Ulusal siber güvenlik sistemi kurmalıyız
Saatlerimiz, evlerimiz, arabalarımız akıllanırken, siber güvenlik konusunda ülkece akıllanmamızın ve yerlileşmemizin zamanı çoktan geldi. Siber güvenliğimizi yerli yazılımlarla sağlamak zorundayız…
DÜNYA dijitalleşme yolunda hızla ilerliyor. Siber saldırılar hakkında duyduğumuz haberlere her geçen gün yenisi ekleniyor. Yabancı güvenlik şirketlerinin CEO’ları siber güvenliğin artık milli güvenlik meselesi olarak algılanması gerektiğini söyleyip, devlet kuramlarında “tamamen kuruma özel” güvenlik sistemlefinin kullanılması gerektiğini vurgularken, diğer yandan siber espiyonaj faaliyetlerini yürütmek için anti-virüslerin kullanılabileceği ihtimali tüm ülkeleri korkutuyor.
Peki, bu konuda biz neredeyiz? Yerli siber güvenlik ürünlerinin kamu ve özel sektörde sadece yüzde 3’lük bir payı olduğunu düşündüğümüzde pek de iç açıcı bir noktada olmadığımız aşikâr. Yanlış duymadınız, ülkemizin en kritik kurumlan da dahil olmak üzere siber güvenliğimiz yüzde 97 oranında yabancılara emanet. Gözlerinizi kapatıp şöyle bir hayal ettiğinizde, devlet kuramlarında, vergi dairelerinde, bankalarda, okullarda kısacası ülkemizin her yerinde, yabancı devletlerin polislerini görmek ne kadar rahatsız edici ise, bu durum da o kadar rahatsız edici ve korkutucu.
“ZEMANA KUR, TEMİZLER”
Yok mu bu ülkenin kritik altyapılarını, devlet kuramlarını, bankalarını koruyabilecek şirketler? Aslında var. Bunlardan biride Zemana Bilişim Teknolojileri. Şirketin CEO’su Orhan Akyürek 10 yıllık hikayelerini ve başarılarını anlattığında bir yandan gurur duydum, bir yandan da ülkemiz adına üzüldüm. Türkiye’de siber güvenlik kavramı bilinmezken, ABD’nin en büyük telekom operatörü, üniversiteler ve bankalar ile çalışmışlar. Milyonlarca müşterinin dijital güvenliğini sağlamışlar. İnternette biraz araştırın. İnsanlar, bizim devlet kuramlarımızda da kullandığımız Amerika, İsrail, Almanya, Rus menşeili anti-virüsler başarısız olup da bilgisayarlarım temizleyemeyince, “Zemana’yı kur, temizler” diyorlar.
AKILLANMA ZAMANI
Ülkemizde ise sadece tek bir kuruma satış yapabilmişler. Dev şirketlerden gelen “Şirketinizi satın alalım” taleplerine karşı uzun zaman direnmişler. Velhasıl, olması zor olanı başarıp Türkiye’den bir dünya markası çıkarmışlar. Eminim Zemana gibi, bilmediğimiz bir çok başarı hikayesi daha var. Önemli olan varlıklarını bilmek değil, kıymetlerini bilip bu gibi şirketleri yabancı devlere kaptırmamak.
Saatlerimiz, evlerimiz, arabalarımız akıllanırken, siber güvenlik konusunda ülkece akıllanmamızın ve yerlileşmemizin zamanı sizce de gelmedi mi? Yoksa, büyük bir siber musibete mi ihtiyaç var?
Takdir sizin…
Baybars Altuntaş