Ekonomi - Borsa - Hisse Senedi

Şirket satın almaları durma noktasına geldi

İlk çeyrekte şirket satan alma ve birleşme (S&B) işlemlerinde büyük düşüş yaşandı. Bu dönemdeki işlemler hem hacim hem de sayı olarak geçmiş yılların çok gerisinde kaldı. 34 işlemde yaklaşık 500 milyon dolarlık hacim gerçekleşti. Yılın geri kalanı için 10-15 milyar dolarlık beklenti var ama soru işaretleri de mevcut. Özelleştirmeler olmazsa bu yıl 10 milyar doların da altında kalınabilir.

Geçen yıl 2015 yılının ilk çeyreği için yaptığımız haberde ‘şirketler frene bastı’ ifadesini kullanmıştık. Çünkü 2014 yılındaki haraketli dönemin ardından 2015’in ilk çeyreğinde 60 işlemde 2,5 milyar dolarlık satın alma ve birleşme (S&B) işlemi gerçekleşmişti. 2016 yılının ilk çeyreğindeki S&B hacmine ve sayısına bakıldığında ise ‘işlemler durma noktasına geldi’ ifadesini kullanmak yanlış olmayacak. Çünkü bu dönemde 13 yabancı ve 21 yerli olmak üzere toplamda sadece 34 işlem gerçekleşti. Değeri açıklanan 20 işlemde 218,7 milyon dolar hacme ulaşıldı. Değeri açıklanmayan 14 işlemle birlikte ise hacmin ancak 500 milyon dolar civannda olduğu tahmin ediliyor.

basarili sirket olmak

Bu sert düşüşün nedenlerine bakıldığında, bunların 2015 yılından beri devam eden riskler olduğunu söyleyebiliriz. Jeopolitik riskler ve ülke içerisindeki güvenlik problemlerinin yarattığı negatif algı bunun başında geliyor. Ocak ve şubat aylannda yapılması planlanan bazı özelleştirme işlemleri ileri bir tarihe ertelendi. Önceki yıl-lann aksine, bu yıl büyük hacimli özel sektör işlemleri de gerçekleşmedi. Global tarafta da işlerin iyi olmadığı görüldü. Özelikle Çin kaynaklı endişeler devam ediyor. FED şimdilik faiz artırımını ötelemiş durumda ama piyasaların üzerinde bir baskı unsuru olmayı sürdürüyor.

2016 NASIL OLUR?

Yılın ilk çeyreğine ilişkin veriler, 2016’nın tamamına yönelik olarak da kaygılara neden oluyor. Yılbaşında 2016 için 15 milyar dolarlık işlemden söz edilirken, bugün gelinen noktada bu tahminler konusunda soru işaretlerinin oluşmaya başladığı görülüyor.

EY Türkiye Kurumsal Finansman Bölüm Başkanı Müşfik Cantekinler, son yıllarda olduğu gibi 2016 yılı ilk çeyreğinde de bilişim sektörünün işlem adedi bazında birinci olduğunu, imalatın da hareketli sektörlerden biri olduğunu söylüyor. Yılın geri kalanında büyük hacimli özel sektör ve kamu kaynaklı işlemlerin gerçekleşmesine bağlı olarak 15 milyar dolar seviyesinde bir işlem hacmi beklediklerini aktaran Cantekinler, “Fakat bu beklenti, yılın ilk çeyreğindeki negatif trendin ortadan kalkması kaydıyla gerçekleşebilir. Aksi halde bu yıl S&B işlemleri açısından çok zor bir yıl olabilir” diyor.

ÖZELLEŞTİRMELER BELİRLEYİCİ

İş Yatırım Birleşme ve Devralmalar Müdürü Efsane Çam ise 2016’nın ilk çeyreğinde gayrimenkul ve finans şirketlerindeki işlemlere dikkat çekiyor. Çam, özelleştirmelerin öneminden de bahsediyor. Efsane Çam, özelleştirme işlemlerinin yeniden hareket kazanması halinde işlem hacimlerinde ciddi artışlar bekliyor.

Olası özelleştirmelere bakıldığında, Milli Piyango, köprüler ve otoyollar, İgdaş, TPDD gibi oldukça büyük montanlı olabilecek özelleştirme projelerinin sırada beklediği görülüyor. Efsane Çam, “Özelleştirme projelerinin tamamlanmasına bağlı olarak işlem hacmi 10-15 milyar dolar aralığında olur. Ancak özelleştirme işlemlerinin yapılmaması durumunda hacim 10 milyar dolann altında kalır” diye konuşuyor.

