Türkiye Lojistik Sektörünün 2014 Beklentileri
Hükümetin 500 milyar dolarlık 2023 ihracat hedefinde en kritik rollerden biri lojistik sektörünün olacak. Yaklaşık 80 milyar Euro’luk pazar büyüklüğüne sahip sektörün gündeminde yatırım ve satm almalar var. Ortadoğu ve Türk Cumhuriyetleri’ne yönelik sevkiyatlarda Türkiye’nin en isabetli lojistik merkezi olacağım öngören yabancı şirketlerin, yerli şirket satm alma opsiyonuna ağırlık vermeleri bekleniyor.
Türk ekonomisinin en önemli ayaklarından birini lojistik sektörü oluşturuyor. 2023’te 500 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşılmasında lojistik hayati bir öneme sahip. Bu yüzden önümüzdeki yılların lojistik sektörünün yatınm ve büyüme yılları olacağını söylemek kehanet olmaz.
500 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşmada her sektörün çözüm ortağı durumunda olan lojistik sektörü, 80 milyar doları bulan hacmi ile 2 binin üzerinde irili ufaklı şirkete ev sahipliği yapıyor. Sektör, her ne kadar Avrupa’da yaşanan kriz ve Ortadoğu’daki problemler nedeniyle sıkıntılı günler yaşasa da, yeni pazarlara yönelerek 2013’ü yaklaşık yüzde 10’luk bir büyüme performansıyla geçirdi.
2018 HEDEFLERİ
2014-2018 dönemini kapsayan Onuncu Kalkınma Planı, lojistik ve ulaştırma sektörü için önemli tespit ve hedefler içeriyor. Buna göre, karayolunda 2012 yılı itibariyle bölünmüş yol uzunluğu 20 bin 17 km ve otoyol uzunluğu 2 bin 236 km iken, 2018’de bunların sırasıyla 25 bin 272 km ve 4 bin km olması planlanıyor. Kilometre başına taşınan yolcu sayısı 2012’de 259 milyar kişi iken, 2018’de bu rakamın 321 milyar olması bekleniyor.
Demiryolunda 2012’de konvansi-yonel ana hat uzunluğu 8 bin 770 km iken bunun 2018’de 10 bin 556 km’ye çıkanlması, 2012’de 888 km olan hızlı tren hat uzunluğunun ise 2018’de 2 bin 496 km olması hedefleniyor.
Denizyolunda 2012’de 3,9 milyon TEU olan konteynerlenmiş yük hacmi 2018’de 13,8 milyon TEU’ya, 2012’de 248 milyon ton olarak gerçekleşen yükleme-boşaltma hacmi ise 2018’de 615 milyona çıkarılacak. Havayolunda taşınan yolcu sayısının ise 2018’de 232 milyon kişiye ulaşması bekleniyor.
Lojistik sektörünün önünde ciddi bir büyüme potansiyeli var. Asya ve Avrupa arasındaki ticaretin tam ortasında yer alan Türkiye, stratejik konumunun yanı sıra lojistik altyapısı ve hizmet kalitesindeki gelişmelerle de bölgenin yükselen yıldızı olarak dikkat çekiyor. Tüm bunların sonucunda lojistik sektörü önümüzdeki dönemde en hızlı büyüyecek sektörlerin başında geliyor.
2023’te 500 milyar dolar ihracat yapmak, ihracatımızı 10 yılda yaklaşık olarak 3’e katlamak anlamına geliyor. Bu da lojistik şirketlerinin de büyüme hızlarını 3’e katlaması ve yeni pazarlara daha ekonomik, çevreci, hızlı şekilde servis sunması anlamına geliyor.
2023 Ulaşım ve İletişim Stratejileri çerçevesinde, Lojistik Organize Sanayi Bölgeleri, Serbest Ticaret Bölgeleri, TCDD’nin Lojistik Köyleri ve Ticaret Bakanlığı Lojistik Merkezleri gibi yeni lojistik alanların bazı teşvikler ile hükümet tarafından destekleneceği açıklanmıştı. Bu alanların gelişimine paralel olarak, lojistik tesislerinin kalitesinin artması ve orta vadede pazara yeni arzın giriş yapması bekleniyor.
DENİZ VE RAYDA ATAK
Danışmanlık şirketi Jones Lang LaSalle tarafından yapılan araştırmaya göre, 2023’te demiryolu ulaşımının payı yüzde 15’e, denizyolu ulaşımının payı ise yüzde 2,7’den yüzde 10’a çıkacak. Ulaşım ve lojistik altyapının geliştirilmesinin yatırım değerinin ise 2023 yılı itibariyle 212 milyar dolar olacağı tahmin ediliyor. Bu bütçenin yüzde 60’mın kamu, yüzde 30’unun özel sektör-kamu ortaklığı ve yüzde 10’unun özel sektör tarafından karşılanacağı öngörülüyor.
Zaten 2014-2018 dönemini kapsayan Onuncu Kalkınma Planı’nda kombine taşımacılığa özel vurgu da yapılmış durumda. Buna göre demiryolu, denizyolu ve havayolu taşıma türleri arasında uyum daha da geliştirilecek. Plana göre, lojistik merkez ve yatırımları ülke genelinde planlanacak ve lojistik yatırımlarında bölgesel potansiyel ve ihtiyaçlar dikkate alınacak.
YABANCILARIN İLGİSİ ARTACAK
Alışan Lojistik Yönetim Kumlu Başkan Yardımcısı Damla Alışan, 2014’te demiryolu taşımacılığının öneminin artacağını söylerken, “Ortadoğu ve Türk Cumhuriyetleri’ne yönelik sevkiyatlarda Türkiye’nin en isabetli lojistik merkezi olacağını öngören yabancı şirketler yerli şirket satın alma opsiyonuna ağırlık verecekler” yorumunda bulunuyor.
Benzer bir yorumu TLS Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Altuğ Hacıa-lioğlu da yapıyor ve “Türk lojistik sektörüne yabancı şirket ve yatırımcıların ilgisi 2014’te de artarak sürecektir” diyor.
DHL Suply Chain Genel Müdürü Hakan Kırımlı ise lojistik sektörünün irili ufaklı çok sayıda şirketin faaliyet gösterdiği karmaşık ve kurumsallaşmanın zor olduğu bir sektör olduğunu söylerken, 2014 ve sonrasında konsolidasyonun kaçınılmaz olduğunu dile getiriyor.
Lojistik sektörünün gündeminde şu anda iki önemli madde var. Bunlardan biri Marmaray Projesi, diğer ise demiryolunun serbestleşmesi… Marmaray tamamlandığında Avrupa ile Asya arasında yük trafiği katlanarak artacak. Üstelik sadece Türkiye değil, Kafkaslar ve Ortadoğu ülkeleri de bu sisteme dahil olacak.
İşte bunun farkında olan şirketler de bu doğrultuda çalışmalarına devam ediyor. Örneğin Arkas, Anadolu Projesi kapsamında Marmaray ile bağlantılı bir şekilde ‘kara limanları’oluşturmaya başladı.
İzmit-Kartepe, Mersin-Yenice, Bilecik-Bozüyük ile Konya, Ankara ve Gaziantep’te kurulacak terminaller bir nevi kara limanı işlevi üstlenecek.
Diğer konu ise demiryolunun serbestleşmesi. Malum Türkiye’de taşımacılık ağırlıklı olarak halen karayolu ile yapılıyor. Bu yüzden demiryolunun serbestleşmesi sektör açısından oldukça önemli bir konu olarak duruyor. Geçen yıl TBMM’den geçen Serbestleşme Kanunu’nun ardından birçok şirketin özel tren işletmeciliğine başlaması ve lokomotif yatırımı yapması bekleniyor.