Girişimcilik Haberleri

Tarentum, bir nevi yapay zeka fabrikası gibi çalışıyor

Yapay zekaya olan ilgisi ve bu alanda gördüğü potansiyel, Intel’in eski genel müdürü Burak Aydını girişimcilik dünyasının içine çekti. Yatırımcı ortak olarak başlattığı girişimi Tarentum, yapay zeka teknolojilerini ürünleştirip dünyaya satmak amacıyla kuruldu. “Tarentum, bir nevi yapay zeka fabrikası gibi çalışıyor. Ekibin dünyaya dokunacak farklı işler yapma konusunda bir açlığı var” diyen Aydın, yıl sonunda ürünlerini dünya pazarlarına açacaklannı söylüyor.

urak Aydının girişimcilik hikayesi, Intel Türkiye’nin Ar-Ge merkezinde başladı. Gençlerin heyecanla dünya çapında başarı gösteren projeler üretmesi ona ilham verdi. Eski çalışma arkadaşlarından Utku Azmanla kafa kafaya vererek yapay zeka üzerine odaklandılar ve dünya pazarı olan bir girişim kurma amacıyla yola çıktılar. Konu yapay zeka, vizyon dünya olunca her şeyden önce mühendislik gücü gerekiyordu. Adeta nakış işler gibi kendi alanında en başarılı mühendis gençlerden seçilen etkili bir ekip oluşturuldu. CEO olarak da 20 yıldır Amerika’da yaşayan Oğuz Silahtar, Silikon Vadisi’nden Türkiye’ye transfer edildi.

“Ekibin dünyaya dokunacak farklı işler yapma konusunda bir açlığı var” diyen Burak Aydın, yü sonunda enerji dikeyindeki ürünlerini Avrupa ve Amerikalı şirketlere satmayı hedeflediklerini söylüyor. 2019 sonunda ise rota, Silikon Vadisi olacak.

Tarentum Kurucu Ortağı Burak Aydın, girişimi ve hedeflerini Start Up’a anlattı:

Girişimcilik dünyasına ilginiz nasıl başladı?

Aslında profesyonel hayatım şu an devam ediyor. Intel Türkiye’den ayrıldıktan sonra akıllı enerji ve akıllı şehirler üzerine odaklanan Silver Spring Network adlı bir Amerikan şirketinin Avrupa, Orta Doğu ve Afrika bölge başkanı oldum.

Girişimciliğe ilgim de Intel yıllarında başladı. 2014 yılında ITÜ Arı Teknokent’te Intel Ar-Ge Merkezini kurduk. Yaklaşık iki yıl boyunca açık kalan merkezde, 20 kişilik bir ekiple bir yılda 6 uluslararası patent çıkarır hale geldik. Bu 20 kişi, yaptığı projelerde Intel’in globaldeki IoT projelerindeki büyük ödülü, büyük markaların elinden aldı. Yine burada eğitim projelerinden biri, Harvard Üniversitesi CAST School’dan partnerlik teklifi aldı.

Bunların hepsi, bana küçük ama etkili bir Ar-Ge merkezinde, çok faydalı ve etkisi büyük işlerin yapılabileceğini, bunların Türkiye sınırlarının dışına çıkabildiğini gösterdi. Ben de buradan ilham aldım ve Intel’den ayrılırken bu işe yatırım yapmaya karar verdim.

Tarentum’u kurarken nasıl bir hazırlık yaptınız? Ortağınız Utku Bey’le yollarınız nasıl kesişti?

Utku, benim Intel Türkiye’de ekip arkadaşlarım arasındaydı. Daha sonra o, o zamanlar yeni kurulan bir start up olan Citus Data’ya geçmişti. Intel’den ayrılıp başka bir şirkete geçerken yapay zekaya odaklanan bir start up kurmaya karar verdim. Bu konuda Utku ile konuştuk ve ikimiz de Türkiye’de Ar-Ge konusunda yapılacak çok şey olduğunu düşünüyorduk. Tarentum’u kurmaya karar verdik ve Türkiye’de yeni olan bu Ar-Ge konseptini hayata geçirdik.

Yapay zeka üzerine odaklanabilecek, bu konuda derinlemesine çalışabilecek bir ekip oluşturduk. Vizyonumuz, kurulduğumuz andan itibaren tüm dünyaya ürün satmak oldu.

Sizin Tarentum’daki göreviniz nedir?

Ben yatırımcı kurucuyum. Başlarken tek başıma yatırımcı ortak olarak girdim. Bir yandan Silver Spring Network’teki görevimi sürdürüyorum. Diğer kurucu ortağımız Utku da aynı zamanda Citus Data’daki görevine devam ediyor. Tarentum ekibinin başında Oğuz var.

Oğuz Bey’in aranıza katılması nasıl oldu?

Biz, dünyadan buraya yüksek kalibrede mühendisleri çekmek istedik. Oğuz ile Utku, Robert Koleji’nden tanışıyor. Oğuz, yaklaşık 20 yıl Amerika’da yaşamış, orada Qualcom, Intel gibi büyük şirketlerin yanı sıra start up’larda da çalışmış, yöneticilik yapmış, dünyanın en iyi okullarından mezun olmuş, MIT’de 3 ana dal yapmış bir isim. Hem start up’larda hem kurumsal şirketlerde tecrübesi olması bize çok önemli katkı sağlıyor. Buraya gelmeden önce de bir start up’ta çalışıyordu. O şirket satıldı ve Oğuz, Silikon Vadisi’nde çalışmak yerine bize katılmayı tercih etti. Aslında tam bir tersine göç örneği.

Ekibi nasıl oluşturdunuz?

Şu anda yaklaşık 10 kişiden oluşan bir ekibimiz var. Mühendislik gücü itibariyle çok seçme insanlardan oluşuyor. Oğuz’un geçmişini zaten anlattım. Onun dışında aramızda ÖSS birincisi, matematik olimpiyatlarında derecesi olan, kendi bölümlerini ilk 5’te bitirmiş arkadaşlarımız var. Google ve Facebook’ta çalışan ama bize yarı zamanlı olarak destek veren iki arkadaşımız bulunuyor. Bunun dışında Boğaziçi Üniversitesi’nden Taylan Cemgil de bize destek olan isimler arasında…

Bir start up’ın içinde olmak, size ne katıyor?

Ekiptekilerin, bir problemle ilgili fikirlerini çarpıştırırken gösterdikleri enerjileri bile bana ciddi bir motivasyon veriyor. Onların heyecanı, beni de heyecanlandırıyor. Ben “Olur mu olur” lafını çok severim. Steve Jobs’un bir sözü var: “Biz değilsek kim, burası değilse neresi, şimdi değilse ne zaman?” Bu üç kritik sorunun cevabını biz Tarentum’la verebiliriz. Şöyle açıklayayım: Türkiye’de bu kalibrede bir ekip dünyaya nam salan bir iş yapamayacaksa bunu kim başarabilir? Şu anda bu tür teknolojilerin filizlenme zamanı. 5 yıl sonra yapay zekada, IoT’de, sanal gerçeklikte bir şey yapalım dediğinizde geç kalmış olacaksınız.

Yapay zeka alanını seçme nedeniniz neydi?

Konferanslarda hep yıkıcı, ezber bozan teknolojilerden bahsediyoruz. Yapay zeka, iş hayatındaki bütün süreçleri yeniden yapılandıracak ciddi anlamda ezber bozan bir teknoloji. İş hayatındaki zor problemlere çözüm üretmek üzere kullanılan bir teknoloji aslında. O yüzden tek başına çalışılabilecek değil, çok iyi mühendislerin değer yaratabileceği bir alan. Bu da bizde var.

Şu an girişim hangi aşamada?

2017’nin başında faaliyet göstermeye başladık. Şu anda, e-ticaret, telekom ve enerji olmak üzere üç dikeye odaklanıyoruz. Bu sektörlerde geliştirdiğimiz ürünlerin bir kısmı kavram ispatında, kimi de pilotta. Bir ürünümüz ürünleşmeye tüm dünyaya satılmaya görece çok yakın.

Kimlerle çalışıyorsunuz?

İlk müşterimiz Getir oldu. Daha sonra Hürriyet, GittiGidiyor, Intel ve Verscom portföyümüz dahil oldu. Şu anda rüzgar santrallerinin enerji tahminlemesiyle ilgili projemiz devam ediyor. Birçok rüzgar santraliyle de iş ortaklığı imzaladık.

Bu 3 alandan başlama sebebiniz neydi? Bu üç alanlamı sınırlı kalacaksınız?

Bu alanlarda ihtiyaç vardı. Bu ihtiyacı karşılayacak yapay zeka teknolojilerini çıkarabiliriz diye düşündük. Yenilebilir enerji alanında dünyada ciddi bir ihtiyaç var.

Elektronik ticaret artık perakendede olmazsa olmaz. Geleneksel ticaret yapsa bile şirketler e-ticarete yatırım yapıyor. Orada pazar olgunlaşmıştı. Aynı zamanda da dost müşteriler vardı. Getir ve GittiGidiyor, bu dost müşterilerdendi.

Telko aslında yine bir start up olan Verscom ile bir araya gelip ürün çıkardığımız bir alan oldu. Kendimizi bu üç alanla sınırlı görmüyoruz. Her dikeyde yapay zekayla ilgili problem var bunlara çözüm geliştirme fırsatı da var.

Ürünler satılma aşamasına geldi mi?

Biz, ilk önce bir sektördeki projeye odaklanıyoruz. O projedeki sorunu çözüp onu ürünleştirmeye doğru eviriyoruz. Bir nevi fabrika gibi çalışıyoruz. İlk hedefimiz, her bir dikeydeki bir projeyi alıp o projedeki sorunu çözüp o sorunu genelleştirip ürüne dökmek.

İlk ürünümüzü bu yaz tamamen bitirmiş, Türkiye’de test etmiş, kullanılır hale getirmiş olacağımızı düşünüyorum. Yıl sonuna doğru da yurt dışına ihraç etmeyi planlıyoruz. Diğer iki üründe de ürünleştirme çalışmaları devam ediyor.

Sizin gibi başka şirketler var mı Türkiye’de?

Türkiye’de yapay zekayla ilgilenen ve yapay zekada belirli alanlara odaklanan ve çözüm geliştirmeye çalışan şirketler var. Sayısı çok değil, iki elin parmaklarını geçmez. Öncelikle ekibimizin kalibresiyle çok farklılaşıyoruz. İkincisi bir alana odaklanmıyoruz. Büyük veriyle yapay zekayı farklı dikeyler için buluşturabiliriz diye düşündük ve buradan yola çıktık.

Tarentum’la ilgili hedefleriniz nedir?

Ekibin dünyaya dokunacak farklı işler yapma konusunda bir açlığı var. Yıl sonunda enerji dikeyindeki ürünümüzü Avrupa’da 1-2 şirkete satmak, sonra da Amerika’ya doğru gitmek istiyoruz.

Merkezimiz hep Türlüye olacak ama büyümeyi sadece Türkiye’de değil, yurt dışında da yapmak istiyoruz. Şimdi Amerika’da bir kişinin çalıştığı New York merkezli bir şube açtık. İkinci ayağı Avrupa’ya nasıl kurarız diye uğraşıyoruz.

Henüz Avrupa mı Amerika mı olacağı belli değil ancak bu yılın sonuna kadar yurt dışında içinde birden fazla kişi olan, satış da yapabilen bir şube açmayı hedefliyoruz. 2019’un sonuna doğru da Silikon Vadisi’ne gitmek istiyoruz.

Exit planımız yok ama dünyanın büyük VC’lerini, yatırımcılarını yanımıza almak, onlarla birlikte büyümek ve dünyada daha büyük etkiler yaratacak ürünlere imza atmak istiyoruz.

OĞUZ SİLAHTAR TARENTUM CEO’SU

“SİLİKON VADÎSİ’Nİ BIRAKIP GELDİM”

BAŞARIYA İNANDI Yaklaşık 20 yıl Amerika’da kaldım. 15 yılın yarısı mühendis, yarısı da yönetici olarak geçti. Sonra da Utku vasıtasıyla Burak’la tanıştım. Türkiye’de de çok yetenekli, iyi mühendislerin olduğunu biliyordum. Silikon Vadisi’nden Türkiye’ye gelen az sayıda insandan biriyim. Buraya gelmemdeki en önemli faktörler, ortaklarıma güvenmem, ekibe inanmam ve fırsat görmem oldu.

KATKISI NE OLACAK? Tarentum’la ilgili çok heyecanlıyım. Üzerinde çalıştığımız sorunlara çözüm bulmaktan ve ekip arkadaşlarımdan çok keyif alıyorum. Türkiye’de yetenekli, çalışkan çok genç var. Onlara da ilham olmak istiyoruz. Hedefimiz, Avrupa ve Amerika’da hem ürün satan hem Ar-Ge merkezi olan bir şirket olmak. Yurt dışında iş geliştirme konusunda tecrübeliyim. Eski şirketimde de dünyadan pek çok ülkede müşterimiz ve partnerimiz vardı.

UTKU AZMAN TARENTUM KURUCU ORTAĞI

“TÜRKİYE’NİN BEYİN GÜCÜNÜ KULLANIYORUZ”

TECRÜBESİNİ AKTARIYOR Şu anda çalıştığım diğer girişim Citus Data, Türkiye’den çıkan, ismi bilinmeyen ama çok başarılı start up’lardan biri. Türkiye’de kurulduktan 1,5 yıl sonra Y Combinator’ı Türkiye’den kazanan ilk start up oldu, Amerika’da Vinod Koshla’dan yatırım aldı. Tarentum’la benzer bir hikayesi var. Citus Data’da da Türkiye’nin mühendislik gücünü kullanarak ürün çıkarıp global bir şirket haline geldik. Şimdi benim en çok yapmak istediğim şey, orada edindiğim bu tecrübeyi Tarentum ekibine aktarmak.

HEDEF DÜNYA DEVLERİ 5-6 yıldır Türkiye’deki okulların en yetenekli gençleriyle sürekli görüşme halindeyim. Benim Tarentum’a en önemli katkım, bu mühendislik ekibini kurmakta oluyor. Türkiye’deki beyin gücünü, yurt dışına rekabetçi bir ürün çıkarmada kullanıyoruz. Yapay zeka, beni heyecanlandıran alanlardan biri. Dünyada kabul edilebilir ürünler çıkarıp bu ürünlerin Google, Facebook gibi büyük platform oyuncuları tarafından alınması en önemli hedeflerimiz arasında.

“10 GİRİŞİME YATIRIM YAPACAĞIM”

YAPAY ZEKA ODAĞI Tarentum’la birlikte melek yatırımcısı olduğum şirket sayısı iki oldu. Bireysel olarak daha fazla şirkete yatırım yapacağım. Ama yatırım yapacağım tüm şirketlerin ortak noktası yapay zeka olacak. Bu yılın sonuna kadar 5 farklı şirkete, 2 yıl zarfında da 10 farklı girişime melek yatırımcı olarak yatırım yapmak istiyorum.

GLOBAL POTANSİYEL Herkesin odaklandığı, teknolojinin zirve yaptığı alanlara yatırım yapmak istemiyorum. Eğer yeni kabarmaya başlamış bir dalganın üzerine start up kurarsanız başarılı olma şansınız daha fazla. Evet, bilinmeyen problemlerle uğraşıyorsunuz; bu çok zor ama rekabet de daha az ve bir şey yaptığınızda bütün dünyaya satma şansınız var.

 

NİL DUMANSIZOĞLU

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu