Seçime kadar önerilen hisseler
2015 yılına 90 bin seviyesinin üzerinde giren BIST-100 endeksi, aradan geçen yaklaşık üç aylık süre içinde Amerikan Merkez Bankası’ndan (FED) beklenen faiz artışı endişeleri ve do-lar/TL kurundaki yükselişin etkisiyle 76 bin seviyelerine kadar geriledi, iki ay sonra ise Türkiye’nin önünde genel seçimler var. Hisse senedi yatırımcıları bu süreçte nasıl bir strateji izlemeleri gerektiğini, alım-satımlarım neye göre, hangi hisselerde yapmalarının daha doğru olacağını merak ediyor.
Buna geçmeden önce Borsa İstanbul’un (BIST) fiyatlanmalarında etkili olacak beklentileri bilmekte yarar var.
Piyasayı etkileyecek en önemli unsur olarak FED gösteriliyor. FED’in faiz artırımı ko- Mi nusunda piyasa aktörlerinin bir kısmı haziran ayını işaret ederken bir kısmı ise yılsonuna kalacağını düşünüyor. Bunun nedeni ise faiz artırımı için FED üyelerinin birbirinden farklı söylemleri…
Buna bağlı olarak da piyasalar için FED’in faiz artırımını haziran ayında da yapabileceği bir olasılık olarak hala ortada duruyor. Bu olasılık ve Türkiye’deki seçimlerin de hazi ran ayında yapılacak olması, analistlere göre, borsanm haziran ayma kadarki süreçte önünde duran en önemli iki belirsizlik…
ENDEKS GÜÇ KAZANABİLİR
Seçim sürecinin sorunsuz geçmesi, FED tarafının ise faiz artırımında aceleci olmaması durumunda analistler, kurda aşağı, endekste ise yukarı yönlü bir seyir izleneceğini düşünüyor. Ayrıca enflasyonun özellikle nisan ve mayıs aylarında gevşemesi durumda endeksin daha da güç kazanabileceği ifade ediliyor.
Genel seçimlere kadar geçecek dönemin siyasi kanatta gerginlikler yaşanması ve seçim sonuçlarının da siyasi istikrar açısından belirsizliğe neden olması halinde analistler, piyasanın olumsuz etkileneceğinde hemfikir. Analistlere göre, FED’in haziran ayında faiz artırımına başlaması, Türkiye’de enflasyonun gerilememesi ve seçim sürecinde risk algısının yükselmesi durumunda kurda yukarı endekste ise sert aşağı yönlü bir eğilim görülebilir. Analistler, seçim sürecinin sorunsuz atlatılması, FED’in faiz artırımım ertelemesi ve piyasaya karşı daha ılımlı bir yaklaşım sergilemesi durumunda BIST-100 endeksinde 87 bin ardından 91 bin 500 ve 93 bin dirençlerinin hedeflenebileceğim belirtiyor. Piyasalar açısından olumsuz senaryo olan FED’in haziran ayında faiz artırımına başlaması, enflasyonun gerilememesi ve seçim sürecinde siyasi riskin artması durumunda ise endekste 76 bin 500 desteğinin izlenmesi gereken en kritik seviye olacağı düşünülüyor.
Öte yandan seçimlere kadar genellikle dalgalı bir piyasa yaşanacağını tahmin eden analistler, Borsa İstanbul’un iskontolu olduğunu ve risk alabilenlerin bundan yararlanabileceğini ifade ediyor. Bazı analistlere göre, BIST’in iskontolu olması nedeniyle hisse senedi yatırımcıları belli ağırlıkta banka, belli ağırlıkta sanayi şirketlerinden oluşan bir portföy oluşturabilirler. Seçim öncesinde pozisyon almak isteyenlere ise banka hisselerinin yanı sıra çimento, hizmet, perakende ve cam sektörlerinden fiyatı alıma uygun şirket hisseleri öneriliyor.
“BORSA İSTANBUL ISKONTOLU”
Olumlu beklentilerin gerçekleşmesi durumunda endekste 91 bin 500 ve 93 binin, olumsuz senaryoda ise 76 bin 500’ü öngören ALB Menkul Değerler Araştırma Uzmanı Eda Önder, “Endekste 76 bin 500 desteği önemli. Bu seviyenin aşağı yönlü aşılması durumunda borsada satış baskısı artabilir. Bunun gerçekleşmesi halinde de endekste 75 bin-72 bin 500 ve 70 bin seviyeleri destek olarak hedeflenebilir” diyor.
