Yerli kömürden elektrik üretimi yeniden gündemde
Yerli kömürden elektrik üretimi yeniden gündemde. Hükümetin yapmayı planladığı yeni düzenlemeler sektörde heyecan yaratsa da yatırımcılar temkinli. Düşen elektrik fiyatları ve yüksek döviz kuru termik santralleri zorluyor…
ENERJİDE dışa bağımlılığı azaltmak için yerli kömürün kullanılmasına yönelik girişimler yeniden gündeme geldi. Özellikle Rusya’dan alınan doğalgazın kesilebileceği endişesi yerli ve yenilenebilir kaynaklara olan ilgiyi artırdı. Yerli kömür ilk kez gündeme gelmiyor. Geçtiğimiz hükümet döneminde de yerli kömürden elektrik üretiminin artırılmasıyla ilgili bir çağrı olmuştu. Bu kez Başbakan Ahmet Davutoğlu başta yenilenebilir ve yerli kömür olmak üzere enerji yatırım süreçlerinin hızlandırılması için genelge yayımladı.
Bu kapsamda özel sektöre açılacak linyit sahaları ile rödovans usulüyle yeni ihale edilecek sahalara yapılacak üretim tesisleri dahil bütün elektrik üretim ve iletim tesislerinin yatırım sürecini hızlandırmak üzere “Enerji Yatırımları Takip ve Koordinasyon Kurulu” oluşturuldu. Yerli kömürle ilgili en önemli proje ise linyit havzası olarak görülen Konya Karapınar’da planlanan santral yatırımı. Kamu tarafından ihale edilecek sahada özel sektör eliyle farklı ünitelerden oluşmak üzere toplam 5 bin MW’lik (megavat) termik santral kurulması planlanıyor. Ayrıca Trakya Ergene ve Afşin-Elbistan gibi linyit sahaları da elektrik üretimi için daha fazla değerlendirilecek. Şu anda 43 milyar kWh (kilovatsaat) olan kömürden elektrik üretiminin 2016 sonunda 57 milyar kWh’ye çıkarılması öngörülüyor.
BAKAN ÜRETİCİLERLE GÖRÜŞTÜ
Eylem planının hayata geçmesiyle ilgili ilk adım geçtiğimiz günlerde Enerji Bakanı Berat Albayrak tarafından atıldı. Bakan Albayrak, kömürden elektrik üreten yatırımcılarla bir araya geldi. Edinilen bilgiye göre, Elektrik Üretim A.Ş.’nin (EÜAŞ) yapacağı ihale, özel sektörün ilgisini çekecek şekilde ‘talep garantisi-hasılat paylaşımı’ veya ‘belirli bir süre alım garantisinin’ sağlandığı Yap işlet veya Yap-İşlet-Devret modeliyle yapılacak.
LİNYİT ÜRETİMİ AZALIYOR
Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) verilerine göre, dünyada genel olarak linyit üretimi son 30 yılda iki katına çıkmasına rağmen son yıllardaki üretim geriliyor. 2013 yılında dünya linyit üretimi bir önceki yıla göre yüzde 5.5 azalarak 840 milyon ton oldu. 2013’te dünya linyit üretiminde en büyük pay Almanya’nın oldu. Almanya 182.7 milyon ton üretimle ilk sırada yer alırken, Rusya 73.1 milyon tonla ikinci, ABD 69.8 milyon tonla üçüncü en büyük üretici oldu. Türkiye ise 57.5 milyon tonla en büyük altıncı linyit üreticisi konumunda. Türkiye ayrıca 2 milyon ton taşkömürü ve 0.9 milyon ton asfaltit üretimi yaptı. Yerli kömür üretimi bu açıdan 17 yıl önceki seviyelerine gerilemiş durumda.
Linyit üretimi özellikle 1970’li yılların başlarından itibaren, petrol krizlerine bağlı olarak elektrik üretimine yönelik linyit işletmeleri yatırımlarının başlaması ile hızlanmıştı. 1970 yılında 5.8 milyon ton olan linyit üretimi 1998 yılında yaklaşık 65 milyon ton olarak gerçekleşti. Ancak, bu tarihten itibaren, özellikle doğalgaz alım anlaşmaları nedeniyle üretim sürekli azaldı. 2004’te 43.7 milyon ton ile en düşük seviyesini gördü. Bu tarihten sonra tekrar yükselen üretim 2008’de76 milyon tonu gördü. Ancak daha sonra tekrar gerileyerek 2013 yılında 57.5 milyon ton olarak gerçekleşti.
YERLİDEN 9200 MW ELEKTRİK
Türkiye Elektrik İletim A.Ş.’nin verilerine öre, 31 Ocak 2016 tarihi itibariyle yerli kömüre dayalı santrallerin toplam kurulu gücü 9 bin 278 MW. Yerli kömürden elektrik üretiminde en büyük oyuncu Afşin-Elbis-tan’da 2800 MW’ye ulaşan kurulu gücüyle halen EÜAŞ. Özel sektör yatırımcıları ise Çelikler Holding, IC İçtaş, Konya Şeker, Bereket Enerji, Ciner Holding ve Aksa Enerji.
