barajı geçecek ve geçemeyecek partilerin aritmetiği, dağılımı etkili olacak. Yine yabancı yatırımcıların arzuladıkları seçim sonucu da para hareketlerini etkileyecek. Şu an tek parti iktidarı fiyatlanıyor. Referandum ve anayasa değişikliği fiyatlaması, ilerleyen dönemde yapılabilecek. Bu seçim, bu anlamda diğer genel seçimlerden açık ara farklılıklar sunuyor.
Borsada yükseliş beklentisi ABD tarafından daha yumuşak faiz artırım süreci ile şekillenecek. Yıl sonu dolar ve faiz beklentisi, FED üyelerinin söylemleri, güçlü doların ABD büyümesi konusundaki negatif etkisi ve emtia fiyatlarının etkileri, bize olumlu yansıyacak. Dış borç stokunun yüksek olması ve bize özgü seçim belirsizliği ise negatif unsurlar olacak. Hükümet tarafından katma değer yaratacak üretim ve bu minvalde açıklanacak yeni paket ve teşvikler olumlu beklentileri artıracak”