Sürdürülebilir büyümeye “yatırım” yapıyoruz
İlk iki çeyrekte yatırımları yavaşlatan iş dünyası, üçüncü çeyrekte harekete geçti. Üçüncü çeyrekte makine yatırımları yüzde 15.3 arttı. Böylece sürdürülebilir büyüme atağa kalktı. Yeni yıl için ümitler çok güçlü…
TÜRKİYE üçüncü çeyrekteki yüzde 11.1’lik büyümesiyle dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisi oldu. Yaklaşık altı yıldan sonra üçüncü çeyrekte çift haneli büyüme başarısı gösteren Türkiye’de hem ekonomiyi yönetenlerin hem de iş aleminin morali yükseldi. Ekonomide hareketlenmenin en önemli işaretlerinden biri ortaya çıkarken, Türk ekonomisinin bu yılı yüzde 7-7.5 bandında bir büyüme rakamıyla tamamlaması bekleniyor.
îş dünyasını ve ekonomiyi yönetenleri çift haneli büyüme kadar, büyümenin geleceğe yönelik verdiği sinyaller de memnun etti. Zira yılın ilk iki çeyreğinde sanayi üretimi artarken, makine ve teçhizat yatırımları artmıyordu. Bu da sanayinin mevcut kapasite kullanımını artırmasına rağmen ‘yatırım’ konusunda beklemede olduğunu gösteriyordu. Ancak üçüncü çeyrekte makine-teçhizat yatırımlarındaki yüzde 15.3’lük artış dikkat çekti. Bu da önümüzdeki dönemde sürdürülebilir büyüme için ümitleri artırdı.
KALİTELİ BÜYÜME
İstanbul Sanayi Odası Başkanı Erdal Bahçıvan, “Dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisi olduğumuzu ortaya koyan bu veriler, biz sanayicilerin ekonomimize olan güçlü inancımızın ve umutlarımızın boşuna olmadığını ortaya koyuyor. Nitekim sanayi sektörümüzün de büyümeye son yılların en güçlü katkısını verdiğini görüyoruz ve bununla da gurur duyuyoruz” dedi. Sanayi sektörünün üçüncü çeyrekte yüzde 14.8 ile oldukça güçlü bir büyüme gösterdiğini belirten Bahçıvan, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Bu büyüme, ikinci çeyrekteki yüzde 7.2’lik artışa göre belirgin bir hareketlenmeye işaret etmektedir. Ve sanayi sektörü üçüncü çeyrek büyümesine 2.6 puanlık çok önemli katkı yapmıştır. Büyümenin diğer alt kırılımlarma baktığımızda, sürdürülebilir ve kaliteli büyüme adma da sevindirici bir tablo ile karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz. Üçüncü çeyrekte yatırımlar yüzde 12.4 ile dikkat çekici bir canlanma gösterdi. Özellikle ilk iki çeyrekte düşüş eğilimi gösteren makine-teçhizat yatırımlarındaki yüzde 15.3’lük artış dikkat çekici. Yine net dış talebin büyümeye pozitif katkısını sürdürmesi de oldukça önemli. Bütün bunlar, büyümenin sürdürülebilirliği açısından umut verici. Bu büyümeyi motive eden en önemli faktörler, hiç kuşkusuz 2017 yılma girilirken hükümetimizin KGF kefaleti ile sağladığı kredi artışı ve güçlü teşviklerle yarattığı olumlu finansal koşullardır.”
“BÜYÜMEYE ŞAŞIRMADIK”
Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir, 2017 yılının üçüncü çeyreğindeki yüzde 11.1’lik büyüme rakamına şaşırmadığım belirterek, “Türkiye yoluna güçlenerek devam ediyor. Beklentilerin üzerinde gerçekleşen büyüme oldukça önemli. Sanayinin ve özelde imalat sanayinin yüzde 15’e yakın büyümüş olması Türk sanayicileri olarak bizleri memnun etti. Büyümenin bu boyutta olması, Türkiye ekonomisinin ne derece güçlü olduğunu ortaya ^koyuyor. Darbe girişiminden sonra hükümetimiz ve özel sektörümüz uyum içerisinde sürdürülebilir bir büyümeyi tesis etmeyi başardı” diye konuşuyor.
Makine ve teçhizat yatırımlarındaki yüzde 15.3’lük artışın Türkiye’nin büyümesinin önümüzdeki dönemde de devam edeceğinin en net göstergesi olduğunu söyleyen Özdebir, şöyle konuşuyor:
“2016 yılının üçüncü çeyreğinde yüzde 3.1 daralan imalat sanayi, bu yıl yüzde 15.2’lik büyüme performansı yakaladı. Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında imalat sanayi üretim endeksleri değerinin zirve yapması, bu performansın öncü göstergeleri oldu. Sanayi ciro endeksi Eylül ayında geçen senenin aynı ayma göre yüzde 32 arttı. Bugün de büyüme rakamları ile somutlaştırılan bu performans bize, tüm zorluklarına rağmen Türkiye’nin ve Türk sanayicisinin yoluna devam ettiğini gösteriyor. Özellikle makine teçhizat yatırımlarındaki yüzde 15.3’lük artışın, Türkiye’nin büyümesinin önümüzdeki süreçte de devam edeceğinin en net göstergesi. Tüm göstergeler büyümenin önünde engel bulunmadığını ortaya koyuyor.”
“TEŞVİKLE DESTEKLENMELİ”
Büyüme rakamlarının iş dünyasında büyük moral ve motivasyon oluşturduğunu söyleyen TURKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Tarkan Kadooğlu, “Gelişmiş ülkelerde görülen güçlü ve istikrarlı büyüme oranları, düşük finansal oynaklık, bütün gelişmekte olan ülkelerdeki görünümü iyileştiriyor. İlk iki çeyrekte yüzde 5’in üzerinde gelen büyüme rakamları iş dünyasında büyük bir moral ve motivasyon yaratırken üçüncü çeyrekte yüzde 11’lik büyüme performansımızla tüm dünya ülkelerini geride bırakarak ilk sırada yer aldık. Bu rakamlardan hareketle, yılsonunu yüzde 6 ve üzeri düzeyebiliriz” diye öngörüsünü açıklıyor. Kredi Garanti Fonu (KGF) başta olmak üzere, hükümet teşviklerinin reel sektörde yarattığı canlanmanın büyümede ana faktör olduğunun altım çizen Kadooğlu, değerlendirmelerini şöyle sürdürüyor:
2016’nın ilk yarısından bu yana makine ve teçhizat yatırımları gerilerken bu dönem tekrar artışa geçti. Dolayısıyla büyümede tahmin edilemeyen bu ivmelenmede makine ve teçhizat yatırımlarındaki artış ve ihracat performansı (yani dış talep artışı) etkili görünüyor. Hem KGF destekleri hem de iç ve dış talep destekli olarak lurkıye ekonomisinin üçüncü çeyrekte göz kamaştıran bir büyüme performansı ortaya koymasını sağladı. TÜRKONFED olarak ilk iki çeyrekteki rakam sonrasında dile getirdiğimiz sanayi ile makine teçhizat yatırımı odaklı büyümenin sürdürülebilirliğinin, bu çeyrekte makine-teçhizat tarafında karşılanmasını önemli buluyoruz. Şimdi hedef, bu yatırımların ve büyümenin devamlılığını sağlayacak adımlar atılmasında. İşte, bu noktada teşvik çok önemli bir kaldıraç. Odak sektörlerin tespit edilmesi, gerçekten teknoloji getirecek, verimlilik ve kapasite artıracak yatırımların teşvik edilmesi; sonuçlarının da ölçülmesi gerekiyor.”
“YATIRIMLAR YETERLİ DEĞİL”
Üçüncü çeyrekte hane halkı tüketim harcamaları yüzde 11.7, kamu harcamaları ise yüzde 2.8 büyüdü. Sabit sermaye oluşumundaki yüzde 12.8 oranındaki artış da göz önüne alındığında; üçüncü çeyrekte büyüme hem tüketim harcamaları hem de imalat sanayi ile ivme kazandı. Büyümeye tüketimin katkısı yüzde 7 olurken, sabit sermayenin katkısı yüzde 3.6 ve net ihracatın katkısı ise yüzde 0.4 oldu. Üçüncü çeyrek büyümesindeki en değerli rakam ise makine ve teçhizat yatırımlarının yüzde 15.3 artması oldu. îç piyasada yatırımlar artamaya başlarken makine ihracatının da arttığı görülüyor. TİM verilerine göre, Ocak-Eylül döneminde Türkiye’nin makine akşamları ihracatı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 11.4 artarak 4 milyar 359 milyon 893 bin dolar oldu. Son iki ayda dünya ticaretinin hızlanmasıyla makine ihracatının daha da arttığı ortaya çıkıyor. Ocak-Kasım döneminde makine ihracatımız, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 14 artarak 5 milyar 481 milyon 373 bin dolar olarak gerçekleşti.
İstanbul Sanayi Odası Meclis Üyesi ve Önder-san Makine Yönetim Kurulu Başkanı Nazif Niyazi Öztürk, KGF ile ekonomide pozitif genişleme olduğunu belirterek sözlerine başlıyor. Hidrolik kırıcılar ürettiklerini belirten Öztürk, üçüncü çeyrekte, ilk iki çeyreğe göre satışlarının arttığını söylüyor. “Dövizin artmasıyla birlikte ithal makinelere göre yerli ürünlere ilgi arttı” diyen Öztürk yatırımların istenilen hıza kavuşmadığını düşünüyor. Öztürk, “Özellikle büyük ölçekli fabrika yatırımlarında henüz bir hareket yok. 20-30 bin metrekare fabrika kuracaklar ve sıfırdan yeni yatırım yapacak işadamlarımız bence halen beklemede.
Benim gözlemlediğim OSB alanlarımızda da geçen sene kadar yatırım yapan yok. Orta ölçekli işletmelerde makine alımları oluyor” diye konuşuyor.
İNŞAAT HIZLANIYOR
İnşaat sektörü de yılın üçüncü çeyreğinde büyümesini sürdürdü. Sektör sanayinin önüne geçerek yüzde 18.7 büyürken, inşaat yatırımlarındaki artış ise yüzde 12 oldu. Türkiye Seramik Federasyonu Başkanı Erdem Çenesiz, “Çift haneli bir büyüme rakamına ulaşacağımızdan şüphemiz yoktu. İhracat odaklı ekonomi politikaları izlenmeye devam edildikçe bu büyüme rakamları bizler için sürpriz olmamalı. Temsil ettiğimiz seramik sektörü, ihracat ve üretimdeki gücüyle Türk ekonomisindeki büyümeye ciddi katkılar sağlıyor. Sorumluluğumuzun bilincinde daha çok çalışmaya, üretmeye ve ihraç etmeye devam edeceğiz” diyor.
Gayrimenkul sektöründe Türkiye’nin halen yabancı yatırımcının gözdesi olduğunu söyleyen Kırkmcıoğlu Grup CEO’su Abdullah Kırkm-cıoğlu ise, inşaat sektöründe asıl 2018 yılının ikinci yarısından itibaren hareketlilik beklediğim belirtiyor. Gayrimenkul sektörünün 2017 yılı performansını değerlendiren Kırkmcıoğlu şunları söylüyor:
“Gayrimenkul önemli bir yatırım aracı olmayı sürdürüyor. Yabancı yatırımcının da ilgisi devam ediyor. Bunun da etkisiyle konut satışları rekor seviyeleri gördü. Geçtiğimiz yıl 1 milyon 341 bin 435 adet olan satış rakamı yükseliş ivmesini bu yıl da sürdürdü. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Ekim *bdu ayı istatistiklerine göre, 1 milyon 153 bin 610 adetlik satış gerçekleşti. Kasım ve Aralık aylarını da dahil edersek 1.3 milyonu aşan rakamlar öngörülüyor. Ancak yıl bazında baktığımızda rakamlar aslında geçen yılın yansıması olarak karşımıza çıkıyor. 2018’in ikinci yarısında yeni projelerin de hayata geçeceğini, yatırımların hızlanacağını düşünüyoruz. Ekonomiye zarar vermek isteyen dış güçlerin de bir an önce ülkeden bertaraf edilip ekonomimizin düzlüğe çıkmasını ümit ediyoruz.”