Önder’e göre, seçimlere kadarki süreçte Borsa İstanbul bir takım riskleri barındırıyor olsa da yurtdışı borsalanna göre daha iskontolu olması bir avantaj sunuyor.
Bu riski alabilen yatırımcıların BIST’teki iskontodan yararlanabileceğini söyleyen Önder, portföyler için şu önerilerde bulunuyor:
“Yatırımcılar endeksin iskontolu olması nedeniyle belli ağırlıkta banka, belli ağırlıkta sanayi şirketleri satın alarak portföylerinde bir dağılım yapabilirler.
Bunlarm arasında ise öz sermaye karlılığı yüksek, ihracat yaparak yüksek kur fiyatından faydalanan, net döviz yükümlülüğü düşük, hikayesi olan şirketleri tercih etmeleri doğru olur. Hisse senetlerinin yanı sıra belli ağırlıkta devlet ve özel sektör tahvil portföyü ile kısa vadeli likit varlıkların da bulundurulması riski dağıtmak için kullanılabilir. Olası aşağı yönlü sert hareketlerden korunmak içinse VÎOP-30 kontratında kısa pozisyon açmak için bir miktar varlık bulundurmak da akılcı olur. Böylece riskler azaltılmış olur.”
“SEÇİMLERE KADAR DALGALI”
2015’in oldukça zorlu geçeceğinin yılın ilk üç ayında az-çok anlaşıldığını söyleyen Işık FX Araştırma Uzmanı Gizmen Nalbantlı ise, “ABD’den beklentilerin oldukça altında (126 bin) gelen tarım dışı istihdam nedeniyle FED faiz artışını eylül ayma erteleyebilir. Tarım’ dışı istihdamdaki duruma neden olarak, petrol fiyatlarındaki düşüş ile sektör şirketlerinin işten çıkarmaları ve ağır kış şartları gösteriliyor” diyor.
Kurdaki yükselişlerin ve seçimlerin borsayı genelde olumsuz etkilediğini kaydeden Nalbantlı, düşüşlerde en çok yabancıların egemenliğinde olan bankacılık hisselerinin zarar gördüğünü hatırlatıyor. Nalbantlı, şöyle devam ediyor:
“Siyasi belirsizlik, kurdaki yükseliş derken borsayı ilk terk eden yabancılar oluyor. Seçim öncesinde Türkiye’de yaşanabilecek gerginliğin derecesi de çok önemli. Ayrıca çekirdek enflasyondaki düşüşün enflasyona yansıması sonucunda Merkez Bankası’ndan gelecek faiz indirimleri kurdaki yükselişi tetikleyebi-lir. Kurda tekrar 2.64 seviyelerine yükseliş görmemiz endekste 80 bin seviyesinin altına inmek demek.”
Seçimlere kadar dalgalı bir seyir beklemenin yanlış olmayacağını ifade eden Nalbantlı, hazirana kadar ABD’den gelecek kötü verilerin doların değer kaybetmesine neden olabileceğini, bunun da endeksi yukarı taşıyabileceğini söylüyor. Nalbantlı, endeksin yukarı çıkması halinde 87 binleri, aşağı düşmesi halinde ise 76 bin 500 seviyelerinin olası olduğunu tahmin ediyor.
Seçim öncesinde çimento, hizmet, perakende ve cam sektörlerinin tercih edilebileceğini ifade eden Nalbantlı, “Çünkü seçim öncesinde genel olarak bu şirketler ön plana çıkar. Bu süreçte yatırımcıların dalgalanmalara karşı orta ve uzun vadeli düşünmelerinde yarar var. Hisse senedi seçerken gerçekten güvendikleri, önümüzdeki senelerde karlılığı, satışları, yatırımları açısından büyüme potansiyeli olan şirket hisseleri seçilmeli” diyor.
“SANAYİ ŞİRKETLERİNE AĞIRLIK VERİN”
Öte yandan 2015’te TCMB’nin faiz indirimlerine gitmesinin etkisi ile piyasa faizlerinde yaşanacak düşüşün bankacılık sektörünün karlılığını olumlu etkileyeceğini belirten Nalbantlı, bu yıl banka faiz gelirlerinin artması ile sektör karlılığının yüzde 10-15 civarında artabileceğini belirtiyor.
