Yurtdışında veriler, içeride TCMB bekleniyor
Bu hafta yurtdışındaki verilere hassasiyetin yüksek olması bekleniyor. İçeride ise TCMB Para * Politikası Kurulu toplantısı ana gündem olacak. Her ne kadar açıklanan enflasyon verileri faiz indirimi ile çelişki yaratsa da TCMB’nin faiz indirimi sürecine devam edeceğini düşünüyoruz. Ancak burada da sona yaklaşıldı…
YURTİÇİ piyasalarımız için pozitif haber akışının yoğun olduğu bir hafta geride kaldı. Irak’ta alıkonulan vatandaşlarımızın en azından bir kısmının serbest kalması, uluslararası piyasada İŞİD’in korkulduğu kadar büyük bir güce ulaşamadığı algısının oluşması ve Ukrayna hükümetinin bazı bölgelerde kontrolü sağladığı haberleriyle düşen petrol fiyatları piyasaları biraz rahatlattı. Bunun yanı sıra Amerikan Merkez Bankası (FED) tutanaklarından korkulanın aksine şahince bir açıklama çıkmamış olması, bankacılık sektörü karlılığına yönelik gelen son verilerin önceki aya göre olumlu olması, beklentilerin altında kalan cari işlemler açığı gibi birçok neden de BIST 100 endeksi için olumlu olarak yorumlandı. Bütün bu gelişmeler endeksin yukarı gitme isteğini artırırken, kurlarda da geri çekilmeye neden oldu. Buna karşın ABD’de başlayan balon tartışmaları ve FED tutanaklarında da bu konunun tartışıldığının görülmesi, Portekiz’de ülkenin en büyük ikinci bankası Banco Es-pirito’nun tahvillerde kupon ödemesini yapamadığı haberi ile Avrupa borsaları öncülüğünde küresel ölçüde satış baskısı yaşanması endeksi ve kurları da baskı altına aldı.
ABD’DE İYİ, AVRUPA’DA KÖTÜ VERİLER
ABD’de gelen olumlu verilerin FED’in tahvil alım programını sonlandırdıktan sonra faiz artışı ve çıkış sürecini erkene alabileceği endişesini artırması, FED’den gelen her açıklamayı daha önemli hale getirdi. FED’den bu konudaki bulanıklığı dağıtacak bir açıklama gelene kadar başta istihdam, enflasyon ve büyümeyle ilgili veriler olmak üzere toparlanmanın hızlandığını işaret edecek her rakamın ABD’de endeksler üzerinde baskı oluşturması muhtemel görünüyor. Bu nedenle ABD’den gelecek olumlu verilerin ardından oluşacak iyimser hava anlık olarak kalmaya devam edebilir. Avrupa’da ise tam tersi bir durum hakim…
Avrupa Merkez Bankası’mn (ECB) geçen ay açıkladığı politikaları uygulama süreci, 2014 yılı sonlarını bulacakken, sonuçların görülmesi 2015’in ilk çeyreklerini bulacak. Bu nedenle çok olumsuz bir gelişme olmadığı sürece verilerin ECB’nin kısa vadedeki politikalarında etkili olmayacağı düşüncesi hakim. Bu da verilere, ECB’nin politika değişikliği yapıp yapmayacağı gözüyle değil, ekonomide toparlanma olup olmadığı gözüyle bakılmasını sağlıyor. İyi veri olumlu etki yaparken, olumsuz veriler endişeleri artırıyor.
ALMANYA YAVAŞLIYOR MU?
Euro bölgesinin genelinde gelen veriler toparlanmadan uzak olunduğu izlenimi verirken, Almanya’dan gelen veriler bölge için tek umut ışığı konumundaydı. Ancak hafta başında açıklanan mayıs ayı sanayi üretim verisi Almanya’da da yavaşlama olduğunu işaret etti. Mayıs ayında sanayi üretimi aylık bazda yüzde 1.8 azalırken, yıllık bazda yüzde 3.6 artış beklenen rakam da böylece yüzde 1.3 artış olarak açıklanmış oldu.
Elbette sadece bir veriye bakarak Almanya’da ekonominin yavaşladığını söylemek mümkün değil. Ancak bundan sonra gelen verilere daha dikkatli bakılacak. Bu veride dönemsel etkiler var mı yok mu, devamı gelecek mi gibi sorulara cevap aranacak. Bu veriyi teyit edecek başka olumsuz veriler gelirse piyasanın veri hassasiyetinin önceki dönemlere göre çok daha fazla olduğunu görebiliriz. Bu durumda daha önce piyasa tarafından çok fazla önemsenmeyen verilerin dahi Avrupa borsalarında sert hareketlere neden olduğunu görebiliriz.
Almanya’dan gelen bu veri hayal kırıklığı yaratmışken bir de Portekiz’de ülkenin en büyük ikinci bankası Banco Espirito’nun tahvillerde kupon ödemesini yapamadığı haberinin gelmesi, hafta içinde sert satışlara neden oldu. 2008 yılı sürecinin yaşattığı tedirginlikle haber ilk duyulduğunda bulaşma etkisi olacak mı, başka hangi bankalarda bu tür sorunlar olabilir sorularını akla getirdi ve sert satışlara neden oldu. Kısa süre sonra sorunun korkulan kadar büyük olmadığının anlaşılması ve banka mudilerine güvence verilmesi, olumsuz etkinin sınırlı kalmasına neden oldu. Buna karşın başta Avrupa ve ABD olmak üzere global ölçüde alınan tüm önlemlere ve likidite artışına rağmen bir ülkenin en büyük bankalarından birinin bu tür bir sorunla karşılaşması zaten zirvelerde kar realizasyonu olabileceği endişesi taşıyan borsalar için hiç de iyi bir haber olmadı.
