Yükselişe destek verecek 7 banka hissesi
Yükselişe destek verecek 7 banka hissesi
Düşen petrol ve emtia fiyatlarının Türkiye ekonomisini destekleyeceğini öngören analistlere göre, bu beklenti Borsa İstanbul’u olumlu etkileyebilir. Olası bir yükselişe ise tüketici ve KOBİ kredilerine ağırlık veren ve TL ağırlıklı bilanço yapısına sahip bankaların öncülük edeceği düşünülüyor…
GEÇEN hafta Borsa İstanbul’da yükseliş eğiliminde bir hareket yaşandı. Bunun nedeni ise analistlere göre, bir süredir gerileyen petrol fiyatlarının Türkiye ekonomisini olumlu etkileyeceği beklentisi. Hem petrol fiyatlarının hem de dolardaki gevşemenin Borsa İstanbul’u desteklediğini ifade eden analistler, kısa vadede olumlu bir hava estiği konusunda hemfikir. Öte yandan dolardaki gevşemeyi sağlayan ana unsurun ise ABD ekonomisindeki aşağı yönlü riskleri işaret eden FED açıklamaları olduğu belirtiliyor.
Son gelişmeler ışığında orta ve uzun vadede aşağı yönlü riskler olsa da BIST-100 endeksinde 79 bin 500 bandına doğru bir yükseliş görülebileceğini ifade eden analistler, 80 bin bandı aşılmadığı sürece ise j, aşağı gitme riski bulunduğunu hatırlatıyor. Borsada 80 bin seviye lerine doğru olası bir yükselişten ise tüketici ve KOBİ kredilerine ağırlık veren, TL ağırlıklı bilanço yapısına sahip banka hisselerinin olumlu etkileneceği düşünülüyor. Analistler özellikle bankacılık hisselerine gelen alımlarm endeksin yukarı hareketini kolaylaştıracağını da ifade ediyor. Kısacası kısa vadede borsada yukarı yönlü bir hareketin taşıyıcısı öncelikle banka hisseleri olacak.
“BANKA HİSSELERİ YÜKSELİŞİ DESTEKLER”
Endekste olası yükselişlerin kalıcı olabilmesi için bankacılık, holding ve,BIST-30 hisselerinin desteklediği bir yükselişin gerekli olduğunu söyleyen ALB Menkul Değerler Araştırma Müdürü Yeliz Karabulut, şunları belirtiyor:
“Mevcut durumda özellikle tüketici ve KOBİ kredilerine ağırlık vermiş ve TL ağırlıklı bilanço yapısına sahip bankalardan İş Bankası, Halk Bankası, VakıfBank ile Yapı Kredi hisseleri olumlu etkilenebilir.”
Karabulut’a göre, bankacılık hisselerine gelen alımlar endeksin yukarı hareketini kolaylaştırıyor. Ancak yükselişin yönünü değiştirebilecek riskler de var. Karabulut, bu riskleri ise şöyle özetliyor: “FED’in faiz artırımını ötelememesi, doların yeniden küresel bazda ve gelişmekte olan ülke para birimlerine karşı değer kazanma eğilimi göstermesi ve jeopolitik risklerdeki olası yükseliş, endeks açısından risk oluşturur.” Endekse 79 bin-80 bin aralığına doğru bir düzeltme hareketi gelebileceğini ifade eden Karabulut, bu bant aralığı üzerinde kalıcılık sağlanamaması halinde ise yeniden 75 bin 500 seviyelerine doğru hareketlenme görülebileceğini öngörüyor.
“GARANTİ, TSKB, AKBANK”
Borsa İstanbul’daki olası yükselişin bankalarla olacağını düşünen İntegral Menkul Değerler Araştırma Uzmanı Beste Naz Süllü de, “Bu sektör hisselerinin yükselişe katılmayacağı bir yükseliş trendinden bahsetmek çok zor” diyor. Banka ve sanayi şirketlerinin borsadaki hareketlerde öncü olduğunu hatırlatan Süllü, perakende sektörünün ise yükselişte minör etkisi olabileceğini belirtiyor. OPEC’in önümüzdeki yıl günlük 500 bin varil üretimde kısıtlamaya gitmeye hazırlandığını hatırlatan Süllü, “Küresel çapta petrol üretiminin yüzde 42’sini karşılayan OPEC’in arz tarafında kısıtlamaya gitmesi durumunda petrol fiyatlarının 77 dolar üzerinde tutunmasını bekliyoruz. Ancak yeni bir trend beklentimiz yok. Petrol fiyatlarının yatay ve aşağı seyrini koruyacağını tahmin ediyoruz. Bu kapsamda petrol fiyatlarının düşüşünden, tüketici ve KOBİ kredilerine odaklanmış, TL ağırlıklı bilanço yapısına sahip Garanti Bankası, TSKB ve Akbank’ın olumlu etkileneceğini düşünüyoruz” diyor.
Yükselişin seyrinde FED belirleyici olacak
Analistler, dolar karşısında değer kazanan TL’nin, endeksteki yükselişleri de desteklediğini söyleyerek Borsa İstanbul’un ilerleyişinde kısa vadeli sağlam bir temel oluşturduğunu düşünüyor. Öte yandan endeks 80 bin puana doğru giderken aynı aşamada hisselerde artan yabancı takas oranı ve işlem hacminin de trendi onayladığına dikkat çekiliyor. Ancak iki yıllık tahvilin bileşik faizinin bir türlü 8.50’nin altına gelmemesi ve FED’in komite üyelerinin şahin söylemlerini tekrar başlatmalarının sıkıntı yaratabileceği de ifade ediliyor. Analistlere göre, bu havanın güçlenmesi halinde endeksteki yükseliş eğilimi de son bulabilir.
Teknik açıdan ise endeks 77 bin 500 seviyesi üzerinde kaldığı sürece borsada yükselişin mümkün olduğu ancak FED’in faiz artırımı konusundaki tavrının belirleyici olacağı ifade ediliyor.
Ayrıca Avrupa Merkez Bankası’nın ilerleyen dönemde tahvil alımlarıyla ilgili beklentilerinin ve TCMB’nin hem döviz kuru, hem de enflasyon göstergeleri çerçevesindeki politika duruşunun da endeks üzerinde etkili olacağı belirtiliyor. Bütün bu nedenlere bağlı olarak analistler, borsaya hala temkinli yaklaşılması gereken bir yükseliş olduğu konusunda hemfikir.
iş Bankası: Yılın altı aylık döneminde bankanın takipteki krediler oranı ise yüzde 1.6 gibi düşük bir oranda gerçekleşti ve sektör ortalaması altında kalmaya devam etti. Yılın ikinci çeyreğinde bankanın sermaye yeterlilik oranı da yüzde 15.8’e yükseldi. İş Bankası’nın net karı ise yüzde 13 düşerek 1 milyar 663 milyon TL oldu. İş Bankası’nın yüzde 14-16 kredi büyümesi, mevduatta da yüzde 12-14 artış hedefi bulunuyor.
2013 yılında yüzde 4.1 düzeyinde oluşan net faiz marjının ise bu yıl yüzde 3.5-4.0 olarak gerçekleşmesi bekleniyor. İş Bankası hisseleri emsallerine göre 2014 tahmini fiyat/kazanç ve piyasa değeri/defter değeri çarpanlarına göre sırasıyla yüzde 25 ve 19 iskontolu işlem görüyor. Bankanın KOBİ ve tüketici kredilerinin toplam krediler içindeki ağırlığı (bireysel mevduat hesapları ve kredi kartları da dahil) yüzde 55 olmakla birlikte bilançoda TL varlıkları toplam aktiflerin yüzde 63’lük kısmını oluşturuyor. İş Bankası hisseleri için 6.12 TL hedef fiyat la yüzde 11 yükseliş potansiyeli öngörüyoruz.
Halk Bankası: Aktifleri 2014 yılı ilk yarısında 2013’ün yılsonuna göre yüzde 3’lük artışla 145 milyar 552 milyon TL’ye yükseldi. Kredileri de 2013 sonuna göre yüzde 8 artarak 92 milyar 180 milyon TL’ye ulaştı. Böylece krediler banka aktiflerinin yüzde 63’ünü oluşturdu. Kredilerinin sektör genelinin aksine mevduatlardan daha düşük olması dikkat çekiyor. 2014 yılı ilk yarısında net faizi geliri geçen yılın eş dönemine yakın (2 milyar 501 milyon TL) açıklanırken, komisyon gelirleri yüzde 8 yükselerek 440 milyon 990 bin TL olarak gerçekleşti. Yılın ilk yarısında net karı ise 2013’ün eş dönemine göre yüzde 38 düşüşle 1 milyar 138 milyon TL oldu. KOBİ ve tüketici kredilerinin toplam krediler içindeki ağırlığı yüzde 60 olmakla birlikte bilançoda TL varlıkları toplam aktiflerin yüzde 67’lik kısmını oluşturuyor. Halk Bankası hisseleri için 15.50 TL hedef fiyatla yüzde 4 yükseliş potansiyeli öngörüyoruz.
VakıfBank: 2014 yılı altı aylık dönemde aktif büyüklüğü 143 milyon 624 bin TL’ye ulaştı. Krediler ve menkul kıymetlerde görülen artışa paralel olarak aktif büyüklüğünü 2013 yılsonuna göre yüzde 3 oranında yükseltti.
2014 yılı ilk yarısı itibariyle kredilerin toplam aktifler içindeki payı da yüzde 65’e ulaştı. Mevduatları 2013 yılsonuna göre yüzde 3 oranında artarak 85 milyon 678 bin TL’ye ulaştı. Net dönem karı ise yüzde 27 azalışla 692 milyon 8 bin TL’ye geriledi. Söz konusu azalışta, faiz giderlerinde görülen [2013’ün eş dönemine göre) yüzde 78 oranındaki artış etkili oldu. Faiz gelirleri ise yüzde 23 yükseldi. Bankanın piyasa çarpanları emsallerine göre iskontolu olduğunu gösteriyor. KOBİ ve tüketici kredilerinin toplam krediler içindeki ağırlığı yüzde 62 olmakla birlikte, TL varlıkları toplam aktiflerin yüzde 68’lik kısmını oluşturuyor. 5.03 TL hedef fiyatla yüzde 11 yükseliş potansiyeli öngörüyoruz.
Yapı Kredi: Bankanın operasyonları, Hollanda, Rusya ve Azerbaycan’daki yurtdışı bankacılık iştirakleri tarafından destekleniyor. 2014 yılının ilk yarısında net faiz gelirini geçen yılın eş dönemine göre yüzde 7 oranında artırarak 2 milyon 836 bin TL’ye yükseltti. Yılın ikinci çeyreğinde ise takipteki kredilerinin toplam krediler içindeki payı yüzde 3 oldu. 2014 yılı ilk yarı net dönem karı ise 2013’ün eş dönemine göre yüzde 28 azalarak 929 milyon 404 bin TL’ye geriledi. İlgili dönem içerisinde temettü gelirlerinde görülen azalma, kredi ve diğer alacaklar değer düşüş karşılığında meydana gelen artış ve faaliyet giderlerinde görülen yükselişten kaynaklandı. Öte yandan aktif kalitesi açısından tahsili gecikmiş alacak oranı 104 milyon TL tutarında. Öte yandan aktif kalitesinde bir bozulma olmadığı görülüyor. İşletmelere verilen krediler ve tüketici kredilerinin toplam krediler içindeki ağırlığı yaklaşık yüzde 61 olmakla birlikte TL varlıkları toplam varlıkların yüzde 59’luk kısmını oluşturuyor.
TSKB: TSKB hisselerine ekim ayı başından bu yana yüzde 0.6 oranında yabancı girişleri arttı.
2014 yılı dokuz aylık finansal tablolarını 27 Ekim’de açıklaması bekleniyor. Özel sektörü desteklemek ve ekonomiye kaynak aktarmak için tüketici ve KOBİ kredilerine odaklanan TSKB, petrol fiyatlarındaki düşüşten dolaylı olarak olumlu etkilenebilir. Bu düşüşün reel sektör maliyetlerine azaltıcı ‘olarak yansıması durumunda, KOBİ kredileri başta olmak üzere yatırımları teşvik edici bir etmen olabilir.
Böylece TSKB tarafında kredilerde dönemsel bazda artış yaşanabilir. Öte yandan TSKB’nin takipteki kredilerinde azalma görülüyor.
Sektör ortalamaları üzerindeki öz sermaye büyümesi ile güçlü sermaye yapısına sahip olan TSKB, sektörün en güçlü öz sermaye karlılığına sahip bankası. Hisselerine yabancı girişlerinin artması ve sektördeki karlılığı bakımından beğendiğimiz bankalar arasında yer alıyor.
TSKB hisseleri için belirlediğimiz alım aralığı 1.91-1.95 TL seviyeleri. Yüzde 13 yükselme potansiyeliyle TSBK hisseleri için beklentimiz “endeks üzeri getiri”.
Garanti Bankası: Yabancıların çok yakından takip ettiği bir hisse. Bankanın ekim ayı bazında yabancı takası yüzde 0.6 artış göstermiş durumda. Bu arada küresel büyümenin yarattığı sıkıntılar bankacılık endeksini olumsuz yönde etkiliyor. Ancak son dönemde düşen petrol fiyatlarıyla, enflasyon ve cari açık üzerindeki baskının azalmasıyla TCMB’nin munzamlara faiz ödeneği başlatması, bankacılık sektörü ve açısından olumlu bir gelişme. Garanti Bankası’nın ilk yarı finansallarında mevduatlarındaki net değişimin iki kat seviyesine yakın olduğunu belirtelim. Son dönemde faizlerin düşük seyri ile beraber bankanın dağıtabileceği kredi sayısı artabilir. Garanti Bankası hisseleri için 8.59 TL seviyesi en güçlü direnç. Alım bölgesi ise 8.35- 8.40 TL olan hisseler için 8.59’un aşılmasıyla yüzde 6.5 yükseliş potansiyeli ile 8.87 TL hedef fiyatını öngörüyoruz.
Akbank: Yabancıların odağında olan banka için JP Morgan “ağırlığı artır” tavsiyesinde bulundu. Öte yandan Akbank dokuz aylık finansallarını yeni açıkladı. İlk dokuz aylık konsolide net karı 2 milyar 416 milyon TL olurken, geçtiğimiz yılın aynı döneminde net karı 2 milyar 428 milyon TL idi. Haftalık kazanca göre endeks üzerinde getiri sağlayan Akbank hisseleri fiyat/kazanç ve piyasa değeri/ defter değerine göre primli gözükse de 8.30 TL ilk, 8.45 TL ise banka hisse fiyatı için ikinci hedeflerimiz. 7.50-7.60 TL aralığının alım için uygun olabileceğini düşünüyoruz. Akbank hisselerinde ilk hedef için yüzde 10 yükseliş potansiyeli öngörüyoruz.