Türkiyede megayat ve süperyat üretimi
TÜRKİYE’NİN “yerli ve milli” olma konusundaki çalışmaları, 2023 ve 2050 hedefleri ile biçimlendi ve hızla yol almaya başladı. Bu alandaki en büyük desteği devletten gören Türk firmaları, verilen teşviklerle üretim güçlerini ileri taşımak için çalışıyor. Yerli üretim konusunda sürekli gelişim gösteren ve koşar adımlarla büyüyen denizcilik sektörü hızlı gelişim gösteren alanların başında geliyor. Yat ve tekne imalat sanayi katma değeri yüksek bir sektör; istihdam oranı ve ihracatı da yüksek. Denizcilik sektörü, 2017’de gemi ve yat ihracatında çok başarılı bir dönem yaşadı.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, gemi ve yat sektörü, 2016’nm Ocak ve Ağustos döneminde 449 milyon 434 bin dolar, 2017’nin aynı döneminde ise 903 milyon 961 bin dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Sektör yüzde 100.9’luk ihracat artışına imza attı. Gemi, Yat ve Hizmetleri İhracatçıları Birliği’nin (1İB) 2017 yılsonu ihracat rakamı ise 1 milyar 360 milyon dolar düzeyinde. 2017’nin ilk sekiz aylık döneminde İstanbul’dan 628 milyon 650 bin dolarlık gemi ve yat ihracatı gerçekleştirildi. İstanbul’u 190 milyon 340.1 bin dolarla Yalova, 43 milyon 424.9 bin dolarla İzmir, 19 milyon 723.3 bin dolarla Kocaeli izledi. Sektörün en çok ihracat yaptığı ülkeler ise sırasıyla Malta, Norveç, İzlanda, Marshall Adaları, Ingiltere, Kanada, Liberya ve Hollanda.
LİSTELERDE HEP TÜRKİYE VAR
Yerli yat ve tekne firmaları Avrupa’da kendini kanıtlayarak prestijli ödüllerin sahibi oldular. Dünyanın en büyük 30 yelkenlisini üretenler arasına girmeyi başaran firmalar, iç ve dış tasarımlarıyla çok iddialılar. Daha çok Avrupa pazarına yönelik üretim gerçekleştiren firmalar, dolar ve euro’nun alıcıyı etkilememesinden dolayı siparişlerde sorun yaşamadıklarını söylüyor. Türkiye’de üretilen yat ve tekneler Avrupa’ya göre daha uygun fiyatlara mal oluyor. Bu nedenle Türkiye’nin yat ve tekne pazarında şansı yüksek. Para Dergisi olarak, yerli yat ve tekne firmalarının başarı hikayelerini, pazardaki gelişmeleri, 2018’de denize inecek tekne ve yat projelerini inceledik…
EGE YAT
Ege Yat, 1976 yılından bu yana yat sektöründe faaliyet gösteren en büyük yerli yat imalatçılarından. Firma, Bodrum ve Antalya Serbest Bölge’de bulunan tersaneleri ile her türlü yat ve deniz araçlarına çekek, bakım ve onarım hizmeti veriyor. “1979 yılında yaptığımız ilk tekne, 16 metre boyunda bir tirhandil modeliydi” diyen Ege Yat’ın sahibi Sinan Özer, o yıllarda Bodrum’un en büyük teknelerinden birini inşa ettiklerini söylüyor. Özer, turizmde yaşanan sorunları ve firmanın başarıları hakkında ise şunları söylüyor:
“Turizmin iyi gittiği dönemde, Akdeniz’in en büyük tekne ve yat filosuyduk. Türkiye’de turizm gerilemeye başlayınca tersane kısmına ağırlık verdik. Şu ana kadar 50’nin üzerinde tekne imal ettik ve bunları dünyanın dört bir yanma sattık. Dünya megayat sektörünün en prestijli dergilerinde başarılarımızla yer alıyoruz. “The Süper Yachting Index”de yayınlanan dünyanın en büyük 30 yelkenlisinden birisini yaptık. Bu sıralamada, 57 metrelik Montigne modeli 19., 50 metre boyundaki Galileo yelkenlisi 28. oldu. Ayrıca Boat Exclusive dergisinin yayınladığı “2017 Top 200 Sailing Yachts” listesinde de Montigne 31. sırada yer aldı.” Ege Yacht’ın 2015 yılında imal ettiği 34 metrelik Olde Salt isimli yatı “International Yacht&Aviation Awards” yarışmasında, 30-40 metre kategorisinde dünya birincisi olmuş, World Superyacht Awards’da da ilk yediye girerek finale kalmış. Firmanın, bu sene içerisinde iki büyük projesi var. En büyük projelerinden biri 66 metre uzunluğundaki ve 1200 ton ağırlığındaki motoryat. Suudi Arabistan kökenli bir müşteriye yapılan motoryatın önümüzdeki iki sene içerisinde suya indirilmesi planlanıyor. Diğeri ise, iki adet 26.8 metrelik motoryat projesi, iki yıldan daha önce denize indirilmesi planlanan motoryatların biri Türk alıcı için üretilirken, diğeri Avustralya’ya ihraç edilecek.
Ege Yat’ın müşterilerinin çoğu Avrupa’dan. Özer, sektör hakkında şunları söylüyor: “Denizcilik sektörünün çok etkilendiği 2008 krizinden sonra Batı bölgesi kendini çok iyi toparladı. Bunun sebebi ise devlet ile sektörün ortak politikalar belirlemesi. Biz Türkiye olarak maalesef bu tür politikaları belirleyemiyoruz. Sektör kuruluşlarının, devletin ve denizcilik camiasının yeni adımlar atması gerekiyor.”
Firmanın ürettiği teknelerin fiyatları alıcılar açıklanmasını istemediği için gizli tutuluyor. Her teknenin ayrı bir değeri olduğunu söyleyen Özer, Hollanda kalitesinde ama onların üçte bir fiyatına tekne ürettiklerini söylüyor. Özer, “2018 yılında tersanelerimizin yeni sipariş almaya başlayacağını umut ediyorum. Türkiye’nin batısındaki ülkelerde bulunan tersaneler tam kapasite çalışıyor, şimdi sıra bizde” diyor.
MENGİ YAY YATÇILIK
Mengi Yay, 1964 yılından bu yana faaliyet gösteren Türkiye’nin en köklü yerli yatçılık firmalarından birisi. Ramazan Mengi tarafından İstanbul Ayvansaray’da küçük bir atölyede kurulan firma, şimdilerde dünyaya adını duyuran megayat, motoryat, travvler ve yelkenlilerin üretimini gerçekleştiriyor. Firmanın Tuzla Nuh Sanayi Sitesi Kooperatifinde yer alan tersanesinde, 80 metre megayat yapabilecek kapasitesi var.
Firmanın kurucusu Ramazan Mengi’nin büyük oğlu Hüseyin Mengi, çırak olarak babasının yanmda mesleğe adım atmış. Modern yatçılığa, 1986 yılında 18 metre boyunda bir guletin denize indirilmesiyle giren firma, 2011’de “Altın Çıpa Başarı Ödülü”nün sahibi olmuş. Sonrasında bu başarıların devamı gelmiş ve 2012-2015 yıllarında İstanbul İhracatçılar Birliği’nden (IİB), Türkiye üçüncülüğü, 2016’da ise dördüncülüğü elde etmiş. 2017’de Venedik’te düzenlenen dünyanın en prestijli ödüllerinden “Yacth and Aviation Awards”da 45 metre boyundaki Aquarius isimli teknesi ile iç ve dış tasarım olmak üzere iki ödülün sahibi olmuş.
“2017’de aldığımız ödül bizim için çok değerliydi” diyen Mengi, denizcilik sektörünü şöyle değerlendiriyor: “2016 ve 2017 yılında yaşanan olaylar, sektörümüzü diğer sektörlerden daha fazla etkiledi. Çünkü bizim işimiz müşterinin keyif alarak düşüneceği bir sektör. Canı sıkkın olan müşteri yat yaptırmaktan, tasarımını değiştirmekten ve tekne almaktan anında vazgeçebiliyor. Türkiye’de yat imalatçısını destekleyen projeler maalesef çok az. Bu nedenle Türkiye’deki müşterilerimize tekne yapma şansımız azaldı.”
