Sera ve Meyve Bahçeleri Büyük Hasar Gördü
AŞIRI yağış, su baskınları, fırtına ve geçen hafta Antalya’da yaşanan hortum… Bu kış, daha fazla doğal afet haberlerini duyar olduk. Can kaybına da neden olan doğal afetler tarım alanlarında da büyük hasara neden oluyor. Son iki ayda yaşanan afetler nedeniyle binlerce dönüm sera ve meyve bahçesi hasar görürken, tarım arazileri de sular altında kaldı. Tarım arazilerindeki hasarın yükünü yalnızca çiftçiler değil tüm Türkiye yükleniyor ve daha da yüklenecek gibi görünüyor. Çiftçiler yaralarını sarmaya çalışırken, rantçılar iş başına geçti bile… Pazarlarda bazı meyve sebzelerin fiyatı son bir ayda 2-3 kat artarken, düşen arz nedeniyle fiyatların yakın zamanda düşmesinin beklenmediği belirtiliyor.
Hatırlanacağı üzere, Aralık ayında özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yağan aşırı yağışlar pamuk ve mısır alanlarında zarara neden olmuştu. Günlerce devam eden yağışlar pamuk ve ikinci ürün olan mısır hasadının yapılmasına engel olurken, pamuğun kalitesini düşürdü, ürünler zarar gördü. Bölgede pamuk ürününde yüzde 30’a varan zarar olduğu tahmin ediliyor.
Ocak ayı içinde meydana gelen aşırı yağmur, su baskınları, fırtına, hortumlar ise en fazla Akdeniz ve Ege Bölgelerindeki tarım alanlarına zarar verdi. Hatay, Adana, Mersin, Antalya, Muğla, İzmir, Manisa illerini etkileyen aşırı yağışlar tarım alanlarını sular altında bıraktı. Birçok ilçede bir yılda alınan yağış birkaç günde gerçekleşti. Adana’da açılan baraj kapakları nedeniyle üzerinde hala meyve bulunan portakal, mandalina bahçeleri başta olmak üzere bahçeler, seralar ve ekili alanlar su altında kaleli.
Bu arada Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın verdiği “Yaraları sarın” talimatı üzerine Antalya’da fırtına ve hortumdan zarar gören çiftçilere 35 milyon TL yardım yapıldı.
HORTUMUN ETKİSİ BÜYÜK
Önceki hafta Akdeniz Bölgesi’nde gerçekleşen fırtına ve hortum yaklaşık 3 bin dönüm seralara büyük zarar verdi. Özellikle Kumluca, Finike, Kemer, Kaş ve Antalya merkez ilçede gerçekleşen hortum, aşın yağış ve dolu, seralara, meyve bahçelerini su altında bıraktı. Belirtilen ilçelerde saatte 100 kilometre şiddeti bulan hortum evlerin, depoların çatılarını uçurdu, şehir merkezinde afete neden oldu. Sera ve meyve bahçelerinde de yıkıma yol açtı.
Antalya Ziraat Odası Başkanı Nazif Alp hortumlar neticesinde Kumluca’da 400 dönüm, Antalya merkezde de 350 dönüm seranın, Kumluca’da bin 200, merkezde 198 dönüm ekili alanın zarar gördüğünü belirtiyor. Tarım Sigortaları Havuzu’nun (TARSIM) alanda çalışma yaptığını dile getiren Alp, sigorta yaptıran çiftçilerin paralarının ödenmeye başlayacağını söylüyor. Alp, “Devletin, çiftçinin elinden değil, gövdesinden tutması gerekiyor. Kendi başına ayağa kalkmasının imkanı yok. Çiftçinin desteğe ihtiyacı var” diyor.
