İş Kurmak İçin Yeni İş Fikirleri

Seracılığa Yatırım Yapan Kazanıyor

Serada kazanç garanti

Seracılıkta dünya üçüncüsüyüz. Örtüaltı üretime ilgi giderek artıyor. Sera yatırımlarının dekar başına maliyeti kullanılan malzemeye göre 30-60 bin TL arasında değişiyor. Yatırımın geri dönüş süresi dört yıl. Sera ürünlerine ilgi yüksek. Yatırımcılar kazançtan memnun…

ÖRTÜ altı üretim (seracılık) konusunda Türkiye, Avrupa’nın lideri, dünyanın ise üçüncü büyük ülkesi konumunda. 1950Tİ yıllarda ticari anlamda ilk seralar Antalya’da kurulmaya başlamış, sonrasında ise Ege ve Marmara’ya yayılmış.

Ege’de İzmir ve çevresi, Marmara’da ise Yalova öne çıkmış. Son dönemde jeotermal bölgeleri olarak öne çıkan Denizli Sarayköy, Berga ma, Afyon Sandıklı, Şanlıurfa gibi il ve ilçelerde de modem seralar kuruluyor. 2014 sonu itibariyle Türkiye’de 65 bin hektar yani 650 bin dekar alanda örtü altı tarım üretimi yapılıyor. Seralardan elde edilen yıllık gelir ise 11 milyar TL’yi aşmış durumda. Türkiye’nin toplam bitkisel üretiminin yüzde 12’si örtü altından elde ediliyor.

seracilik

Orta yaş ve üstü iyi hatırlar. 1980Tİ yılların sonuna kadar kış aylarında domates, biber, fasulye, salatalık gibi sebzeleri taze tüketmek mümkün değildi. Baharda çıkan ilk mevsim ürünleri “turfanda” olarak adlandırılır ve bu ürünlere özel önem atfedilirdi. Bugün ise pazar ve manavlarda her dönem bu ürünleri bulmak mümkün. Ürünlerin yaz ve kış aylarındaki fiyat uçurumları da eskisi gibi fazla değil. Satın alınabilir fiyatlarla bu ürünlere kış aylarında da ulaşılabiliyor.

Yaz kış taze sebze tüketmenin yolu da seracılıktan geçiyor. Seracılık sayesinde 12 ay boyunca taze sebze tüketimi mümkün olabiliyor.

DÜNYA LİDERİ OLABİLİRİZ

Sera ürünlerine tüketicilerin ilgisi de yüksek. Market zincirleri, manavlar ve ihracat piyasalarından güçlü talep var. Bu da örtü altı üretiminde halen fırsatların olduğunu gösteriyor. Sera üreticileri son birkaç yıldır kazançlarından hayli memnun. Seracılığın merkezi Antalya Kumluca’dan yeni sera bölgelerine kadar konuştuğumuz sera sahipleri oldukça mutlu. Yatırımlarından pişmanlık duyanı yok. Kazancı iyi olduğu için bazı bölgelerde narenciye bahçeleri sökülüp seraya dönüşüyor. Sera alanları giderek artıyor. Bu ilgi böyle devam eder ise birkaç yıla kalmaz seracılıkta dünya liderliğine oturabiliriz.

Ülkemiz, 2014 yılı TÜIK verilerine göre 649 bin 118 dekar örtü altı varlığına sahip. Bu alanın 379 bin 627 dekarı (yüzde 58.5) sera, 269 bin 491 dekarı (yüzde 41.5) tünellerden oluşuyor. Yine 2014 verilerine göre, örtü altı üretim 6.5 milyon ton olarak gerçekleşmiş olup, bu üretimin yüzde 95’ini sebzeler, yüzde 3’ünü meyveler, yüzde 2’si-ni ise süs bitkileri oluşturuyor. Örtü altında en fazla yetiştirilen ürünler içerisinde birinci sırada 3.3 milyon ton ile domates yer alıyor. Domatesi 1.1 milyon ton ile hıyar, 653 bin ton ile karpuz, 477 bin ton ile biber, 262 bin ton ile patlıcan, 158 bin ton ile çilek, 180 bin ton ile muz, 144 bin ton ile kavun ve 108 bin ton ile kabak (sakız) izliyor. Yıllara göre değişmekle birlikte örtü altı üretimimizin yüzde 10-15 arasındaki miktarı ihraç ediliyor.

