Yeni Su Arıtma Sistemleri
Konuyu izleyen girişimci adayları hemen hatırlayacaktır: ilk uygulamayı Amerikalı bir girişimci yaptı ve tüm dünyada oldukça popüler oldu.
Girişimcinin yaptığı şey aslında orijinal nitelikte bir keşif…
Patenti alınan buluşun özelliği kimyasal nitelikli su arıtıcılarda geleneksel malzeme yerine doğal maddelerin kullanılmış olması.
Buluş içeriği itibariyle diğer benzerleri gibi birkaç katmandan oluşan geleneksel filtreden ibaret. Filtrenin temel özelliği, görünüşte benzerlerinden farklı olmamasına karşın, arındırma yeteneğinin geleneksel sistemlere karşı çok daha yüksek olması. Patentli filtrenin ilginç katmanlarından bazıları şöyle: Hindistan cevizi kabuğu, doğal kuartz kristalleri, biyo-seramiklerve birden fazla çok özel kum cinsi.
Bu karışım klorun zararlarına karşın, suyu her türlü patojen mikroorganizmalardan arındırıyor. En büyük özelliği ise suyu sürekli alkali hale getirmesi: Bilindiği gibi alkali sular tıp dünyasının yeni araştırmalarına konu oluyor. Alkali suların insan metabolizması üzerinde pozitif etkileri var.
Bahsedilen yeni nesil su arıtma sistemlerine birçok değişik inovasyon eklenmesi mümkün. Özellikle endüstriyel tesisler de benzer uygulamalar şimdi daha çok kullanılıyor. Yakın gelecekte bu türden buluşların sayısı artacak girişim faaliyetleri hızlanacak.
Burada en önemli elemanlardan biri biyo-seramikler. Günümüzde daha çok nano-teknolojik uygulamalara konu olan, yapay kemik dokusu oluşturmakta kullanılan bu maddeler su arıtma sistemlerinde de kullanılabiliyor. Biyolojik kökenli olmaları, ‘inerf (iyon değişimsiz) fonksiyon yaratmaları su arıtma sistemlerinde yeni patentlerin önünü açıyor.
Biyo-seramiklerin kullanım yerlerine göre çok çeşidi var. Burada toksik olmayan özel türler kullanılıyor. Bu konuda son araştırmaları tarayarak yeterli fikir sahibi olunabilir. Uluslararası sağlık örgütleri yakın gelecekte kaynak sularının da kirlenebileceğini, içme suyunda yeni teknolojilere daha çok ihtiyaç olacağını söylüyor. Konuya ilgi duyan girişimciler yeni buluşları inceleyerek daha etkin cihazların üretilmesinde öncü olabilirler. Yapılan her bir buluşun gerek ülkemizde gerekse uluslararası patent büroları aracılığıyla koruma altına alınmasında yarar var.