“YETERİNCE ÜRÜN VAR”
Antalya’nın Kumluca ilçesi de şiddetli yağış ve hortum felaketleriyle yara aldı. Toplam 50 bin dekarın üzerinde üretim yapan Kumluca’da yaklaşık 2 bin dekarlık alanda zarar oluştu. Kumluca Ziraat Odası Başkanı Hidayet Kökçe, çiftçilerin çok mağdur olduğunu söylüyor. Bin dönüme yakın seranın zarar gördüğünü kaydeden Kökçe “Hiç kimse zarar gördü diye karaborsacılık yapmasın. 49 bin dekar alanda daha üretim yapıyoruz. Ürettiğimiz Türkiye’ye yeter, dünyaya da yeter. Hortumu bahane edipte ara yerdeki karaborsacılar fiyat artırmasın” diye konuşuyor. Başkan Kökçe sözlerini şöyle sürdürüyor: “Kumluca’dan hortum geçti diye fiyatlarda yüzde 200’lere, 300’lere varan yükseliş var. Ben bunu yapanlara ‘vatan haini’ diyorum. Kumluca’da son 10 günden beri fiyatlarımız sabit. Yaşanan bu olaya bağlı olarak bizim fiyatlarımız artmadı. Yazık günah, üretici de tüketici de zor durumda.” Çiftçinin kredilerinin taksitlendirilmesi konusunda devletten yardım isteyen Kökçe, zarar gören seraların enkazlarının en kısa zamanda kaldırılıp baharlık dikimlere yetiştirileceğini vurguluyor.
Antalya ve Kumluca’daki seraların içinde sigorta yaptırmayanlar da var. Özellikle dededen kalan toprakların üzerinde ekim yapanlar, toprakları kendi üzerlerine alamadıkları takdirde TARSIM sigortası yaptıramıyorlar. Sigortanın istediği standartları karşılamayan seralar da sigorta yaptıramadılar. Bunların da zararlarını telafi imkanı yok. Kendi imkanlarıyla seralarını yeniden kurmak isteyen çiftçilerin bir taraftan da eski kredi borçlarını ödemeyi sürdürmeleri gerekiyor. Bu nedenle çiftçiler kredi borçlarının taksitlendirilmesini ya da ötelenmesini istiyorlar.
LİMONA DİKKAT
Türkiye’nin limon depolarından olan Silifke’de limonları dolu, seralardaki domates ve salatalıkları ise hortum vurdu. Yatak limonu yetiştirip satan beldenin yıllık 80 bin ila 100 bin ton arası üretimi var. Depolarda sakladıkları limonları yılın 12 ayı pazara sevk eden Silifke’de aşırı yağışlar limon hasadını zorlaştırdı. Ürünün fiyatı da düşük olunca çoğu limon dalında çürüdü. Silifke Ziraat Odası Başkanı Cafer Doygun, “Vatandaş cam seralara ürün ekmek için kredi çekmiş. Doğal afeti yaşadıktan sonra ikinci kredi çekme olanağı yok. Yaklaşık 600 dönüm sera patladı. Çiftçi ne yapacağını bilemez durumda” diye sözlerine başlıyor. Dedelerinin üzerine tapu olan arsalara sera kuranların intikal yaptırmadıkları için Tarsim’den sigorta bedelleri alamadıklarını vurgulayan Doygun, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Bizde limon dalında 60 kuruş, markette 6 TL, Limon para etmiyor: Yağışlardan dolayı kesemedik dalında çürüdü. Fiyatlarda istikrar olmazsa limon sıkıntısı da yaşar Türkiye. Ürünü satan üretici parasım bile alamıyor. Domates halen halde 3.2 kuruş ama marketlerde 6-7 liraya satılıyor. Üretici kazanamıyor. Kabak ve biber enflasyona azdırıyor deniyor; oysa kimse çiftçinin gübre ve mazotuna yüzde 200 zam geldiğinden bahsetmiyor.”
PORTAKAL ZAMA DİRENDİ
Portakalıyla ün salan Antalya’nın Finike İlçesi’nde 5 bin dekar narenciye bahçesi doludan etkilenirken 400 dönüm sera ise hortumdan zarar gördü. Örtü altı seracılıkta kış şartları zaten ağır geçiyordu.