POTANSİYEL ÇOK BÜYÜK

Rakamlardan da görüleceği üzere örtü altı üretim Türkiye’yi tarımda geleceğe taşıyacak bir potansiyele sahip. Dolayısıyla Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından teşvik edilen bir alan. Seracılık Eylem Planı çerçevesinde hem sera bölgelerinde hem de jeotermal kaynakların bulunduğu bölgelerde örtü altı üretime teşvikler veriliyor. Böylece aile işletmelerinin ağırlıklı olduğu seracılıkta daha profesyonel, büyük ölçekli seraların kurulması öngörülüyor. Seracılıkta yapısal dönüşüm sağlanması için özel teşvikler söz konusu.

YATIRIM AŞAMASINDA TEŞVİKLER

Tarımsal Üretime Dair Düşük Faizli Yatırım ve İşletme Kredisi Kullandırılmasına İlişkin Bakanlar Kurulu Kararı kapsamında teşvikler veriliyor.

Kontrollü örtü altı üretme koşullarına sahip en az bir dekar büyüklüğündeki seralarda Örtü Altı Üretimin Kayıt Altına Alınması Hakkında Yönetmelik’e uygun olarak yetiştiricilik yapan üreticilere Ziraat Bankası veya Tarım Kredi Kooperatiflerince yüzde 25-75 arası indirim yapılmak suretiyle kredi kullandınlabiliyor. Tarımsal amaçlı kooperatif aracılığıyla yapılan müracaatlarda indirim oranı yüzde 75 olarak uygulanıyor.

KKYDP (Kırsal kalkınma yatırımlarının desteklenmesi projesi) çerçevesinde, alternatif enerji kaynakları (jeotermal, güneş enerjisi) kullanılarak, 3 dekardan küçük olmamak üzere yapılan sera projelerine (KDV hariç) 3 milyon TL üst limite kadar yüzde 50 hibe desteği sağlanıyor. Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlü-ğü’nce yayımlanan 324 ve 335 sıra sayılı Milli Emlak Tebliğleri uyarınca, teknolojik ve jeotermal sera yatırımı konusunda, en az 10 milyon ABD Doları karşılığı TL tutarında yatırım yapmayı ve yatırımın faaliyete geçmesinden itibaren en az on kişiye on yıl süreyle istihdam sağlamayı taahhüt eden yatırımcıya, Hazine’ye ait taşınmazların kullanma izni veya irtifak hakkı tesis ediliyor.

25/2/2011 tarih ve 27857 sayılı Mera Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılması Hakkında Yönetmelik hükümleri çerçevesinde, jeotermal kaynaklı teknolojik seralar için ihtiyaç duyulan yerlerin tahsis amacı değişikliği taleplerinde istenecek bilgi ve belgeler ile tahsis amacı değişikliği yapılabiliyor.

“Yatırımlarda Devlet Yardımları“ Bakanlar Kurulu Kararı ve Uygulama Tebliği çerçevesinde, seracılık yatırımları bölgesel teşvik için sunulan KDV istisnası, gümrük vergisi muafiyeti, vergi indirimi, sigorta primi işveren hissesi desteği ve faiz desteği gibi avantajlardan yararlanabiliyor.

ÜRETİM AŞAMASINDA TEŞVİKLER

Örtü Altı Kayıt Sistemi’ne kayıt yaptıran üreticiler TARSÎM, bombus arısı, biyolojik ve biyoteknolojik mücadele desteklemelerinden, ayrıca sübvansiyonlu kredilerden faydalanabilirler. ÇKS’ye kayıtlı üreticiler ayrıca dekar başına 4.6 TL mazot desteği, dekar başına 6 TL gübre desteği, dekar başına 2.5 TL toprak analiz desteğinden yararlanabiliyor. İyi Tarım Uygulamaları kapsamında dekar başına ayrıca 150 TL destek veriliyor. 600 TL tarımsal yayım ve danışmanlık desteği verilirken, TARSÎM sigortası yaptıranların poliçesinin yansı devlet tarafından ödeniyor. Dekara en fazla iki adet olmak üzere 60 TL/koloni örtüaltı bombus arısı desteği veriliyor. Ayrıca örtü altı bitkisel üretimde biyolojik ve biyotek-nolojik mücadele desteği kapsamında dekar başına 460 TL destek söz konusu.

