Yeni ekonomik paket güven sağlar mı?
Başbakan Ahmet Davutoğlu, geçen hafta, “Öncelikli Dönüşüm Programlan” adı verilen bir eylem planlan listesi açıkladı. 2014-2018 dönemini kapsayan Onuncu Kalkınma Planı çerçevesinde hazırlanan bu programların sayısı 25’i buluyor. Geçen hafta bunlardan reel ekonomiyle ilgili olan dokuzu açıklandı. Diğerlerinin de önümüzdeki dönemde iki parça halinde açıklanması bekleniyor.
Hükümetlerin açıkladığı bu tür programlan uzun süredir unutmuştuk. Son dönemde birkaç yılda bir teşvik paketleri açıklanıyor ama IMF ile yollann ayrıldığı 2010 yılından bu yana kapsamlı bir ekonomi paketi açıklanmamıştı. Şimdiki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığının son zamanlarında, ekonomide işlerin yolunda olmadığı izlenimini yaratmamak için olsa gerek, böyle kapsamlı paketler açıklamaktan kaçınılıyor gibiydi. Hatta iş dünyasının ısrarla istediği reform paketine de kulaklar tıkanmıştı. Ancak iyice zayıflayan ekonomiye güveni yükseltmek umuduyla, yeni Başbakan Ahmet Davutoğlu, böyle bir paket açıklamaya mecbur kaldı gibi görünüyor.
BAZILARI İDDİASIZ
Geçen hafta açıklanan programlara ilişkin bazı dokümanlarda rastladığımız maddi hatalar nedeniyle, bunların hazırlanmasının biraz aceleye geldiği izlenimini edindiğimizi belirtelim. Ayrıca bazı programlardaki hedefler de hiç iddialı görünmüyor.
Örneğin İthalata Olan Bağımlılığın Azaltılması Programı Eylem Plam’nda temel hedef, 2018 yılında dış ticaret açığının Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’ya (GSYİH) oranını yüzde 9,9’a indirmek olarak veriliyor. Fakat geçen yıl yüzde 12,2 olan bu oranın bu yıl zaten yüzde 10,3’e inmesi bekleniyor. Yani önümüzdeki dört yılda burada çok düşük bir iyileşme hedefleniyor. Üstelik bu dört yılda ekonomide hızlı bir büyüme beklentisi de yok. En son yayınlanan ve 2015-2017 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program’da (OVP), 2015’te yüzde 4’lük, 2016 ve 2017’de ise yüzde 5’lik büyüme hedefi vardı. Ekonomide düşük büyümenin sürmesinin beklendiği bir dönemde dış açıkta hedeflenen iyileşmeyi sağlamak ise hiç de zor görünmüyor.
İthalata Olan Bağımlılığın Azaltılması Programı Eylem Plam’ndaki önemli performans göstergelerinde de pek iddialı olmayan öngörüler var. Mesela bu yıl yüzde 66 olması beklenen ihracatın ithalatı karşılama oranının 2018’de sadece yüzde 70’e çıkabileceği öngörülüyor. Bu yıl yüzde 33 olması beklenen orta-yüksek ve yüksek teknolojili ürünlerin ihracattaki payının da 2018’de ancak yüzde 37,6 olabileceği tahmin ediliyor.
BAZILARI BELİRSİZ
Öte yandan ithalata bağımlılığı da yakından etkileyen Yerli Kaynaklara Dayalı Enerji Üretim Programı Eylem Plam’ndaki bazı performans göstergeleri ise mevcut konjonktürle çelişkili gibi. Mesela burada geçen yıl 32 TWh olan ve bu yıl 43 TWh olması beklenen yerli kömürden elektrik üretiminin 2018’de 57 TWh’ye yükseltilmesi hedefi var. Ancak son dönemde sıklaşan maden kazaları nedeniyle bu sektörde üretim maliyetlerini yükseltici tedbirler alınmışken, hedeflenen bu üretim artışının nasıl sağlanacağı belli değil.
Bizim uzmanlık alanımız olmadığı için kesin bir şey söyle-yemiyoruz ama bu eylem planındaki petrol ve doğalgaz üretimine ilişkin artış hedefleri de gerçekçi değil gibi. Hidrolik enerji ile yenilenebilir kaynaklardan (rüzgar, güneş, jeotermal vb) elektrik üretimi hedeflerinin tutması ise bu alanlara önemli miktarda yatırım yapılmasını gerektirecek gibi görünüyor.
Son olarak, ekonomiye olan güvenin böyle paketlerden çok icraatla sağlanabileceğini de vurgulamak gerekiyor. Bu icraatların içinde ise sadece ekonomiye değil hukuk düzenini yeniden kurmaya yönelik olanların da bulunması gerekiyor.