Yurtdışı riskler ve kurlar ön planda
FED’in beklenen faiz karan ve ABD başkanlık seçimleri dolar üzerindeki baskıyı artırıyor. Teknik olarak doların ilk etapta 3.20 ’ye kadar yükselme potansiyeli var. Bu gerçekleşirse BIST 75-76 bin aralığına gerileyebilir…
BIST-100 bir kez daha 80 bin sınırından dönüş yaparak 15 Temmuz sonrasında oluşan kanalın içine girdi. Dolar/TL’de ise Cuma günü 3.12’nin üzerinde tarihi rekor tazelenmiş oldu. Haftanın en önemli gelişmesi ise Perşembe günü TCMB Başkanı Murat Çe-tinkaya’nın Enflasyon Raporu tanıtım toplantısında yapmış olduğu sunumdu. Bizim izlenimimiz TCMB’nin kurdaki gelişmeler ve yurtdışı riskler nedeniyle faiz indirimlerine verdiği aranın uzayabileceği oldu. Hatta bizce sadeleşme sürecinin üst bandın son kez indirilerek sonlandırılacağı beklentisinin yanma, üst bandın ve alt bandın sabit tutularak politika faizinin ağırlıklı ortalama fonlama faizine yaklaştırılması seçeneği eklendi. Böylece politika faizinde 25 baz puanlık artış yapılarak alt bant yüzde 7.25 politika faizi yüzde 7.75 ve üst bat yüzde 8.25 olacak şekilde (ya da üstte 25 baz puan indirim ile altta ve politika faizinde 25 artırımla 7.50-7.75-8.0 şeklinde) simetrik bir koridor oluşumu gerçekleştirebilir. FED faiz artış süreci netleşip, yurtdışı stres azaldıktan sonra bölgemizde ve içeride jeopolitik ve siyasi riskler dengeli seyredecek olursa 2017’de faizlerde yeni indirimler söz konusu olabilir.
TEMKİNLİ OLMAK ZORUNLU
Yılın son enflasyon raporuyla birlikte 2016 yılsonu TÜFE’nin, orta noktası yüzde 7.5 olmak üzere yüzde 7.0 ile yüzde 8.0 aralığında; 2017 yıl TLJFE’nin ise bir önceki rapora göre orta noktada yarım puanlık yukarı yönlü revizey-le, orta noktası yüzde 6.5 olmak üzere yüzde 5.0 ile yüzde 8.0 aralığında oluşmasının beklendiği vurgulandı. Her iki tahminin de orta noktaları baz aldığımızda bir miktar iyimser kaldığını ve mevcut koşullar ile geleceğe yönelik beklentiler dikkate alındığında enflasyon gerçekleşmelerinin bu seviyelerin üzerinde, üst sınıra yakın ve hatta bir miktar üzerinde olabileceğini düşünüyoruz. Toplantıda gerçekleştirilen sunum ve sonrasında gelen sorulara verilen cevapları göz önünde bulundurduğumuzda TCMB’nin yurtdışı riskler ve buna paralel bir şekilde artan kurlar nedeniyle temkinli duruşunu bir süre daha devam ettireceğini düşünüyoruz. Buradaki risklerin daha hızlı bir şekilde artması, TCMB’nin yeni yönetiminin de piyasa karşısındaki ilk stres testini yaşamasına neden olabilir.
BAŞKANLIK SEÇİMLERİ POTAYA GİRDİ
8 Kasım’da sonlanacak ABD Başkanlık seçimlerinin bu haftadan itibaren daha sert fiyat hareketlerine neden olabileceğini düşünüyoruz. Son anketler piyasanın da daha ılımlı bulduğu Clinton’u ön plana çıkarmasına karşın, bu anketler sonrasında ABD endekslerinde görülen yükselişlerin kalıcı olmaması ve hatta daha çok kar realizasyonu fırsatı olarak değerlendirilmesi dikkat çekiyor.
Bu nedenle seçimi Clinton’un kazanma ihtimali artsa dahi ABD endekslerinde bu hafta satış baskısının artığım görebiliriz. Gerek Dow Jones gerekse S&P 500’deki son dönemdeki sıkışma gerekse bu sıkışma içinde olumlu haberlere verilen reaksiyonların satış fırsatı olarak değerlendirilmesi teknik olarak aşağı yönlü bir kırılma yaşanma ihtimalini artırıyor. ABD’deki seçim süreci ise kısa vadede bu kırılmayı tetikleye-bilecek etken olarak görünüyor. Son dönemde ABD endekslerindeki bu sıkışmanın diğer piyasalar üzerinde de stres oluşturduğunu düşünüyoruz.
S&P KARARINI REVİZE EDECEK Mİ?