YABANCI İLGİSİ NASIL?

Yabancı yatırımcılar, bu yıl ilk çeyrekte her üç işlemden birini gerçekleştirdi. Yabancı yatırımcılar geçen yılki işlemlerde de benzer bir eğilim sergilemişti. 2016 ilk çeyrekte yatırımcıların profiline bakıldığında, büyük ölçekli yabancı sermaye yatırımlarının ve özel sermaye fonları (Private Equity) aktivitesinin sınırlı kaldığı görülüyor.

KPMG Türkiye Birleşme ve Satın Alma Danışmanlığı Şirket Ortağı Tayfun Pişirir, bazı büyük işlemlerin politik ve ekonomik gelişmelerin daha uygun olacağı umut edilen 2017’ye ertelendiği yönünde duyumlar aldıklarını ifade ediyor. Pişirir, “Piyasada konuşulan işlemlere bakıldığında, birçok yerli ve yabancı sermayeli şirketin satış veya ortaklık hazırlığında olduğunu görüyoruz. Ama belirgin bir alıcı ilgisi henüz oluşmadı. Satış ağırlıklı işlemlere hem küresel gelişmeler hem de Türkiye özelinde makroekonomik ve politik sıkıntılar etki ediyor” diyor. Pişirir, ancak yabancı yatırımcıların Türkiye’ye uzun vadeli ilgisinin sürdüğünü ve koşullar uygun olduğunda yatırım iştahının tekrar artacağını söylüyor.

FİNANSAL ZORLUKLARIN ETKİSİ

Müşfik Cantekinler, yılın ilk çeyreğinde yabancı yatırımcının performansının oransal olarak önceki yıllara paralel olduğunu belirtiyor. Ancak toplam işlemlerdeki düşüşün de etkisiyle yabancıların işlem adetlerinde ve hacimlerinde önemli düşüş gerçekleştiğini sözlerine ekliyor.

Kurlann yükselmesiyle döviz borcu yüksek olan şirketlerin yükümlülüklerini karşılayamaz hale gelmesi, Rusya ve Ortadoğu’da iş yapan firmaların yaşanan son gelişmelerle beraber operasyonlarım devam ettirememesi gibi nedenlerle ekonomide morallerin bozuk olduğu görülüyor. inHERA Capital Kurucu Ortağı Levent Bosut, bu nedenle pek çok şirketin satış konusuna daha sıcak bakmaya başladığını söylüyor. Bosut, “Bu şirketler beklentilerini daha makul seviyelere çekmeye başladı. Finansal zorluktaki şirketlerin sayısının artması, önümüzdeki dönemde satış işlemlerine hız kazandırabilir” diyor.

Türkiye’nin sosyal, politik, jeopolitik problemlerinin yatırıma bakışını olumsuz etkilemekle birlikte var olan sıkıntıların kalıcı olmadığını söyleyen Levent Bosut, alıcı tarafta gıda, sağlık, inşaat malzemeleri ve tüketim mamulleri sektörlerinin alt kollarında projeler yürüttüklerini aktarıyor. Bosut, projelerin bazılarında dış riskler ve siyasi gerginliklerle birlikte negatif yönde etkiler olduğunu kaydediyor.

DOĞUNUN İLGİSİ ARTIYOR

Türkiye’de S&B veya doğrudan yabancı yatırım düşünen sermayenin kaynağının batıdan doğruya doğru kaymakta olduğu yönünde bir izlenim var. Son yıllarda Türkiye pazarına ilgi gösteren yabancı kaynaklı yatırımcılar içinde Japonya, Çin, Güney Kore ve Hindistan gibi Asya Pasifik sermayesinin giderek daha aktif hale geldiği görülüyor. Yine Körfez sermayesinin de ilgisinin arttığını söyleyebiliriz.

Tayfun Pişirir, ABD ve Avrupalı yatırımcıların ilgisinde bir azalma eğilimi olduğunu aktarıyor. Pişirir, “Ancak Türkiye ile uzun vadeli olarak ilgilenen fonların ve stratejik yatırımcıların, Türkiye daha pozitif bir yatırım ortamı sunduğu zaman ilgilenebileceği çok sayıda şirketin ve yatırım imkânının olduğunu düşünüyoruz” diyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu