X-ray güvenlik cihazları yok satıyor!..
Artan güvenlik endişesi x-ray cihazlarına olan ilgiyi artırdı. Artık küçük etkinliklerde bile x-ray cihazları kullanılıyor. Ortalama 15 bin dolara satılan ürünleri almak için şu sıralar kuyruğa girmeniz gerekiyor. Zira stoklar tükendi…
BİR süredir bombalı terör saldırıları tüm dünyayı tehdit ediyor. Öyle ki tüm ülkeler adeta teyakkuza geçmiş durumda. Türkiye’de de durum farklı değil. Güvenlik önlemleri er üst düzeyde tutuluyor. Artık sadece havaalanı, AVM ya da meydanlarda değil yoğun insan kalabalığının olduğu her yerde şimdiye kadar görülmemiş düzeyde tedbir almıyor. Bu tedbirler alınırken güvenlik sistemlerine olan talep de artıyor elbette. Özellikle x-ray cihazlarına ilgi çok fazla.
AVM, havaalanı ya da kamusal binaların girişlerine yerleştirilen bu cihazlar, bina güvenliği açısından kritik öneme sahip.
BEŞ TİP CİHAZ VAR
Piyasada bulunan x-ray cihazları, tünel büyüklüğü ve teknik özelliklerine göre beş gruba ayrılıyor. Bu cihazların satış fiyatları tünel boyutuna ve tehlikeli madde ayırt edebilme özelliğine göre değişiyor. Türkiye’de en çok satılan birinci tip x-ray cihazlarının ortalama fiyatı 15 bin dolar. Bu sınıfa AVM tipi x-ray cihazları deniliyor. Tünel boyutu 50×30 cm olan bu cihazlarla standart tarama yapılabiliyor. İkinci tip cihazların tünel boyutu 53×35 cm. Diğerinden ayrılan en önemli özelliği organik ya da inorganik tüm tehlikeli maddeleri tespit edebilmesi. Ayrıca kurşun ya da çelik içine saklansa dahi tehlikeli maddeleri tespit edilebilme özelliğine sahip. Bu tip cihazlarının satış fiyatları 19 bin dolardan başlıyor, ikinci tip cihazların tüm özelliklerine sahip olan üçüncü tip x-ray cihazlarının sadece tünel boyutu daha büyük. Bu sınıftaki cihazlar 65×50 cm tünel genişliğine sahip. Satış fiyatları ise ortalama 23 bin dolar. Dördüncü ve beşinci tip x-ray cihazlarının tünel hacimleri de diğerlerine göre çok geniş. 80×65 cm tünel hacmine sahip dördüncü tip x-ray cihazlarının satış fiyatı ortalama 29 bin dolar. 100×100 cm’lik tünel hacmiyle en büyüğü olan beşinci tip x-ray cihazlarının satış fiyatları ise 35 bin dolardan başlıyor.
Tüm bunların yanı sıra özel ihtiyaçlara göre tasarlanmış yani özel üretilmiş x-ray cihazları da bulunuyor. Örneğin mo-bil kullanım için uygun bir araç içine monte edilmiş x-ray cihazları bile var. Bu tür cihazların fiyatları, ebat ve özelliklerine bağlı olarak 200 bin dolara kadar çıkabiliyor.
TAMAMINA YAKINI İTHAL
Türkiye’de satılan x-ray cihazlarının büyük bir bölümü yurtdışından getiriliyor. Türkiye pazarına sunulan x-ray cihazlarından bazılarının markaları şu şekilde sıralanıyor: Ceia, PowerGuard, Rapiscan, As-timage, Secuscan, Franklin…
X-ray cihazlarını ithal eden şirketlerin büyük çoğunluğu İstanbul’da bulunuyor. Bu şirketlerin bayileri ise İstanbul Perpa kompleksinde yoğunlaşmış durumda.
Bu ve diğer yabancı markaların Türkiye distribütörlüğünü yapan birkaç firma var. Yerli üretim yapan tek bir şirket olduğu biliniyor. İstanbul Bey-likdüzü’nde yerli üretim yapan X-Ray Çenter isimli bu firma ürettiği x-ray cihazlarının bir bölümünü de ihraç ediyor.
X-ray cihazlarını ithal edip Türkiye pazarına sunan ve satış sonrası kurulu-munu yapan belli başlı birkaç firma var. Bunlardan biri de Istan bul Şişli merkezli Boyut Güvenlik.
Boyut Güvenlik Pazarlama Müdürü Berna Köseoğlu, “Guard Spiri markasının Türkiye distribütörüyüz. Yıllık cihaz satışlarımız 150-200 arasında değişiyor.
Bir önceki yıla oranla satışlarımızda yüzde 35 artış var” diyor.
“YENİ TALEPLER ALIYORUZ”
2012 yılında kurulan Lukas Güvenlik Teknolojileri, Smiths Detection markalı x-ray cihazlarının satışını gerçekleştiriyor. Ürünlerine olan taleplerin yüzde 70 oranında arttığını belirten Lukas Güvenlik Teknolojileri Genel Müdürü Se-van Yücesan, “AVM, iş merkezi ya da benzeri yerlerin dışında farklı alanlardan da müşteri talepleri almaya başladık. Örneğin şimdiye kadar sadece kapı dedektörleri-ni kullanan fuar merkezleri şimdi x-ray cihazlarını satın almaya başladılar. Ayrıca büyük organi-r’ zasyonlar dışında açık alan etkinliklerinde x-ray cihazları pek kullanılmazdı. Şimdi küçük çaplı organizasyonlar dahi x-ray cihazlarını kiralama yoluyla tercih etmeye başladılar” diyor.
TALEP ÇOK YOĞUN
X-ray cihazları havaalanından limanlara, AVM’lerden kamu kuramlarına kadar birçok farklı alanda kullanılıyor. Başka kullanım alanları da var. Örneğin, sınırlarda araçların içinin taranması amacıyla kullanılıyor. Özetle, bu cihazlar üzerimizde, çantamızda ya da aracımızdaki yabancı maddelerin tespitinde kullanılıyor. Bu cihazlar sayesinde çantalar açılmadan içerisinde tehlikeli madde olup olmadığı tespit ediliyor.
Şu sıralar başta büyükşehirler olmak üzere Türkiye’nin birçok ilinden x-ray cihazı talebi geliyor. Cihazlar yenileniyor ya da ilk kez kullanılmak üzere satın alınıyor. Talep o kadar yoğun ki bir x-ray cihazı almak için en yakın bir ay sonrasına gün veriliyor.
X-ray cihazlarının insan sağlığına zararlı olup olmadıkları neredeyse icat edildiklerinden bu yana kafaları kurcalayan bir soru. Konuyla ilgili üniversitelerin nükleer bilim enstitüleri tarafından yapılan açıklamalar var. Buna göre söz konusu cihazlarda kullanılan ışınların şiddeti son derece zayıf. Tarayıcıların yaydığı x-ışınları insan vücuduna girmeden deriden geri yansıtılıyor.
ABD Johns Hopkins Üniversitesi fizikçilerine göre, x-ışın taramasından geçtiğinizde aldığınız radyasyon dozu, ortalama 10 dakikalık uçak seyahatinde alacağınız ya da her an içinde yaşadığınız ortamdaki doğal radyasyonun 30-60 dakikalık toplam değerine eşit.
Ancak tam tersini iddia eden görüşler de var. Onlara göre söz konusu cihazların insan sağlına etkileri tam olarak bilinmiyor.
PAZAR BÜYÜMESİ İSTİKRARLI
X-ray cihazlarının da içinde bulunduğu güvenlik sistemleri pazarı çok dinamik. 1980Tİ yılların sonlarında pazarda bir elin parmakları kadar firma ancak vardı. 1990’lı yıllarda pazar muazzam bir ivme yakaladı. Başlarda basit alarm sistemleri ve kamera sistemleri uygulamaları görüldü. Daha sonra artan güvenlik ihtiyacına paralel olarak sektör büyük bir hızla gelişti.
Zamanla elektronik güvenlik sistemleri lüks olmaktan çıktı. Artık güvenlik kameralarına ve alarm sistemlerine alışveriş merkezlerinde, otellerde, restoranlarda, işyerlerinde, sokaklarda, evlerde, kısacası her yerde rastlamak mümkün.
Günümüzde bu sistemler artık sıradan bir ihtiyaç olarak görülüyor. Bu da pazarın büyüme oranının uzun süredir yüksek düzeyde seyretmesini sağlıyor.
Çok değil 10-15 yıl önce pazarın yıllık hacmi birkaç milyon dolar civarındaydı. Bugün hacminin 1 milyar doları geçtiği tahmin ediliyor. Evet, son yıllarda kat edilen mesafe, pazarın büyüme potansiyelinin çok daha yüksek olduğunu ortaya koyuyor. Türkiye’de durum böyle iken dünyada da çok farklı değil. Global güvenlik sektörü son 10 yıldır istikrarlı bir şekilde büyüyor. Türkiye’de bu alanda endüstriyel elektronik ve fiziki güvenlik sistemleriyle ilgili cihaz üreten ya da ithal eden firmalarla birlikte 4-5 bin arasında şirket faaliyet gösteriyor.
POTANSİYELİ YÜKSEK
Hızlı bir büyüme trendi yaşayan güvenlik sistemleri pazarının henüz doygunluğa ulaştığını söylemek mümkün değil. Sektör için en büyük handikap, elektronik altyapı ekipmanları ve hizmet kalitesi açısından firmalar arasında bir standardizasyonun olmaması.
Sektör temsilcilerine göre “merdiven altı” tabir edilen yüzlerce firma yeterli tecrübe, altyapı, insan kaynağı ve bilgi birikimi olmadan güvenlik işine giriyor. Bu da tüm ekonominin sathı mailinde düşük hizmet kalitesine sebep oluyor. Sektör temsilcilerine göre bu tarz ucuz malzeme, ucuz işçilik ve kötü hizmet veren firmalar sektöre büyük zarar veriyor.
Önümüzdeki dönemde teknolojiye yatırım yapan, sürekli kendini yenileyebilen, her durumda müşterisinin yanında olabilecek şekilde yapısını kuran, en önemlisi de bunları yapabilecek insan kaynağım bünyesinde barındıran şirketler ayakta kalabilecek.