Siyaset ön planda olmaya devam edecek
Bu hafta Jackson Hole toplantısı nedeniyle yurtdışı piyasalara endeksli bir seyir izlenebilir. İçeride ise başbakanın netleşmesine kadar teknik grafiklere ve seviyelere bağlı kalmak yatırımcılar için en iyi strateji olabilir…
CUMHURBAŞKANLIĞI seçimi sonrası siyaset gündemde olmaya devam ediyor.
AK Parti nin ve kabinenin başma kimin geçeceği, yeni kabinede ekonomi kurmaylarının kimlerden oluşacağı merek ediliyor. Bu durum yatırımcılardan analistlere, kredi derecelendirme kuruluşlarına kadar herkesin öncelikli gündemi.
Bu hafta muhtemelen perşembe günü yeni başbakanın kim olacağı netleşecek.
Ardından ekonomi kurmaylarına yönelik spekülasyonlar ön plana çıkacak. Görünen o ki, piyasa bu koltukların adaylarını tartıp biçecek ve siyasi istikrarın devam edeceği sonucunu çıkaramazsa buna sert tepki verecek.
Aksi bir durumda yani bu makamlara gelecek kişiler, güçlü bir başbakan ve öngörülebilir bir ekonomi kabinesi olarak yorumlanırsa son günlerdeki negatif hava hızla dağılacaktır. Bu nedenle başbakan adayını ve olası kabine değişikliklerini görmeden piyasa reaksiyonlarını tahmin etmeye çalışmanın çok doğru olmadığını düşünüyoruz.
KREDİ DERECELENDİRME KURULUŞLARI
Cumhurbaşkanlığı seçimi ile kredi derecelendirme kuruluşları da açıklama yarışma girdiler. Gerek açıklanan raporlar gerekse medyanın sorularına verilen cevaplar, piyasalarımızda sert hareketlere neden oluyor. Bu açıklamalarda gündeme gelen başlıklar hemen hemen aynı iken, eleştirilerin tonları değişebiliyor.
Açıklamalarda normal olarak siyasi belirsizliklere yönelik vurgular ve yapısal reformların geleceği, ilk sırayı alıyor.
Cumhurbaşkanlığı seçimi ile burada risklerin azaldığını düşünen de var, yeni başbakanı ve kabineyi görmeden bir yorum yapmanın zor olduğunu düşünen de…
Bu konuyu özellikle TCMB’nin bağımsızlığı ve faiz indirimi ile enflasyondaki yükselişe yönelik kaygılar izliyor. Ardından Irak’taki sorunların Türkiye’nin ödemeler dengesini tehdit ettiği vurgusu ve yüzde 3 civarındaki büyüme tahminleri geliyor. Bu konulardaki eleştirilerin bazılarını haklı bulmamak mümkün değil.
SİYASETTE BOŞLUK KABUL EDİLMİYOR
Başbakanın cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından yerine kimin geçeceği merak konusu olmaya devam ediyor. Aslında Başbakan kimi işaret ederse onun seçileceği neredeyse kesin. İlk etapta partiden bu konu nedeniyle ayrılma olmayacağına, hükümetin kurulması ve sayı olarak gücün korunması konusunda da herhangi bir sıkıntı olmayacağına kesin gözüyle bakılıyor. Buna karşın yeni başbakanın toplum üzerindeki etkisi ve yaklaşık 10 ay sonra gerçekleşecek genel seçimlerde partinin gücünü koruyup koruyamayacağı ve daha önemlisi seçimler ve öncesindeki karışıklıklar nedeniyle sekteye uğrayan yapısal reformların devam edip etmeyeceği belirsizlik oluşturuyor.
Bu nedenle piyasa başbakanlık koltuğunda güçlü, tecrübeli bir figürün, ekonomi konusunda ise ehil ve öngörülebilir politikaları yürütebilecek bir kadronun bulunmasını arzu ediyor. TCMB’nin bağımsızlığının korunması ise hem piyasa aktörleri hem de kredi derecelendirme kuruluşları için olmazsa olmaz bir kural olarak ortaya çıkıyor.
FAİZ İNDİRİMİ DEVAM EDECEK Mİ?
Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde TCMB’nin faiz indirim sürecine bu ay da devam edebileceği beklentiler arasındaydı. Teknik olarak TCMB’nin 25 baz puanlık bir indirim daha yapması mümkün olabilir. Ancak kurdaki hareketler ve TCMB’nin ortalama fonlama maliyetini yukarıya çeken hamleleri göz önünde bulundurulduğunda, kurun 2.15 üzerinde kalıcı olması durumunda TCMB’nin yeni bir faiz indirimi yapmasının çok olası olmadığını düşünüyoruz.
Bunun yanında açıklanan son enflasyon rakamları sonrası yılsonu beklentilerinde de yarım puana yakın artış olduğunu görüyoruz. Geçen ay yüzde 8.30 olan yılsonu enflasyon beklentisinin 8.70’e yükseldiğini görüyoruz. Buna karşın 12 ay sonrası için beklentilerdeki bozulmanın daha sınırlı olduğu görüyoruz. Temmuz ayında yüzde 7.27 olan 12 ay sonraki enflasyon beklentisi, ağustos ayında 7.35’e yükselmiş durumda. TCMB’nin faiz kararında cari yıldan ziyade bu rakamın daha etkili olduğunu düşünüyoruz. Buradaki artışın sınırlı olmasına karşın artış eğiliminin geçici mi, yoksa kalıcı mı olacağı teyit edilmeden TCMB’nin faizlerde indirim yönünde yeni bir hamla yapmasının doğru olmayacağım düşünüyoruz.
CARİ AÇIKTAKİ İYİLEŞME BOZULABİLİR
Irak’taki IŞÎD sorunu nedeniyle ihracatımızda ikinci büyük pazarımız konumunda olan Kuzey Irak’a gerçekleştirilen ihracatın düşmesi, dış ticaret dengesindeki ve cari açıktaki iyileşmenin de önüne geçiyor. Buradaki sorunun devam etmesi, cari açığın yeniden yükseliş eğilimine girmesi, özellikle dış finansmana erişimin zorlaştığı dönemlerde Türkiye’nin başını ağrıtabilir.
Bu nedenle kredi derecelendirme kuruluşlarından bu konuda uyarılar gelmeye de başladı. Dış ticaret ve ödemeler dengesi rakamları önümüzdeki aylarda piyasalarımız üzerinde en etkili verilerden olabilir.
BÜYÜME VERİSİ ÖNEMLİ
Son günlerde büyüme verisine yönelik tahminler de gelmeye başladı. Orta Vadeli Program’da (OVP) bu yıla ilişkin beklenti yüzde 4 iken yapılan tahminler 3.0-3.5 aralığında yoğunlaşıyor. Beklentilerin üzerinde açıklanacak büyüme rakamlarının piyasalar üzerindeki olumlu etkisiyle birlikte TCMB üzerindeki siyasi baskının azalmasına da katkı yapacağı bir gerçek.
Aksi durumda yani büyüme rakamlarının düşük gelmesi durumunda ise hem ortaya çıkan zayıf tablo negatif havaya neden olacak, hem de hükümet kanadından TCMB’nin daha fazla faiz indirmesi konusunda baskılar artacak. Bu durumda enflasyon ve faiz konusunda hükümetten 180 derece ters düşünen piyasa ve kredi derecelendirme kuruluşlarından negatif tepkiler gelecektir.
YENİ BAŞBAKAN VE JACKSON HOLE
içeride ana gündemimiz elbette siyaset olmaya devam edecek. 21 Ağustos’ta Tayyip Erdoğan’ın kongreye sunulacak genel başkan adayını açıklaması bekleniyor. Bu isim, hafta boyunca tartışma konusu olacak ve belki de fiyatlamada diğer tüm etkenlerin göz ardı edilmesine neden olacak. Buna karşın dışarıda da gözler merkez bankalarından önemli açıklamaların gelebildiği Jackson Hole toplantılarında olacak.
21 Ağustos Perşembe günü başlayacak bu toplantılarda FED Başkanı Janet Yellen’in bir açıklama yapma ihtimali var. Tahvil alım programının sonlandı-rılmasının ardından faiz artış takvimine ilişkin yapılacak her açıklama tüm dünyada yankı bulacak.
Son dönemde açıklanan negatif veriler sonrası piyasalarda kötü veri-iyi piyasa döngüsü oluşturmuştu. Yellen yapacağı bir açıklamada ekonomik toparlanmanın henüz istenilen boyuta ulaşmadığı yönünde bir ifadede bulunursa, gelişmiş piyasalarla birlikte gelişmekte olan piyasalarda da mini bir ralli süreci izleyebiliriz.
Bu nedenle içerideki siyasetin yanında biraz daha orta vade için Jackson Hole toplantılarını da yakından izlemek gerekiyor. Kısa vadede bu toplantıdan çıkacak sonuçların siyasetin gölgesinde kalma ihtimalini de göz ardı etmemek gerekiyor.
Bu nedenle bu hafta yurtiçi piyasaları değerlendirirken daha önceleri dikkate aldığımız korelasyon hesaplarını bir kenara koymak faydalı olacak. Bu süreçte grafiklere ve seviyelere bağlı kalmak en iyi strateji olabilir.