Üçüncü çeyrekte büyüme kaç çıkar?
Türkiye istatistik Kurumu (TÜtK), üçüncü çeyrek döneme ilişkin milli gelir verilerini 10 Aralık’ta açıklayacak. Bu dönemde ekonomide yaşanan büyüme ikinci çeyrektekinden çok farklı çıkmayacak gibi görünüyor. Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYÎH) ikinci çeyrekte geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2,1 artış göstermişti. Bu oran üçüncü çeyrekte de yüzde 2-3 arasında çıkacağa benziyor.
Bunu ekonomideki büyümeye ilişkin öncü göstergelerin üçüncü çeyrek dönemdeki gelişmelerine bakarak söylüyoruz. Söz konusu öncü göstergeleri ve bunlara ilişkin değerlendirmelerimizi şöyle özetleyebiliriz:
• Türkiye’de ekonomideki büyümeye ilişkin en önemli öncü göstergeyi sanayi üretimindeki değişim oluşturuyor. Sanayi üretimindeki değişim ile ekonominin genelindeki büyüme arasında önemli bir paralellik var.
Bu durum sanayinin ekonomideki payının dörrte bire yakın olmasından ve de başta ticaret ve ulaştırma olmak üzere diğer sektörlerin faaliyet hacmini de etkilemesinden kaynaklanıyor. Nitekim ikinci çeyrekte sanayi üretimindeki yıllık artış yüzde 5,3’ten yüzde 2,6’ya gerilerken ekonomideki büyüme de yüzde 4,7’den yüzde 2,Te inmişti. Üçüncü çeyrekte sanayi üretimindeki artış biraz yükseldi ve yüzde 3,5 oldu. Bu da söz konusu dönemde ekonominin genelindeki büyümenin de bir miktar yükselmiş olabileceğini düşündürüyor.
TALEPTE ZAYIFLAMA VAR
• Ancak ekonomideki büyümenin bir başka önemli öncü göstergesi olan perakende satışlarda üçüncü çeyrekte toparlanma değil daha da kötüye gidiş yaşandı. Perakende satışlardaki yıllık artış ikinci çeyrekte yüzde 6,8’den yüzde 4,7’ye inmişti. Üçüncü çeyrekte ise bu oran yüzde 1,6’ya kadar geriledi. Bu durum üçüncü çeyrekte iç talebin biraz daha zayıfladığı sinyalini veriyor.
• Üçüncü çeyrekte altın hariç reel ihracatta da ikinci çeyreğe göre zayıflama yaşandı, ikinci çeyrekte yüzde 6,8 olan altın hariç reel ihracattaki yıllık artış üçüncü çeyrekte yüzde 3,7’ye indi. Bu durum üçüncü çeyrekte dış talebin büyümeye katkısının biraz daha azaldığına işaret ediyor.
• Bu arada altın hariç reel ithalatta ise ikinci çeyrekteki yüzde 0,2’lik düşüşten sonra üçüncü çeyrekte yüzde l’lik artış yaşanmış durumda. Ancak bu artış çok düşük ve ekonomideki büyüme açısından pek fazla umut vermiyor.
• Öncü göstergelerimiz arasında yok ama üçüncü çeyrekte tanmdaki kuraklık da büyümeyi olumsuz etkiledi gibi görünüyor. Üçüncü çeyrek birçok tarımsal üründe hasat dönemine denk geliyor. Bu nedenle diğer çeyreklerde ortalama yüzde 7 olan tarımın ekonomideki payı bu dönemde yüzde 15’e kadar çıkıyor. Bu yıl ise kuraklık nedeniyle birçok üründe rekoltenin düşmesi bekleniyor. Bu durum üçüncü çeyrekte büyümeyi biraz aşağı çekmiş olabilir.
• Temel öncü göstergelerdeki ve tarımdaki durumu değerlendirdiğimizde üçüncü çeyrekte ekonomideki büyümenin ikinci çeyrekteki düzeyine yakın çıkacağı sonucuna varıyoruz. Üçüncü çeyrekte büyüme yine yüzde 2-3 arasında kalmış olabilir.
RESESYONDAN KAÇIŞ
Bu arada ikinci çeyrekte mevsimsel düzeltilmiş olarak önceki çeyrek döneme göre yüzde 0,5 küçülen ekonomi üçüncü çeyrekte yeniden pozitif büyümeye geçmiş gibi görünüyor, ikinci çeyrekte sadece yüzde 0,1 olan mevsimsel düzeltilmiş sanayi üretimindeki artışın üçüncü çeyrekte yüzde 1,5’e çıkması yanında, ikinci çeyrekte yüzde 0,6 gerileyen mevsimsel düzeltilmiş perakende satışların üçüncü çeyrekte yüzde 1,4 artması da bu yönde sinyal veriyor. Eğer durum gerçekten böyleyse, Türkiye ekonomisi olası bir resesyonu şimdilik atlatmış olacak. Bilindiği gibi, ekonominin iki çeyrek üst üste küçülmesi resesyon olarak tanımlanıyor.