Şeker Vergisi
Obezitenin en büyük nedeni olarak gösterilen şekere yönelik yeni vergi düzenlemeleri var. Şekerli gazlı içeceklerin vergisini artıran en son ülke İngiltere oldu. Daha önce Norveç, Fransa ve Meksika şekere vergi koymuştu…
İNGİLTERE geçtiğimiz haftalarda, başta gazlı içecekler olmak üzere şekerli içeceklerden vergi almaya başladı. Amaç, vatandaşları daha sağlıklı yapmak ve obezitenin önüne geçmek. Bunun üzerine, alkolsüz içecek ya da yumuşak içecek olarak nitelendirilen şekerli içecekleri üreten firmalar, ürünlerinin vergiyle daha pahalı hale gelmemesi için tedbir almaya başladı. Öte yandan, vergiden gelen para eğitime harcanacak.
İçeceklerindeki şeker seviyesinden taviz vermek istemeyen firmalar ise, 100 mililitrede 5 gramdan fazla şeker bulunan içecekleri için litrede 18 pençe, yine 100 mililitrede 8 gram ve daha fazla şeker olan içecekleri için de litrede 24 pençe vergi ödemek durumunda kalacak.
“BULAŞMAYAN HASTALIKLAR”
Buna benzer bir uygulamayı daha önce Fransa, Norveç, Finlandiya, Macaristan ve Meksika yapmıştı. Vatandaşlarının sağlıklı olmasını hedefleyen Fransız hükümeti 2012’de gazlı içeceklerden “soda vergisi” almaya başlamıştı. Bu nedenle Fransa’da gazlı içecekler, diğer içeceklerden yüzde 3.5 daha pahalı. Meksika ise 2014 yılında, miktarına bakmaksızın, şekerli içeceklere yüzde 10 vergi koymuştu.
Dünya Sağlık Teşkilatı WHO, yumuşak içeceklerin kalorisinde, şekerin yüzde 5’ten daha fazla payı olmaması gerektiği tavsiyesinde bulunuyor. Bu durumda Ingilizler, VHO’nun tavsiyesinin bile ötesine geçmiş oluyor.
Dünyanın en etkili tıp yayın organlarından olan ve ilk sayısı İngiliz cerrah Thomas Wakley tarafından 1823 yılında çıkarılan bağımsız, uluslararası haftalık dergi Lancet, kısaca NCD (non-communicable diseases) olarak bilinen, “bulaşıcı olmayan hastalıklardan ölümlerin son yıllarda arttığına dikkat çekti. Bunlar; şeker, un, tuz, alkol, tütün vs gibi sağlığa zararlı unsurların sebep olduğu, bir mikrop yada bakteriden kaynaklanmayan, kısaca sağlıksız beslenme sonucu ortaya çıkan hastalıklar.
Halkın gözünde tehlikeli gibi görünmese de bu tür hastalıklar, yüzde 80 oranında ölümle sonuçlanıyor. Johns Hop-kins Kamu Sağlığı Okulu’ndan Doktor David Peters, dergide yazdığı bir makalede NCD’nin yoksulluğa, yoksulluğun da NCD’ye dönüştüğünü ve bunun da kısır bir döngü haline geldiğini hatırlatıyor. NCD, her yıl dünya çapında 38 milyon kişinin ölümüne, 16 milyon hamilenin de prematüre doğum yapmasına neden oluyor.
MODERN ÇAĞIN KATİLLERİ
İngiltere’de hükümete bağlı olarak çalışan Kamu Sağlığı Birimi (Public Health England), bu uygulamayla halkın yeme/ içme alışkanlıklarının düzeleceğini ve sağlıklarına olan zararlarının önüne geçileceğini belirtiyor. En büyük beklenti, kanser, diyabet, kalp hastalıkları, kemik yoğunluğunun azalması ve felç gibi ölümcül semptomların önüne geçebilmek. Bu hastalıklara, modern çağın en büyük katilleri gözüyle bakılıyor. Dişlerin çürümesi ise bir başka masraf kapısı.
Dünya Sağlık Teşkilatı, bireylerin günde altı çay kaşığı şekerden fazlasını almamasını öneriyor. Oysa 330 mililitrelik yumuşak içeceklerde dokuz çay kaşığı şeker bulunuyor. Pekiyi, tüketici bu alışkanlığını değiştirecek mi? Şeker vergisinin kamu sağlığı üzerinde pozitif etkisi olacak mı?
Avustralya, dünyanın en çok şekerli içecek tüketen on ülkesinden biri. Melbourne Alfred Hastanesi 17
haftalık bir araştırma yaptı. Şekerli içeceklerin fiyatının yüzde 20 arttığı bir dönemde satışların yüzde 27.6 oranında düştüğü buna karşılık şişe su satışlarının aynı oranda arttığı gözlemlendi. Böylece sigaradan sonra ikinci önemli ölüm nedeni olan obezitenin önüne geçilebileceği düşünülüyor.
İngiltere’de geçen yıl, obeziteden kaynaklanan hastalıkların tedavisi için 5.1 milyar sterlin harcandı. Ama Avustralya’da henüz şekerli içeceklere vergi uygulanmıyor. Meksika’da bu alanda istatistik çıkarmak için henüz çok erken. Macaristan ise şeker vergisi uygulamasıyla şeker üretiminin yüzde 40 azaldığını açıkladı. Uygulamanın kamu sağlığı üzerindeki olumlu etkisi ise sorgulanıyor. Zira İngiltere’de halkın yüzde 70’i, sağlıklı yiyeceklerin pahalı olduğu görüşünde. Bu oran 18-34 yaş grubunda daha yüksek.
918 YILDIR UYGULANIYOR
Şeker sadece yumuşak içeceklerde mi var? Çikolata ve diğer şekerlemelerde durum ne? Finlandiya ve Norveç, çikolataya da şeker vergisi uyguluyor. İngiltere ise çikolatadaki şeker miktarının yüzde 20 oranında düşürülmesi için gerekli düzenlemelerin 2020 yılından sonra yürürlüğe gireceğini kaydediyor.
Yıl 1100. Şeker ilk kez Avrupa’ya, dolayısıyla İngiltere’ye geliyor. Şekerin rağbette olduğunu fark eden kraliyet, şeker vergisi uygulamakta gecikmiyor. Böylece “beyaz altın” olarak adlandırılan şeker, zenginlerin tükettiği bir ürün haline geliyor. Üretimin bollaşması, tüccarların ve halkın baskısıyla daha sonra vergiden vazgeçiliyor.
Yıl 2018. Sebep başka ama İngiltere yine şekere vergi koyuyor. Tarih tekerrürden ibaret değil mi?
Vergiler hakkında ilginç notlar
■ ABD, dünyada en karmaşık vergilendirme sistemine sahiptir. Vergilerle ilgili mevzuat, 1913 yılında 400 sayfa iken 2012 yılında 74 bin sayfayı bulmuştur. Mevzuatta 7 milyondan fazla kelime vardır. Bu kafa karıştırıcı vergilendirme yüzünden vatandaşlar her yıl bir milyondan fazla muhasebeci kiralar.
■ ABD’de “stopaj” (kaynağında vergilendirme) yoktur. Her vatandaş kendi vergisini hesaplayıp Dahili Gelirler Dairesi’ne (İRS – Internal Revenue Service] bir posta çeki ile gönderir. Vergi az hesaplanmışsa daire sizi uyarır. Fazla hesaplanmışsa da size farkı bir çekle geri öder. Daire, topladığı her 100 dolarlık vergi için sadece 39 cent harcar.
■ Dünyanın en büyük vergi toplayan resmi kurumu olan Dahili Gelirler Dairesi resmi internet sitesinde, doldurulmayı bekleyen 526 farklı vergi formu bulunur. Dairede 85 bin kişi çalışır. Bu kadro, Federal Soruşturma Bürosu FBI ve Merkezi Haberalma Teşkilatı ClA’in toplam kadrosundan bile daha fazladır.
■ Dahili Gelirler Dairesi, garsonlardan bile götürü vergi alır. Bu nedenle orta halli bir restoranda garsona iki dolar bahşiş bırakmak, müşteri için vicdani bir görevdir. Bir zengin, on bin dolar bahşiş bıraksa bile, bu paranın her cent’i garsonun cebine girer. Çünkü garson zaten vergisini önceden peşin olarak ödemiştir.
■ Daire, uyuşturucu satıcısının, hırsızın, rüşvetçi memurun elde ettiği gelirden de vergi alır. Daireye göre paranın nereden geldiğinin bir önemi yoktur. İşin hukuki tarafı daireyi bağlamaz. Ama hangi hırsız ya da kanunsuz iş yapan suçlu, dürüst davranıp da gelirinin vergisini öder? Orası belli değil.
■ ABD’de piyango kazanırsanız, Gelirler Dairesi de kendini piyango kazanmış gibi hisseder. Çünkü piyangonun yarısını vergi olarak alır. El Adının açıklanmasını istemeyen bir Dahili Gelirler Dairesi tahsildarı şöyle demiştir: “Hakkınızda her tür bilgiyi toplamaya yetkiliyim. Bu konuda üzerimde hiçbir kısıtlama ya da yasak bulunmuyor. Polise bile cevap vermeme hakkınız vardır. Ama benim sorularıma cevap vermeme lüksünüz yoktur.”
■ Amerikalıların yüzde 47’si gelir vergisi vermez. Vergi kaçırdıklarından değil, vergilendirilecek gelirleri olmadığından.
■ ABD’de vatandaşlar, bir şirketin vergi kaçırdığını ispat ederlerse, şirkete kesilen vergi cezasının yüzde 30’unu ödül olarak alabilirler.
■ Amerikalılar, yılın 114 gününü, vergilerini ödemek için çalışarak geçirirler. Doldurdukları her beş beyannameden biri hatalı olur. Gelirler Dairesi çalışanları bile hata yapar. Her yıl 150-160 çalışan, hatalı beyanname vermektedir.
■ 1935 yılında ABD Başkanı Franklin Roosevelt, 5 milyon dolardan fazla kazancı olanlara yüzde 79 oranında vergi uygulanmasını öngören yasa teklifini onaylamıştı. Ama bu yasa sadece sanayici John Rockfeller’e uygulandı. Ondan başka yılda 5 milyon dolar kazanan kimse yoktu.
■ ABD’nin New Mexico eyaletinde yaşıyorsanız ve 100 yaşını geçmişseniz gelir vergisi ödemezsiniz.
■ Asıl adı Samuel Clemens olan Amerikalı mizahçı, roman yazarı ve öğretmen Mark Twain (1835-1910} vergiler için şöyle demişti: Bir “taxidermist” ile “tax collector” arasında ne fark vardır biliyor musunuz? Taksidermist sadece derinizi yüzer. (“Taksidermist”; ölü hayvanların içini boşaltarak bozulmayacak hale getiren usta, “tax collector” da; vergi tahsildarı demek].
■ 1921’de Nobel Fizik Ödülü alan ve son 20 yılını ABD’de geçiren ünlü Alman teorik fizikçi ve bilim adamı Albert Einstein’ın (1879-1955] da vergiler üzerine görüşü vardı: “Dünyanın en zor işi, ABD’de gelir vergisini anlamaya çalışmaktır.”
■ 100 ABD Dolarlık banknot üzerinde resmi olan yazar, mucit, bilim adamı, siyasetçi ve diplomat Benjamin Franklin’in ünlü sözüdür: “Yaşamınızda hiçbir şey kesin değildir. Ölüm ve vergiler dışında.”
■ Amerikalılar, tüketim vergisine “günah vergileri” der. Sebebi, bu vergilerin tütün, alkol ve kumar üzerinden tahsil edilmesidir.
■ Avrupa Birliği’ne üye ülkeler, sığır sayısını kısıtlamak için vergi uygulamaya başladılar. Örneğin, Danimarka’da inek başına 95 euro, İrlanda’da 15 euro vergi alınıyor. Çünkü bu hayvanlar, sera gazlarının yüzde 18’inden sorumlu.
■ İlk gelir vergisi uygulaması, yaklaşık 5 bin yıl önce Sümerler’de görülmüştü. Vergiler canlı hayvan, yiyecek ve iş gücüyle ödeniyordu.
■ Mısır’daki hiyeroglif yazısının çözülmesine yardım eden Rosetta Taşı, aslında bir vergi bildirim tablosuydu. Herkesin anlaması için üç farklı dilde yazılmıştı. Eski Mısır’ın tüm gizemleri, bu vergi tablosu sayesinde gün ışığına çıktı.
■ Tarihte garip kalemler için vergi alındığı çok görülmüştür. Bunlardan biri 1691’de İngiltere’de alınmaya başlanan “pencere vergisidir. Ev sahipleri bu vergiyi vermemek için evlerini az pencereli yapmaya özen göstermişti. Ya da pencerelerini tuğla ile örüp kapatmıştı. Bugün pek çok tarihi evde tuğla ile kapanmış pencereler görmek mümkündür (Pencere vergisi, 160 yıl sonra 1815’te, insanların havasızlıktan hastalanmaya başladığı anlaşıldığında kaldırıldı).
■ İngiltere, 1784-1811 yılları arasında şapkalardan da vergi alıyordu. Denetim memurları, yolda yürüyen insanların şapkalarının içine bakıyor, bandrol yoksa ceza kesiyordu. Hele bandrol sahte çıkarsa ceza, idamdı.
■ Rus İmparatoru Deli Petro, 1705’te “sakal vergisi” çıkarmıştı. Böylece insanlar tıraş olup, Batı Avrupa’nın temiz yüzlü insanlarına benzeyecekti.
■ Fransız İhtilali’nin (1789-1799) ana para kaynaklarından biri “tuz vergisi”ydi. Halk, “Gabelle” (tuz istihlak rüsumu) olarak bilinen bu vergiden, en az kraliyet ailesi mensuplarına duyduğu nefret kadar nefret ederdi. İhtilal sırasında vergi tahsildarlarının bile giyotine gönderildiği söylenir.
■ İngiltere, 1816’da gazetelere sayfa başına “bilgilendirme vergisi” koydu. Gazeteler de buna tepki olarak, günümüze kadar gelen, “çarşaf boy” sayfa ile karşılık verdi. Sayfa sayılarını da azalttı.
■ Kanada 1880’lerde, ülkesine gelen Çinlilerden “kelle vergisi” almaya başladı. Elbette ki, Kanada Pasifik Demiryolu Hattı inşaatının bitmesinden sonra. Zira inşaatta Çinli işçiler kullanılmıştı. Vergi, 1923’te kaldırıldı.
■ Biraz iğrenç gelecek ama Roma İmparatoru Vespasian, MS 70’te “idrar vergisi” koymuştu. Çünkü içeriğindeki amonyak, elbise işlemede değerli bir kimyasaldı.
■ İngiltere, renkli televizyonlardan 147 sterlin vergi toplar. Her ne kadar günümüzde artık siyah-beyaz televizyon kalmamışsa da bunların vergisi daha azdır. 75 yaşını geçen vatandaşların ve görme engelli kişilerin evinde televizyon varsa, verginin yarısı ödetilir.
■ Teksas’da kovboy çizmeleri vergiden muaftır. Yürüyüş için kullanılan spor ayakkabıları değildir.
■ İngiltere’yi dünyanın en büyük güçlerinden biri yapan faktör, I. Elizabeth’in (1533-1603), “düşük vergi” politikasıydı. 20’nci yüzyılın başlarına kadar bütün dünyada onlarca dominyon (İngiliz hakimiyetini tanıyan ülke) üzerinde söz sahibi oldular (Bugün Kanada, Avustralya, Hindistan, Pakistan, Güney Afrika, Yeni Zelanda, hala İngiliz etkisi altındadır).
■ ABD İç Savaşı (1861-1865), bağımsız olma isteği ya da kölelik yüzünden çıkmadı. Güneyliler ve Kuzeyliler, vergilendirme yüzünden savaştılar.
■ 1787’de ABD’de, sadece vergi mükellefleri oy kullanabiliyordu.
■ Tarihçiler, bir ülke halkının, yabancı istilacılardan çok, vergilerden endişe ettiğini iddia etmektedir. Tarihte vergi almayan hiçbir uygarlık da olmamıştır; ne kadar eski tarihlere uzanırsa uzansın.
■ İngiltere’de Lady Godiva’nın çıplak olarak ata binmesinin de, İsviçre’de VVilhelm Tell’in, oğlunun başındaki elmaya ok atmasının da sebebi, vergileri protesto etmektir.
■ Karayipler’deki ada devletlerden biri olan Cayman Adaları’nda gelir ve emlak vergisi uygulaması yoktur.
Devlet onların yerine istihdam, turizm, ihracat gibi etkinliklerden vergi alır.
■ ABD’nin New York kentinde halka şeklinde ekmek olan bagel’ı vergisiz alabilirsiniz. Ama kestirip içine bir şey koydurursanız 8.8 cent vergi ödersiniz. New York zaten dünyanın en yüksek kurumlar vergisi oranı olan kenttir.
■ Romanya, 2011’deki ekonomik gerilemeden kurtulmak için büyücüleri bile vergilendirmişti.
■ ABD’de ortalama gelir vergisi yüzde 35 civarındadır. 1800’lü yıllarda 800 dolar üstü gelirler için vergi oranı sadece yüzde 3’tü. Hatta Kuzey, İç Savaş’ı bu vergilerle finanse etmişti. Günümüzde süper zenginler için bu oran yüzde 94’e kadar çıkabiliyor.
■ 1987’de ABD’de iş, vergi formu doldurmaya geldiğinde ülke genelinde 7 milyon çocuk kaybolmuştu. O yıl yapılan yeni düzenlemedeki yasal boşluktan kaynaklanıyordu. Ebeveynleri, az vergi vermek için çocuk sayısını düşük gösteriyordu. Artık mükellefler, çocuk sayılarını tam belirtmek zorunda. Aksi halde cezası yüksek.
■ İrlanda’da sanatkarlar, 50 bin euro’luk gelire kadar vergiden muaftır. Ürettikleri, “sanat eseri” olması kaydıyla.
■ Danimarka’da otomobil satın almanın bedeli çok yüksektir. Vergisi, otomobil fiyatının 1.5 katıdır.
■ 1970’te ABD’nin Apollo 13 projesi, Ay’a seyahati içeriyordu. Başarısız bir seyahat oldu ama astronotlardan Jack Svvigert, geziye hastalanan bir arkadaşının yerine son anda katıldığından vergi beyannamesi verememişti. Merkeze, nasıl uzatma alacağını sormuştu: “Houston, bir vergi sorunum var.” (Houston, vergi dairesine Svvigert’in “dünya dışında” olduğunu söyledi. Astronota iki ay uzatma verdiler.)
ALEV RÎGEL