Pazarlama Reklam

Zaman değişti; Firmalar da değişti

Akıllı saatlerle birlikte saat pazarında oyunun kuralları değişti. Saat&Saat 2017’de farklı reklam ve pazarlama stratejileriyle Y kuşağım da hedeflerken Günsal Saat de yeni yılda fiyat ve kalite İkilisinin öne çıkacağını vurguluyor.

BAZI şeyler vardır ki işlevlerinin çok ötesinde anlamlar taşır. Bu cümleye ilk örnek kahve ise, bir diğer iyi örnek de kuşkusuz saattir. İlki nasıl sohbet, dostluk, hatır gibi yan anlamlara sahipse, saatin de zamanı göstermenin yanı sıra itibar ve yaşam stiline direkt işaret ettiğini söylemek mümkün. Zaten mobil telefonların yükselişine rağmen kolumuzdaki saatleri çıkarmamış olmamız da bundan değil mi? Ancak geçen yıl Deloitte’m yaptığı bir araştırma, mobil telefonlara direnen kol saati pazarının akıllı saatler karşısında aynı direnci gösteremediğini ortaya çıkarınca durum değişti. Özellikle daralmadan nasibi alan İsviçre kol saati markalan stratejilerini yeniden gözden geçirmek zorunda kaldı. AppleWatch’ın piyasaya sürülmesiyle tehlikenin daha da çok farkında olan bu markalar için sadece üretimde değil, satış ve pazarlamada da yeni bir dönem başladı.

Saatlerde kuartzın

ENDİŞEYE RAĞMEN TAM GAZ DEVAM!

“Acaba Türkiye’de durum ne?” diye merak edip, sektör temsilcilerine sorduk. Günsal Saat CEO’su Mehmet Salt, bu seneyi saatin kendi kategorisinde zorlandığı zor bir sene olarak tanımlıyor. Özellikle İsviçre yapımı ürünlerin ciddi bir şekilde etkilendiğini söyleyen Salt, “Turistik pazarın iyice daralması ile birlikte birçok marka 2016’da kan kaybetti. İç piyasadaki ekonomik ve politik belirsizlikler de tüketimi genel anlamı ile etkiledi” diye konuşuyor. Ancak Salt 2017 için iyimser “En azından 2016’dan daha iyi geçeceğini umuyoruz” diyor. Salt özellikle de turistik piyasadaki hareketlenmenin piyasaya canlılık katacağını ifade ediyor.

Saat&Saat Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Kaya’ya da aynı soruyu yönelttik. Çünkü onlar için durum daha da enteresan.

1994 yılından bu yana faaliyetini sürdüren şirket, distribü-törlüğünü yürüttüğü İsviçre menşeli saat markalarının^ endişelendiği bu dönemde, markalaşma çalışmalarına hız kazandırmış durumda. “2006 yılında açılan ilk j perakende mağazamızla birlikte, 10 yılda 175 perakende satış noktasına eriştik” diyen Kaya, “Dünya- j ca ünlü saat markalarının Türkiye’deki tek yetkili distribütörüyüz. Ama bu dönemde bununla yetinmiyor markalaşma çalışmalarımıza hız veriyoruz” diyor.

Saat&Saat’in markalaşma hikayesi, geniş satış ağından ibaret değil. Aynı zamanda sektörün en çok reklam veren şirketi olduklarını vurgulayan Kaya, elbette tüketicinin eğilimleri, tercihleri ve piyasanın değişkenliğini yok saymadıklarını da vurguluyor. “Markalaşma serüvenimizde müşteri sadakatini büyük ölçüde sağladık. Artık ‘Türkiye’nin Saatçisi’ olarak anılıyoruz” diyen Kaya, pazardaki yeni trendler karşısında satış ve pazarlama stratejilerinde değişikliklere gittiklerini açıklıyor.

“Y KUŞAĞI NEREDEYSE…”

Mehmet Salt yeni yılın trendlerini anlatırken fiyat ve kalite İkilisine dikkat çekiyor. “Yeni senede iyi fiyatlı, kaliteli ve farklı ürünlerin daha çok ön planda olacağını öngörüyoruz” diyen Salt şöyle devam ediyor: “Alternatifler çok fazla gibi gözükse de, bu üç özelliği bir arada bulmak son tüketici için gerçekten çok zor. Üreticiler nezdin-de fiyatların aşağı çekileceğini net olarak söyleyebiliriz.” Artan döviz kurları nedeniyle yüksek fiyatlı ürünlerin mevcut pazar koşullarında rekabet edebilmesinin çok güç olduğunu anlatan Salt, “Günsal olarak bizler kaliteli hizmetimizden ödün vermeden seçkin iş ortaklarımızla yeni senede emin adımlarla yürümeye devam edeceğiz” diyor.

Kaya’ya da pazardaki değişimden bahsediyor ve bu değişimden etkilenen kitlenin başmda 18-29 yaş arası tüketicilerin bulunduğunu söylüyor. Bu genç kitlenin alışveriş alışkanlıklarında, dijital dünyanm çok etkili olduğundan yola çıkan şirket, reklam ve pazarlama faaliyetlerinde tüketicinin beslendiği bu yeni mecralara yönelmiş durumda. Yazılı basın ve açık yathava gibi mecralara dijitalin gücünü de eklediklerinden bahseden Kaya, “Bünyemizde bulundurduğumuz markalar için Saat&Saat olarak konvansiyonel kanallarda birçok ilke imza atmıştık. 2017 ile birlikte aynı pazarlama başarısını yeni mecralara taşımayı hedefliyoruz” diyor.

Fiyatı değil, temsil ettiği yaşam biçimi

Başta da dedik ya saat zamanı göstermenin ötesinde itibar ve yaşam şekli sembolü diye; SaatSSaat için bu durum pazarlama stratejilerinin de odağında yer alıyor. Hedef kitleyi buna göre kategorize ettiklerinden bahseden Ramazan Kaya, tercihleri şu şekilde özetliyor:

“İş adamları mutlaka en az bir tane prestijli bir saat markasına sahip olmak istiyor.

Yani pahalı ve lüks saat sahibi olmak onlar için önemli. Fakat özellikle genç iş adamları günün trendlerini de yakından takip ediyor. Burada satış fiyatından çok, markanın temsil ettiği yaşam biçimi ön plana çıkıyor. Genç tüketiciler ise modayı yakından takip ediyor ve farklı giyim stillerine göre saatler satın alıyorlar. Tasarım ve kullanım rahatlığı da öncelikleri arasında yer alıyor.

Uçak firmalarının “video” rekabeti

UÇAĞA her bindiğimizde dinlemek ya da izlemek zorunda kaldığımız, sıkıcı, birbirinin aynı uçuş güvenliği videoları son yıllarda uçak firmaları için adeta bir pazarlama enstrümanına dönüşmüş durumda. Dünyada bunun örnekleri birbiriyle yaratıcılıkta yarışıyor. En iddialıları ise bence Yeni Zelanda Havayolları. Şirketin Yüzüklerin Efendisi filminin konseptini kullandığı uçuş güvenliği videosu, yolcuların büyük beğenisini toplamakla kalmadı, Youtube’da da videosu izlenme rekorları kırdı. Bir başka havayolu şirketi Delta Airlines’m 80’lerin ünlü ikonlarını kullanarak hazırladığı videoyu da unutmamak gerekiyor. Filmde NBA Yıldızı Kareem Abdul Jabbar’dan Alf e kadar tüm karakterleri keyifle izlemiştik.

Türkler de rekabete başarıyla katılmış durumda. Pegasus da THY de birbirinden farklı ataklarına devam ediyor. Pegasus uçuş güvenliği videosunda birbirinden tatlı çocuklara yer vererek, hepimizi şaşırtmış ve gü-lümsetmişti. Türk Hava Yollan ise, Manchester United’m yıldız futbolcuları ile uçak içi uçuş emniyeti filmi çekmiş, futbolcuları uzun süre sıkılmadan izlemiştik.

Bu konudaki son yaratıcı video yine THY’den geldi. Videoda, Youtube ve Vine gibi platformlarda adeta bir fenomene dönüşen illüzyonist Zach King başrolde. King’in bayılarak izlediğimiz illüzyonları bu kez uçuş güvenliği prosedürlerine uygun olarak canlandırılmış ve ortaya harika bir çalışma çıkmış. Dünyanın en sıkıcı konusunun bile biraz kafa patlatılınca nasıl yaratıcı bir pazarlama stratejisine dönüştürülebileceğini gösteren bu örnekleri belli ki daha uzun zaman uçarken izlemeye devam edeceğiz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu