Vatandaşlık geliri nedir?
Bir tür sosyal güvenlik sistemidir. “Temel gelir”, “ana gelir garantisi”, “üniversal gelir” olarak da bilinir.
Devletin kamu kurumlarından elde ettiği gelirleri, “vatandaşa kâr payı” olarak dağıtmasıdır. Önceleri piyasa sosyalizminin bir parçası olarak uygulanmaya çalışılmışsa da kapitalist sistemler için de elverişli olduğu ileri sürülmüştür.
İngiliz asıllı Amerikalı felsefeci, aktivist ve siyaset teorisyeni Thomas Paine, “Ziraat Adaleti” adlı çalışmasında “temel geliri”, 1795 yılında gündeme getirmişti. Paine’e göre 50 yaşına gelen her vatandaşa yıllık on sterlin verilmeliydi. Bu hem emeklilik ücreti hem temel gelir kavramlarını karşılayan bir teklifti (10 sterlin, günümüzde bin 200 sterline veya iki bin ABD Doları’na karşılık geliyor).
Temel gelir, 1960 ve 1970’lerde ABD ve Kanada’da, negatif gelir vergisi olarak uygulandı. Buna göre belli bir seviyenin altında ücret/maaş alan çalışanlar, vergi vermek yerine devletten ekstra para alıyordu. 1976’da Alaska’da kısmen başarı sağlandı. 2008’de Almanya’da, bir çocuk bakıcısı olan Susanne Wiest tarafından da önerildi. Wiest, herkese ayda bin euro verilmesi için 52 bin imza topladı. Parlamentonun alt meclisi Bundestag’daki ilgili komisyona, dinlenmesi için davet de edildi. Fakat gerçekleşmesi mümkün olmayacağı gerekçesiyle teklifi reddedildi. Geçen yıl da İspanya’da 185 bin imza toplandı ve teklif meclisin tartışmasına sunuldu. Benzer uygulamalar, Brezilya, Hindistan ve Namibya’da da görüldü. Ancak eleştiriler, şu konularda yoğunlaşıyor:
■ İnsanların çalışma motivasyonlarını ciddi şekilde azaltabilir.
■ Vergilendirme, sosyal güvenlik ve emeklilik sistemlerinin kökten değişmesine neden olabilir.
■ Önü alınamaz bir göçe sebep olur.
■ Gölge (kayıt dışı) ekonominin yükselmesine bahane teşkil eder.
■ Toplumda bireyler arasında eşitsizliği artırır.
■ Böyle bir sistemi finanse etmenin gerçekçi bir yolu bulunamaz.