Yükselişe destek olabilecek 29 hisse…
Hedef 125 bin
Endeks için öncelikle 110-112 bin seviyeleri öngörülüyor. Analistlerin bir bölümü ise 120-125 bin gibi seviyeler için bilançoların desteklenmesi gerektiğini, açıklanan bilançoların şirketlerin hedef fiyatlarını yukarı yönlü revize edecek kadar güçlii olması durumunda bu seviyelerin mümkün olacağını belirtiyor.
BORSADA endeks 110 binleri zorluyor. Borsa İstanbul’un halen küresel borsalar içerisinde en ucuzlardan biri olduğunu ancak son 1 yd içerisinde de en iyi performans gösterenlerin başında geldiğini belirten uzmanlar arasında, 120-125 binler konuşuluyor. Açıklanmaya başlanan ydın ilk yarısına yönelik bilançoların etkisinin yanı sıra yükselişi destekleyecek birçok olumlu verinin olduğunu belirten analistler ancak risklerin de göz ardı edilmemesi gerektiğinin altını çiziyorlar. Genel olarak daha yatay bir bant hareketinin bundan sonra hakim olması beklenirken endeks için bu kapsamda öncelikle 110-112 bin seviyeleri öngörülüyor. Analistlerin bir bölümü ise 120-125 bin gibi seviyeler için bilançoların desteklenmesi gerektiğini, açıklanan bilançoların şirketlerin hedeffiyat-larını yukarı yönlü revize edecek kadar güçlü olması durumunda bu seviyelerin mümkün olacağını belirtiyorlar.
Ancak küresel hisse senedi piyasalarındaki olumlu hava devam ettiği ve endeksin yurtdışı piyasalara göre çarpanlar bazında ıskontolu olduğu göz önünde bulundurulduğunda, borsada alım yapmak için hala fırsatlar olduğu da belirtiliyor. Hatta analistler bu kapsamda BIST-lOO’iin zirvesini gördüğünü söylemenin şimdilik pek mümkün olmadığını söylüyorlar. Uzmanlar bu kapsamda stop-loss’un ve hisse seçiminin önemini de hatırlatarak 29 hisseye dikkat çekiyorlar.
“103 BİN ÖNEMLİ”
Gedik Yatırım Değerler Araştırma Uzman Yardımcısı Onurcan Bal, yılbaşından bu yana de vam eden yükseliş trendi bozulmadı-ğı, küresel piyasalardaki olumlu hava korunduğu sürece çarpanlar bazında iskontolu olan BIST-100’deki yükselişlerin devam edebileceğini düşünüyor. Bal, KGF etkisi ve devam eden teşvikler, bunun yanında TCMB’nin sıkı duruşunu koruması, güçlü gelen büyüme verisi gibi etkenler ile endeksteki olumlu havanın ve güçlü momentumun korunabileceğini yineliyor. Ancak ülkeler bazında biriken risklerin küresel piyasalarda fiyatlanmadığı ve oldukça iyimser olan küresel hisse senedi piyasalarında yaşanabilecek satışların endeks üzerinde etkili olabileceğinin göz önünde bulundurulmasını öneriyor. Özetle endeksteki giiçlü momentimi devam ettiği sürece endekste 110 binli seviyelerin kısa vadede konuşulmaya devam ettiği ancak yaşanabilecek düzeltmelerde ise yükseliş trendinin destek noktası olan 103.000 civarının önemli olduğunu düşünüyor.
“RİSKLER DE VAR”
Endeksin tarihsel ve yurtdışı çarpanlar bazında ıskontosunun devam etmesi, yılbaşından bu yana devam eden güçlü yükseliş trendinin teknik alımları desteklemesi, TCMB’nin sıkı duruşu ve kur tarafındaki yüksek volatilitenin son bularak TL’nin kayıplarını bir miktar geri alması, Kredi Garanti Fonu’nun desteği ile artan kredi hacmi, sektörel bazlı verilen destek ve teşviklerin devam etmesi, güçlü gelen büyüme rakamları ve devam edeceğine yönelik beklentiler, ikinci çeyrek finansal sonuçlarına yönelik güçlü kâr beklentileri ile küresel piyasaların tarihi zirvelerine ya-seyri sürdürmesi ve olumlu havanın genel olarak devam etmesini yükseliş için önemli gelişmeler olarak değerlendiriyor. Ancak özellikle son dönemde Almanya ile ilgili gerilen ilişkilerin ekonomiye yansıması ve karşılıklı olarak yaptırımların uygulanmasını piyasanın önünde bir engel olacağını düşünüyor. Yine Gümrük Birliği’nin yenilenmesine yönelik sürecin aksamasını da yükselişin önünde önemli bir engel olarak gören Bal şu değerlendirmeyi yapıyor:
“Piyasanın önünde yükseliş için önemli veriler var ancak Trump-Rusya soruşturmasına yönelik süreçte küresel risk iştahını bozacak gelişmelerin yaşanması, Fed veya ECB politikalarında hızlı bir sıkılaşma sürecine girilmesi, Suriye tarafındaki gelişmeler ve Kuzey Kore-ABD arasında gerginliğin tırmanması piyasayı olumsuz etkileyebilir. Yatırımcılar bu gelişmeleri de yakından takip etmeli.”
Bal’a göre küresel hisse senedi piyasalarındaki olumlu hava devam ettiği ve endeksin yurtdışı piyasalara göre çarpanlar bazında iskon-tolu olduğu göz önünde bulundurulduğunda, borsada alım yapmak için henüz geç değil. BIST-lOO’ün de zirvesini gördüğü söylenemez.
Profesyonel destek alarak endeksteki güçlü momentum korunduğu sürece alım denenebilir ancak gerçekleştirilecek alımlarda mutlaka bir stop loss seviyesi belirlenmeli.
Bu kapsamda 2017 ikinci çeyrek finansal sonuç açıklama döneminin içerisinde bulunduğumuz bu dönemde güçlü kar artışı beklentileri olan şirketlere yönelik pozisyon alınabilir. Ya da endeksteki yükselişlere öncülük edebilecek hisseler portföye dahil edilebilir. Yatırım yapmak isteyen ancak mevcut seviyeleri riskli gören yatırımcıların da portföylerinin bir bölümü ile hisse senedi piyasalarına girebileceklerini ancak endeksle korelasyonu daha düşük (betası düşük) hisselerden de bir portföy oluşturabileceklerini, böylece endeksteki güçlü trendden faydalanabileceklerini ifade ediyor.
“BİLANÇOLAR ÖNEMLİ”
Küresel ortamın borsa lehine estiğini bunun da olumlu olduğunu belirten İntegral Yatırım Menkul Değerler Araştırma Direktörü Tuncay Turşucu ancak 120-125 bin gibi seviyeler için bilançoların desteklemesi gerektiğini söylüyor. Turşucu şu önerilerde bulunuyor:
“Küçük yatırımcılar kısa vadeli düşünmeşin. Çalıştığı kuramların araştırma bölümlerinden destek alarak orta ve uzun vadede iyi beklentileri olan hisselerde beklesin. Bunu yapamıyorsa bu seviyelerde al-sat yapmanın fazla bir faydası olmayabilir. Ayrıca portföy çeşitliliği çok önemli. Birkaç hisse olmalı. Gelinen nokta itibari ile yüzde 30 gibi nakit her zaman tutulmalı. Endekste oluşacak geri çekilmeler ise iyi şirketler için alım fırsatı olarak görülmeli. Mutlaka kötü şirketlerle iyi şirketler arasında değişim yapılmalı.”
“ÇEKİLMELER DEĞERLENDİRİLMELİ”
Ahlatçı Yatirim Direktörü Tonguç Erbaş da artan yabancı ilgisi ve şartların değişmediğini düşünerek küresel piyasalarda GOÜ fon akışının devamı durumunda yılsonu için BIST-100 için 108-112 bin aralığını öngörüyor.
Ancak pozisyon alacak yatırımcıların şirketlerin açıklanacak olan 2.çeyrek finansal sonuçlarını yakından takip etmelerim öneriyor. Bu kapsamda finansal tablolarda yer alan satışlar, esas faaliyet karı, operasyonel faaliyetler, net kar, şirketin sektördeki konumu ile yatırımlarının dikkatlice analiz edilmesine dikkat çekiyor. Aynı zamanda, temettü verimliliği yüksek ve beklentisi olan hisselere geri çekilmelerde yatırım yapılmasının faydalı olacağını düşünüyoruz.
“KISA DÖNEMDE İYİMSERLİK SÜRER”
Borsa İstanbul’un halen küresel borsalar içerisinde en ucuzlardan biri olduğunu ancak son 1 yıl içerisinde de en iyi performans gösterenlerin başında geldiğini belirten Kapital FX Araştırma Müdür Yardımcısı Enver Erkan “Kısa dönem için iyimserlik devam edebilir. Şu an bulunulan noktalar aşağı yukarı dolar bazında 3 cente denk geliyor. Bu noktadan sonra potansiyel daha sınırlıdır ve konsolidasyon sürecine girilecektir” diyor.
Bu noktada Borsa’da aşağı yukarı benzer seviyelerdeki seyrin bir süre daha devam edebileceğini düşünen Erkan, ancak yukarı yönlü marjın biraz sınırlı ve gelinen fiyat seviyelerin bir miktar yeni alımlar konusunda çekingenlik yarattığım söylüyor.
Daha yatay bir bant hareketinin bundan sonra hakim olacağını belirten Erkan, endekste bu kapsamda 110-112 bin seviyelerini öngörüyor.
“RİSK-GETİRÎ İYİ AYARLANMALI”
Endekste hisse bazında lokomotif hisselerde alımda kalmabileceğini, ancak maliyet noktasını optimal belirlemek gerektiğini de ifade eden Erkan, “Yeni alımlar için önce realizasyon beklemek ve piyasa morali ile momentu-mu bozulmamışsa yeniden pozisyon yüklemek optimal görünebilir.
Öte yandan beklentiler ve değerlemeler de makro şartlara bağlı olarak değişim gösterecektir. F/K ve PD/DD gibi piyasa çarpanları hem lokal piyasa ile, hem de emsal piyasalar ile mukayese edilmeli” diyor.
Şu anda borsada halen güçlü bir trend olduğunu ancak bu trendin sonuna gelinip gelinmediğinin belli olmadığına da dikkat çeken Erkan, yani trend yönünde pozisyon alınsa bile daha sonra terste kalma riski olduğunu hatırlatıyor.
Öncelikle ana destek ve direnç noktaları belirlenip bu kapsamda hareketli ortalamaların da kullanılmasının rasyonel olacağını söylüyor. BIST-100 endeksinde 20 günlük hareketli ortalamanın aşağı yukarı 104 -105 bin seviyelerinde bulunduğunu, normalde hedeflenen getirinin 1/3’ü kadar zarar edildiğinde o pozisyondan çıkmak gerektiğini söylüyor. Yani risk / getiri oranını iyi ayarlamak gerektiğini belirten Erkan, “1 birim risk ediyorsak en az 2 birim, optimal olarak da 2.5-3 birim getiri hedeflenmelidir. Stop loss ayarlanırken bu da göz önünde bulundurulmalıdır” diyor.
Yatırımcılar bu seviyelerde pozisyon alırken nelere dikkat etmeli?
- Pozisyon alırken profesyonellere danışarak hareket edilmeli.
- Gelecek dönemdeki potansiyel getirilere göre yatırım yapılmalı.
- Endeksin gerisinde getiri sağlayan bir hisse ucuz nitelendirilmemeli, nitekim endeksin oldukça üzerinde getiri elde eden bir şirket halen daha ucuz olabiliri.
- Kısa vadeli yatırımlarda hedeflenen karın belli bir oranı kadar zarar göze alınmalı.
- Genelden özele bir yaklaşım olarak yatırım yapılmalı ve bu kapsamda yurtiçi ve yurtdışı gelişmeler yakından takip edilmeli
- Dünya piyasaları izlenmeli
- Faiz seviyesi ve TL takip edilmeli
- Türkiye’nin makro verileri ve reel sektör karları takip edilmeli.
Yükselişi frenleyebilecek belli başlı olumsuz gerekçeler
- Teşviklerin bütçe açığı üzerindeki genişlemeci etkisi
- Teşvikler ortadan kalktıktan sonra büyümenin yavaşlaması
- Risk alma iştahında düşüş
- Merkez Bankalarının beklentilerden daha hızlı bir sıkılaştırma içerisine girmesi
- Küresel olası deflasyonist tehditler
- Avrupa ve özellikle Almanya ile olan gerilimin devam etmesi
- Suriye ve Irak’ta sorunların artması
- Yurtiçi politik tansiyonun yükselmesi
- FED ve ECB faiz artırma kararı ve bilanço küçültmenin başlaması
- Enflasyon ve faizin yüksek kalması veya yükselmeye devam etmesi
Yükselişi destekleyecek belli başlı gerekçeler
- Yurtiçi büyüme
- Hükümet’in yatırım ve büyümeye yönelik teşvik politikası
- Genişlemeci Merkez Bankaları para politikaları
- Küresel ölçekte olağanüstü bol likidite ve yüksek risk iştahı
- Avrupa ile olan sürtüşmenin ortadan kalkması
- Yurtiçi politik tansiyonun düşmesi
- Bütçe dengesinin düzelmesi ve enflasyonun düşmeye başlaması
- Reel sektörde işlerin düzelmesi
- FED faiz artırımının gecikmesi
Egemen ERDEN/ QNB Finansportföy Genel Müdürü
“Borsanın yukarı potansiyeli sınırlı”
Şirketlerin 12 aylık hedef değerlerine bakıldığında borsanın yukarı potansiyeli bu seviyelerden çok sınırlı gözükmekte. Ancak özellikle beklentilerin üzerinde gelmesini beklediğimiz banka dışı sektörlerdeki şirket karlarının hedef değerleri yukarı yönlü çekeceğini düşünüyoruz. Kısa vadeli olarak global taraftan ekstra pozitif bir gelişme olmadığı sürece 120 bin hedef değerine ulaşılmasının zor olacağını öngörüyoruz.
İçerde; hükümet tarafından büyümeyi destekleyecek yeni ekonomik paketlerin açıklanması bankacılık sektöründe fonlama maliyetlerini aşağı çekebilecek olası uygulamalar yükselişi destekleyebilir. Dışarda ise yılın geri kalanında Amerikan Merkez Bankası FED’in hem faiz artışlarına devam edeceğini, hem de bilanço küçültme operasyonuna başlayacağını göz önünde bulundurduğumuzda Türkiye’nin de içinde bulunduğu gelişmekte olan ülkeler açısından küresel likidite koşulları önem arz etmekte. Burada beklenenden daha gevşek bir duruş yükselişin devamını destekleyebilir. Ancak Türkiye için dış kaynaklı riskler [Suriye başta olmak üzere Orta Doğu ile ilgili jeopolitik riskler ve AB-Türkiye ikili ilişkileri) yükselişi frenleyebilir. Öte yandan yurtiçinde ise seçim dönemlerini atlatmış olmamız politik riskleri sınırlıyor. TCMB’nin duruşu da çok önemli.
Dışarıda; FED başta olmak üzere ECB ve BoJ’un faiz politikaları yılın ikinci yarısında en önemli risk unsurları. Beklenenden daha fazla ve erken faiz artışı, bilanço küçültmeleri bütün global piyasalarda yükselişi frenleyebilir. Yatırımcılar bu seviyelerde pozisyon alırken değerlemelere, bilanço analizlerine, şirketlerin kendilerine özgü hikayelerine [yeni yatırım, kapasite artırımı, yeni ürün, değişen sektör dinamikleri vs.) ve likiditeye özellikle bakılmalıdır. Genelden özele bir yaklaşım olarak yatırım yapılmalı ve bu kapsamda yurtiçi ve yurtdışı gelişmeler yakından takip edilmelidir. Küçük yatırımcılar ise fırsatları doğru bir şekilde değerlendirebilmek adına profesyonel destek almalı. Kurda sağlanan stabilizasyonun da etkisiyle önümüzdeki dönemde sanayi tarafına yukarı yönlü kar revizyonlarının gelmesini bekliyoruz. Önümüzdeki dönemde bankalarda performans açısından daha yatay bir görünüm beklerken banka dışı sektörlerin yukarı yönlü hareket etmesini öngörüyoruz. Petrokimya, dayanıklı tüketim, cam ve havacılık ise borsada beğendiğimiz sektörlerin başında geliyor.
Spekülatörlere dikkat!..
Para Girişi Olan Hisseler [bütün hisseler): Türkiye Kalkınma Bankası, Flap Kongre Toplantı Hizmetleri, Batıçim Batı Anadolu Çimento, Mistral GYO, Cemaş Döküm Sanayii, Doğan Burda Dergi Yayıncılık, ICBC Turkey, Demisaş Döküm Emaye Mamülleri, Karsu Tekstil, Mega Polietilen Kopuk Sanayii…
Para Girişi Olan Hisseler [BIST-100): Gözde Girişim Sermayesi, Galatasaray, Koza Altın, Akenerji, Eczacıbaşı İlaç, Koza Madencilik, İpek Enerji, Kardemir, Koç Holding, Doğuş Otomotiv…
Yabancıların net alımda olduğu hisseler: Türk Hava Yolları, Halkbank, Sabancı Holding, İş Bankası, Global Yatırım Holding, Kardemir, Akbank, BİM Mağazaları, Pegasus, TAV Havalimanları…
Bilindiği gibi az para ile yüksek volatilite oluşturan kağıtlar spekülatif kağıtlardır. Derinliği olan kağıtları küçük meblağlar ile yerinden oynatmanın mümkün olmadığını belirten uzmanlar; para girişi olan hisselere bu gözle bakılmasının doğru olacağına dikkat çekiyor. Her para girişi olan hissenin cazip olmayacağını derinliğine bakılmasının altını çizerek “Herhangi bir hisse, piyasası derin değilse ve çok hareket ediyorsa spekülatörlerin girip girmediğine bakılması gerekir” diyor.
Yukarıdaki veriler son üç aya aittir.
Tonguç ERBAŞ/ AHL Forex Araştırma Müdürü
Koç Holding güçlü finansallara sahip
Koç Holding: Şirketin, 2017 yılı 1. çeyrek verilerini incelediğimizde, bir önceki yılın aynı dönemine göre, toplam satış gelirleri yüzde 59 artış gösterirken toplam satış maliyetlerinin daha yavaş yükseldiği görülüyor. Toplam brüt karı yüzde 70 artış ile 3.923 milyon TL’ye, esas faaliyet karı da yüzde 136 artış ile 2.605 milyon TL’ye ulaşmış. Ana ortaklık payları net dönem karı ise güçlü yükseliş ile 1.125 milyon TL olarak açıklandı. Koç Holding 107 milyon ortak hisse satışına rağmen, farklı sektörlerdeki öncü ve sektöre yön veren firmaları bünyesinde barındırması, güçlü finansalları ve yapılan yeni yatırımlarla dikkat çekiyor. Şirket hisselerinde 12 aylık dönemde yüzde 8 yükseliş potansiyeli ile 17.70 TL hedef fiyat öngörüyoruz.
Petkim: Şirket bu yılın ilk çeyreğinde satışlarını yüzde 59 oranında artırırken yatırımları sonrasında satışların maliyetindeki artışı yüzde 45 PûtlfiiT| oranında gerçekleşti. Brüt karın ise ™… yüzde 123 oranında artış ile 468 milyon TL’ye yükseldiği görülüyor.
Esas faaliyet karı 445 milyon TL’ye ulaşırken şirketin, net dönem karı 2016 yılı l.çeyreğine göre yüzde 150 artış ile 365 milyon TL’ye yükselerek güçlü finansal yapısına devam ediyor. Hisselerinde 12 aylık dönemde yüzde 10 artış ile 7.07 TL hedef fiyat öngörüyoruz.
Halkbank: Bankanın, 1.çeyrek konsolide olmayan finansal tablolarında, 2016 yılı 1. çeyreğine göre faiz geliri yüzde 31.1 oranında artış ile 5.171 milyon TL’ye, faiz giderleri yüzde 19.5 artış ile 2.890 milyon TL’ye yükseldiği görülüyor. Net faiz gelirleri yüzde 49.5 oranında artış ile 2.282 milyon TL’ye, net ücret ve komisyonları yüzde 84 oranında artış ile 537 milyon TL’ye ve faaliyet gelirleri de yüzde 46.7 oranında artış ile 3.038 milyon TL’ye ulaştığı dikkat çekiyor. Net dönem karının yüzde 79.3 oranında artış ile 1.219 milyon TL olarak açıklanması, güçlü finansalları ile sektör ortalamasının gerisinde yer alması önemli. Yılsonu bilançolarında özellikle kredilerdeki artışın etkisi ile endeks yükselişine yakın seviyelerden fiyatlanacağını düşünüyoruz. Hissede 12 aylık dönemde yüzde 14 artış ile 16.80 TL hedef fiyat öngörüyoruz.
Cemal DEMİRTAŞ/ Ata Yatırım Araştırma Müdürü
“BISTin net kân yüzde 47 artar”
Türk hisse senetleri 2017 yılbaşından bu yana dolar bazında yüzde 34 artarken, Türkiye piyasası gelişmekte olan ülkelere olan para girişinden en iyi faydalanan piyasalardan biri oldu. 2017 başında Merkez Bankası’nın para politikasını sıkılaştırması ve politik belirsizliklerin azalmasıyla denge bulan Türk Lirası, son 2 yılda yaşanan kayıpların bir kısmını telafi etti.
Kredi Garanti Fonu ile desteklenen kredi büyümesi ise hem bankacılık sisteminin kredi büyümesini destekleyerek kârlılıkların artmasına yardımcı oldu, hem de piyasanın likidite problemini çözerek rahatlama sağladı. Bu olumlu gelişmeler, şirketlerin kâr beklentileri için yapılan tahminleri olumlu etkiledi. Veriler ışığında kapsamlı analizler sonucunda, 2017 için Borsa İstanbul’da yüzde 47’lik net kâr büyümesi öngörüyoruz. Net kâr büyümesinin yüzde 77.2’sini bankacılık dışı sektörler için, yüzde 29’luk kısmını ise bankacılık sektörü için tahmin ediyoruz. Ayrıca 12 aylık perspektifte BIST-100 Endeksi’nin 120 bin seviyelere ulaşabileceğini, kısa vadede ise mevcut seviyelerden kar realizasyonları gelebileceğine dikkat çekmek istiyoruz.
Dr. Hakan AVDAN / INVESTAZ Genel Müdürü
Teknik göstergeler önemli
Borsa yılbaşından beri yüzde 37 prim yaptı. Yüzde 15 daha prim yapması zor görünüyor ki teknik göstergeler de bir süredir aşırı alım seviyelerinde dolaşıyor. Yani, soluksuz gelinen bu çıkışın 120-125 bin seviyelerine kadar soluksuz devam edeceğini düşünmüyorum. Avrupa ile olan sürtüşmenin ortadan kalkması, yurtiçi politik tansiyonun düşmesi, bütçe dengesinin düzelmesi ve enflasyonun düşmeye başlaması, reel sektörde işlerin düzelmesi ve FED faiz artırımının gecikmesi yükselişi destekleyecektir. Ancak Avrupa ve özellikle Almanya ile olan gerilimin devam etmesi yükselişi frenleyebilecek olası riskler olarak sıralanabilir. Bu seviyelerde pozisyon alırken yatırımcılar öncelikle dünya piyasalarını izlemeli. Faiz seviyesi ve TL’nin değerinin yanı sıra; Türkiye’nin makro verileri ve reel sektör karları takip edilmeli. Kesinlikle teknik göstergelere bakmalı. Öte yandan küçük yatırımcı borsa yılbaşından beri yüzde 37 değerlendiği için artık burada çok yüksek bir kar marjı kalmadığını unutmamalı. Pozisyon aldıysa da hızlı bir düşüşte pozisyonunu kapatarak çıkmayı bilmeli.
Tuncay TURŞUCU / İntegral Yatırım Menkul Değerler Araştırma Direktörü
“Tüpraş’ın bilanço beklentileri yüksek”
Tüpraş: Şirket ilk çeyrekte oldukça güçlü bir bilanço açıkladı. Rafineri marjlarının ikinci çeyrekte de yüksek seyretmesi 6 aylık bilançoya yönelik beklentileri yüksek tutuyor. Tüpraş hisselerinde yüzde 7 yükseliş potansiyeli ile 115 bin TL hedef fiyat belirliyoruz.
Tofaş Fabrika: Şirketin ilk çeyrekte güçlü gelen faaliyet karı dikkat çekmişti. Yüksek ihracat kabiliyetinden dolayı 2.çeyrek dönemde beklentilerin üzerinde kar açıkladı. Şirkete yönelik 3. çeyrek bilanço beklentileri gücünü koruyor. Tofaş Fabrika hisselerinde yüzde 2 yükseliş potansiyeli ile 32 TL hedef fiyat belirliyoruz.
Ereğli Demir Çelik: Altı aylık bilanço beklentisi güçlü olan şirkette emtia fiyatlarındaki yükseliş kar marjlarını olumlu etkileyecek. Diğer yandan ihracat gelirlerinde de yükseliş bekleniyor. Ereğli hisselerinde yüzde 4 yükseliş potansiyeli ile 8.20 TL hedef fiyatımız bulunuyor.
Gülşeyma DOĞANCAY/ Global Menkul Değerler Genel Müdürü
Piyasayı takip edemeyenler volatiliteden zarar görebilir
Mevcut fundamentaller altında BIST-100’de 120-125 bin seviyeleri zor gözükse de olabilir. Devlet teşviklerinin etkisi yıl içerisinde azalacak ve sadece yurtdışı faktörler daha fazla ön plana çıkacak. Bir süre sonra sona erecek olan devlet teşvikleri yerine başka teşviklerle ekonominin desteklenmesi söz konusu olur ve küresel risk iştahı mevcut hali ile devam ederse belki bu seviyeler görülebilir. Ancak, bütçe gerçekleri ve büyümede ilk yarının yüzde 5 ile gitmesi ilave teşvik beklentilerini düşürmekte. Ayrıca, ABD Merkez Bankası FED’den sonbahar aylarında beklenen bilanço daraltma hamleleri de küresel çapta volatilite yaratabilir.
Yükselişi destekleyecek içerde ve dışarda belli başlı gerekçeler olarak; yurtiçi büyüme, Hükümet’in yatırım ve büyümeye yönelik teşvik politikası, genişlemeci Merkez Bankaları para politikaları ve küresel ölçekte olağanüstü bol likidite ile yüksek risk iştahı sıralanabilir.
Buna karşılık teşviklerin bütçe açığı üzerindeki genişlemeci etkisi, teşvikler ortadan kalktıktan sonra büyümenin yavaşlaması, risk alma iştahında düşüş, Merkez Bankalarının beklentilerden daha hızlı bir sıkılaştırma içerisine girmesi ve küresel olası deflasyonist tehditler yükselişi frenleyebilecek olumsuz gerekçeler arasında yer alıyor. Piyasayı yakından takip edemeyen yatırımcılar, piyasadaki volatiliteden zarar görebilir. Orta-uzun vadeli yatırımlar için araştırma departmanlarının tavsiyelerini değerlendirecek şekilde bir portföy oluşturulmalı. Yatırım fonları da bu noktada cazip bir seçenek olabilir.
Onurcan BAL/ Gedik Yatırım Değerler Araştırma Uzman Yardımcısı
Ülker, üretim kapasitesiyle lider konumda
Ülker Bisküvi: Ana ortağı Yıldız Holding’in amiral gemisi konumundaki şirketi Ülker Bisküvi gıda sektörünün öncü kuruluşlarından. Yüzde 35 civarında pazar payı ile Türkiye’nin en büyük atıştırmalık üreticisi konumunda. Yıllar itibariyle oldukça istikrarlı ve yukarı yönlü bir trend içerisinde olan satış gelirleri, esas faaliyet karlılığı ve net karı dikkat çekici. Şirketin satış gelirlerinin yüzde 33.5’i yurtdışı satışlardan oluşuyor. Dört ülkede dokuz fabrikasıyla üretim yapan Ülker Bisküvi’nin toplam kapasitesi 920 bin ton. Güçlü ortaklık yapısı, olumlu finansal görünümü, düzenli temettü ödeme politikası, şirketin dünya markalarına yatırım yaparak inorganik büyüme hamlelerinin şirket büyümesine katkı sağlamaya devam etmesini bekliyoruz. Şirket hisselerinde yüzde 8.1 yükselme potansiyeli ile 22.85 TL hedef fiyat öngörüyoruz.
THY: Haziran ayı itibariyle talepteki toparlanmanın Temmuz’da da gücünü korumasını ve yüksek doluluk oranlarıyla karlılığa olumlu katkı yapmasına yönelik beklentimiz devam ediyor. Yüksek borçluluğuna rağmen THY’nin öngörülebilir bir sürede yatırımlarını rahatlıkla finanse edebileceğini düşünüyoruz. Şirketin 2018 yılına dek yıllık yüzde 58 büyüyerek sahip olduğu geri dönüş hikayesinin benzer şirketlere göre cazip olması nedeniyle Türk Hava Yolları’nı beğenmeye devam ediyoruz. THY hisselerini yüzde 3.5 yükselme potansiyeliyle, 9.09 TL hedef fiyat ile izliyoruz. Şirket henüz 2017/2 çeyrek finansal sonuçlarını açıklamamış olup finansal sonuçların açıklanmasının ardından hedef fiyat ile ilgili güncelleme çalışması yapılacaktır.
TAV: Güçlü mali durumu, yüksek nakit varlığı, istikrarlı temettü ödemesi, Rusya ile yaşanan normalleşme süreci sonrasında turizm sektöründeki toparlanmaya bağlı olarak yolcu sayısındaki artış, portföye dahil edilen yeni havalimanları, havalimanı portföyünü genişletmek için Tepa Akten yaptığı görüşmeler ve çalışmaların devam etmesi gibi nedenlerle şirket hisselerini orta ve uzun vadede beğenmeye devam ediyoruz. Piyasa beklentilerinin de üzerinde güçlü gelen 2017/2. çeyrek finansal sonuçları sonrasında 2017 yılını bir önceki yıla göre ciddi bir kar artışı ile tamamlamasını bekliyoruz. Şirket hisselerinde yüzde 13.30 yükselme potansiyeli ile 23.95 TL hedef fiyat öngörüyoruz.
Enver ERKAN / Kapital FX Araştırma Müdür Yardımcısı
Akbank’ta ‘endeks üzeri getiri1 bekliyoruz
Akbank: Takipteki krediler oranı yüzde 2 ile yüzde 3 olan sektör ortalamasının bir hayli altında gerçekleşmiş. Akbank’ın kullandırdığı kredilerin yüzde 22’si tüketici, yüzde 37’si kurumsal, yüzde 33’ü ticari, yüzde 8’i ise diğer ticari kredilerden oluşuyor. Öte yandan sermaye yeterlilik oranı 30 Haziran 2017 itibariyle yüzde 15.97 ile Türk bankacılık sektöründe sınır olan yüzde 12’nin oldukça üzerinde. Banka, düşük takipteki krediler ve yüksek karşılık oranı avantajı ile beraber aktif kalitesi bakımından ön plana çıkabilir. İlk yarıda karlılığı destekleyen faktörler net faiz ve net komisyon, ücret gelirlerindeki artışın yanı sıra, karşılık giderindeki düşüş olmuştur. Aynı zamanda bankanın daha önce yüzde 8 olan yıllık TÜFE tahmini yüzde 9.50’ye güncellenmiş ve buna bağlı olarak TÜFE’ye endeksli menkul kıymet getirisinde 2. çeyrekte artış görülmüştür. Banka yılın ilk 6 ayında karını geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 24 artırarak 3 milyar 23 milyon TL seviyesine getirmiştir. TL mevduat maliyetlerindeki artış, kredi-mevduat makasında çeyreksel bazda daralmaya neden olsa da, takibe düşen kredilerin azalması ve tahsilat oranının artması buna bağlı olarak net risk maliyetinin azalması kredi kalitesinde artışa işaret ediyor. Akbank hisselerinin değerleme bakımından cazip ve potansiyel risklere karşı korunaklı olduğunu düşünüyoruz. Banka hisseleri için yüzde 11 yükselme potansiyel ile hedef fiyatımızı 11.60 TL olarak güncelliyor ve “endeks üzeri getiri” öngörüsünde bulunuyoruz.
Garanti Bankası: Aktif kalitesi olumlu bir görünüm sergileyen Garanti Bankası’nın sermaye yeterlilik rasyosu yüzde 16.4 ile Türk bankacılık sektöründe sınır olan yüzde 12’nin üzerinde kalmaya devam ediyor. Banka güçlü sermaye yapısı ile de sektör içerisinde ön plana çıkıyor. Net faiz gelirlerindeki beklenti üzeri performans da hisse açısından olumlu. Banka TÜFE beklentisini yüzde 7’den yüzde 9’a revize etti. Bir önceki çeyrek değerlendirmesinde, bankanın düşük TÜFE tahmini nedeniyle TÜFEX getirilerinin emsallerinin biraz altında kalma riski olduğunun altını çizmiştik. Operasyonel gelirlerde ise 6 aylık bilançoya göre çift haneli büyüme trendi devam etmekte. Garanti Bankası yılın ilk 6 ayında karını yüzde 19 oranında artırarak 3 milyar 100 milyon TL’ye getirdi. Takipteki krediler oranı 2. çeyrekte yüzde 2.7’ye geriledi. Bu sayede bankanın net toplam kredi riski maliyeti düşmekte ve karşılık tutarları beklentilerden iyi seyretmekte. Bankanın karlılığında ve aktif kalitesindeki sürdürülebilirlik ile güçlü sermaye yapısı beklentilerimizin olumlu olmasını sağlıyor. Garanti Bankası hisseleri için uzun vadede “al” önerisiyle ve yüzde 12 yükseliş potansiyeli ile 11.90 TL hedef fiyat öngörüyoruz.
Turkcell: 4.5G’ye geçişin birinci yılı itibariyle Turkcell 81 ilde yüzde 83.79 oranında kapsama alanına ulaştı. Turkcell’in yaptığı yatırımlar ve artan talep çerçevesinde data ve dijital servis gelirlerinin 2016’nın 2. çeyreğine göre yüzde 79 büyüdüğü görülmekte. İkinci çeyrekte satış gelirlerinde yüzde 24’lük kuvvetli bir artış yaşanmış. Grup içerisinde akıllı telefonların payının artması ve artan data kullanımı satışların ve FAVÖK’ün artmasında etkili olmuş. Devam eden paket yükseltmelere, enflasyonist fiyatlama politikası ve müşterilerin artan talebi de şirketin gelirleri açısından olumlu olmuş. Yoğun veri kullanımı, ortalama kullanıcı başına gelirlerdeki artış, paket yükseltmeleri, enflasyonist fiyatlama ve başarılı maliyet yönetimi programı çerçevesinde Turkcell’i beğeniyoruz. Tüketici finansmanı faaliyetlerindeki büyüme çerçevesinde artan net borç pozisyonu ise handikap olarak karşımıza çıkıyor. Turkcell hisseleri için yüzde 10 yükseliş potansiyeli ile 14.50 TL hedef fiyat bekliyoruz ve “endeks üzeri getiri” öngörüsünde bulunuyoruz.
İDİL TARAKLI