Verifone POS’un İçini Hizmetle Dolduracak
Ödeme sistemleri şirketi, sadece cihazı satmaya değil bir hizmet bütünü oluşturmaya odaklanıyor.
Yazarkasa olarak bilmen ldasik ödeme kaydedici cihazlarla alışverişlerde kredi kartları için kullanılan POS cihazlarının özelliklerini birleştiren ve teknik özellikleri Gelir İdare Başkanlığı’nca yeniden belirlenen yeni nesil ödeme kaydedici cihazlar (ÖKC) pek çok soru işaretini de beraberinde getirmişti. Düzenlenmesinin yapılması ile birlikte bu alanda faaliyet gösteren teknoloji şirketleri için de zorlu bir dönem başladı. Zira yeni düzenlemeyle birlikte cihazın sahibinin bankalar değil, firmaların kendilerinin olması zorunluluğu getiriliyordu. Bir önceki dönemde bankalara binlerce cihaz satabilen ödeme teknolojisi şirketleri, artık tek tek her bir perakendeciye ya da KOBİ’ye ulaşmak ve onların taleplerini yerine getirmek durumunda kaldı. Elbette bu yeni sistem POS cihazı üreticisi Verifone gibi teknoloji şirketlerinin daha fazla mesai yapması anlamına geliyor. Ancak bugünün değişen dünyasında şirketin iş yükünü artıran bu gelişme ona sınırsız imkanlar da veriyor. Verifone Güney Avrupa, Rusya, Orta Doğu ve Afrika Başkanı Bülent Özayaz, “Bu bizim gibi şirketler için çok büyük bir fırsat. Elbette çok önemli de bir tehdit. Eskisine göre çok daha hızlı büyüyeceğimizi düşünüyoruz. Ama eskisine göre çok daha az uyuyacağız” diyor.
Son dönemde online alışveriş dünyasının daha belirgin şekilde gelişmesi bu alanda iş yapan devlerin oluşmasına neden olurken, perakendenin konvansiyonel devlerinin de yatırımlarını bu yöne kaydırmasına ve pastadan daha büyük pay kapmalarına neden oldu. Ancak IT alanına gerekli yatırımları yapma imkanı olmayan küçük ve orta ölçekli işletmeler için yıkıcı bir sürecin de başlangıcı oldu bu yeni dönem. Müşterisine online ortamda ürün ve fiyat bilgisi verebilen, karşılaştırma imkanı sunan perakende devlerine karşı küçük işletmelerin işi bir hayli zorlaştı. Eski dönemde POS’lar bankaların olduğu için bankalar bu tip hizmetleri sunabiliyordu. Ancak yeni dönemde bankaların bu konuda çok fazla motivasyonunun kaldığını söylemek güç. Bülent Özayaz, “Bankalar bu noktada baştan sona kadar yer alamayacaklarımn farkındalar. Çünkü bankalar çok büyük bir makine ve ürünlerinin standart olması gerekiyor. Her perakendeci için değişik ürün çıkarması çok zor. Bankalar bu özel çözümlere girmek istemiyor” diyor ve devam ediyor: “Yeni yazarkasa düzenlemesi ile dendi ki ‘Cihazlar bankalara değil, perakendecinin kendisine ait olacak.’
Bu Türkiye’de bizim gibi firmaların perakendecilere çözüm üretmesini beraberinde getirdi. Çok özel yazılımlar yapabiliyoruz. Konsolidasyon, raporlama, alternatif ödeme sistemlerini kabul etme gibi… Böyle olunca Türkiye’de daha önce getiremediğimiz teknolojiyi getirmeye başladık.”
Bugün artık bankalar neredeyse bir teknoloji şirketi gibi çalışıyor. Ancak teknoloji şirketlerinden farklı olarak ciddi bir regülasyona tabiler. Bu durum kuşkusuz teknoloji şirketlerine daha geniş bir oyun alanı sağlıyor. Bu alanda en göz önünde olan hizmetlerden biri yemek kartı makinelerinde gerçekleşti. Hatırlanacağı üzere her yemek kartı için ayrı bir cihaz bulunduran işletmeler, aynca kredi kartı ödemeleri için POS cihazı bulunduruyordu. Geliştirilen platformla tüm ödemeler için tek bir cihaz yeterli hale geldi. İşletmeler için geliştirilecek yeni uygulamalar bu platformda çalışabilecek. Bülent Özayaz, “KOBİ’lerde zaten bir platform oluştu. İstediğimiz bir aplikasyonu yükleyebiliyoruz. Yarın öbür gün servisi satıp cihazı vereceğiz. Apple, gelirinin önemli bir kısmını servisten kazanıyor ama hardware platformu olmadığı zaman o yeteneğini kaybediyor. Hardware bizim için de çok önemli ama işimiz sadece hardware değil, toplam çözüm satmak. Verifone küresel çapta beş yıldır bu dönüşümün içinde. Şu anda gelirlerinin yüzde 65’i hardware’den, yüzde 35’i servisten geliyor.”
Bahsi geçen hizmetler kuşkusuz küçük ve orta ölçeldi işletmelerin teknoloji ihtiyaçlarının karşılanmasında önemli bir boşluğu dolduracak. Ancak hem küresel oyuncular arasında hem Türkiye’de büyük şirketlerin payı halen daha fazla. Bülent Özayaz, “Hacmin önemli bir kısmı şimdilik büyük şirketlerden geliyor. Ama asıl gidilmek istenen yer, küçük işletmeler” diyor.
Verifone 10 yıldan fazla bir süredir Türkiye’de hizmet veriyor. Son üç yıldır Ar-Ge merkezinde Türk mühendisleri ile geliştirdiği, TÜBİTAK ve Gelir İdaresi Başkanlığı onaylı ürünleri esnaf, KOBİ ve tüketicilerle buluşuyor. Ar-Ge merkezinde yazarkasa, bankacılık ve perakende müşterilerine ödeme sistemleri alanına yönelik yenilikçi projeler yapıyor. Ayrıca EEMEA bölgesi yanında İngiltere, İtalya, Fransa ve Polonya gibi ülkelere yazılım geliştirme anlamında destek veriliyor. Bülent Özayaz, “Artık her şey yazılım. Cihaz teknolojileri bir standarda doğru gidiyor. Burada belli standartlar yakalandı. Değişim, işletim sisteminden ara yüze kadar cihazın üzerindeki yazılımda. Bizim mühendislerimizin büyük çoğunluğu yazılım üzerine çalışıyor. Bunun dışında entegrasyonlarınız da çok önemli. Yeni nesil cihazlarda ‘Verifone Market Place’ diye bir platform var. Bunun üzerinde yazılımcılar yazılımlarını yükleyebiliyor. Testlerini geçtikten sonra buradaki perakendecini cihazına ABD’de yazılan bir yazılım entegre olacak. Belki reklam yapacak, belki sadakat programı yapacak. Ya da vakıflara bağış yapabilecek.” —Sinan Koparan
SÖZÜN ÖZÜ: ödeme sistemleri şirketi Verifone, yeni düzenleme ile POS’un sahibi olan işletmelere, perakende devleri ile rekabet edebilmesi için teknoloji sağlamaya başladı.