Firmanın sipariş aldığı tekneler 1.5-2 yıl arasında teslim ediyor. Bu yıl denize iki yat indirecek. 40 metre boyunda olan yat bir İsrailli, 12 metre boyundaki ise bir Türk için imal ediliyor. Mengi Yay’ın ürettiği yatlar genel itibariyle 40 metre ve üzeri oluyor. 44 metrelik yeni bir yatın inşasına başladıklarını söyleyen Mengi, bu yatın özelliklerini şöyle anlatıyor:
“Virtus (VYD) adında 44 metrelik yatın inşasına başladık. Teknenin arka kısmında beach alanı mevcut. Yan tarafında bot garajı mevcut. Altı kabini var. Okyanusu geçebilecek kabiliyete sahip ve uluslararası tüm sertifikaları bulunuyor. Yatın alt kısmı çelik, üst kısmı ise alüminyumdan yapılıyor. Tasarımcısı İtalyan, mühendisler ise Türk ve Hollandalı Yatın fiyatı ise 18 milyon 500 bin euro. Yurtdışında bu tip modellerin fiyatları 22 milyon TL’den başlıyor.”
NUMARINE
Türkiye’nin en büyük tekne ve yat üreticilerinden biri olan Nu-marine, 2002 yılında kurulmuş. Üretimine Gebze Plastikçiler Organize Sanayi Bölgesi’nde devam ediyor. Çocukluğu teknelerde geçen ve bu tutkusunu iş hayatına taşıyan Numarine firmasının sahibi Ömer Malaz, aile şirketleri olan Malazlar Kibrit’ten ayrılarak kendi işini kurmuş. Firma üç seride 11 model tekne üretiyor. 2016 yılında, Flybridge ve Hard top (HTS) modellerinin yanma Explorer (XP) serisini de eklemiş. XP kategorideki 26,32 ve 45 metrelik projeleri ile güçlü bir ivme yakalamış. “2018’de toplam yedi tekne teslim edeceğiz” diyen Malaz, ABD ve Mısır’a iki adet 32 XP, Türkiye, Rusya, Avrupa ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne toplam dört adet 26 XP ve ABD’ye bir adet 78 HTS modelinde yat yaptıklarını söylüyor. Malaz sözlerini şöyle sürdürüyor: “Üretimimizin yüzde 80’ini ihraç ediyo-ruz. Türkiye son beş senedir, 30 metre ve üzeri yat üretimi konusunda dünyada üçüncü sırada yer alıyor. Türk markaları yurtdışında ilgi görürken, Türkiye’de hala yabancı markalar öncelikli olarak tercih ediliyor.”
Her yıl 20 metre ve üzeri 31 Türk teknesinin yurtdışına ihraç edildiğini, bu boyda seri Ömer Ma’aZ üretim yapabilen iki firma olduğuna dikkat çeken Malaz, “Seri üretim yapan firmaların sayısı ne kadar artarsa, Türk markalarının adı da dünyada o kadar iyi duyulacaktır. Üretim kalitemiz çok yükseldi. Esinlenmek yerine, esinlenilen tekneler üretiyoruz” diyor.
Firma, ilgi gören XP serisi için yeni projeler üretmeye devam ediyor. 26, 32 ve 45 modelleri bulunan seride, başlangıç için daha küçük bir tekne üretimi için çalışıyor.
ALEN YACHT
Temelleri 2007’de atılan Al en Yacht firması kurulduğu günden bu yana 53 tekne teslimi yapmış; sekizini Türkiye’ye diğerlerini ise Avrupa’ya üretmiş. Firma, Fransa’da okurken hobisini işe dönüştüren ve 15 yıldır marin sektöründe faaliyet gösteren Alp Özcan tarafından kurulmuş. Firmanın ABD, Karayipler, Ortadoğu ve Rusya’dan müşterileri var. Markanın boyutları 13.70 ile 21.80 (45ft-70ft) arasında değişen Alen 45,55, 68 ve 70 olmak üzere toplam i dört modeli mevcut. Firmanın Güneydoğu papözcan Fransa’da St. Tropez’de satış ofisi ve tersanesi var. 2 bin metrekarelik tersanede hem kendi teknelerini üretiyor hem de farklı teknelerin bakım ve onarımım gerçekleştiriyor. Türkiye’de ise 5 bin metrekarelik üretim tesislerinin yer aldığı Tuzla Aydınlı Fabrikası’nda üretim yapıyor. 15’i idari olmak üzere toplam 60 kişilik bir ekibi mevcut. “Ürünün fonksiyonel ve benzersiz olması, alıcının ihtiyaç ve isteklerini karşılaması, kişiye özel üretimin vazgeçilmez kuralıdır” diyen Özcan, teknelerin sudaki testlerini yapabilmesi için havuzlarının bulunduğunu söylüyor. Özcan tasarım ve üretim aşaması hakkında ise şunları anlatıyor:
“İlk yıllarda daha çok klasik tekneler üretiyorduk. Zamanla tasarımlarımızı geliştirdik, teknelerde kendine özgü bir tarz yarattık. Kompozit tekne üretiminde en gelişmiş teknolojilerden olan infuz-yon teknolojisini kullanıyoruz. Üretimin yüzde 90’nı kendi bünyemizde gerçekleşiyor. Sadece krom ve döşeme işleri için dışardan hizmet alıyoruz.”