İthal kömüre dayalı elektrik santrallerinin kurulu gücü 6 bin MW’yi geçiyor. Toplamda 15 bin MW’yi aşan kömüre dayalı elektrik üretim kapasitesi söz konusu. Bu haliyle yerli kömürün elektrik üretimindeki payı yüzde 16’ya yaklaşıyor. Yine verilere göre, elektrik üretiminde doğalgazm payı yüzde 48.1, hidrolik enerjinin yüzde 16.1, ithal kömürün payı yüzde 13.8, yenilenebilir ve atık toplamının payı yüzde 4.8 olurken, sıvı yakıtların payı yüzde 1.5.
POTANSİYEL NE DÜZEYDE?
Enerji Bakanlığı’nın yerli kömürün elektrik üretimindeki payının artırılması için başlattığı yatırım hamlesi Türkiye’nin bu alandaki potansiyelini de gündeme getiriyor. TKİ’nin değerlendirmelerinde 20 bin MW’nin üzerinde kurulu güç yaratabilecek bir linyit üretim potansiyeli bulunduğuna dikkat çekiliyor. Sektör çevreleri ise yerli kömürün tamamı değerlendirilse bile 10 bin MW civarında bir ilave üretim kapasitesi oluşabileceğini savunuyor.
Enerji Bakanlığı’nın yerli kömürle ilgili yatırım çağrısı sektör çevrelerinde belli oranda heyecan yaratsa da önemli sorunlar var. Bunların en başında elektrik fiyatlarının PMUM denilen dengeleme ve uzlaştırma piyasasında çok düşmesi. Elektrik fiyatlarının bazı saatlerde 2 kuruşa kadar düşmesi, yerli kömüre dayalı santrallerin zarar etmesine neden oluyor. Yatırımcılar, Yapı-Işlet kapsamındaki doğalgaz santrallerinin ürettiği elektriğe devletin alım garantisi vermesinin rekabette ciddi bir sorun yarattığı görüşünde. Buna karşın sektör temsilcileri yerli kaynakların en iyi şekilde değerlendirilmesinin Türkiye’yi enerji güvenliği açısından daha güvenli bir noktaya getireceğine dikkat çekiyor.
YENİ KÖMÜR SAHASI ALACAK
Bereket Enerji Muğla Yatağan ve Zonguldak Çatalağzı’nda yerli kömüre dayalı iki santral işletiyor. Bu santrallerin toplam kurulu gücü 980 MW. Bereket Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Ceyhan Saldanlı, enerjide en dikkat çeken konunun ithalata olan bağımlılık olduğunu belirtiyor. Cari açığın önemli bölümünün ithal edilen eneıji kaynaklarından geldiğine dikkat çekiyor. Bu açıdan Saldanlı hükümetin yaklaşımını ve çabasını değerli buluyor. Saldanlı’ya göre, yerli kaynakların iyi değerlendirilmesi Türkiye’yi ekonomik bakımdan daha güvenli noktaya getirecek. Dünyada kömür santralleri çok kullanılıyor. Örneğin, Çin’de her hafta bir kömür santrali devreye almıyor. Türkiye’nin de çevreyle uyumlu şekilde çağdaş teknolojileri kullanarak kömürden elektrik üretmesi gerekiyor.
Geçmişte yerli kömür ihalelerine girdiklerini ifade eden Saldanlı, yeni yatırım yapmayı düşündüklerini ve yeni sahalar alabilecekleri bilgisini paylaşıyor. Mevcut iki santralde ise yenileme ve kapasite artışı için çalıştıklarını kaydediyor.
IC İÇTAŞ, TAKİPTE
IC içtaş, yerli kömüre dayalı Muğla Yeniköy ve Kemerköy linyit sahalarında toplam 1050 MW kurulu gücü olan iki santral işletiyor. IC içtaş Iş Geliştirme Direktörü Sertaç Akdemire göre, elektrik fiyatının düşük seyretmesi, artan döviz kurunun negatif etkisi, borçlanma maliyetlerinin artması gibi nedenlerle yatırımcı mağdur. Mutlaka destek mekanizmasının işletilmesi gerekiyor. Yerli kömürün kalitesinin düşük olduğunu belirten Akdemir, çevresel mevzuatların ağırlaştığına özellikle dikkat çekiyor. Akdemire göre, kömürler 10-15 yıl içinde bir takım teşvik mekanizmalarıyla çıkarılıp elektrik üretiminde kullanılmazsa yatırımlar zorlaşacak. Sertaç Akdemir, firma olarak yerli kömürle ilgili yatırım fırsatlarını yakından takip ettiklerini bu açıdan bazı lisans başvurularında bulunduklarını kaydediyor.
KARAPINAR’LA İLGİLENİYOR
Bir kooperatif şirketi olan Konya Şeker, 2013 yılında Sivas Kangal Termik Santrali’ni 2015 yılında ise Soma Termik Santrali’ni özelleştirme ihalesinde devraldı. Yerli kömüre dayalı elektrik santrallerinin kurulu gücü 1500 MW’ye yaklaşıyor.
Firma yetkilileri, son dönemde düşen elektrik fiyatlarının termik santral yatırımlarını olumsuz etkileyebileceğine dikkat çekiyor ve sürdürülebilir bir yatırım ve üretim ortamı açısından ciddi tehdit oluşturduğunu savunuyor. Düşen fiyatlar ve artan döviz kurunun projeksiyon hesaplarında ciddi sapmalara neden olduğunu ifade eden yetkililere göre, Kangal Termik Santrali ihalesi kazanıldığında dolar kuru 1.96 TL idi. Şu anda ise 3 TL civarında. İhale bedeli 1 milyar 743 milyon TL’den 2 milyar 955 milyon TL’ye çıkmış oldu. Bu durum mevcut yatırımcıyı olumsuz etkilerken sektöre yatırım yapan ya da yapmayı planlayan şirketlerin yatırım planlamalarını yeniden gözden geçirmesine sebep oluyor.
Buna karşın Konya Şeker yetkilileri, eneıji yatırımlarına uzun vadeli bakıyor ve Karapınar’da kurulması planlanan Eneıji İhtisas Bölgesi’ndeki 5 bin MW’lik termik santral projesinde en büyük payı almayı hedefliyor. Firma kooperatif olması nedeniyle yerel halkın payının da olduğu bir sistem üzerinde çalışıyor.
“YATIRIM ORTAMI GRİ”
İthal kömüre dayalı elektrik üretiminde 1390 MW ile en büyük yatırımcı Eren Holding. Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Eren, PMUM’da elektrik fiyatlarının çok düştüğü hatta bazen 2 kuruşa kadar gerilediği dönemde zarar etmemek için santrali geçici olarak kapattıklarını söylüyor. Eren’e göre, yatırım ortamı biraz gri. Bu şartlarda yeni kömür yatırımı zor. Eren, son yapılan düzenlemeyle kömür işletmelerindeki işçi maliyetinin arttığını da belirtiyor.
“YENİLEME TALEBİ ÇOK ARTTI”
Türkiye’de kömür santrallerinin çoğu eski teknolojiyle kurulmuş Yap-lşlet santraller. Çevre mevzuatının ağırlaşması bu santrallerin modernizasyon ihtiyacını gündeme getiriyor. Güney Koreli Doo-san bu amaçla Türkiye pazarına girmiş bir firma. Doosan Türkiye Genel Müdürü Metin Oktay, termik santrallerin rehabilitasyonunu yaparak, verimliliğini artırdıklarını söylüyor. Yerli kömürde ciddi özelleştirmeler olduğunu belirten Oktay, Soma, Kangal, Yeniköy, Kemer-köy, Yatağan ve Çatalağzı santrallerinin rehabilitasyonunu yaptıklarını ifade ediyor.
Oktay’a göre, yerli kömür santrali için akışkan yataklı teknoloji gerekiyor.
2018 yılına kadar tüm termik santrallerin emisyon değerlerine ulaşması şart. Oktay, bu alanda Çinli EPC (anahtar teslimi santral kurulumu ve yenilenmesi işlemi) firmalarına rakip olduklarını dile getiriyor. Yerli kömüre dayalı santral kurulum maliyetinin ise 1 MW başına 1 milyon dolar olduğunu kaydediyor.
AKSANIN ÇEVRECİ SANTRALİ
Özel sektörde kurulu gücü en yüksek ikinci şirket olan Aksa Enerji, yerli kömüre dayalı ilk termik santralini geçen yıl Bolu Göynük’te devreye aldı. İnşasına 2012 yılında başlanan santral iki aşamalı olarak devreye girdi. 135 MW kurulu güçteki ilk fazı Temmuz 2015’te, 135 MWC’hk ikinci fazı ise Ocak 2016’da ticari faaliyetine başladı. Bolu Göynük Termik Santrali, halen kullanılmakta olan pülverize kömürle çalışan termik santrallere alternatif bir teknoloji olan ‘akışkan yataklı yakma’ teknolojisi ile dizayn edildi. Türkiye’de ilk kez baca gazı arıtma sistemi kullanılan santralde 2018 yılına kadar sağlanması gereken emisyon değerlerine şimdiden ulaşıldı.
Aksa Enerji CEO’su Cüneyt Uygun, projenin bölge yaşamına ve ticari döngüsüne katkı sağlamaya başladığına dikkat çekiyor. Uygun’a göre, bu santralle Aksa Enerji kendi portföyünde yakıt çeşitliliği sağlarken, Türkiye’nin enerjideki dışa bağımlılığını ve dolayısıyla cari açığını azaltmasına katkıda bulunuyor.