Gelecek dönemde dolar faizlerinin ve sorunlu kredilerin artmasının bankacılık sektörünün önündeki en önemli riskler olacağını kaydeden Nalbantlı, “Düşüşlerde en çok yabancıların egemenliğinde olan bankacılık hisseleri etkileniyor. Siyasi belirsizlik, kurdaki yükseliş derken borsayı ilk terk eden yabancılar oluyor. Bu nedenle sanayi şirketlerine yatırım yapmak daha mantıklı.
Ancak borsada her zaman olduğu gibi bankacılık hisseleri düşüşlerde olduğu gibi yükselişlerde de başrolde olur. Bu nedenle portföylere seçerek bir kaç tane bankacılık hissesi koyulabilir. Çünkü borsanm yüzde 63’e yakını yabancıların elinde. Onlar ne isterse o oluyor. Ancak bence her sene düzenli olarak büyüme gerçekleştiren ve bunu devam ettirecek sanayi şirketleri ağırlıkta olmalı” diyör.
“YABANCI GİRİŞİ BANKA İLE OLUR”
Borsa İstanbul’a bir yabancı girişi olacaksa bunun bankacılık hisseleri öncülüğünde olacağını düşünen Gedik Yatırım Menkul Değerler Araştırma Uzmanı Erol Gürcan, “2014 yılı bankacılık sektörü, net karı yaklaşık 25 milyar TL oldu. Bu yıl da bankacılık sektörü karlarının ve net faiz marjının 2014’e göre önemli bir değişim göstermesini beklemiyor” diyor.
Seçim belirsizliği sona erene kadar yatırımcılara mevcut pozisyonlarını korumalarım ve 86 bin-87 bin aralığına doğru olası yükselişlerde pozisyon azaltılmasını öneren Gürcan, şöyle devam ediyor:
“Endekste 76 bin-80 bin aralığına doğru görülebilecek geri çekilmelerde 76 bin seviyesi stop-loss olarak takip edilmek üzere banka hisselerinde alım yapılabilir. Ancak 76 bin seviyesinin altındaki kapanışlarda zarara katlanılarak satış yapılmalı ve yeni alımlar için endeksin daha uygun seviyelere gerilemesi beklenmeli.”
“ENDEKS GENİŞ BANTTA DALGALANIR”
Seçim konusunda beklemede olan piyasaların mayıs ayından itibaren ortaya çıkacak anketlerle daha sert fiyatlanacağım düşünen Gürcan, beklentilerini şöyle özetliyor:
“Piyasaların seçime yaklaşımı genelde belirsizliğin negatif fiyatlanması şeklinde olur. Biz içeride henüz bu belirsizliğin fiyatlandığım düşünmüyoruz. Seçim sonuçları kadar, seçim sonrası oluşacak muhtemel ekonomi yönetimi de merakla bekleniyor. Yeni kabinede piyasanın yakından tanıdığı bazı isimlerin olmayacak olması da, yeni ekonomi politikaları konusunda bilinmezlik oluşturuyor. Tüm bu belirsizlikler ortadan kalkana kadar bu seneki seçim sürecinin piyasalarımıza negatif etki yapması muhtemel görünüyor. Piyasa bu konudaki kararını ver dikten sonra fiyatlamada o yönde gerçekleşmeye başlar. Bu fiyatlama seçim sonuçları görülene dek devam edebilir. Bu nedenle piyasa kararını verdikten sonra piyasayla inatlaşmak, siyasi ya da duygusal kararlar almak çok ciddi zararlar doğurabilir. Seçim dönemine kadar endeksin 76 bin-86 bin gibi 10 bin puanlık geniş bir bantta dalgalanmasını bekliyor.
“DUŞUŞLER ALIM FIRSATI”
Önümüzdeki dönemde seçimlere kadar endeksin 80 bin-84 bin bandında daha yatay bir piyasa izleyeceğini tahmin eden Meksa Yatırım Menkul Değerler Analisti Barkın Yalçın da düşüşlerin alım fırsatı olarak değerlendirilebileceği kanısında.
Yalçın da diğer meslektaşları gibi bankaların endeksteki ağırlıklarının yüksek olması nedeniyle borsada yükseliş görülecekse bunun bankacılık hisseleri önderliğinde gerçekleşeceğini düşünüyor.