Bunun yanında tıpkı Almanya’nın negatif gelen sanayi üretimi verisi gibi ilki tolere edilebilecek olsa da ikinci bir vaka olması durumunda çok daha ağır hasarlar bırakacağı bir gerçek. Bu nedenle bundan sonra herhangi bir Avrupa ülkesinden hangi ölçekte olursa olsun yeni bir ödeme krizinin dengeleri değiştirebileceği unutulmamalı.
ÖLÇÜLÜ FAİZ İNDİRİMİ SÜREBİLİR
Geçen hafta yaşananlar bu hafta yurtdı-şındaki verilere hassasiyetin yüksek olacağını işaret ediyor. İçeride ise TCMM Para Politikası Kurulu toplantısı ana gündem olacak. Her ne kadar açıklanan enflasyon verileri faiz indirimi ile çelişki yaratsa da TCMB’nin siyasi konjonktürün etkisiyle faiz indirimi sürecine devam edeceğini düşünüyoruz. Ancak burada da sona yaklaşıldığı kanaatindeyiz. Bu nedenle politika faizinde 25-50 baz puan gibi sınırlı bir indirim beklentimiz mevcut.
Hatırlanacak olursa TCMB son iki toplantıda 50 ve 75 baz puan olarak toplam 125 baz puanlık indirim yaparak bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 8.75’e indirmişti. Piyasada yılsonu enflasyon beklentisinin yüzde 8 civarında şekillendiği göz önünde bulundurulduğunda TCMB’nin kısa vadede faiz indirim sürecinde sona geldiğini işaret ediyor. Bu sürecin bu ay ve önümüzdeki ay yapılacak indirimlerle sonlandırılarak izleme sürecine geçileceğini düşünüyoruz. Piyasadaki bu beklentinin fiyatlanmış olması nedeniyle, sürpriz olmaması durumunda kararın etkisinin sınırlı kalması beklenebilir.
80 bini aşamayan endeks olumsuz sinyal veriyor
Geçen hafta 80.000’i aşmakta zorlanan ama 78.500 civarındaki 22 günlük kısa vadeli ortalamanın da altına inmeyen sıkışık bir endeks izledik. Endeksin 80.000’e her yaklaştığında satışların gelmesi tedirginlik oluşturuyor. Bu bölgeden sadece kar realizasyonu yapanların değil yeni aşağı yönlü pozisyon alımlarının da yoğunlaştığını düşünüyoruz. Bu nedenle 80.000’nin altında kalınması negatif havayı artırsa da en azından 22 günlük ortalamanın altına sarkıtmadığı sürece 80.000’in aşılıp yeni bir yükseliş ihtimalinin iyice azaldığını söylemek de mümkün değil. Bu nedenle 80.000 altında negatif tarafta olmakla birlikte alınan aşağı yönlü pozisyonlarda mutlaka makul bir stop-loss stratejisi oluşturulması gerektiğini düşünüyoruz.
Zira 80.000 aşılırsa sonraki ilk hareket herhangi bir başka habere ihtiyaç duymadan sadece teknik nedenlerle 500/1.000 puanlık bir harekete daha neden olabilir. Mevcut konjonktürde içeride yurtdışı desteği olmadan endeksin 80.000 üzerinde kalıcı bir hareket başlatma ihtimalini düşük görüyoruz. Olası bir düzeltme sürecinde 22 günlük ortalamanın altına sarkılması durumunda 76.000 hedefli yeni bir satış süreci görebiliriz. Bu hafta bu olasılığı daha yüksek görüyoruz.
Altın ilk hedefini tamamladı ikinci hedef 1.390 dolar
Geçen haftaki yazımızda “Altın yeni bir yükseliş dalgası başlatabilir” başlığını kullanmıştık. Altın yorumumuzda ise şu ifadelere yer vermiştik: “Altının ABD’den gelen ve beklentileri aşan verilere ve dolardaki değerlenmeye rağmen aşağı yönlü hareket etmek istememesi yeni bir yukarı yönlü denemenin olabileceğini işaret ediyor. Bu nedenle bu hafta aşağı yönlü pozisyonları daha riskli buluyor 1.310 dolar desteğini önemli bulmakla birlikte 1.300 dolar desteğine kadar olabilecek geri çekilmeleri göz önünde bulundurarak düşüşlerde alım yapılabileceğini düşünüyoruz. Yeni bir yükseliş başlar ve fiyatlar 1.335 doları aşarsa 1.390 dolar hedefli yeni bir yükseliş dalgası gelebilir.”
Altın geçen hafta başında 1.310 dolar civarına doğru bir geri çekilme yaptıktan sonra 1.345 dolara kadar bir çıkış gerçekleştirdi. Haftanın son günü de günün ilk yarısında 1.335 dolar civarındaki seyir devam ediyordu. Altının 1.335 dolar üzerinde tutunabilmesi geçen hafta da belirttiğimiz 1.390 hedefini canlı tutacak. Bu nedenle zaman zaman 1.335 dolar altına kısa vadeli sarkmalar olsa da özellikle 1.335 dolar üzerinde aşağı yönlü pozisyon bulundurmanın daha riskli olacağını düşünüyoruz.