Sabahlara kadar don nöbeti tutan üretici, nisan – mayıs ayları ile karşılaştırıldığında üçte biri oranında ürün alıyordu. Bu durum ürünlerin pahalanmasına neden olurken bir dc hortum felaketi yaşandı. Finike’de sera çıkışı 7 TL olan patlıcanın fiyatı bü-yükşchirlcrdeki marketlerde 13-14 TL arasında değişiyor. Ürün az olduğu için halen seralarda kabak 4 TL’ye, domates ise 3.5 TL’ye satılıyor. Büyükşehirlerdeki marketlere geldiğinde ise fiyatlar ikiye katlanıyor. Hortum felaketinden etkilenen Finike’deki portakal zam artışına direndi. Geçen yılki hortumda 8 bin, bu yılki hortumda bin ağaç sökülmesine rağmen üretici zararı sineye çekmeyi yeğledi.
İZMİR’DE SULAR ALTINDA
Ocak ayının ortalarında İzmir, bir ayda yağması beklenen yağmuru üç günde aldı. Aşırı yağışlar barajlardaki doluluk oranlarını artırırken, tarım arazileri sular altında kaldı. Kınık ve Bergama’da buğday, arpa, ıspanak ve sebze ekili alanların yer aldığı 100 bin dönümü aşkın arazi sular altında kalırken, Menemen’de Gediz Nehri taşınca yaklaşık 40 bin dönüm tarım arazisi göle döndü. Türkiye’de ıspanak üretiminin yüzde 70’ini yapan Menemen’deki felaket ıspanak fiyatlarını artırdı. Yağmurdan önce 2-2.5 TL olan ıspanak 6-7 TL’ye çıktı.
Üretim olmaması nedeniyle fiyatların daha da artması bekleniyor. Menemen Ziraat Odası Başkanı Metin Karagöl, yağmurun tarım arazilerine zararının büyük olduğunu vurguluyor Karagöl, “İlçemiz ülkemizde ıspanak üretiminde ilk sırada yer almakta; fakat 6 bin dekarlık ıspanak ekili arazimiz zarar gördü. Ayrıca brokolide 2.5, lahanada 500 dekar alanımız zarar gördü. Diğer tarım ürünleri de sular altında. 250 dekar karnabahar, 4 bin dekar buğday, 2 bin dekar yem bitkileri yağmurdan zarar gördü” şeklinde konuşuyor.
KIŞ SEBZELERİ DE ZAMLANDI
Ocak ayının ortasında Balıkesir’de beş gün süren yağışlar Türkiye’nin en kaliteli pirincinin yetiştiği Gönen Ovası’nı sular altında bıraktı. Gönen Yenice Barajı’nın kapakları açılınca binlerce dekarlık tarım alanı sular altında kaldı. Türkiye’nin pirinç deposu olarak bilinen Gönen’de yaşanan su baskınları Tuzakçı, Bostancı, Sarıköy ve Tahirova’da bulunan tarım arazilerini etkiledi. Gönen Ziraat Odası Başkanı Necati Özkurt, “ Sadece çeltik alanları değil, sebze tarımı yapılan ıspanak, marul ve lahanaların yetiştiği alanlarda da zararlar meydana geldi. Yaklaşık 100 dekarlık alanda ekili olan maydanoz sular altında kaldı” diyor. Başkan özkurt, yağışların özellikle alüvyonlu toprağı denizlere taşıdığına dikkat çekerek, “Alüvyondan dolayı önümüzdeki yıl farklı bir verim rekoltesi beklenebilir” uyarısında bulunuyor.
Aydın Ziraat Odası Meclis Başkanı Bayram Er ise, Menderes Havzası’nda buğday, arpa ve bezelye ekimlerinin aşırı yağıştan olumsuz etkilendiğini söylüyor. Özellikle son 3-4 yıldır yaklaşık 5 bin dekarda sözleşmeli ekimi yapılan bezelyelerin hasadında sıkıntı yaşanmasını bekleyen Er, şöyle konuşuyor:
“Bezelye aşırı suyu sevmez. Su altında kalan bezelyelerin içi kurur. Ayrıca yağmur devam ederken vatandaş kışlık pırasa, ıspanak gibi ürünlerin hasadını yapamıyor. Pazara ürün gönderemeyince de fiyatlar 2-3 kat artar. Yağışlar devam ettiği için tam olarak bölgemizde hasar tespiti yapılamadı. Devletimiz hasar tespiti yapıp gerekli desteği verecektir.”
Şemsi BAYRAKTAR / TZOB Genel Başkanı
“Kredi borçlarının yapılandırılmasına ihtiyaç var”
Kış nedeniyle yaşanan olumsuz hava koşulları tarım sektörünü olumsuz etkiledi. Bu yıl ülke genelinde gerçekleşen kar yağışı hububat üretim bölgeleri ve susuzluğun yaşandığı illerde çiftçimizin yüzünü güldürürken, aşırı yağış, su baskını, don, fırtına ve hortum gibi tabii afetlerin tarlada ürünü olan çiftçimizin afet yaşamasına neden oldu. Çiftçimiz zor durumda.
Tabii afetler çiftçimizi vurdu. Acilen hasar tespitleri yapılmalı, üreticimizin zararı karşılanmalı, kredi, sigorta, elektrik, vergi başta olmak üzere tüm borçları ertelenmeli. Üretimde kalabilmesi için çiftçimize yeni finansman sağlanmalı. Büyük yıkım yaşanan il ve ilçelerimiz afet bölgesi ilan edilmeli.
Son yıllarda tabii afetlerin çiftçinin peşini bir türlü bırakmadı. Üst üste yaşanan tabii afetler nedeniyle biriken tarımsal kredi borçlarını ödeyemeyen çiftçilerin borçları, faizsiz ve uzun vadeli olarak yapılandırılmalı.
Halil Sarıçobanoğlu / Finike Ziraat Odası Başkanı
“İstanbul’da portakal 2.2 TL olmalı”
Finike’de 35 bin dekar alanda narenciye, 12 bin dekar alanda sera üretimi yapılıyor. Son yaşanan afetlerde 5 bin dekar narenciye bahçesinde, 400 dekar örtü altı serada hasar meydana geldiğini tespit ettik. Tarım ve Orman İlçe Müdürlüğü hasar tespit çalışmalarını sürdürüyor. Finike’de örtü altı alanlarda patlıcan, domates, salatalık ve kabak yoğunluklu bir üretim yapılıyordu.
15 milyon TL zarar olduğunu tahmin ediyoruz. Seraların maalesef yüzde 10’unda sigorta vardı. Bunun nedeni eski seraların sigortacıların istediği standartları karşılamaması. Komşu ilçemiz Kumluca’da 1000 dönüm sera zayi oldu. Bir dönüm plastik seranın yapımı için 40 bin TL, cam seranın yapımı için 70-80 bin TL gerekiyor. Üretici bunu yeniden karşılayamaz. Biz Kasım ayında portakal hasadına başlar, mayıs ayında tamamlarız. Narenciyenin 50 bin tonunu hasat etmiştik. 50 bin tonunu don vurdu. Geri kaldı 50 bin ton… Donda zarar gören ürünler bir hafta içinde çürür. Biz bunları çürümeden 25 kuruştan meyve suyu fabrikalarına vereceğiz. Burada 24 paketleme tesissi var. Kimse kendi markalı ürünlerini bu halde iç piyasaya göndermez. Kasımda 1.70 TL’den sattığımız portakal 1.20 TL’den satılıyor.
Dolu olduğundan bu yana fiyatları artırmadık. İstanbul, Ankara’da portakalı 2.20 TL’den yemelisiniz. Fiyat yükseltilse bile bu üreticinin cebine gitmiyor. Zararımız büyük. İnşallah devletimiz borç ertelemesi yapacak.
Cumhurbaşkanımız söz verdi, hibe şeklinde destek verilecek.
RAHÎME BAŞ UÇAR