15 Temmuz sürecinde hiç zaman kaybetmeden Türkiye’nin notunu bir kademe daha düşürerek yatırım yapılabilir seviyenin iki kademe altında Brezilya ile aynı seviyeye düşüren S&P’nin rutin takvime göre bu Cuma değerlendirme yapması bekleniyor. Ancak bu tarihler önceden duyurulmasına karşın, kredi derecelendirme kuruluşlarını bağlayıcılığı yok. Yani açıklanan tarihte değerlendirme yapmama hakları olduğu gibi, bu tarihler dışında da değerlendirme yapabiliyorlar.
Cuma günü S&P’nin değerlendirme yapacağını ancak not ve görünümde herhangi bir değişiklik yapmayacağım düşünüyoruz. Buna karşın yapacakları açıklamada klasikleşen risk vurgularının yanında pozitif tarafta kendilerinin not indirimine karşın, Türkiye ekonomisinin beklendiklerinden daha dirençli olduğuna yönelik vurgular yer alabilir.
Bu paralelde gerçekleşecek bir açıklamanın piyasa üzerinde etkisi sınırlı olacaktır.
Dolar/TL’de stres biraz daha artabilir
Bu yılın ilk ayrısında Başbakan değişimi ve ikinci yarının hemen başında 15 Temmuz’daki başarısız darbe girişiminin etkisi ile gelişmekte olan ülke para birimleri içinde negatif ayrışan TL’nin, son dönemde de genel olumsuz havadan daha fazla etkilendiği görülüyor. Gelecek hafta sonlanacak olan ABD Başkanlık seçimleri ve aralık ayındaki FED faiz artışı beklentisi nedeniyle gelişmekte olan ülke para birimlerinin bir süre daha baskı altında kalması olası görünüyor. Bu durum TL’nin de zayıflamaya devam edebileceğini işaret ediyor. 15 Temmuz sürecinde ve sonraki yükseliş denemelerinde güçlü direnç oluşturan 3.10’un üzerinde dengelenmeye çalışan kur için, bu seviyeler bu hafta destek oluşturmaya başlayacak olursa kurun teknik olarak ilk etapta 3.20’ye kadar yükselme potansiyeli görülmekte. Bu durumun gerçekleşmesi BIST üzerinde de baskı oluşturarak, endeksin tekrar 75-76 bin aralığına gerilemesine neden olabilir. Kısa vadede FED sürecinin de etkisi ile bu tür bir senaryoya ağırlık vermemize karşın, bu senaryonun sonunda gelinecek seviyelerin TL varlıkların cazibesini artıracağını düşünüyoruz. Bu nedenle kısa vadedeki baskıların orta ve uzun vadede kalıcı bir hal almasını beklemiyor, 2017 için pozitif görüşümüzü koruyoruz.
80 bine yaklaşınca riskler hatırlanıyor
BIST-100 önceki hafta kurlardaki ve yurtdışı piyasalardaki risklerdeki artışlara karşın güçlü bir seyir izleyerek 15 Temmuz’un ardından gördüğü en yüksek seviyeleri test etti. Geçtiğimiz hafta ise bu güçlü direnç bölgesi hatırlandı ve kar realizasyonları baskısı altında kalındı. Böylece endeks kabaca 76-80 bin aralığındaki bandın orta noktasına yakın bir şekilde 78.332’den haftayı tamamladı. Bu hafta da eneksin genel olarak bu kanal içinde hafif aşağı yönlü bir seyir izleyeceğini düşünüyoruz. Aşağı yönlü hareketlerde 75-76 bin aralığını güçlü destek bölgesi olduğunu, bu bölgeye doğru geri çekilmelerin yeni alımları tetikleyebileceğini düşünüyoruz.
Yurtdışında ya da içeride çok sert bir türbülansa neden olacak bir gelişme yaşanmaz ise endekste düzeltme şeklinde devam eden geri çekilmelerin bu bölgede sonlanabileceğini düşünüyoruz. Bir süredir ifade ettiğimiz gibi BIST-100’de 75 bin civarı ve altındaki rakamların orta ve uzun vade için alım fırsatı oluşturduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle endeks bu seviyelere gerilediğinde ana senaryolarda çok önemli bir değişiklik yapmayı gerektirecek olumsuz bir haber akışı yok ise, hisse pozisyonlarının kademeli bir şekilde artırılması gerektiğini düşünüyoruz. Yılın geri kalanı için 83.000 civarının yükselişlerde görülebilecek maksimum seviyeler olduğunu düşünürken, gelecek yıl bu zirvelerin çok daha yukarı taşınmasını sağlayabilecek atmosferin olduğunu düşünüyoruz.