Teknoparkların en iddialı 4.0 şirketleri
Bunlar Endüstri 4.0’ın bileşenleri veri analitiği, nesnelerin interneti, büyük veri, robotlar ve akıllı imalat sistemlerine odaklanan en iddialı teknopark firmaları. Kimi adım dünyaya duyurmuş, kimi de potansiyeli ile umut vadediyor…
ÜNİVERSİTE bünyelerinde yer alan teknoparklarda neredeyse her gün yeni bir icat yapılıyor, dijital çağa farklı bir pencere açacak işler geliştiriliyor. Endüstri 4.0 konseptinde yazılım ve donanım geliştiren firmalar ise, 4.0 sanayi devriminin ayak seslerinin kapımıza kadar geldiği şu günlerde ayrı bir önem arz ediyor. Biz de 4.0 alanında arge yapan ve ürün geliştiren en iddialı şirketleri bir araya getirdik…
İçeriğe Ait Başlıklar
SK TEKNOLOJİ
Forkliftleri robotlaştırıyor
2011 yılında KOSGEB projesiyle robotik sektörüne giriş yapan, 2017’de de Boğaziçi Üniversitesi Teknopark’mda şirketleşen SK Teknoloji, endüstri 4.0 konseptinde otonom araçlar, depo ve envanter robotları, güvenlik robotları, RFID takip sistemleri, kişi sayım, otomasyon ve yönetim yazılımları geliştiriyor.
Robotlarının çok çeşitli dillerde konuşabildiğini belirten SK Teknoloji Genel Müdürü Sinan Kuşdoğan, “Depo ve kütüphane gibi alanlarda ürün, kitap sayımı, kayıp ürün tespiti, yanlış yerleştirme tespiti, ziyaretçi gezdirme ve ürüne ulaştırma gibi çok çeşitli fonksiyonları yerine getirebilen robotlarımız var. 2017 yılı itibariyle bu başlığa ayrı bir parantez açtık ve robotlarımızın mobil olarak bağımsız hareket etme ve yön bulma yeteneklerini forklift ve transpaletlere uygulamaya başladık. Böylece otonom yani insansız araçlar üretebilir kapasiteye ulaştık. Bu araçlar 365 gün 24 saat kendilerine verilen görevi eksiksiz olarak yerine getirebiliyor. Herhangi bir altyapıya gerek olmuyor ve böylece yatırım maliyeti de düşmüş oluyor” diyor.
Otonom araç sektörünün dünyada henüz yeni bir sektör olduğunu, dünyada bu alanda çalışan sayılı şirketten biri olduklarını belirten Kuşdoğan, ihracat hedefi için birkaç ülkeyle altyapı çalışmalarına başladıklarını aktarıyor. Küçük modüler robotlar üzerine de çalıştıklarını aktaran Kuşdoğan sözlerini şöyle tamamlıyor: “Bu robotlar verilen bir görevi kendi aralarında planlama yaparak bölüşecek ve gerekirse birleşerek daha büyük bir robot oluşturarak yerine getirecekler. Küçük lego robotlar gibi düşünebiliriz.”
EYEDIUS
Görüntüyü anlamlandıran yapay zekâ
Görüntüleri anlamlandırma teknolojileri ile kişiye ve ihtiyaca özel güvenlik hizmeti amacıyla kurulan Eyedius, akıllı güvenlik çözümleri sunuyor. Mevcut kameralara entegre olarak çalışabilen Eyedius, bünyesinde barındırdığı yapay zeka teknolojisi ile pek olası senaryoyu, içinde bulunduğu duruma göre değerlendiriyor ve hızlı karar verme yeteneği sayesinde kullanıcılarını gerçek zamanlı olarak uyarıyor. Özellikle toplu yaşamın hakim olduğu site ve konut gibi yaşam alanlarının yanı sıra inşaat sahaları, oteller, iş merkezleri, bankalar, üretim tesisleri gibi her tarzdan ve her sektörden faaliyet gösteren işletmelere güvenlik asistanı olarak hizmet sunuyor. Mobil aplikasyonlara entegre çalışabilen yüz tanıma teknolojisi ile uygulamaya giriş güvenliği hizmeti sağlayabiliyor.
ITÜ Arı Teknokent bünyesinde 2014 yılında Gökhan Tuna, Simay Danış ve Serdar Yılmaz tarafından kurulan Eyedius, ürününü 2017’de piyasaya sürdü. Teknolojisinin altyapısını ise, iki adet TÜBİTAK 1507 desteği ile geliştirilen Hedef Sıfır (www.hedefsifir.com) projesi A oluşturuyor. Geçtiğimiz günlerde düzenlenen ve Türkiye’nin en büyük girişimcilik etkinliklerinden biri olan ITÜ Çekirdek Big Bang 2017’deki 11 bin girişim arasından ilk üçe girmeyi başaran Eyedius’un CEO’su Gökhan Tuna, “Hem sayı hem de miktar olarak en çok yatırım alan girişim olduk. Toplamda 1.39 milyon lira yatırım ve ödül kazandık. Sürekli gelişen teknolojimiz ile Türkiye güvenlik pazarında büyümeyi, yaşam alanları ve ticari işletmelerde güvenlik seviyesini artırmayı hedefliyoruz. Bu teknolojiyi global pazarda herkesin kolaylıkla satın alabileceği ve erişebileceği bir noktaya getirmek istiyoruz” diyor.
MİKRO-P
Robot mikro-p’lar sahada
İTÜ Arı Teknokent bünyesinde kumlan Mikro-P, insanlar ya da hayvanları taklit etmek yerine koloni halinde yaşayan böceklerden esinlenen bir sürü robot platformu. “Biz bu teknolojiyi laboratuvarlardan çıkartıp herkesin programlayabileceği bir platform haline dönüştürmek istedik” diyen Mikro-P’nin kurucusu Bürkan Törün ve kurduğu sistemi şu şekilde anlatıyor: “Mikro-P üzerinde 30’a yakın sensör ve donanım bulunan, geliştirdiğimiz açık kaynak kod sayesinde kolayca programlama yapılabilen ve hiçbir elektronik bilgisine sahip olmadan da kullanılabilecek bir proje geliştirme platformu. En önemli özelliği ise birbirleri ile konuşup veri alışverişi yapmaları ve öğrendiklerini sürünün geri kalanı ile paylaşa-bilmeleridir. Sürü robotlar onlarca bireyden oluşan sistemlerdir ve bu bireylerin bir kısmı tehlikeli alanlardan veri toplamak için gözden çıkartılabilirler. Dolayısıyla ileride kimyasal veya biyolojik kirlilik olan bölgelerden veri toplanması, tarım, haritacılık, güvenlik gibi birçok alanda sürü robotları görmeye başlayacağız. Sistemin üzerinde çeşitli iş modelleri geliştirmek mümkün. Özellikle tarım ile ilgili alanlarda çeşitli talepler aldık.
Sürü robotlar büyük alanlardan veri toplamak için çok uygunlar. Bu özellikleri birçok sektörde kullanım avantajı sağlıyor. ‘Mikro-P’la-rrn arama kurtarmadan uzay araştırmalarına kadar çeşitli alanlarda kullanıldıklarını görmek en büyük arzumuz. Depo ve stok kontrolü için de sürü robotlar kullanılıyor. Çin’de örneklerini görmek mümkün. Ayrıca sürü drone’larm geliştirildiğini duyuyoruz. Gerek yurtiçi gerek yurtdışında büyüme hedeflerimiz var.”
PHYSHOME
Fizik tedavi yapan giysi
Physhome, fizik tedavi amacıyla sensörlü ortopedik pedler ve mobil uygulama geliştiren bir girişim. Dünyada yaklaşık 450 milyon kişi kaybettikleri hareket kabiliyetini kazanmak için tedavi görüyorken, Türkiye’de fizik tedavi dikeyinde yıllık 2.7 milyon kişi hizmet alıyor. Her iki fizik tedavi hastasından biri tedavi sürecini uzatıyor ya da tam olarak iyileşemiyor. ÎTÜ Arı Teknokent bünyesinde kurulan Physhome işte tam da bu noktada devreye giriyor. Sunduğu giyilebilir teknoloji, fizik tedavi hastaları ve hareket ihtiyacı olan insanların tedavi egzersizlerini istedikleri yerde, istedikleri zaman yapabilmelerini ve tüm süreci takip edebilmelerini sağlıyor. Berhudan Aslan ve Cihat Erbay tarafından 2016 yılında kurulan Physhome, ivmeölçer, jiroskop gibi sensörleri geliştirdikleri hareket analiz algoritması ile birleştiriyor.
“Geliştirdiğimiz hareket algoritması ve sensörlerimiz ile egzersizleri analiz ederek hastayı yönlendiren ve iyileşme sürecini hızlandıran platformumuz, herhangi bir acil durumda da doktora anlık olarak bildirim gönderebiliyor” diyen Aslan, Nisan ayında TUSİAD’ın ‘Bu Gençlikte îş Var’ yarışmasına katılarak 1426 proje arasında birinci olduklarım da belirtiyor. İTÜ Çekirdek Big Bang yarışmasında da 11 bin girişim arasından son 20’ye seçilerek finale kalmayı başardıklarım aktaran Aslan, rakipleriyle arasındaki en önemli farkın insanları hastanelerden çıkararak mobiliteyi sağlamak olduğunu vurguluyor.
Physhome globalde Allianz Sigorta üzerinden Avrupa pazarına ve ITÜ ARI Teknokent’in düzenlediği Innogate Ulus-larası Girişim Hızlandırma Programı üzerinden de ABD pazarına açılmayı hedefliyor. Aslan, “2021 yılı itibariyle gelirimizin yüzde 40’ınm ihracat kaynaklı olmasını planlıyoruz” diyor.