Ekonomi - Borsa - Hisse Senedi

TCMB’nin faiz artırması

TÜRKİYE Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) fiyat istikrarını desteklemek amacıyla iki yılın ardından politika faizini 200 baz puan artırdı. TCMB, 24 Eylül’deki Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında politika faizi olan bir hafta vadeli repo faiz oranını yüzde 8.25’ten yüzde 10.25’e yükseltti. Buna göre gecelik borçlanma ve borç verme faiz oranları sırasıyla yüzde 8.75, yüzde 11.75, geç likidite penceresi (GLP) borç verme oranı da yüzde 13.25 seviyesine çıktı. TCMB faiz kararma ilişkin yaptığı açıklamada güçlü kredi ivmesiyle ekonomide sağlanan hızlı toparlanma ve finansal piyasalarda yaşanan gelişmeler neticesinde enflasyonun öngörülenden daha yüksek bir seyir izlediğini vurgulayarak, parasal duruşun enflasyondaki düşüşün sürekliliğini sağlayacak şekilde belirleneceğinin altım çizdi.

İstanbul Gedik Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Abuzer Pınar, TCMB’nin faiz artırmasını normalleşme adımı olarak değerlendirdi. Fonlama maliyetinin zaten yüksek olduğuna dikkat çeken Pınar, “Salgın dolayısıyla ekonomideki aşırı yavaşlama nedeniyle faizlerde şok indirimler yapılmıştı. Bunlar sonuç verdi. Ancak politika faizi piyasada oluşan faizin uzun süre altında kalamazdı. Enflasyon da çift haneye çıkmışken faizlerde artış olmalıydı. Ancak TCMB öngörülemeyen davranışı tercih ediyor. Ağırlıklı olarak faiz artışı beklenmezken arttırıldı. Bu düzeyde kredi faizlerinde bir artış beklemem. Çünkü faizler zaten bunun üzerinde” dedi.

KAPASİTE KULLANIM ORANI SEVİNDİRDİ

Geçen haftanın takip edilen verilerden biri de imalat sanayi kapasite kullanım oranı oldu, imalat sanayi kapasite kullanım oranı Eylül’de bir önceki aya göre 1.3 puan artarak yüzde 74.6 düzeyinde gerçekleşti. TCMB verilerine göre 2020 yılı Nisan’da pandemi-nin etkisiyle yüzde 61.6’ya gerileyen imalat sanayi kapasite kullanım oranı normalleşme adımlarıyla yükselişini kesintisiz bir şekilde sürdürdü. Verilere göre Eylül’de dayanıklı tüketim malları dışında tüm mal gruplarında kapasite kullanım oram arttı. Eylül’de bir önceki aya göre kapasite kullanım oranı ara mallarında 0.9 puan artarak yüzde 76, yatırım mallarında 1.7 puan artarak yüzde 72.4, gıda ve içeceklerde 2.2 puan artışla yüzde 71.4, tüketim mallarında 1.5 puan artışla yüzde 71.4, dayanıksız tüketim mallarında 2.2 puan artışla yüzde 71.1 olurken, dayanıklı tüketim malları 2.4 puan azalışla yüzde 72.8’e geriledi. Eylül’de mevsimsel etkilerden arındırılmış kapasite kullanım oranı ise bir önceki aya göre 1.3 puan artışla yüzde 74.3 oldu.

HİZMET SEKTÖRÜNDE GÜVEN ARTTI

Reel kesim güven endeksi Eylül’de bir önceki aya göre 0.9 puan azalarak 105.3 seviyesinde gerçekleşti. Endeksi oluşturan anket sorularına ait yayılma endeksleri incelendiğinde, son üç aydaki toplam sipariş miktarı, mevcut toplam sipariş miktarı, gelecek üç aydaki ihracat sipariş miktarı ve yatırım harcamasına ilişkin değerlendirmeler endeksi artış yönünde etkilerken, gelecek üç aydaki üretim hacmi, genel gidişat, mevcut mamul mal stoku ve gelecek üç aydaki toplam istihdam miktarı endekse azalış yönünde yansıdı. TCMB verilerine göre mevsim-sellikten arındırılmış reel kesim güven endeksi, bir önceki aya göre 0.5 puan artarak 105.7 seviyesinde gerçekleşti. Endeksin 100’ün üzerinde olması, anketin kapsadığı reel kesim temsilcilerinin ekonomik faaliyetlerine ilişkin güvenin arttığını gösteriyor.

Eylül’de güven endeksleri hizmet sektöründe yükselirken, perakende ticaret ve inşaat sektörlerinde düştü. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜ1K) verilerine göre mevsim etkilerinden arındırılmış güven endeksi Eylül’de bir önceki aya göre; hizmet sektöründe yüzde 6.4 artışla 74.9, perakende ticaret sektörü güven endeksi yüzde 1.5 azalarak 93.5, inşaat sektörü güven endeksi yüzde 2 azalışla 83.3 değerini aldı.

TÜKETİCİ GÜVEN ENDEKSİ YÜKSELDİ

Tüketici güven endeksinde, uluslararası karşılaştırılabilirliği sağlamak amacıyla güncellemeye gidildi. Dört alt endeksten ikisi güncellendi. “Gelecek 12 aylık dönemde işsiz sayısı beklentisi ile gelecek 12 aylık dönemde tasarruf etme ihtimali” alt endeksleri yerine “geçen 12 aylık döneme göre mevcut dönemde hanenin maddi durumu ve geçen 12 aylık döneme göre gelecek 12 aylık dönemde dayanıklı tüketim mallarına harcama yapma düşüncesi” alt endeksleri girdi. Böylece TÜİK ve TCMB işbirliği ile yürütülen tüketici eğilim anketi sonuçlarından hesaplanan mevsim etkilerinden arındırılmış tüketici güven endeksi yeni hesaplamayla Eylül’de bir önceki aya göre yüzde 3.2 artışla 82 oldu. Güncelleme öncesi duruma göre hesaplanan tüketici güven endeksi ise Eylül’de önceki aya göre yüzde 3.7 artışla 61.8’ye yükseldi.

İstanbul Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mevlüt Tatlıyer, reel kesim güven endeksinin Ağustos’ta pandemi öncesi seviyelerine döndükten sonra Eylül’de sınırlı gerileyerek 105.3 düzeyine gelmiş olsa da halen 2008-2020 ortalamasının (102.3) epey üzerinde olduğunu vurguladı. Tatlıyer, bu verilerin Türkiye ekonomisinin üçüncü çeyrekte güçlü bir performans göstereceğine işaret ettiğini söyledi.

Prof. Dr. Abuzer PINAR / İstanbul Gedik Üniv. Rektör Yard.
“Üçüncü çeyrekte pozitif büyüme bekleyebiliriz”

Tüketici güven endeksinde geçen yıl bir düşüş olsa da yükseliş eğilimi devam ediyor ve 82’lik düzeyi ile 2018 yılının da üzerinde. Bu eğilimin devam etmesi salgınla ilgili alınacak önlemler ve iktisadi faaliyetlerin devamına bağlı. Sektörel güven endeksleri ise karışık sinyaller veriyor. Önceki yılın aynı ayı ile karşılaştırıldığında 2019‘da hizmet, perakende ticaret ve inşaat sektörlerinin hepsinde artış var. Bu yılın Nisan ayında salgının etkisiyle ise ciddi bir düşüş oldu. Karantina önlemlerinin gevşemesiyle yeniden yukarı doğru bir gidiş olsa da ivme düşüyor. Bunlar dikkate alındığında üçüncü çeyrekte pozitif bir büyüme bekleyebiliriz. Bütün göstergeler ikinci çeyreğe göre ciddi artış olacağını gösteriyor. Bu yıllık büyümeyi yukarı çekecektir.

Murat SAĞMAN / Bilgi Üniversitesi Öğretim Görevlisi
“TCMB, faiz artırmaya devam edebilir”

Merkez Bankası rasyoniliteye döndü. TCMB bu kararıyla ‘gerektiğinde adımları atabiliyorum’ mesajı verdi. Karar benim için sürpriz olmadı. TCMB’nin kredibilite kazanması açısından önemliydi. Yıllık TÜFE’nin yüzde 12 olduğu bir ortamda yüzde 8.25’lik faiz düşük kalmıştı. Ayrıca kur artışını durdurabilecek bir hamle gerekiyordu. Önemli olan hem kurda hem de enflasyonda istikrarı sağlamak. Faiz artışı kararının hemen ardından dolar 7.55’e kadar geriledi. İlk etapta 7.63 seviyesinde dengelendi. Bundan sonraki hedef 7.20. Önümüzdeki süreçte TCMB, faiz artırmaya devam edip, ilave sıkılaştırma adımları atabilir. Fonlama faizi yüzde 10.65’lere geldiği için, politika faizindeki 200 baz puanlık artışın, pratikte ilave bir sıkılaştırma olmadığı için mevduat ve kredi faizlerine etkisinin çok fazla olmayacağını düşünüyorum.

Doç. Dr. Mevlüt TATLIYER / İstanbul Medipol Üniv. Öğretim Üyesi
“Kredi ve mevduat faizlerini kısmen etkiler”

Ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti zaten yüzde 10’un üzerindeydi. 200 baz puanlık faiz artırımıyla resmi faiz oranı fiili faiz oranı düzeyine gelmiş oldu. Fonlama maliyetindeki artışa paralel olarak zaten kredi ve mevduat faizleri Ağustos’ta önemli düzeyde artmıştı. Yine de politika faiz oranındaki artışın beklentiler kanalı üzerinden kredi ve mevduat faizlerini kısmen etkilemesini bekleyebiliriz. TCMB’nin bir sonraki toplantısındaki kararında ise enflasyonun seyri ve döviz kurunun oynaklığı belirleyici olacak. İmalat sanayi kapasite kullanım oranı Nisan’da yüzde 61.6 ile dibi gördükten sonra yükselişini sürdürerek Eylül’de yüzde 74.6’ya yükseldi. Bu oran 2007-2020 ortalaması olan yüzde 76’ya çok yakın bir düzeye gelindiğini gösteriyor. İmalat sanayi kapasite kullanımı oranında ‘V’ tipi toparlanma büyük ölçüde gerçekleşmiş görünüyor. Bu üçüncü çeyrek büyümesinin iyi bir düzeyde gerçekleşeceğine dönük bir işaret.

HÜLYA GENÇ SERTKAYA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu