Şirketler neden borsa kotundan çıkmak ister?
SPK tarafından yayınlanan ortaklıktan çıkarma ve satma hakları ile ilgili tebliğ sonrasında, halka açıklık oranı küçük olan şirketler borsadan ayrılmaya başladı. Ellerinde kottan çıkacak şirketlerin hissesi olanlara süreci iyi izlemeleri öneriliyor. Bu şirketlerin, SPK’nın belirlediği kurallar çerçevesinde belirlenen fiyattan, küçük yatırımcının hisselerini almaları gerekiyor.
SPK’nın geçen yıl yayımladığı tebliğ ile halka açıklık oranı yüzde 5’in altında olan şirketler, istedikleri takdirde borsadan çıkma hakkına sahip oldu. Bu tebliğin ardından, bazı şirketlerin kottan çıkmak için çalışmalar başlattığını bu sayfalardan okurlarımıza duyurmuştuk. Son dönemde borsa kotundan çıkmak isteyen şirketlerde bir hareketlilik söz konusu. Geçtiğimiz aylarda Mutlu Akü kottan ayrıldı. Birçok şirket de hisselerinin borsada işlem görmekten çıkarılması için çalışma yaptığını Kamuoyu Aydınlatma Platformu’nda (KAP) açıklamaya başladı.
Peki şirketler neden borsa kotundan çıkmak ister? Bir şirket kottan ayrıldığında, şirket hisselerini elinde bulunduran yatırımcılar nasıl bir yol izler? Yatırımcılar ellerindeki bu hisseleri şirkete satmak zorunda mıdır? Ekonomist olarak bu hafta son dönemin dikkat çeken konularından olan borsadan çıkma üzerine mercek tuttuk.
SANAYİDEN BANKALARA
Uzmanlar, şirketlerin kottan çıkma nedenini genel anlamda, daha rahat kararlar alabilmek ve SPKnın olası müdahalelerinden kurtulabilmek olarak ifade ediyor. Peki son dönemde hangi şirketler borsa kotundan çıktı, kimler çıkmak için süreci başlattı? Geçtiğimiz temmuz ayında SPK’nın ‘ortaklıktan çıkarma ve satma hakları’ tebliği ile halka açıklık oranı yüzde 5’in altında olan şirketlerin borsa kotundan çıkabileceğinin yürürlüğe girmesi sonrasında, özellikle OMV Petrol Ofisi, Eczacıbaşı Yapı, T. Demirdöküm, TEB, Altematifbank ve Makine Takım gibi şirketlerin borsadan çıkmak için girişimlere başladığı haberi KAP’a geçilmişti. Bahsi geçen şirketlerde bu yöndeki çalışma devam ediyor.
Daha önceki zamanlara baktığımızda ise Yapı Kredi Sigorta, Yapı Kredi Leasing, AFM Film, Acıbadem Sağlık, BSH Ev Aletleri, Dentaş Ambalaj ve Alternatif YO, borsa kotundan çıktı. Bu şirketlere son olarak Mutlu Akü eklendi.
NEDENLER MUHTELİF
Bilindiği üzere şirketler, borsaya kote olunca likidite imkanının artması sayesinde daha ucuz maliyetli fon temin edebiliyor ve borsada işlem gören hisse senetleri kolaylıkla teminat olarak kabul ediliyor. Ancak diğer taraftan halka açılan şirketler bazı yükümlülükleri yerine getirmek zorunda. Venbey Yatırım Başekono-misti Semra Demircioğlu, “Bunlardan en önemlisi şirketlerin şeffaflık ilkesi nedeniyle tüm bilgilerini kamuo-yuyla paylaşması. Denetim maliyetleri de şirket açısından borsaya kote olmanın en önemli dezavantajı” diyor.
