SELFİE kelimesinin ne anlama geldiğini artık nesil gözetmeksizin herkes biliyor. Hatta “deneyim ekonomisi” adı altında yer alan bir selfie ekonomisi bile var. Selfie hem sosyal hem de iş hayatımız için o kadar önemli ki, insanlar güzel bir selfie çekinmek için canını bile tehlikeye atıyor. ABD’dcki Aile Sağlığı ve Hekimliği Dergisi’ne göre 2011-2017 yılları arasında, çoğu Hindistan’da (daha sonra sırasıyla Rusya, ABD ve Pakistan) olmak üzere en az 259 kişi selfie çekmenin cazibesine kapılıp hayatını kaybetti. Selfie hayatımıza gireli 16 yıl oldu. Sony Ericsson Z1010 modelinde görüntülü iş toplantıları için kamerayı ters kullanmaya başladı. Aradan geçen yıllar boyunca kameranın yüzünü ters çevirmek bir kültür haline geldi. Selfie ekonomisi o kadar büyüdü ki, elektronik-mobil cihaz üreticileri yapay zekalı cep telefonu kameraları geliştirerek bu kültürü yeni bir ticari kaleme dönüştürmeyi hedefliyor.
ABD merkezli araştırma şirketi Gartner analistlerinden Roberta Cozza, kameralarda yeni devrin yapay zekayla açılacağını ve bu teknolojinin kullanıcıların çevresindekilerini tarama fırsatı sunacağını yorumunu yapıyor. Başta Uzakdoğu firmaları olmak üzere mobil cihaz üreten markaların bu yoldan gitmesi bekleniyor.
Çin teknoloji devi Huawei’in geleneksel fotoğraf makinesi deyince ilk akla gelen markalardan Alman Leica ile işbirliğine gitmesini ve başka bir Çin markası olan Xiaomi’nin geliştirdiği, telefon ekranının altına gizlenmiş selfie lensini örnek olarak gösterebiliriz.
Güney Koreli Samsung ise yeni akıllı telefonlarına yerleştirdiği “Bixby Vision” özelliği sayesinde yapay zekalı sesli asistanın gücünü zenginleştirilmiş gerçeklik ile birleştirerek kameranın çevresindeki nesneleri tanımasını ve sınıflandırmasını sağlıyor. Bu teknolojik özellik henüz bebek adımlarını atıyor, ancak önümüzdeki yıllarda bu teknolojinin yeni bir alışveriş yöntemini oluşturması bekleniyor. Derin öğrenme yöntemini hayata geçiren bu özellik, yaklaşık beş yıldır teknoloji üreticisi markaların üzerinde çalıştığı, “tüketicinin davranış modellerini okuyarak alışveriş seçenekleri sunması hedefinin” cep telefonuna denenmiş versiyonunu oluşturuyor.
İçeriğe Ait Başlıklar
Manzaralı oteller fırsata dönüştürdü
Selfie çekinmek bazı sosyal medya kullanıcıları için o kadar önemli ki, bazı turistik girişimler bu durumu fırsata çevirdi. İsviçre Alpleri’ndeki Villa Honegg Oteli’nin havuzunda çekilen selfıeler bu otele olan “lüks selfie turizmini” artırdı.
Öte yandan Paris’teki Mandarin Orientai Oteli geçtiğimiz yıllarda fiyatı bin 135 euro’ya “Selfie in Paris” isimli turlar düzenlemeye başladı. Atina’da ise Hotel Grand Bretagne, arkada Akropolis’i gören manzaralı bir “selfie noktası” oluşturdu. Marriot otel zincirlerinin Kaliforniya’daki Desert Springs Resort’u ise ziyaretçilerine selfie çubuğu hediye ediyor.
Anında banka hesabı açıyor
İngiltere’nin önde gelen bankalarından NatWest geçtiğimiz günlerde selfie ile hesap açılabilen bir sisteme geçildiğini duyurdu. Banka, böylece kişinin bir şubeye gidip gerekli belgelerini teslim ettikten sonra açılan hesap sürecini kolaylaştırdı. Kişi, bankanın online sistemine pasaport, vatandaşlık kimliği gibi kimlik bilgilerini yüklüyor ve selfie çekinerek her iki fotoğraftaki kişinin aynı olduğunu sisteme teyit ettiriyor. Sistem biyometrik kimlik tanıması yaparak kişinin hesabını anında açıyor. NatWest hesap açma sürecinin bu sayede dört dakikaya kadar düştüğünü ve pilot denemede 60 binden fazla kişinin bu yöntemle banka müşterisi olduğunu duyurdu. NatWest’ten önce Metro Bank, Ocak 2018’de İngiltere’de selfie ile banka hesabı açan ilk banka olmuştu.
Lüks deneyim eğilimi artışta
“Deneyim ekonomisi” terimini ilk kez 1998’de Harvard Business Review’da kullanan Joseph Pine ve James Gilmore, tam 21 yıl önce insanların lüks restoranlarda yemekler ve yurtdışında lüks tatiller gibi deneyimleri geleneksel ürünleri satın almanın önüne geçirdiğini söylemişti. Bu yeni tüketim anlayışı, son olarak McKinsey & Company’nin ABD’de 2014-2016 yılları arasında “deneyim hizmetleriyle ilgili kişisel tüketim harcamalarının” yüzde 5.3 oranında arttığını ortaya koyan araştırmasıyla ivme kazandı. Ürün harcamaları ise bu zaman dilimi içinde sadece yüzde 2.5 arttı. Batı Avrupa’da da durum farklı değil. Bu coğrafyada 2015-2017 yıllara arasında deneyimlere yapılan harcamalarda yüzde 5’lik bir artış yaşanırken, ürünlere yapılan harcamalarda yüzde 2.3 oranında yükseliş görüldü.
Atlantik Okyanusu yardım bekliyor
Coğrafi anlamda şanslı bir ülke olsak, fazlaca doğal felaketlere maruz kalmasak da başta Kuzey Kutbu ve Amazon bölgeleri olmak üzere, okyanuslardaki doğal yaşam alanlarına yönelik tehlikeler Dünya için çok önemli konular. Avrupa Birliği tarafından fonlanan iAtlantic isimli proje, yapay zeka başta olmak üzere mevcut ileri teknolojilerden faydalanarak iklim değişikliğinin deniz canlıları üzerinde nasıl bir etki yarattığını anlamaya çalışacak. Dört yıl sürecek bu çalışmada, aralarında robot denizaltıların da bulunduğu yüksek teknoloji ürünü cihazlar, Atlantik Okyanusu’nun kutuplardan Güney Amerika’ya kadar uzanan geniş bir bölümünde dijital bir harita çıkaracak. Bu araştırmadan çıkacak sonuçlar ilgili devletlerle paylaşılarak okyanustaki mevcut durum ve hangi canlıların hayatının tehlikede olduğu ortaya çıkarılacak. Projenin parçası olan Edinburg Üniversitesi’nden Prof. Murray Roberts, iklim değişikliğinin en büyük göstergesinin deniz suyu ısısı olduğunu hatırlatarak, denizlerin ısındıkça daha asidik olduğunu ve bunun deniz canlılarının nefes alamaması anlamına geldiğini söylüyor.
ŞULE GUNER