Alen Yacht’m tüm modelleri 2-3 günlük seyir yapmaya elverişli teknelerden oluşuyor. “Piyasadaki 17 metrelik bir teknede üç kabin olurken bizim teknelerimizde iki kabin yer alıyor” diyen Özcan, Türkiye’de çok fazla müşterilerinin olmadığını Fransa, İspanya, İtalya, Hollanda, Rusya, Amerika, Karayipler, Lübnan, Ürdün, Dubai gibi ülkelerdeki meraklılar tarafından tercih edildiklerini söylüyor. Firmanın bu yılsonu suya indireceği yedi teknesi bulunuyor.
TEZMARİN
TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK DİSTRİBÜTÖRÜ
Türkiye’nin en büyük yat distribütörlerinden Tezmarin, 1996’da kurulmuş. 22 sene boyunca 3 binden fazla yat satışı gerçekleştiren firma, dört satış ve dokuz servis noktası ile Akdeniz, Ege ve Marmara’da bulunan müşterilerine hizmet sunuyor. “Pazarın yaklaşık 30’una sahip olduğumuzu tahmin ediyoruz” diyen Tezmarin CEO’su Ralf Tezman, Türkiye’nin tüm sahillerinde satış sonrası hizmet sunduklarını söylüyor. Tezman, alıcıların tercih ettiği modeller hakkında şu bilgileri veriyor: “Türkiye’de, kullanım kolaylığı ve konforu nedeniyle motorlu tekneler daha çok rağbet görüyor. Denizi iyi bilenler ve denizcilik keyfini yaşamak isteyenler ise yelkenli tekneleri tercih ediyor. Son yıllarda ise daha geniş mekanları sevenlerin tercih ettiği katamaranlar ön plana çıkıyor.” Tezmarin’in distribütörlüğünü yaptığı toplam dokuz marka var. Bunlar, Beneteau, Monte Carlo Yacht, Lagoon, CNB, Four Winns, Glastron, Wellcraft, Pirelli, Tiwal. 130 yıllık bir marka olan Beneteau Group’un Türkiye’deki ayağı olduklarını söyleyen Tezman, markanın teknolojik, yeniliklere açık ve çok fonksiyonel özelliklere sahip yatlarının olduğunu söylüyor.
SAN BOAT BY MURSAN
1979 yılında kurulan ve halen Bursa’da üretimine devam eden San Boat by Mursan, ağırlıklı olarak motoryat, sürat teknesi ve sandal üretimi gerçekleştiriyor. Firma 2000’li yılların başından beri 7 metre ve üzeri motoıyatlar üretiyor. San Boat by Mursan’ın sahibi Okan Oğuztürk, şirketin dedesi, amcası ve babası tarafından kurulduğunu söylüyor. Firmanın 11 tekne modeli var. Motoryat sınıfında 7 ila 12 metre aralığında tekneler üretiyor. “7 metre ve üzeri teknelerimizde iddialıyız” diyen Oğuztürk, hem iç piyasaya hem de Avrupa’ya ihracat yaptıklarını söylüyor. Firma, sipariş üzerine değil, seri üretim şeklinde çalışıyor. Başta İtalya, İngiltere, Almanya, Malta, Yunanistan olmak üzere tekne ihracatı gerçekleştiren firma, 14 farklı ülkeye satış yapıyor. Oğuztürk, 2018 projeleri hakkında ise şunları söylüyor: “2018’de 12.35 metrelik bir tekne projemiz var. Şu ana kadar üretimini gerçekleştirdiğimiz en büyük tekne modeli olacak. Tekneyi yaz başında suya indirmeyi planlıyoruz. Sonrasında seri üretime geçeceğiz. Ayrıca mevcut modellerimizde fonksiyonel yenilikler gerçekleştirdik. 2018’in denizcilik adına daha verimli geçeceğine inanıyorum.“
Firmanın ürettiği 7.05 metrelik teknenin motoru ve fonksiyonel özellikleri ile beraber toplam fiyatı, 35 bin euro civarında. Model, 5-6 kişilik bir ailenin İstanbul Boğazı’nda kolayca kullanabileceği pratik bir başlangıç teknesi. 9.80 metrelik teknenin fiyatı ise 75 bin euro, 11.95 metrelik modelin fiyatı ise 155 bin euro’ya çıkıyor. Mayıs ayında suya inecek olan 12.35 metrelik teknenin ise fiyatı şu an için belli değil.
LUPA YACHTS
Lupa Yachts 2015’te, yat tasarımcısı ve Maltepe Üniversitesi’ndeki, dünyanın ilk gemi ve yat tasarımı lisans programının kurucu başkanı Yrd. Doç. Dr. Mehmet Aziz Göksel ile işletme yöneticisi ve serbest girişimci Ahmet Çağlar tarafından kurulmuş. Firmanın CR 21, CR 29 ve CR 38 olmak üzere toplam üç modeli mevcut. Teknelerin boyları 6.40 ile 11.42 arasında değişiyor. Firma, ilk üretimi olan CR 29’u 2017 yılında gerçekleştirmiş.
“Firmamız Avrupa pazarına yönelik üretimler gerçekleştiriyor” diyen Göksel, firmanın uzman olduğu modelin ise “Open Cruiser” olduğunu söylüyor.
Firma, yabancı sermayeyle yatırım ortaklığına açık. Türkiye’de rekabetçi ve kaliteli bir tekne pazarının oluşmadığını söyleyen Göksel, bu durumun yat endüstrisinde krizlere yol açabileceğinin altını çiziyor. Denizcilik sektörü hakkında ise şunları söylüyor:
“Türkiye yat üretimi sektörü süperyat ve megayat modellerine göre şekilleniyor. Gerçek bir yat endüstrisine sahip olmak için, ham madde, tasarım ve düşük maliyetli işgücü ile Avrupa ve ABD standardında üretim yapan küçük tekne markalarına sahip olmamız gerekiyor. Denizcilik sektörü ancak bu yolla gelecek vadedebilir.”
BARBAROS TEKNECİLİK
Barbaros Teknecilik 1957 yılında Mehmet Şişman tarafından İstanbul Ayvansaray’da kurulmuş. 1985’te Tuzla’ya taşman firmanın şirketleşme yılı ise 1994. Halen Mustafa Şişman ve kardeşi Ali Şişman tarafından yönetilen şirket 2 ile 25 metre arasında tekneler üretiyor. “1994 yılında Hollanda ile ihracata başladık” diyen Barbaros Teknecilik sahibi Mustafa Şişman, şimdiye kadar 10’un üzerinde ülkeye ihracat gerçekleştirdiklerini söylüyor. Firmada, kamaralı, açık, yelkenli, özel üretim ve ahşap gibi bir-pV çok model var. Bunun yanı sıra tekne üretim malzemelerinin satışını da gerçekleştiriyor. Şiş-man, firma ve denizcilik sektörü hakkında şunları söylüyor:
“Tekne modellerimiz hem yurtiçi hem de yurtdışına hitap ediyor. Bunun başlıca sebebi, el yapımı imalatın kaliteli olması ve değer görmesi. Satışlarımızın istenilen seviyede olduğunu söylemek mümkün değil. Türkiye’de tekne üretimi el işçiliğine dayanıyor. Ülkemizde yetişmiş usta ve sanatkarlarımız, sektörümüz ve ülkemiz adına büyük avantaj sağlıyor. Ülkemizdeki işçilik maliyeti de dünyadaki işçilik maliyetlerine göre ucuz.”
MERCAN TEKNE
20Q5’te kurulan Mercan Tekne, kendi tekne dizaynını ve modellerini üreten yerli bir firma. Ürünlerini hem yurtiçinde hem de yurt-dışında satışa sunan firma, yılda 70-80 adet 5 ve 14 metre arasında tekne üretimi gerçekleştiriyor. Modeller arasında gezi, yolcu, balıkçı, dalış tekneleri ve özel üretim tekneler yer alıyor. Teknelerin yüzde 73 yurtdışına, yüzde 27’sinin ise yurtiçi-ne satıldığını söyleyen firmanın sahibi Hüseyin Akduman, özellikle su sporları, dalış, sportif, yolcu taşıma ve gezi teknelerinde uzmanlaştıklarını belirtiyor. Akduman, gelecek yıllara dair plan ve projeleri hakkında ise şunları söylüyor:
“Yeni ürettiğimiz modellerimizi her yıl fuarlarda tanıtıyoruz. Satış sonrası hizmete önem durnan veriyor ve müşterimiz nerede olursa olsun müdahale ediyoruz. Halen 130 yat üreticisinin faaliyet göstereceği yat üretim merkezi projesi olan Aliağa Çaltılıdere’ye yatırımlarımız devam ediyor.” imalatçı firmalara yönelik teşviklerin artırılması ve denize yakın bölgelerin denizcilik firmalarına tahsis edilmesi konusunda destek beklediklerini söyleyen Akduman, sektördeki en büyük sorunun, fiber tekne imalatı yapan firmaların teknik eleman bulamaması olduğunu vurguluyor. Akduman, Türkiye’nin tekne üretimi piyasası için ise, “Ülkemizdeki işçilik saat ücreti diğer ülkelere göre daha uygun. Ancak teknolojinin hayatımıza girmesiyle, üretimdeki insan gücü her geçen gün azalıyor. Türkiye’de gelecek yıllarda, yat imalatı yapmanın maliyetleri artacaktır” diyor.
NAUTA MARİN
Akersan Denizcilik’in yeni markası olan Nauta Marin, gezi, balıkçılık ve hobi amaçlı tekne imalatı gerçekleştiren yeni firmalardan. Firmanın fabrikası Gebze Şekerpınar’da. 1500 metrekare alan üzerine kurulu olan üretim tesisinde toplam 27 kişi çalışıyor. 22 yıldan bu yana Akersan Denizcilik olarak sektörde faaliyet gösteren firma, 2016’dan sonra tekne tasarımlarına yoğunlaşmış. Firmada hemen herkesin bütçesine uygun tekne bulmak mümkün. Üretilen teknelerin boyutları 2.50’den başlıyor 8.70 metreye kadar çıkıyor. Nauta modellerinin üretiminde kullanılan vakum infüzyon ve RTM (çift kalıp) teknolojisi sayesinde, tekneler hem hafif hem de dayanıklı.
“Teknelerimizin fiyatları 1.750 TL ile 175 bin TL arasında değişiyor” diyen Nauta Marin Sahibi Rasim Akcal, bünyelerinde 11 çeşit tekne modeli olduğunu söylüyor. Akcal, 2018 projeleri ve hedefleri hakkında ise şunları söylüyor: “Nauta tekneleri, zevkli tasarım, güçlü teknoloji ve üstün kaliteli üretim birlikteliğinden ortaya çıkan modellerden oluşuyor. Daha çok iç pazardan sipariş alıyoruz. 2018 yılında yeni tekne modelleri ve karavan projemiz olacak.”
Orhan TORLAK / Gemi İnşa Sanayicileri Birliği (GİSBİR) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı
“Siparişleri engellemeye çalışıyorlar”
Türkiye, megayat üretimi konusunda dünyada üçüncü sırada yer alıyor. Son yıllarda yaşadığımız siyasi sorunlardan dolayı, bazı ülke zenginleri Türkiye’de yat yaptırma konusunda tedirginlik yaşadı. Yat üretimleri 2-3 yıllık bir süreyi kapsadığı için, alıcılar endişeli oldukları için projelerinden vazgeçti. Megayat üretimi konusunda iyiyiz fakat küçük ve orta boy teknelerde AvrupalI markalarla rekabet edemiyoruz. Avrupa ülkeleri bu tip teknelerde seri üretiyor. Bilinen markalar yılda 2-3 bin adet tekne üretimi yapıyor.
Bunun yanı sıra ülkelerinden çeşitli teşvik ve destek alıyorlar. Türkiye’de üretilen yerli teknelerin maliyetleri Avrupa’ya göre düşük olsa da biz bu konuda onlarla rekabet edemiyoruz.
Ama megayat üretimi ve özel yat siparişi konusunda kimse bizimle yarışamıyor. AvrupalIlar, bizdeki yat kalitesini ve fiyatını hiçbir ülkede bulamıyorlar. Bu sebeple, rakip ülkeler siyasi konjektürü mazeret kılarak, Türkiye’ye gelecek bir takım yat siparişleri de engellemeye çalışıyor.