(Bankaların yatırım ve üretim aşamasında kullanılmak üzere çeşitli kredileri mevcut. Bu konuda detaylı değerlendirmeyi Esin Çetinel’in finans haberinde bulabilirsiniz.)

JEOTERMAL SERACILIK BÖLGELERİ

Son yıllarda seracılıkta büyük yatırımlar topraksız seralara yapılıyor. Bu konuda her biri fabrika büyüklüğünde yatırımlar yapıldığı gözleniyor. Bu yatırımların adresi ise daha çok enerji avantajı nedeniyle jeotermal bölgeler. Son yıllarda jeotermal kaynakların tarımsal faaliyetlerde, özellikle örtü altı tarımında kullanımı hızla artırıyor. Türkiye, jeotermal ısı potansiyeli bakımından dünyanın yedinci, Avrupa’nın ise ikinci ülkesi konumunda. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bu jeotermal kaynakları daha etkin kullanabilmek için “Jeotermal Seracılık Geliştirme Projesi” başlattı. Bu çerçevede öncelikli iller belirlendi ve Aydın, Afyon, Denizli, Diyarbakır, Manisa, İzmir, Kütahya, Kırşehir, Konya, Şanlıurfa, Yalova ve Yozgat illerinde çalışmalar başlatıldı.

tik etapta Denizli ve Yalova’da “Jeotermal Seracılık Bölgesi” kurulmasına karar verildi. iki ildeki bölgelerde yatırımlar da yapılmaya başladı. Denizli’deki bölgede şimdiden 24 büyük sera kurulmuş ve birçoğu üretime geçmiş durumda. Afyon Sandıklı bölgesinde de 10’un üzerinde sera kurulmuş ve yatırımların devamı geliyor.

SARAYKÖY’DE 24 JEOTERMAL SERA

Denizli’nin Sarayköy ilçesi Jeotermal Sera Organize Bölgesi ilan edilmiş. Son beş yılda bölgeye 24 adet sera yatırımı gerçekleşmiş. Bu yatırımların toplam alanı 563 dekar. Menderes Tekstil, Pekdemir Çiftliği, Venita, As Organik, Akademi Tarım, Ak-dora, Green Hause, Boss Tarım önemli yatırımcılardan. 200 dönümlük serasıyla bölgenin en büyük seracısı Akça Holding şirketlerinden Akça Tarım olmuş.

Akça Tarım’dan sonra en büyük yatırımcı ise Denizli ve çevre illerde 103 mağazaya sahip olan Pekdemir Çiftliği. 120 dekarlık alana 15 milyon TL’lik yatırım yaparak topraksız sera kuran Pekdemir Çiftliği’nin sahibi Halil Pekdemir, seralarında ürettiği salkım domateslerin yüzde 20’sini kendi marketlerinde satıyor, geri kalanını da hem iç piyasaya hem de yurt dışı piyasalara gönderiyor. Yılda 4 bin 500 ton domates üreten Halil Pekdemir, seracılığın karlı bir yatırım olduğunu söylüyor.

Topraksız tarımın öne çıktığı diğer önemli yer ise Afyon’un Sandıklı ilçesi. Jeotermal kaynaklara sahip olan ilçede 10’un üzerinde modern sera kurulmuş. San-dıklı’da Bostan Tarım, San Tarım, Izgiler Tarım ve Ansen Tarım’m 200 dekarın üzerinde seraları var. San Tarım da Agrosan ismiyle Sandıklı’da 50 dekar alanda modem bir seraya sahip. Serayı 7 milyon TL’lik bir yatırımla kurmuşlar. Serada üretilen salkım domatesler Agrosan markasıyla satılıyor. Agrosan’m sahibi Hakan Mezgil, üretimin yüzde 20’sini ihraç ettiklerini söylüyor. Seracılıkta deneyim kazandıklarını söyleyen Mezgil, 2016 yılında sera yatırımını büyütmeyi planladıklarını, 50 dekar daha sera kurabileceklerini belirtiyor.