Semra Demircioğlu, genel olarak şirketlerin borsadan çıkmalarını birkaç temel nedene bağlıyor. Demircioğlu, “İlk olarak şirket satın alınması ya da faaliyet alanı değişikliği gibi yapısal nedenlerden dolayı bor-sadan ihracını isteyebilir. Ayrıca halka açılmanın getirdiği yükümlülükleri yerine getirmek bazı şirketleri hem maliyet hem de artan sorumluluk açısından olumsuz etkilediği için borsadan ihracını talep edebilir” diyor. Semra Demircioğlu, spekülasyonlara da değiniyor ve “Halka açıklık oranı düşük olan şirket hisseleri spekülatif ataklara maruz kalınca önlem amacıyla şirketler borsa kotundan çıkmayı çözüm olarak görebilir” diye konuşuyor.
YATIRIMCI İÇİN RİSK
Şirketlerin borsa kotundan çıkmak ve mevcut yatırımcılarına hisselerini almak için çağrı yapması gerekiyor. Eskiden çağrı fiyatı belirlenirken, hisse fiyatının kararın bildiriminden önceki 30 günlük ortalaması alınmaktaydı. Ancak SPK yeni getirdiği yasa ile birlikte çağrı fiyatı hesaplamasını değiştirdi. Buna göre hissenin 30 gün, 180 gün ve bir yıl içinde borsada oluşan ağırlıklı ortalama fiyatlarının ortalaması alınıyor. Hazırlatılacak değerleme raporu ve kararın kamuya açıklandığı tarihten önceki son bir yıl içinde varsa pay bedelinin tespitine yönelik yapılan işlemlere esas pay değeri karşılaştırılıyor ve en yüksek bedel çağrı fiyatı olarak belirleniyor.
Gedik Yatırım Araştırma Uzmanı Hakan Çal, bu yeni hesap yönteminin halka açıklık oranı düşük şirketlere yatırım yapmış yatırımcıların, böyle bir kararın alınmasıyla oluşabilecek zararlarını azalttığını söylüyor. Çal, “Ancak bu tip halka açıklık oranı düşük ve tahtası sığ olan hisse senetleri spekülasyonlara daha açık hale gelebiliyor” diyor. Hakan Çal, halka açıklık oranı yüzde 5’in altında birçok iyi hisse senedi olsa dahi, zaman zaman temel verilerinden bağımsız fiyat hareketleri sergiledikleri için, bu hisselerin yatırımcılar açısından risk oluşturduğunun altını çiziyor.
SÜREÇ NASIL İŞLİYOR?
Mevzuat gereğince bir şirketin oy hakkının yüzde 98’ine ulaşanlar ya da bu orana sahipken ek pay alanlar, diğer ortakların tamamını ortaklıktan çıkarma hakkına sahip bulunuyor. Bu noktada diğer ortaklar açısından da paylarını hakim ortağa satma hakkı doğduğunu belirtmek gerekiyor. Avukat Mehmet Aslan, böy-lesi bir durumda hâkim hissedarın diğer hissedarların elindeki hisseleri almak için pay alım teklifinde bulunması gerektiğini aktarıyor. Aslan, pay alım teklifine cevap vermeyenler olduğunda, ilgili hisseleri hâkim hissedarın alabilmesi için kalan hisselerin bedelinin Takasbank’ta üç yıl boyunca bloke edilmesi gerektiğini belirtiyor. Mehmet Aslan, “Bu süre zarfında dahi hisselerini satmayan hissedarlar için sonrasında hâkim hissedara başvurabilme hakkı açık tutuluyor” diyor.
Şirketler borsa kotundan çıkmadan eş zamanlı olarak hem ortaklarına hem de borsaya çağrıda bulunmak amacıyla SPK’ya başvuru yapması zorunda. Semra Demircioğlu, “Bu süreçte belli bir zaman içinde pay sahipleri ellerinden hisseleri çıkarma hakkına sahip” diye konuşuyor. Demircioğlu, şirket borsadan çıkacağını duyurduğunda fiyatlarda volatilitenin çok yüksek olabileceği göz önünde bulundurulduğunda, bu durumun bazen yatırımcının lehine bazen de aleyhine bir durum yaratabileceğine dikkat çekiyor.