Adnan DALGAKIRAN / İSO Başkan Yardımcısı – Orta Anadolu Makine ve Akşamları İhracatçıları Birliği Başkanı
“Her çeşit makine satışı artıyor”
Üçüncü çeyrekteki büyümenin rengi, ilk iki çeyrekteki büyümelerden farklı. Bunu doğru analiz etmemiz gerekir. Son 6-7 çeyrektir makine yatırımları küçülüyordu. Endişe verici bir durumdu. Ciddi teşvikler verildi. Biz sanayinin büyümesini istiyoruz. İnşaat ile büyüme tek bacaklı büyümedir. Son altı ayda sanayi yüksek kapasiteli çalışıyor ama yatırım olmuyordu. Bu sanayi adına düşündürücü bir durumdu. Sanayici adeta beklemedeydi. Şimdi ilk defa üçüncü çeyrekte makine yatırımları artmış durumda. Demek ki sanayici harekete geçti. Tekstil makinelerinden gıda makinelerine her çeşit makine satışlarında artış olduğunu biliyoruz. 2018’de de bu durum devam ederse sanayici için iyi olur. Dünyadaki ekonomik büyüme de ciddi boyuta ulaştı. Buna bağlı olarak makine ihracatımız artıyor. Ocak-Kasım döneminde makine ihracatımız yüzde 14 arttı. Büyüme rakamlarında kamunun etkisi küçük. Daha sağlıklı bir büyüme işareti var. Bunun sürdürülebilir olmasını bekliyoruz. Cari açık, ara mallarda dışa bağımlılık gibi yapısal sorunlarımızın devam ettiğini de unutmamalıyız.
Rifat HİSARCIKLIOĞLU / Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB] Başkanı
”Hedefimiz! üretim ve yatırıma devam etmek”
Türk müteşebbisi, karşısına çıkarılan her olumsuzluğa, dışarında gelen ekonomik ve siyasal engellere rağmen neler yapabileceğini gösterdi. Son çeyrekteki yüzde 11.1’lik, hem de dokuz aylık yüzde 7.4’lük büyüme oranımızla dünyada gıptayla bakılan, pozitif ayrışan ve yıldızının parladığı bir ülke haline geldik. Türkiye’nin ne kadar dinamik ve üretken olduğunu dünyaya bir kez daha ispatladık.
Tüccarımız, sanayicimiz, üreticimiz olumsuz tezviratlara kulağını tıkadı, ileriye bakarak yeni bir başarı hikâyesi yazdı. Hükümetimizin iş dünyamızla istişare ederek hayata geçirdiği finansman, istihdam ve üretim desteklerinin doğru adımlar olduğu, piyasaya güven verdiği, çarkların yeniden dönmesini sağladığı da ortaya çıktı. Geçen sene Türkiye’ye güvenen kazanır demiştik. Gerçekten de güvenip yatırıma ve üretime devam eden kazandı.
Türk iş dünyası olarak hedefimiz 2017’de yüzde 7 büyümeye ulaşmak ve sonrasında da bu büyümeyi daha çok üretim, yatırım ve ihracatla devam ettirmek. Hükümetimize, ekonomi yönetimine, iş dünyamızın yanında yer alarak hayata geçirdiği reformlarla bu büyümede itici güç olmasından dolayı teşekkür ediyoruz.
Nail OLPAK/DEİK Başkanı
“2018’de büyümeyi hissedeceğiz”
2017 yılında büyümenin gücü tüketimden, hizmetlerden, ihracattan ve yatırımdan doğdu, ortaya çıktı; Kredi Garanti Fonu ve Yatırım Teşvik Programı’nın da etkisi pozitif çerçevede görüldü, hissedildi. 2018 yılında sanayide turizm, inşaat, tarım ve enerjide; tüm itici güce sahip sektörlerde büyümenin etkilerini daha yoğun hissedebileceğiz.
Bizler ihracat ve yatırım pazarlarımızı çeşitlendirdikçe, dünya ticaret hacminden aldığımız payı artırdıkça ve dış ekonomik ilişkilerimizi geliştirdikçe ülkemizin ekonomik gelişimine katkımız katlanarak artacaktır. Üçüncü çeyrekte gerçekleşen yüzde 11.1’lik büyüme hızının 10.8 puanlık bölümü iç talepten kaynaklanırken, 0.3 puanlık kısmı da dış talepten yani “net ihracattan” doğdu. Verileri sektörel olarak incelediğimizde de, büyümenin ekonomi geneline yayıldığı bir tabloyla karşılaşıyoruz. Dolayısıyla bu veriler de gösteriyor ki, Türkiye ekonomisi azim ve kararlılıkla yolunda yürümeye devam ediyor. Üstelik yatırımlardan destek alarak bunu başarıyor. Büyümenin sürdürülebilir olması için, yatırımların kritik önemini her zaman vurguluyoruz.
RAHİME BAŞ UÇAR