NARENCİYEDEN SERAYA

Son yıllarda termal bölgelerdeki yatırımlar gündeme gelse de bu işin merkezi halen Antalya. Türkiye’deki toplam 650 bin dönüm seranm 220 bin dönümü Antalya’da. Antalya’yı 158 bin dönüm ile Mersin, 120 bin dönüm ile Adana takip ediyor. Antalya tek başına toplam sera alanlarının yüzde 38’ine sahip. Akdeniz Bölgesi ise toplam sera alanının yüzde 84’ünü barındırıyor. Akdeniz Bölgesi’nden sonra yüzde 9.4’lük pay ile Ege, yüzde 4.8 ile Karadeniz ve yüzde 1.7 ile Marmara Bölgeleri geliyor.

Antalya’da kumlu seraların 55 bin dekarı ise Kumluca’da. İlçe bu haliyle tam anlamıyla seranın başkenti görünümünde. Kumluca’ya yolu düşenler hemen hatırlayacaktır, Toroslar’dan Kumluca’ya baktığınızda uçsuz bucaksız sera manzarasıyla karşılaşırsınız. İlçenin ekilebilir alanlarının neredeyse tamamı seralarla kaplıdır.

Kumluca Ziraat Odası Başkanı Süleyman Kayhan da seranın başkenti konumunda olduklarını vurguluyor. Kumluca’daki 55 bin dekar seranın 29 bin dekarında domates üretiliyor. Hem yazlık, hem de güzlük olmak üzere iki dönemde domates çıkıyor. Ara dönemlerde ise kavun, karpuz, hıyar, biber, patlıcan gibi sebze ve meyveler yetişiyor.

Kayhan, son birkaç yıldır seracıların yüzünün güldüğünü belirterek, “Kumluca seracılık için çok elverişli bir iklime sahip. Ağırlıklı olarak sahil bölgesinde seralarımız var. Ama rakımın yüksek olduğu bölgelerde de sera alanları artıyor. Nar ve narenciye bahçeleri sökülüp seraya dönüşüyor. Sera domatesi 75 kuruş seviyesinde. Fiyatlardan memnunuz” diyor.

Akdeniz, Ege, Marmara ve termal bölgelerde yetişen sera ürünlerinin çoğu öncelikle büyük şehirlere geliyor. Tüketimin çoğu buralarda olduğu için bu kaçınılmaz. Öte yandan, İstanbul, Ankara, Kocaeli gibi nüfusu yoğun şehirlerin etrafında da sera yatırımları göze çarpıyor. Şehir seralarının sayısı maliyetler ve iklim şartları nedeniyle henüz istenilen seviyede olmasa da gözle görünür bir artış var. Şehir seraları daha çok tarla ürünleri çıkmadan önceki boşluğu doldurmak için erkenci üretime yönelik kuruluyor.

İSTANBUL’DA DA ÜRETİM VAR

İstanbul’un Pendik, Tuzla, Silivri, Çatalca ve Beykoz gibi ilçelerinde bu tür seraların sayısı artıyor. İstanbul’daki seraların toplamı henüz bin 250 dekar seviyesinde. Ancak yeni yatırımlarla bu rakamın birkaç yılda 2 bin dekara ulaşması bekleniyor. İstanbul’daki seralarda toplam 6 bin 284 ton sebze yetiştiriliyor. Seralarda 2 bin 853 ton hıyar, bin 713 ton domates, 649 ton marul, 307 ton biber üretimi gerçekleştiriliyor. İstanbul’daki seralar genelde bir ila üç dekarlık küçük aile işletmelerinden oluşuyor. Diğer illerde de benzer ölçeklerde yatırım yapılıyor. Özellikle Kocaeli’nde ve Sakarya’nın Pamukova bölgesinde yeni seralar kuruluyor. Bu bölgelerde kurulan seraların avantajı pazara yakın olmaları. Eneıji maliyetlerinde biraz avantaj sağlanması halinde bu bölgelerde ciddi sera yatırımları gündeme gelebilir.

