Türkiye ekonomisi hız kesmeden büyüyor
Güncellenen verilerle 2017 yılının birinci çeyreğinde yüzde 5.2 büyüyen Türkiye ekonomisi, ikinci çeyrekte de yüzde 5.1 büyüdü. Büyümeye en büyük katkıyı inşaat yatırımları ve ihracat verdi…
TÜRKİYE ekonomisi 2017 yılının ikinci çeyreğinde hız kesmeden büyümeyi sürdürdü. Kredi Garanti Fonu’ndan açılan krediler başta olmak üzere hükümetin verdiği sektörel teşvik ve vergi indirimleri, SGK prim ertelemeleri ekonomiye can suyu oldu. Güncellenen verilerle 2017 yılının ilk çeyreğinde yüzde 5.2 büyüyen Türkiye ekonomisi, ikinci çeyrekte yüzde 5.1 büyüme performansı gösterdi. Türkiye ekonomisi ikinci çeyrek performansıyla G20 ülkeleri arasında ise en hızlı büyüyen üçüncü ekonomi oldu. Büyümeye en büyük katkıyı inşaatı da kapsayan “yatırımlar ve ihracat” verdi. Yatırımlar yüzde 5.1’lik büyümeye 2.9 puan katkı yaparken, bu kalemi 1.7 puan katkı ile net ihracat izledi. İkinci çeyrekte yatırımların alt kırılımları incelendiğinde inşaat sektörü yatırımları yüzde 25 büyürken, makine ve teçhizat yatırımları yüzde 8.6 daraldı, ikinci çeyrekte hanehalkları-nın tüketimi azalarak devam etti. Birinci çeyrekte yüzde 3.6 büyüyen özel harcamalar, ikinci çeyrekte yüzde 3.2 artış gösterdi.
GSYH YÜZDE 5.1 ARTI!
Türkiye istatistik Kurumu (TÜÎK), geçen hafta piyasaların merakla beklediği ikinci çeyrek, Nisan-Haziran 2017 Dönemsel Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) verilerini açıkladı. GSYH ikinci çeyrek ilk tahmini, zincirlenmiş hacim endeksi olarak, yılın ikinci çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5.1 arttı. Üretim yöntemiyle GSYH tahmini, yılın ikinci çeyreğinde cari fiyatlarla yüzde 16.3 artarak 734.2 milyar JL oldu. Dolar cinsinden bakıldığında ise ikinci çeyrekte GSYH yüzde 5.9’luk bir küçülmeyle 204 milyar 809 milyon dolar olarak gerçekleşti.
GSYH’yi oluşturan faaliyetler incelendiğinde, 2017 ikinci çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre zincirlenmiş hacim değeri olarak, tarım sektörü yüzde 4.7, sanayi sektörü yüzde 6.3, inşaat sektörü yüzde 6.8 arttı. Ticaret, ulaştırma, konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetlerinin toplamından oluşan hizmetler sektörünün katma değeri ise yüzde 5.7 artış gösterdi.
İHRACAT VE İNŞAAT
Yılın ikinci çeyreğinde büyümeye en büyük katkı ihracat ve yatırımdan geldi. Hanehalkı tüketimi azalarak devam ederken, devletin harcamaları ise fren yaptı. TÜİK verilerine göre, yerleşik hane-halklarınm ve hanehalkma hizmet eden kar amacı olmayan kuruluşların (HHKOK) toplam nihai tüketim harcamaları, ikinci çeyrekte geçen yılın aynı dönemine göre zincirleme hacim endeksi olarak yüzde 3.2 arttı. Büyümeye katkısı ise 1.9 puan oldu. Özel tüketimde büyümenin detaylarına bakıldığında vergi indirimlerinin etkisiyle ilk çeyrekte yüzde 3.2 büyüyen dayanıklı tüketim malları harcamaları ikinci çeyrekte yüzde 4.8 artış gösterdi.
Devletin nihai tüketim harcamaları, 2017 yılının ikinci çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 4.3 daraldı. Yatırımları ifade eden gayrisafi sabit sermaye oluşumu ise yılın ikinci çeyreğinde büyük bir sıçrama yaparak yüzde 9.5 arttı. Büyümeye 2.9 puan katkı verdi. Yatırımlar 2016’da 1,2, 3 ve 4. çeyreklerde sırasıyla yüzde 6.2,2, 0.3 ve 1.2 oranında artış göstermişti. 2017 yılının ilk çeyreğinde ise yüzde 3 düzeyinde artmıştı. Yatırımların alt kırılımına bakıldığında ilk çeyrekte geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 14 büyüyen inşaat sektörünün ikinci çeyrekte yüzde 25 büyüdüğü görüldü, ilk çeyrekte yüzde 12 gerileyen makine ve teçhizat yatırımları ise ikinci çeyrekte yüzde 8.6 geriledi.
Mal ve hizmet ihracatı, 2017’nin ikinci çeyreğinde zincirleme hacim endeksi olarak yüzde 10.5, ithalatı ise yüzde 2.3 arttı. Birinci çeyrekte büyümeye 2.3 puan olan net ihracat katkısı ikinci çeyrekte 1.7 puan oldu.
KİŞİ BAŞINA MİLLİ GELİR 10 BİN 883 DOLAR
TÜİK ikinci çeyrek verilerini açıklarken 2015 ve 2016 yıllarının çeyrek ve yıl toplamlarına ilişkin GSYH verilerini de güncelledi. 2015 yılına ilişkin revizyon oranlan etkileyecek boyutta olmazken, 2016 yılı verilerinde yapılan güncelleme sonrasında daha önce 2.9 olarak açıklanan yıllık büyüme, zincirlenmiş hacim endeksiyle yüzde 3.2 arttı. Üretim yöntemine göre cari fiyatlarla GSYH, 2016’da bir önceki yıla göre yüzde 11.5 artarak 2 trilyon 608 milyar 526 milyon TL oldu.
TÜÎK tarafından daha önce yüzde 5 olarak açıklanan birinci çeyrek büyümesi ise yüzde 5.2 olarak revize edildi. Kişi başına GSYH 2016 yılında cari fiyatlarla 32 bin 904 TL, dolar cinsinden 10 bin 883 dolar oldu. 2015 yılında kişi başına GSYH cari fiyatlarla 29 bin 899 TL, dolar cinsinden 11 bin 19 dolar düzeyindeydi.
GÜÇLÜ BÜYÜME BEKLENTİSİ
Uzmanlara göre 15 Temmuz darbe girişiminin etkisiyle geçen yıl üçüncü çeyrekte yüzde 0.8 daralan Türkiye ekonomisi, baz etkisiyle 2017 yılının üçüncü çeyreğinde yüksek oranlı büyüme performansı gösterecek. Ekonomi yönetimi ve uzmanlardan gelen açıklamalara göre, yüzde 7 bandında büyüme üçüncü çeyrekte sürpriz olmayacak. Uzmanlar, sanayi üretimi endeksinde mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış verilerle temmuzda bir önceki aya göre yüzde 2.3, takvim etkisinden arındırılmış verilerle geçen yılın aynı ayma göre yüzde 14.5 oranında yaşanan artışı, üçüncü çeyrekte ‘güçlü büyümenin ayak sesleri’ olarak değerlendirdi. Geçen hafta açıklana TÜÎK verilerine göre, temmuzda sanayi ciro endeksi mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış verilerle yüzde 3.4 artarken, takvim etkisinden arındırılmış seriye göre geçen yılın aynı ayma göre yüzde 36 artış gösterdi. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış ana sanayi grupları incelendiğinde, temmuzda bir önceki aya göre en yüksek artış yüzde 9.4 ile dayanıklı tüketim malında gerçekleşti.
Yılın son çeyreğinde, Kredi Garanti Fonu ve sektörel teşviklerin etkisinin azalmasıyla büyümede momentumun yavaşlamasını bekleyen uzmanlar, bu yavaşlamaya rağmen yıllık büyümenin 2017 yılında yüzde 5 ve üzerinde olacağının altını çiziyor. Temmuz ayı sanayi üretimindeki Türkiye’nin yüksek büyüme performansının etkisiyle uluslararası ekonomi kuruluşlarının Türkiye’ye ilişkin büyüme tahminlerini yukarı yönlü güncellemesi, hükümetin Orta Vadeli Program’da (OVP) yüzde 4.4 olan 2017 yılı büyüme tahminini de yukarı yönlü revize etmesi bekleniyor.
MERKEZ BANKASI FAİZE DOKUNMADI
TCMB eylül ayı toplantısında beklendiği gibi faiz oranlarında herhangi bir değişikliğe gitmedi. 14 Eylül’de gerçekleştirilen toplantıda politika faizine dokunmayan Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK), politika faizi olan bir haftalık repo faizini yüzde 8’de, faiz koridorunun üst bandı olan gecelik borç verme faizini yüzde 9.25’te, faiz koridorunun alt bandı olan gecelik borçlanma faizini yüzde 7.25’te, geç likidite penceresi faiz oranım da yüzde 12.25’te sabit bıraktı.
PPK’dan yapılan açıklamada enflasyonun bulunduğu yüksek seviyeler ve çekirdek enflasyon göstergelerine ilişkin gelişmelerin fiyatlama davranışlarına dair risk oluşturduğu belirtilerek, bu çerçevede sıkı para politikası duruşunun korunmasına karar verildiği vurgulandı. Enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruşun sürdürüleceğini kaydeden Kurul, “Enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve enflasyonu etkileyen diğer unsurlardaki gelişmeler yakından izlenerek ihtiyaç duyulması halinde ilave parasal sıkılaştırma yapılabilecektir” ifadelerim kullandı.
SEKİZ ÂYLIK BÜTÇE AÇIĞI 25.2 MİLYAR TL
Maliye Bakanlığı’nın bütçe gerçekleşmeleri raporuna göre ağustosta bütçe 874 milyon TL açık, 4.6 milyar TL faiz dışı fazla verdi. Ağustos ayında bütçe gelirleri geçen yılın aynı ayma göre yüzde 12 artışla 57 milyar TL, bütçe giderleri yüzde 22.4 artışla 57.9 milyar TL olarak gerçekleşti. Bu dönemde vergi gelirleri yüzde 13.1 artışla 51.4 milyar TL oldu. Yılın ilk sekiz ayında bütçe 25.2 milyar TL açık, 13 milyar TL faiz dışı fazla verdi. Bu dönemde bütçe gelirleri yüzde 10.9 oranında artarak 408.7 milyar TL, bütçe giderleri ise yüzde 19.3 oranında artarak 433.8 milyar TL olarak gerçekleşti. Vergi gelirleri ise yüzde 15.2 artışla 343.5 milyar TL oldu.
İŞSİZLİK ORANI YÜZDE 10.2
İşsizlik oranı Mayıs, Haziran ve Temmuz 2017 aylarım kapsayan dönemde değişim göstermedi. TÜlK’in işgücü istatistiklerine göre, Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı haziran döneminde geçen yılın aynı dönemine kıyasla 124 bin kişi artarak 3 milyon 251 bin kişi oldu, işsizlik oranı ve tarım dışı işsizlik oranı ise değişim göstermeyerek sırasıyla yüzde 10.2 ve yüzde 12.2 olarak tahmin edildi. Genç nüfusta (15-24 yaş) işsizlik oram 1.2 puanlık artış ile yüzde 20.6 olurken,15-64 yaş grubunda bu oran değişim göstermeyerek yüzde 10.4 olarak gerçekleşti. İstihdam edilenlerin sayısı haziran döneminde, geçen yılın aynı dönemine göre 1 milyon 52 bin kişi artarak 28 milyon 703 bin kişi, istihdam oranı ise 0.9 puanlık artış ile yüzde 48 oldu. Bu dönemde, tarım sektöründe çalışan sayısı 180 bin, tarım dışı sektörlerde çalışan sayısı 872 bin kişi arttı. Haziran 2017 döneminde mevsim etkilerinden arındırılmış istihdam oranı bir önceki döneme göre 0.1 puanlık artışla yüzde 46.8 olurken, işsizlik oranı 0.2 puanlık azalışla yüzde 11.1 oldu.
İşgücü haziran döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 1 milyon 176 bin kişi artarak 31 milyon 954 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 1 puan artarak yüzde 53.4 olarak gerçekleşti. İşsizlik ve tarım dışı işsizlik oram haziranda bir önceki aya göre ise değişim göstermedi. İstihdam ve işgücüne katılım oranları sırasıyla 0.3 ve 0.4 puan artış gösterdi. Haziranda herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olmadan çalışanların oranı geçen yılın aynı dönemine göre 0.7 puan artarak yüzde 34.7 oldu.
Prof. Dr. Murat ŞEKER / İstanbul Üniversitesi iktisat Fakültesi Maliye Bölümü Öğretim Üyesi
”Yatırım kaynaklı büyüme umut verici”
İkinci çeyrekte büyümenin kaynağı olarak sabit sermaye yatırımlarındaki artış dikkat çekiyor. Önceki dönemlerde tüketim kaynaklı büyüme göstergeleriyle karşılaşırken, bu dönem yatırımlardaki artıştan kaynaklanan bir büyüme gelecek dönemler için umut verici. Bu artış, Kredi Garanti Fonu başta olmak üzere teşvik ve desteklerin bir yansıması. Öte yandan turizm sektöründeki dönemsel iyileşmeler de büyüme oranını olumlu yönde etkiliyor. Bir başka olumlu gösterge ise ihracatın büyüme üzerindeki yaptığı katkı 2.66 iken, ithalatın etkisinin -0.7 düzeyinde kalması. Bu durum yurtiçi üretimin, ithalata olan bağımlılığının azaldığını göstermekte. Üçüncü çeyrek büyüme oranının, ikinci çeyreğin üstünde gerçekleşeceğini tahmin ediyorum. Büyüme oranının bu düzeylerde sürdürülebilmesi ve daha yüksek oranlara taşınabilmesi için sabit sermaye yatırımlarının artması büyük önem taşıyor. Ancak, büyümede istikrarın sağlanabilmesi için yatırımların içeriği belirleyici oluyor. Bu noktada inşaat sektörü ağırlıklı bir yatırım portföyünün uzun yıllar sürdürülemeyeceğinin altını çizmek gerekir. İstihdam yaratan büyümeyle karşı karşıya değiliz. Büyüme istikrarlı devam ederse istihdama yansır. Cari açık bu düzeyi ile uzun dönemde piyasalar için risk oluşturmuyor. Ancak bütçe ağına dikkat edilmesi gerekiyor.
Prof, Dr. Erdal Tanas KARAGÖL / Yıldırım Beyazıt Üniversitesi SBF İktisat Bölümü Öğretim Üyesi
“Yeni bir hikaye yazmamız gerekiyor”
Türkiye ekonomisinin son iki çeyrekte yüzde 5’in üzerinde bir büyüme patikasına girmesi çok önemli. Ekonomik büyüme, makroekonomik veriler içinde en önemli gösterge. Yeni dönemde yüzde 5’in üzerindeki ekonomik büyümenin sürdürülebilir hale getirilmesi için adımların hızlandırılması çok önemli. Daha çok çabalamamız, yeni bir hikaye yazmamız gerekiyor. Makine ve teçhizat yatırımlarında yaşanan daralma, belli sektörlerde alınan yatırım erteleme kararlarından kaynaklanıyor olabilir. Ancak üçüncü ve daha sonraki çeyrekte makine ve teçhizat yatırımlarında makine ve teçhizat yatırımlarında yaşanan daralmanın, yerini artışa bırakacağını düşünüyorum. Öncü göstergeler ve beklentiler, tüm yatırımcıların erteleme kararlarını değiştirecek durumda.
Bu arada Merkez Bankası yüksek enflasyon nedeniyle temkinli davranıyor. Sıkı para politikası duruşunu koruyan ve ihtiyaç duyulması halinde ilave parasal sıkılaştırma yapılabileceğini yineleyen Merkez Bankası, enflasyon düşme eğilimine girdiğinde faizleri düşürebilir.
Hülya Genç Sertkaya