Ticaret savaşları beklentisi sürüyor
Korku Endeksi yükseliyor. Ticaret savaşları beklentisi sürüyor. Bunlar kur üzerindeki baskının daha da artmasına neden olabilir. Dolarda ilk kritik direnç 3.93-3.95 bölgesi aşıldı. Önümüzdeki dönemde yeni zirve adayı 4.10-4.11…
Yurtdışı basında Türkiye ekonomisi nasıl işleniyor?
Yurtdışı basında Türkiye ekonomisine yönelik negatif haber yoğunluğu son günlerde arttı. Bunun önemine birazdan değineceğim. Son çalışmayı da Reuters yaptı ve “Beş grafikte Türkiye ekonomisinin sıkıntıları” temasını işledi. Merkez Bankası’mn rezervlerinin yetersizliğinden, çekirdek enflasyonun yüksekliğinden, GSYİH’ya oranla yüzde 5.5’a tırmanmış olan cari açıktan, yurtdışmdan sağlanan finansman kalitesindeki bozulmadan dem vuruyorlar. Dış basında Türkiye ekonomisine yönelik negatif tonun artması kur cephesinde kritik öneme sahip CDS göstergesini bozmaya başladı. CDS, yabancı yatırımcının Türkiye riski algısını gösterir. Yükselmesi yabancı nezdinde Türkiye riskinin arttığı, düşmesi de gene yabancı indinde Türkiye riskinin azaldığı anlamına gelir. Yükselmesi kurda yukarı yönlü baskı oluşturur. CDS göstergesi son günlerde yeniden 200 üzerine çıktı. Daha birkaç hafta önce 150-160 bölgesindeydi.
Küresel piyasalarda son durumu yorumlar mısınız?
Geçen haftaki Fed toplantısında “Fed’in iyice şahinleşeceğine (faiz artırımlarını sıklaştırması)” yönelik kaygılar geçici olarak rafa kalktı. ABD 10 yıllık Hazine faizleri de yüzde 3 yolculuğuna mola verdi. Ama finansal piyasalar olabilecek en piyasa dostu temayı (güçlü büyüme ve ılımlı faiz) fiyatlamaya başlayamadı.
Çünkü Fed’den gelen pozitif havanın önüne set çeken başka bir konu var gündemde: Trump’m fitilini ateşlediği ticaret savaşları. Beyaz Saray son günlerde yoğun bir şekilde tartışılan adımı atmaktan imtina etmedi. Henüz detaylarını bilmiyor olsak da Çin ürünlerine yüklü miktarda vergi koyulacağı açıklandı. Beyaz Saray’a yakın kesimde 50 milyar dolar büyüklüğünde bir hamle telaffuz ediliyor. ABD’nin Çin’den yaptığı ithalatın yaklaşık 500 milyar dolar civarında olduğu göz önüne alınırsa karşımıza yüzde 10’luk bir önlem çıkıyor. Buna Çin’den misilleme gelmemesi mümkün değil. Önümüzdeki iki hafta içinde detayları belli olacak. Bu konu bizatihi finansal piyasalardaki balonu patlatmaya yeterli. Korku endeksi VIX’te küresel piyasalardaki
“Trump kaygısını” net bir şekilde görüyoruz. VIX’in yılm son çeyreğinde 30 düzeyini aşmasını ve bu bölgede kalıcılaşmaya başlamasını (global mali kriz anlamına gelir ki kur üzerinde ciddi negatif etkisi olur) bekliyoruz. Ticaret savaşları bunu erkene çekme potansiyeline sahip.
LIBOR-OIS nedir?
VIX’teki huzursuzluktan daha önemli olan bir göstergeyi getireceğiz bu hafta gündeme: LIBOR-OIS makasındaki artış.
Bu makas küresel piyasalar için ne kadar önemliyse Türkiye için de o kadar önemli. Çünkü özel sektörümüzün yurtdışmdan yaptığı borçlanma maliyetlerini ciddi şekilde etkileyen bir gösterge. Küresel piyasalar açısından da dolar cinsinden yapılan fonlamanm bolluğunu/kıtlığını gösteriyor. Biraz açalım. LIBOR-OIS faiz makası bankacılık sektörünün kredi riskini (sağlık durumunu) gösterir. LIBOR faizinde bankaların kredi riski vardır. OIS faizinde ise anapara takası olmadığı için kredi riski yok denebilecek kadar düşük düzeydedir. İkisi arasındaki fark da bankacılığın kredi riski olarak kabul edilir. Bitişikteki grafikte makastaki yükseliş gözleniyor. Yüzyılın en büyük finansal krizi olarak kabul edilen 2008-2009 krizinden sonraki en yüksek düzeyine tırmanmış durumda. Bankacılığın kredi riski artıyorsa dolar cinsinden likidite azalmaya başlamış demektir. Bu da doların değer kazanmasına yol açar. Dolar üzerindeki etkisini “henüz” görmedik. Ama görmeyeceğiz anlamına gelmiyor. Bu gösterge önümüzdeki haftalarda doların hem gelişen hem de gelişmiş ülke para birimlerine karşı güçlenmesine yol açabilecektir.
Kur beklentiniz gerçekleşti. Devam eder mi?
Kurdaki son yükseliş yurtiçi yerleşiklerin döviz alımlarmdan kaynaklanıyordu. 212 milyar dolar büyüklüğünde döviz açık pozisyonu olan (döviz borçları eksi döviz varlıkları) reel sektör döviz yükümlülüklerini karşılamak amacıyla döviz alıyor.
Hane halkının döviz borcu bulunmuyor ama kur yükselecek beklentisiyle döviz alıyor. Vatandaşın döviz talebi yükümlülük karşılamaktan ziyade kar amaçlı yani spekülatif. Hem reel sektörün hem de vatandaşın döviz hareketlerini görmek için döviz tevdiat hesaplarına (yurtiçi yerleşiklerin bankacılık sektöründeki döviz mevduat stoku) bakıyoruz. Son dönemde döviz stoklarında belirgin bir yükseliş olduğu görülüyor aşağıdaki grafikte. Ancak son günlerde diğer göstergeler de bozulmaya başladı (CDS, LIBOR-OIS makası, VIX). Yabancı yatırımcının Türkiye risk algısını gösteren CDS yükseliyor. Küresel piyasalarda “Trump huzursuzluğu” var, VIX endeksi 20 seviyesinin üzerinde. LIBOR-OIS makasındaki artış doların yakın gelecekte güçleneceğine işaret ediyor. Tüm bunlar kur üzerindeki baskının daha da artmasına neden olabilir. Haftalardır bu raporlarda dolar kurunda 3.70-3.75, euro kurunda da 4.50-4.55 bandının kur riskini kapatmak ya da spekülatif amaçlı döviz almak için uygun olduğunu belirttik. Her iki kurda da “kalıcı” geri dönüş işareti henüz bulunmuyor. Dolar kuru cephesinde ilk kritik direnç 3.93-3.95 bölgesiydi.
Bu seviyenin aşıldığını görüyoruz ki önümüzdeki dönemde yeni zirve adayı 4.10-4.11 bölgesini gündeme getirebilir.
ERKİN ŞAHİNÖZ