BALKONDA TOPRAKSIZ TARIM

Topraksız tarım profesyonel seralarda yaygın olarak uygulanan bir yöntem. Ancak balkonlarda böyle bir sistemin varlığından haberdar değildik. Haber için araştırma yaparken biyoloji öğretmeni Yaşar Özdemir’in balkon seracılığı konusunda kayda değer uygulamalar yaptığını gördük. Özdemir, Evsera adlı özel bir sistem geliştirmiş. Evsera topraksız sera sistemi için 15 yılda 5 bini aşkın deney yaparak domates, biber, patlıcan, salatalık ve çilek yetiştirmeyi başarmış. Bu sistemle toprağa göre 10 kat daha
fazla verim alındığını dile getiren Özdemir, sistemiyle ilgili şu bilgileri veriyor: “Butik topraksız teknolojik tarım ile 1 metrekarelik alanda 60 kilogramdan fazla domates yetişebiliyor. Bu sistem toprağa göre 10 kat fazla verime sahip.

Ayrıca organik ve doğal yollardan ürün yetiştirme imkanı da sağlıyor. Evsera nano teknolojik topraksız butik tarım sistemiyle hobi amaçlı olarak balkona, çatıya, bahçeye, kış bahçesine kurulabiliyor. Sistemde profesyonel üreticilerin yetiştirdiği teknik ve sistemlerin hepsi mevcut. Elektriğini güneş veya rüzgardan karşılayabilen süper akıllı butik topraksız teknolojik tarım, seranın yağmur suyunu da toplayıp depolayarak ürünün maliyetlerini daha da düşürüyor. Asıl önemlisi sofralara gelen sebze ve meyveler daha sağlıklı bir ortamda ve koşullarda yetiştiriliyor. Tarım zararlılarına karşı da tuzak yöntemi ile mücadele edebilen sera arı ile tozlaşma sağlayarak organik tarım yapma imkanı da veriyor. Bitkilerin besin ihtiyaçları ise yüzde 100 yerli ve 70 organik mineralden oluşan ev sera bitki şurupları ile sağlanıyor. Bu sayede tam doğallık yakalanmaya çalışılıyor.”

Yatırımı dört yılda amorti ediyor

Türkiye’de iki tip sera var. Biri klasik seralar, diğeri topraksız tarım yapılan teknolojik seralar. Her ikisinin maliyeti farklı. Antalya tipi de denilen klasik seralarda dekar maliyeti 30-60 bin TL arasında değişiyor. Çelik konstrüksiyonlu seralar başlangıç maliyeti yüksek olsa da 30-40 yıl kullanılabiliyor. Sadece dış kaplama plastikleri 5-6 yılda bir yenileniyor. Bu seralarda dekar başına 22 ton civarında domates elde ediliyor. Seracıların hesabına göre dört yılda yatırım kendini amorti ediyor. Genelde aileler bu tip seraları tercih ediyor. Teknolojik modern seralarda ise durum çok farklı. Tamamen sermaye gerektiren bir yatırım. En az 50 dekarla bu yatırıma girilmesi tavsiye ediliyor. Büyük ölçekli seralar kuruluyor. Metrekare maliyeti ise yaklaşık 100 euro seviyesinde. Teknolojik serayı daha çok büyük sermaye sahibi işadamları tercih ediyor ve 10 milyon TL ve üzeri yatırımlar yapılıyor. Teknolojik seralarda 100 kişinin üzerinde çalışan istihdam ediliyor.

Marketin yanına sera kurdu

Beğendik Hipermarket Zinciri son dönemlerde satın almalarla adını duyuruyor. Önce Real marketlerinin Türkiye’deki 13 mağazasını aldı, şu sıralar da Kipa’nın İç Anadolu’daki 10 mağazası için pazarlıklar yürütüyor. Real’ler hariç Beğendik’in 46 mağazası bulunuyor. 5 bin 500 kişinin çalıştığı zincirin konsolide cirosu da 1.4 milyar TL. Başarılı operasyonlara imza atan Beğendik’in patronu Hacı Beğendik marketlerin yanına seralar kurmaya başlamış. Firmanın Ankara Çayyolu ve Bursa Nilüfer mağazalarında bulunan topraksız tarım alanında mevsimine göre, domates, biber, marul, maydanoz, çilek gibi meyve ve sebzeler yetiştiriliyor. Tüketiciler haftanın belirli günleri bu alandan toplanan meyve ve sebzeleri taze taze satın alabiliyorlar. Hacı Beğendik, firmanın büyüme ile ilgili iş kollarından birinin seracılık olduğunu belirtiyor. Beğendik, “Seracılık alanında denemeler yapıyoruz. Marketlerimizin yanında kurduğumuz bu seralarda işi öğreniyoruz. Seracılıkta daha büyük yatırımlar yapabiliriz” diyor.

Meyvenin kralı, serada da iddialı

Türkiye’nin en büyük meyvecisi konumunda olan Çekok Gıda, Sakarya Karasu ve Antalya’da kiraladığı çiftliklerde devasa meyve bahçeleri kuran bir firma.

Türkiye’nin en büyük meyvecisinin aynı zamanda sebze işleri de mevcut. Hem açık alanda hem de seralarda domates, biber ve patlıcan üretimi yapıyor. Antalya’daki çiftlikte bu amaçla 30 dekarı klasik, 30 dekarı da topraksız toplam 60 dekar serası var. Bu seraları erkenci üretim için kullanıyor. Domates, biber ve hıyarı erkenci üretirken, seralarda erkenci ürün olarak karpuz ve kavun da yetiştiriyor. Çekok Gıda Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Cevdet Çekok, sera alanlarını artıracaklarını söylüyor.

Recep KONUK / Panko Birlik ve Konya Şeker Yönetim Kurulu Başkanı
Çatalhöyük markasıyla satıyoruz

Çumra Şeker Entegre Tesisleri’nde faaliyetin başladığı günden itibaren üretim sürecinde kullanılan sıcak suyu da farklı şekillerde değerlendirmenin yollarını aradık. Çumra Kampüsü’nde yürüyen üretim faaliyeti sürecinde kullanılan ve kullanım sonrası belli bir ısıda prosesten çıkan sıcak suyun yeniden değerlendirilmesi için kampüste 2006 yılında ‘sera’ kurulması fikri ortaya çıktı. Seralarda kurulan sistemle, şeker üretiminde ortaya çıkan ‘kondense suyu’ enerji harcayarak soğutulmak yerine, üretim sürecinde tekrar kullanılabilmesi için seralarda soğutuluyor. Şeker fabrikasında üretim sürecinden gelen sıcak su, sera için gerekli ısıyı sağlarken bu dolaştırma işlemi ile soğuyarak, üretim prosesine tekrar verilebiliyor. Bu sayede sıfır eneıji maliyetiyle kurulan, şeker sektörünün ilk seraları ortaya çıktı. Seraların bugün 60 dekar olan alanını yeni yatırımlar tamamlandığında 120 dekara çıkaracağız. Tesislerde kurulan seralarda öncelikle domates üretimi tercih edildi. Çumra Kampüsü’nde Avrupa’daki tesislerde dahi bulunmayan ultra klima seralar kuruldu. Topraksız üretim yapılmaya başlandı. Çumra Şeker Entegre Tesisleri’nin seralarındaki ürünler, kimyasal ilaç kullanılmadan tamamen biyolojik mücadele yöntemiyle üretiliyor. Seralarda üretime baktığımızda, dekardan yıllık 100 ton domates alınabiliyor. Bu seralarda üretilen salkım domatesler, salatalık ve biberler “Çatalhöyük” markası ile seçkin marketlerde tüketici ile buluşuyor. Seralarda domates, biber, salatalık gibi ürünlerin yanı sıra muz, kakao, hurma ve frambuaz gibi Konya ikliminde yetişmesine imkânsız gözüyle bakılan ürünler de yetiştiriliyor.

Yıldıray GENCER / Türkiye Tohumcular Birliği Başkanı
Örtü altı üretici hazır fide tercih ediyor

Tarımın en önemli unsurlarından biri fidedir. Örtü altı üretimde de fide kullanılıyor. Sektörün geçmişi 25 yılı buldu. Fidecilik sektörü tohumcularımız ve çiftçilerimiz arasında bir köprüdür. FİDEBİRLİK’e kayıtlı 105 fide üretim işletmesi var. Bu işletmelerin yüzde 90’ının teknik donanım, altyapı, hijyen kurallarını uygulama açısından Avrupa ve dünyadaki işletme standartlarının çok üstünde olduğunu söyleyebilirim. 1996’da 30 milyon olan hazır fide üretimi, günümüzde 3.5 milyar adete ulaştı. Ülkemizde fide sektörü 150 milyon doların üzerinde değere sahip modern altyapısı ile 200 milyon doların üzerinde ciroya sahiptir. Modern seralarda fideler yetiştirilip hem örtü altı üretime hem de geleneksel tarım sektörüne veriliyor. Örtü altı sebzecilikte yüzde 100, açık tarla üretiminde ise yüzde 70 oranında hazır fide kullanılıyor.

Amacımız en çok beş yıl içinde açık tarla üretiminin tamamında hazır fide kullanımının sağlanması. Bu noktada hazır fide kullanımının bazı avantajlarını vurgulamak üreticilerimiz ve dolayısı ile sektörümüz için yararlı olacaktır. Tohumdan, araziden ve zamandan tasarruf en büyük avantajdır. Fide ile üretimde erkencilik sağlanabiliyor, çiftçimizin fidesi istediği tarihte hazır hale geliyor. Hazır fidede çeşidin verimi artıyor, çiftçimiz daha çok kazanıyor. Hazır fide hastalık ve zararlı etmenlerine karşı ilaçlandığı için arazi şartlarına daha sağlıklı teslim edilir. Tarımsal yayım çalışmalarının etkinliğinin artmasıyla hazır fide kullanımı istediğimiz seviyelere gelecek, yapılacak her yatırım yüksek kazançlarla ülke tarımına geri dönecektir.

AB’den, serada aromatik bitki yetiştirene hibe var

Avrupa Birliği’nin IPARD-II Programı kapsamındaki Kırsal Kalkınma Programı’ndan hibe alabilirsiniz. Ancak bu destek tüm sera faaliyetlerini kapsamıyor. Eğer seranızda tıbbi, aromatik bitki ya da süs bitkileri yetiştirecekseniz söz konusu hibe programından yararlanabilirsiniz. İster sıfırdan bir sera kurun, isterseniz mevcut tesisinizi AB standartlarına yükseltmek için yatırım yapın, tüm harcamalarınızın yarısı size hibe olarak veriliyor.

Bu alanlarla ilgili projelerin yatırım bütçesinin en az 5 bin, en fazla 250 bin euro olması gerekiyor.

Ayrıca hemen belirtelim, tıbbi, aromatik bitki ya da süs bitkileri dışında seranızda başka ürünler yetiştiriyorsanız bazı desteklerden yararlanabilirsiniz. Örneğin, paketleme tesisi ya da soğuk hava deposu kurarsanız yapacağınız harcamaların yarısını yine hibe olarak karşılanıyor. Diyelim ki 500 bin TL’lik bir yatırımla paketleme tesisi kuracaksınız. Bunun 250 bin TL’si size hibe ediliyor. Söz konusu program Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) tarafından yürütülüyor. Başvurular kurumun II koordinatörlüklerine yapılıyor. Kırsal Kalkınma Programı, hibelerden yani karşılıksız kredilerden oluşuyor. Dileyen herkes projesini hazırlayıp başvuruda bulunabiliyor. Başvuru paketini hazırlamak için ihtiyaç duyulacak bilgilendirme dokümanları elektronik ortamda Tkdk.gov.tr internet adresinden ya da il koordinatörlüklerinden temin edilebiliyor.

Kırsal Kalkınma Programı’na 66 yaşından gün almamış, vergi ve SGK prim borcu bulunmayan gerçek ve tüzel kişiler başvurabilir. Program 42 ilde geçerli. Bu iller Afyonkarahisar, Ağrı, Aksaray, Amasya, Ankara, Ardahan, Aydın, Balıkesir, Burdur, Bursa, Çanakkale, Çankırı, Çorum, Denizli, Diyarbakır, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Giresun, Hatay, İsparta, Kahramanmaraş, Karaman, Kars, Kastamonu, Konya, Kütahya, Malatya, Manisa, Mardin, Mersin, Muş, Nevşehir, Ordu, Samsun, Sivas, Şanlıurfa, Tokat, Trabzon, Uşak, Van ve Yozgat şeklinde sıralanıyor. Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu’nun [TKDK], proje sahiplerine ya da ilk kez proje hazırlamayı planlayanlara yardımcı olmak için çeşitli destekleri var. Örneğin, 444 8535 numaralı “Yardım Masası” hattı hedef kitlenin ulaşması için aracısız hizmet sunuyor. Kişiler ister telefonla, isterse yüz yüze, merkez ya da il koordinatörlüğündeki yardım masalarından her türlü soru ve sorunları için birebir bilgi alabiliyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu