Türkiye Serum Pazarı
Türkiye’de yılda yaklaşık 150 milyon litre serum tüketiliyor. Pazarın büyüklüğü yaklaşık 150 milyon TL düzeyinde. Gribal enfeksiyonlar ve bunlara bağlı birçok hastalık nedeniyle her dönem serum ihtiyacı artıyor.
HASTANELERDE uygulanan acil servislerin yönetmeliği değişti. Yeni düzenlemeyle hastalar acil servislerde mesai saatleri dışında poliklinik veya vardiyalı polikliniği adı altında saat 23.00’e kadar tedavi edilebilecek. Tüm bunlar olurken bahar aylarına girmemize rağmen hala çok ciddi bir grip salgını var. Geçmiş yıllardan farklı olarak bu yıl grip çok ağır seyrediyor. Hal böyle olunca serum desteği veriliyor. Bir süredir piyasada serum sıkıntısı olduğu konuşulur oldu. Bu haberin doğru olup olmadığım araştırdık ve serum pazarında hangi firmaların etkin olduğuna baktık.
Türkiye serum ihtiyacını son yıllarda tamamen kendi üretimiyle karşılıyor. Serum talebini kamu ihaleleriyle karşılayan beş firma pazarı domine ediyor. Türkiye’de serum kullanımı yıllık yaklaşık 150 milyon ünite düzeyinde.
Serum üretimi yapan firmalar pazardaki ihtiyacı karşıladıklarını ve fazlasını ihraç ettiklerini belirtiyor.
Öte yandan hastaneler serum alımlarını yıllık planlamalarla yapıyor. Serumun adetsel olarak satış fiyatı toplu ihalelerde 1 TL’ye gelirken, eczaneden aldığınızda iğne ve ekipmanlarıyla birlikte 10 TL’yi buluyor.
Serum piyasasında hangi firmaların olduğuna ve ne kadarlık üretim yaptıklarina gelince. Şu anda kendilerine ulaşan serumun yetmediğine dair bir veri olmadığını belirten firmalar son dönemlerde yaptıkları yatırımlarla kapasitelerini artırıp gelecek yıllarda ihracatlarını artırmayı hedefliyorlar.
“SERUM İHTİYACI ARTIYOR”
1986 yılında kurulan Polifarma İlaç 1996’dan beri serum üretimi yapıyor. Yıllık 180 milyon adet serum üretme kapasitesine sahip firma, yüzde 100 yerli sermayeli. Polifarma Satış ve Pazarlama Müdürü Servet Aksu, 2017 itibariyle Türkiye’deki serum ihtiyacının yarısını karşıladıklarını ifade ediyor. Aksu, serum tüketiminin artışı refah seviyesinin artışı ile ilişkilendirildiğini belirten Aksu, Avrupa ve ABD ele alındığında nüfusun üç katma kadar artan bir serum tüketimi olduğunu söylüyor. Aksu, “Hastaların hastanelere erişimi arttıkça serum tüketimi de arttı. Şu an Türkiye’de nüfusa oranla iki katın üzerine çıkan bir serum tüketimi olduğunu öngörüyoruz, bu da yıllık 160-170 milyon ünite serum tüketimine karşılık geliyor. Ekonomik olarak ele aldığımızda tüm yan sanayisi ile birlikte pazarın büyüklüğü 400-450 milyon TL aralığında” diyor. 2011’de 30 milyon dolarlık yatırımla hayata geçirdikleri tesisle iç pazarda ve ihracatta satış hedeflerini artırdıklarını ifade eden Aksu, serumun stratejik bir önemi olduğunu vurguluyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Serum bir hastanenin en temel ihtiyacı, son derece kritik ve olmazsa olmaz bir ürün. Yükte ağır pahada hafif bir ürün. Serum ve ilaçta yerli üretimin her zaman önemli olduğunu düşünüyoruz.”
2017’de cirosunun yüzde 9’unu ihracattan elde eden firma bu oranı 2018’de yüzde 15’e çıkarmayı hedefliyor.
Aksu, “20’nin üzerinde ülkeye ihracat yapıyoruz. Daha fazla ülkede ürünlerimizi ruhsatlandırmak için ciddi efor harcıyoruz. Şu anda sürdürmekte olduğumuz EU-GMP sürecini tamamlayarak Avrupa pazarında yeni ülkeler hedefliyoruz, ayrıca 2018’de Afrika pazarında yeni ülkelere satış yapmayı planlıyoruz” ifadelerini kullanıyor.
EKONOMİSİ 150 MİLYON TL
Pazarı domine eden bir diğer firma olan Koçak Farma, sektöre 2007’de an-tibiyotikli serum üreterek girdi. 2016’da önemli bir satın alma gerçekleştirerek Eczacıbaşı-Baxter firmasının İstanbul Ayazağa’daki serum tesislerini bünyesine katan firma yılda yaklaşık 70 milyon ünite serum üretiyor.
Koçak Farma CEO’su Uzm. Dr. Hakan Koçak, firmanın 2017 cirosunun 750 milyon TL olduğunu belirtiyor. Firma ürünlerini dört kıtada 40’dan fazla ülkeye ih- raç ediyor. Sadece serumun Türkiye’de yaklaşık 150 milyon TL’lik ekonomisi olduğunu belirten Koçak, bu rakamın yan ürünlerle çok daha büyük olduğunu söylüyor. Koçak, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Türkiye’nin serum ihtiyacı yerli üretimle karşılanıyor. Serum ekonomisi yarattığı yan faaliyetlerle birlikte 150 milyon TL’den daha büyük bir ekonomik etkiye sahip.”
Koçak, Türkiye’deki serum ihtiyacının yüzde 70’ini karşıladıklarını ve serum ihtiyacının tamamını karşılayabilecek kapasiteye sahip olduklarını belirtiyor. Serum üretiminin bir ülke için hayati önemde olduğunun altını çizen Koçak, şöyle devam ediyor: “Özellikle savaş ve ekonomik ambargo hallerinde temini halk sağlığı bakımından hayati önem arz ettiğinden, serumun yerli üretimi stratejik bir öneme sahip.”
İHALEDE 1 TL
Çetinkaya İlaç, 2012 yılından bu yana serum ve ampul üretimi yapıyor.
Firma yılda 40 milyon adedi bulan 30 milyon litre serum üretiyor. Bu üretimin yüzde 40’ını ihraç ediyor. Çetinkaya İlaç Genel Müdürü Mahmut Oğul’a gribal enfeksiyonlardan ve kış hastalıklarından dolayı serum tüketiminde mevsimsel artış oluyor mu diye sorduğumuzda, “Biz üretimlerimizi yıllık planlıyoruz, dönemsel yoğunluklar olmuyor” diyor. Ayrıca serum talebi fazla olduğu için yeterince karşılanamıyor iddiasının doğru olmadığını belirtiyor ve sözlerine şöyle devam ediyor:
“Serum üretiminde bir standart var. Türkiye’de serumun yıllık 150 milyon litre talebi olur. 150 milyon litre serum 230 milyon adet yapıyor. Biz de bu kapasitenin yüzde 15’ini tek başımıza karşılayan beş firmadan biriyiz. Serumların kamu ihalelerindeki ortalama satış fiyatı 1 TL’ye tekabül ediyor.”
Serumda ithalatın olmadığını tamamen yerli üretim olduğunu vurgulayan Oğul, iç pazarda üretimlerini standart olarak devam ettireceklerini ancak ihracattaki paylarını artırmayı planladıklarını beliriyor. Ürünün reçeteli olarak satıldığını hatırlatan Oğul, bu sebeple serumun harici kullanımların olamayacağını da belirtiyor.
“ARZ FAZLASI VAR”
Haver Farma İlaç, Türkiye’nin en eski serum üreten fabrikalarından biri. Bugün üretim kapasitesi yıllık 40 milyon adeti bulan firma bu alanda yaklaşık bir asırlık bilgi ve tecrübeye sahip. Türkiye’deki devlet, üniversite ve özel sektör hastanelerine serum satan firma toplam cirosunun yüzde 10’unu ihracattan elde ediyor. Haver Farma İlaç Satış ve Pazarlama Direktörü Hakan İpekçiler, piyasadan gelen serum talebini
rahatlıkla karşılayabildikleri™ belirtiyor. Piyasada serum ihtiyacı olmadığını belirten İpekçiler, “Mevcut üreticileri düşünürsek arz fazlası olduğunu söyleyebiliriz” diyor.
Serumun sağlık sektöründeki önemine değinen İpekçiler, serum üretiminin yerli olmasının toplum sağlığı açısından gerekli olduğunu vurguluyor ve “Ekonomik açıdan da milli servetin ülke içinde kalmasını önemsiyoruz” diyor.
SERUM SIKINTISI
Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Alper Gök-bulut, serum talebinin arttığı ve yeterli serum bulunamadığına dair herhangi bir veri olmadığını vurguluyor. Gök-bulut, “Hastaneler belli dönemlerde ihtiyaçlarını kendi üretim merkezlerinden ya da ihale yoluyla özel sektörden temin ediyor. Stok kontrolü yapılıp, gerekli alım geçekleştirildiğinden böyle bir sıkıntı olması düşük ihtimal” diyor. Serumun kontrollü bir şekilde gerektiği kadar kullanılmasının önemli olduğunu vurgulayan Gökbulut, vücudun gereksinimi olan vitamin ve mineraller için en doğru yolun doğru ve dengeli beslenme ile temin edilmesi olduğunu söylüyor. Gökbulut, sözlerine şöyle devam ediyor:
“Hekim tavsiyesiyle vücutta eksik olan maddeler serum yoluyla verilebilir. Eğer hastanın kronik bir rahatsızlığı varsa ve evde tedavi görüyorsa, bu tip durumlarda serum eczanelerdetemin edilip kullanılabilir. Böyle bir zorunluluk varsa, uzman kontrolünde, bilinçli bir şekilde damar yolu açılarak kullanımı önemli.”
Temel serum çeşitleri
1. Temel solüsyonlar
2. Çoklu elektrolit solüsyonları
3. Plazma hacim tamamlayıcı solüsyonlar
4. Premiks ürünler
5. İrrigasyon solüsyonlar
EDA GEZMEK